tualimforum.com
>
SAĞLIK
>
Genel Hastalıklar
>
Cinsel Sağlık
Cinsel İlişkiden Kaçma
Kullanıcı ismi
Beni hatırla
Şifreniz
Kayıt ol
Yardım
Üye Listesi
Ajanda
Bugünki Mesajlar
Arama
Cinsel Sağlık
Kadın -Erkek cinsel sağlık soru sorunları
Forumları ara
Konu gösterimi
Mesaj gösterimi
Gelişmiş arama yap
Seçilene git...
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Cinsel İlişkiden Kaçma
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
Görüntülenme Sayısı
905
LinkBack
Seçenekler
14.10.09, 01:11
#
1
(
permalink
)
Kullanıcı Profili
Güllü
Gamma Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 2.538
Konular: 1710
Puan Grafiği
Rep Puanı:3968
Rep Gücü:0
RD:
Teşekkür
Ettiği Teşekkür: 54
146 Mesajına 240 Kere Teşekkür Edlidi
:
Cinsel İlişkiden Kaçma
Cinsel İlişkiden Kaçma
Cinsel birleşme, Avrupa Medeni Hukuku’nun anlayışına göre, evlilikte her iki eş açısından yükümlülüktür. Bunun kökeninde Katolik düşüncesinin evlilikte, cinsel birleşmeden kaçmayı günah sayması yatmaktadır. Öte yandan İslam ve Musevi dinleri cinsel birleşmenin her iki tarafın da isteğiyle gerçekleşmesi gerektiğini söyler. Bir erkeğin karısını bu konuda zorlamasını doğru bulmazlar. Cinsel birleşmeden uzak durmak, boşanma gerekçesi olarak kullanılabilmektedir. Öte yandan son yıllarda Batı’da cinsel özgürlük savunucuları yasalardaki bu zorlayıcılıktan yakınmakta, bunun bireyin cinselliğe “hayır” diyebilme özgürlüğünü çiğnediğini ileri sürmektedirler. Yasaların, bireyi cinsel birleşmeye zorlamasının tam karşıtı olarak beliren bir başka eğilim, belli zamanlarda cinselliği kısıtlayan toplum kurallarının, örf ve geleneklerin, dinsel yasaklamaların varlığıdır. İnsan toplumlarının çoğunda cinsellikle ilgili tabular uygulanmaktadır. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak uygulanan bu yasaklamaların temelinde cinsel birleşmenin kirlilik ve bunun yanı sıra tehlike içermesi inancı yatar. Tehlike, cinsel birleşmenin erkeği gücünden alıp götürmesiyle bağlantılıdır. Kuzey Amerikalı Creek kızılderilileri, cinsel birleşmenin erkek üzerinde sinirleri uyarıcı bir etkisi olduğuna, dolayısıyla da erkeğin savaşçılığına zarar verdiğine inanırlardı. Birleşmeden sonra erkeğin yaşadığı fiziksel güçsüzlük hali, aynı zamanda kirli olmayla bağdaştırılır. Bu yüzden bazı Güney Amerikalı yerlilerde olduğu gibi, cinsel birleşmeyi bir temizlenme töreni izler. Cinsel birleşmenin erkekliği azaltacağı düşüncesi, pek çok Amerikalı kızılderili toplumunda görülmüştür. Eski Yunan’da savaştan önce bir kadınla cinsel birleşmede bulunmanın erkeği korkak yapacağı düşünülürdü. Oysa bir genç erkekle birleşmede bulunmak kişinin savaşçılığını azaltmazdı. İlkel toplumlarda cinsel birleşmeden kaçınmanın bir başka nedeni de ölümle ilişkilidir.
Eşi ölmüş bir kimsenin pek çok toplumda belli bir süre cinsel ilişkide bulunması doğru sayılmaz. Dulluk yasının süresi çeşitli yörelerde farklılık gösterir. Afrika’ da Kongo’lar arasında dul kalmış bir kadının, eşinin ölümünden sonra yeniden evlenmek için iki yıl beklemesi gerekir. Öte yandan yine bu insanlar arasında erkek, karısını gömer gömmez evlenebilir. Cinsel birleşme yasağı bazen ölen kimsenin yakınlarına da uzanabilir. Bunun örneği Güney Amerika’daki Jivaro yerlileri arasında görülür. En aşırı örnekler yasaklanmanın tüm bir topluluğun üyelerine kadar uzanması şeklindedir. Cinsel birleşmeden kaçınma, insanın kendi kendine yarattığı tabuların dışında, içinde yaşadığı çevrenin koşulları tarafından da belirlenebilir. Avcı toplumlarda erkeğin av dönemi süresince eşinden uzak durması gerekir. Hayvancılıkla uğraşan kimselerde de uzak otlaklarda çobanlık etmek üzere eşinin yanından ayrılan erkek, benzer bir kısıtlamaya uyar. Bazen de bir boyun erkeklerinin balık avına çıkmadan ya da tarımsal etkinliklerden önce bir dönem cinsel birleşmeden uzak durdukları gözlenmiştir. Bu, sonucu belirsiz bir girişimden önceki cinsel perhizin, olumlu sonuç almaya katkısı olacağı inancına dayanmaktadır.
Yakın çağlarda kişilerin cinsel yaşamları üzerinde en çok söz sahibi olan kurum, din olmuştur. Cinsellik konusunda en büyük kısıtlamaları Hıristiyanlık dini getirmiştir. Özellikle dinin ilk yıllarında, cinselliğe karşı belirgin olan temel anlayışı, tensel isteklerin tümünün günahla özdeş olduğu yolundaydı. Evlilik, sadece üreme adına katlanılan bir durumdur. Bekaret ise en yüce erdemlerden biri sayılıyordu. İsanın yolunda giden tüm din görevlilerinin birinci ödevleri, bekaretlerini korumaktı. Bu anlayışın zamanla, değişen çağa ve insanın biyolojik gereksinimlerine ayak uydurması için belli aralarla toplanan Konsey’lerde ilk dönemlerin katı tutumunu değiştiren kararlar alındı.
Hristiyanlığın ilk dönemlerindeki bu bağnazlık, ancak Rönesans sonrasında yerini daha insanca tutumlara bıraktı. Yumuşamanın ilk belirtilerinden biri, 16. yüzyıldaki
Reform hareketinden sonra cinsel suçların din mahkemelerinde değil de sivil yargı organlarında yargılanmaya başlaması oldu. Luther ayrıca evli çiftler için haftada iki kez cinsel birleşmenin uygun olacağı görüşündeydi. Üstelik konunun daha çok beden sağlığını ilgilendirdiğini düşünüyordu. Cinsel birleşmeden kaçınmak, adet görmeyle ilgili tabulara konu olmaktan başka gebelikle ilgili olarak da gündeme gelmektedir. Gebe kadın her ne kadar çoğu toplumlarda cinsel bakımdan dışlanmaktaysa da boylar halinde yaşayan bazı ilkel topluluklarda gebelik sırasında cinsel birleşmeye izin verildiği, hatta bunun gerekli görüldüğü de olmaktadır. Güney Afrika’da yaşayan Kgatla boyu, cinsel birleşmenin dölütün büyümesi için çok yararlı olacağı inancındadır. Yeni Gine’li Arapeş topluluğu, gebeliğin ilk iki ayında sürekli cinsel birleşmeyi şart koşar. Ancak bu süre içinde sarfedilen çaba sonucunda dölüt, dölyatağına iyice yerleşmiş sayılır. Bu gibi örnekler arasında en aşırı olanı, gebeliğin cinsel birleşmeyi sıklaştırdığı durumlardır. Güney Nijerya’da yerleşik bazı boylarda durum böyledir. Burada yaşayan çiftler, gebelik sırasında başka zamanlarda olduğundan daha sık biçimde cinsel birleşmeyi doğuma dek sürdürürler. Cinsel birleşme yasağı, doğumdan hemen sonrası için de geçerlidir. Çoğu toplumlarda yeni anne olmuş kadın kirli ve tehlikeli sayılarak yanına yaklaşılmaz. Kadının yeniden arınması için bir süre geçmelidir. Bu, bazı yerlerde çocuk bir yaşını doldurup memeden kesilene dek sürer, ya da iki üç yıla dek uzayabilir. Cinsel birleşme yasağının beş altı yıl sürdüğü yerler bile vardır. Paraguay’ da yaşayan bazı yerliler arasında ve Kuzey Amerika’nın Pavni kızılderililerinde böyle bir gelenek saptanmıştır. Fakat bu gibi yasaklar sadece kadın için geçerlidir. Doğum sonrası cinsel birleşmeden kaçınmanın gelenek olduğu toplumların hemen hepsi çokeşlilik uygulayan, dolayısıyla erkeğin başka kadınlarla cinsel birleşmede bulunabildiği toplumlardır.
saglikbilgisi.gen.tr
Tags
cinsel
,
ilişkiden
,
kaçma
,
İliskiden
«
önceki Konu
|
sonraki Konu
»
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor.
(0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Yetkileriniz
You
may not
post new threads
You
may not
post replies
You
may not
post attachments
You
may not
edit your posts
BB code
is
Açık
Smileler
Açık
[IMG]
Kodları
Açık
HTML-Kodları
Kapalı
Trackbacks
are
Açık
Pingbacks
are
Açık
Refbacks
are
Açık
Forum Rules
Benzer Konular
Konu
Konuyu Başlatan
Forum
Cevaplar
son Mesaj
Rüyada Cinsel İlişki Görmek - Rüyada Cinsel İlişki Görmek Açıklaması ve Yorumu
Tarot
A-B-C-D-E-F-G ile Başlayan Rüya Tabirleri
0
13.03.13
21:42
Rüyada Cinsel Organ Görmek - Rüyada Cinsel Organ Görmek Açıklaması ve Yorumu - Cinsel
Tarot
A-B-C-D-E-F-G ile Başlayan Rüya Tabirleri
0
13.03.13
21:39
Cinsel Teknik
Güllü
Cinsel Sağlık
0
15.10.09
16:43
İlk Cinsel İlişki
Güllü
Cinsel Sağlık
0
14.10.09
19:09
Cinsel Sorunlar
Güllü
Cinsel Sağlık
0
14.10.09
01:16
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat:
19:26
.
-- English (US)
-- Tr
İletişim
-
www.tualimforum.com
-
Arşiv
-
Kullanım sözleşmesi
-
Yukarı git
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
LinkBack
LinkBack URL
About LinkBacks
Bookmark & Share
Digg this Thread!
Add Thread to del.icio.us
Bookmark in Technorati
Tweet this thread