tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > SAĞLIK > Genel Hastalıklar > Cinsel Sağlık
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Cinsel Sağlık Kadın -Erkek cinsel sağlık soru sorunları


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Cinsel Sorunlar Ve Ruh Sağlığı
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
895

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 14.10.09, 01:26   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Gamma Üye
 
Güllü - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 2.538
Konular: 1710
Puan Grafiği
Rep Puanı:3968
Rep Gücü:0
RD:Güllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 54
146 Mesajına 240 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow Cinsel Sorunlar Ve Ruh Sağlığı

Cinsel Sorunlar Ve Ruh Sağlığı

Ruhsal bakımdan sağlıklı bulunan kimselerde cinsel sorunlar görülebildiği gibi, bu sorunların birtakım psikiyatrik bozukluklar eşliğinde ortaya çıktığı da olur. Sorunların giderilmesi açısından ruhsal sorunlar ile cinsel davranış bozuklukları arasındaki ilişkinin iyi kavranması çok önemlidir. Çünkü benzer psikiyatrik belirtiler gösteren kimselerin birbirinden çok farklı cinsel tutumlar içinde bulundukları gözlenmiştir. Üstelik çeşitli psikiyatrik sorunların tedavi yöntemleri farklıdır. Bu nedenlerden ötürü, cinsel terapi uzmanının aynı zamanda psikiyatrik sorunların tanısı ve tedavisi konularında da beceri sahibi olması önemlidir. Özellikle endişe ile cinsel sorunlar arasındaki ilişkinin doğru saptanması gerekir. Herhangi bir psikiyatrik sorun yüzünden zeten endişe yaşamakta olan ve bunun bir yan etkisi olarak cinsel işlevleri bozulan bir kimsenin durumu cinsel sorunlar yüzünden endişelenen kimsenin durumundan farklıdır. Eşlerden biri psikozda ise; çifte cinsel terapi uygulamak, psikiyatrik sorunun büyüyerek tehlikeli bir hal almasına yol açabilir.

Cinsel sorunlara genellikle eşlik eden ruhsal hastalıklar ; ruhsal çöküntüler ve duygusal bozukluklar, nevroz ve kişilik sorunları, şizofrenidir. Ruhsal çöküntü (depresyon) bunların başında gelir. Bu, cinsel işlevlerinde bir aksamadan ötürü tedaviye başvuran kişilerin büyük çoğunluğunda görülen bir durumdur. Ruhsal çöküntü; bireyin libidosunu etkiler ve cinsel isteğini azaltır. Sonuç olarak erotik heyecanlanma güçleşir ve böylece erkeklerde iktidarsızlık, kadınlarda orgazm güçlüğüne yol açmış olur. Özellikle çöküntü içindeki erkeklerde *****in sertleşmesi güçleşir. Hastanın bu durumdayken doğrudan cinsel terapiye alınması olanaksızdır. İlk olarak ilaç ve psikoterapi yoluyla ruhsal çöküntünün giderilmesine çalışılır. Psikanalizci ruhbilimciler ruhsal çöküntüyü “bir sevgi nesnesinin yitirilmesine gösterilen bir çeşit ilkel yas tutma” olarak tanımlar. Öte yandan daha bedensel yönelimli uzmanlar bu sorunu kimyasal bir bakış açısından değerlendirerek bunun kalıtım yoluyla aktarılan ve beyin metabolizmasını ilgilendiren psikosomatik bir durum olduğunu ileri sürmektedir. Tedavide hastalığın hem kimyasal hem de ruhsal belirleyicilerinden yola çıkmanın en iyi sonuç verdiği bilinmektedir.
Nevroz türü ruhsal bozuklukların normal davranışlardan farklılığını saptamak güçtür. Çünkü psikoz türünden ruhsal hastalıklardan farklı olarak nevrozlu kimsenin gerçekle bağları kopmamıştır. Oldukça akılcı biçimde davranır, yargı ve fikirleri tuhaf değildir, kişiliğinde herhangi bir çözülme gözlenemez. Bu kimseler, bilinçaltlarından kaynaklanan çelişkiler yüzünden gerçekçi olmayan, yıkıcı birtakım davranışlara yönelir. Saplantı biçiminde düşünceler, sürekli el yıkama, aşırı ölçüde temizlik yapma gibi davranışlar, herhangi bir bedensel nedeni olmayan histerik belirtiler, nevroz durumunun özellikleridir. Kişilik sorunu olan kimseler ise benzer belirtiler göstermeyip, başkaları ile olan ilişkilerinde çarpık, yıkıcı davranışlara yönelirler. Anti-sosyallik, aşırı duygusallık, kuşkuculuk, ani duygusal patlamalar, kişilik sorununun çeşitli görünümleridir. Eskiden çoğu ruhbilimciler cinsel sorunları tümüyle nevroz sınıflandırmasına dahil etmekteydi. *****i sertleşmeyen erkek, orgazma ulaşamayan kadın, eşcinsel ya da kırbaçlı türden fantazileri olan bir kimse, hem kendi çevresinde hem de psikiyatrist tarafından nevrozlu bir hasta olarak görülürdü. Oysa bu anlayış değişmiştir. Cinsel sorunları olan bazı inszanlarda, bu sorunun kişinin ruhsal derinliklerinde yatan duygusal sorunlarının belirtisi olduğuna rastlandığı gibi, bazı hastaların cinsel sorunlarının herhangi bir nevrozdan ya da kişilik sorunundan kaynaklanmadığı da gözlenmektedir. Hatta öyle nevrozlu hastalar vardır ki son derece normal bir cinsel yaşam sürdürürler. Bununla birlikte, psikanaliz okulunun nevroz açıklamasında kullandığı bilinçaltı kökenli davranışlar, çelişkiler, bastırma gibi terimler bugünkü uygulamada cinsel sorunların tedavisinde büyük ölçüde yararlanılan kavram ve araçlardır. Cinsel birleşmede bulunup boşalma yaşadığı an bedensel bir zarar göreceği inancı ve korkusuyla yaşamakta olan bir erkeğin iktidarsızlık sorunu ancak bu bilinçaltı olgu açığa çıktığında anlaşılabilir. Gerçekte bu bedensel zarar görme kaygısına pek çok cinsel sorunun kökeninde rastlanır. Bu gibi sorunlu kimseler çocuksu korkularını eşlerine de aşılayabilirler. Sevdikleri tarafından denetim altına alınacaklarına ya da terk edilerek büyük acılara maruz kalacaklarına ilişkin bilinçaltı korkular besleyen kimselere cinsel sorunlular arasında oldukça sık rastlanır.

Nevrozlu hastalar cinsel coşkulanma durumunda büyük endişe yaşayabilirler. Çoğu kez karşılaştıkları çelişkiyi yenmek için erotik uyarımlardan kaçmak ya da bu uyarımların önüne geçmek için birtakım özürler bulurlar. Bu gibi durumlarda tedavi stratejisi, hastaya erotik bağlam içinde yaşadığı endişeye karşı koyabilmesi için bir takım araçlar kazandırarak bu sırada onun erotik uyarımlara karşı ortaya çıkardığı özürleri yavaş yavaş ortadan kaldırmaktır. Cinsel terapide çiftlerden biri ya da her ikisi koyu bir nevroz içindeyse durum oldukça güçleşir. Çünkü terapi, çiftlerin kendilerini tedaviye ne ölçüde hazır hissettiklerine bağlıdır. Nevroz varlığında hem tedavinin süresi uzayabilir, hem de sonuçtan kesinlikle güvenli olunamaz. Çocuklukta takılmış, ruhsal çöküntülü ve nevrozlu bir erkeğin erken boşalma sorununu tedavi ettirdikten sonra boşalma tepkisi konusunda tam bir denetim kazandığı görülmüştür. Buna benzer biçimde orgazma ulaşamayan bir kadın bu güçlüğü yenerek orgazm yaşayabilir. Fakat yine de eksikliğini hissettiği ruhsal huzuru bulamamış olabilir. Cinsel terapi, söz konusu cinsel çelişkiyi çözüme kavuşturarak hastanın cinsellik karşısında duyduğu endişeye karşı bir savunma geliştirerek sadece cinsel sorunu halledebilir. Çoğu örneklerde görüldüğü gibi hasta, mutlu bir cinsel yaşama kavuşmasına karşın temeldeki nevrozunun sıkıntısını yaşamaya devam eder. Bazen de nevrozlu kimsenin gördüğü cinsel tedavi, söz konusu cinsel sorununun ötesinde bir yarar sağlar. Cinsel sorunu çevreleyen endişeden kurtulmanın yol açtığı rahatlık, hastanın ruhsal bütünlüğü üstünde etki yaparak tam bir iyileşme sonucunu doğurur. Şizofreni tanısı taşıyan kimselerin genellikle cinsel bakımdan sorunlu oldukları sanılır. Oysa cinsel işlevleri tamamıyla yerinde olan pek çok şizofren vardır. Öte yandan şizofreni ile cinsel sorunlar arasındaki ilişki oldukça karmaşıktır. Şizofren bir kimsenin cinsel sorunları bedensel cinsel işlevlerden çok, bu kimsenin eşiyle ve dış dünyayla olan ilişkisindeki bozukluktan kaynaklanmaktadır.

İnsanların hem ruhsal hem de bedensel sağlığının çok büyük ölçüde cinsel yaşamlarına bağlı olduğu düşüncesi, Sigmund Freud ‘un ilk yapıtlarını yayınladığı 19. yüzyıl sonundan beri gittikçe daha çok yandaş bulmaktadır. Freud’a göre, uygarlığın gelişmesi, cinsel dürtüleri ve cinsel yaşamı sınırlamakta, bu da insanlarda nevrozlara ve ruhsal bozukluklara yol açmaktadır. Ama bu bastırılmış cinsellik ve beraberinde getirdiği sinir ve ruh hastalıkları, modern toplumun nimetlerinden yararlanmak için ödemek zorunda olduğumuz bedeldir: cinsel yaşam bir sorun haline gelmekte, ama insanlar da daha rahat yaşama olanağına kavuşmaktadır. Bu görüşe, Freud’un kendi çalışma arkadaşlarından karşı çıkanlar olmuştur. “Cinsel Devrim ” ve “Bedensel Boşalmanın İşlevi ” adlı incelemelerin yazarı Wilhelm Reich , aslında cinsellikle uygarlık arasında bir çatışmanın olmadığını ileri sürmüştür. Reich’a göre, cinselliği bastıran ve sınırlayan, uygarlığın kendisi değil, sadece bugünkü biçimidir. Günümüzün baskıcı toplumları, cinsel doyumu engellemektedir. Cinsel doyumsuzluk, delilikten kansere kadar birçok toplumsal ve bedensel hastalığın nedenidir. Reich’a göre, insanlar cinsel yaşamlarında özgürleştiklerinde, toplum hem gerçekten uygar hem de sağlıklı hale gelecektir. Uzmanların çoğunluğuysa, bu türden felsefi ve toplumbilimsel sorunlara hiç girmeksizin, insanların cinsel yaşamının sorularla dolu olduğunu belirtmekle yetinmektedir. “İnsanm Cinsel Tepkisi ” adlı araştırmanın yazarları Masters ve Johnson, 1970'de yayınlanan ikinci kitapları “İnsanın Cinsel Yetersizliği “nde şöyle demekteler: “Amerika Birleşik Devletleri’ndeki evli çiftlerin en az yarısı, ya cinsel yaşamlarında dumura uğramışlardır ya da yakın bir gelecekte bu duruma geleceklerdir”. Bununla birlikte, cinsel sorunlar yalnızca ABD gibi sanayileşmiş modern toplumlarda değil, şu ya da bu ölçüde tarihin bütün evrelerine ve çeşitli toplumlarda ortaya çıkmıştır. İlk ve Ortaçağ hekimlerinin bu sorun üzerinde durduğu ve cinsel rahatsızlıkları gidermek için çareler önerdikleri bilinmektedir. Yine de bugünkü anlamıyla cinsel sorunların, daha kesin bir deyişle, iktidarsızlık ve soğukluk gibi sorunların, esas olarak modern zamanlarda yaygınlaştığı söylenebilir. Cinsel sorunlar, kadın ve erkeklerin normal bir cinsel ilişkide bulunmalarını güçleştiren ya da büsbütün önleyen psikolojik engellerdir. Çoğu zaman çocukluk yaşantılarından ya da çok başarısız bir ilk cinsel deneyden kaynaklanan korku, aşağılık duygusu, sıkılganlık ve suçluluk duygusu gibi psikolojik engeller ve iç yasaklar insanlarda cinsel arzuyu azaltmakta, heyecan ve orgazma yol açan cinsel refleksleri sınırlamaktadır. Kısacası, insanın normal cinsel tepkisini engellemektedir. Kuşkusuz, organ bozuklukları, alkolizm, şeker hastalığı ya da kromozom bozuklukları gibi fiziksel ve biyolojik nedenler de soğukluk veya iktidarsızlık gibi sorunlara yol açabilirler. Ama cinsel sorunların en yaygın kaynağı, psikolojik ve toplumsal engellerdir.


saglikbilgisi.gen.tr
Güllü isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
cinsel, ruh, sagligi, sorunlar, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Omurilik Felci Kadınlarında Cinsel Sorunlar ve Hamilelik Başak Sağlık Kütüphanesi 0 21.05.13 21:50
Rüyada Baş Sağlığı Görmek - Rüyada Baş Sağlığı Görmek Açıklaması ve Yorumu - Baş Sağl Tarot A-B-C-D-E-F-G ile Başlayan Rüya Tabirleri 0 19.03.13 18:14
Rüyada Cinsel Organ Görmek - Rüyada Cinsel Organ Görmek Açıklaması ve Yorumu - Cinsel Tarot A-B-C-D-E-F-G ile Başlayan Rüya Tabirleri 0 13.03.13 21:39
Cinsel Sorunlar Ve Sağlık Güllü Cinsel Sağlık 0 14.10.09 01:22
Cinsel Sorunlar Güllü Cinsel Sağlık 0 14.10.09 01:16


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:34 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2