Natürmort
Mısır veya Etrüsk mezar sanatında, ölünün günlük eşyaları inceden inceye gösterilirdi. Klasik Eskiçağ bu temayı enine boyuna işledi. Eski Plinius'un adını andığı ressam Piraikos, iskenderiye devrinde eşyaların, çiçek ve meyve sergilerinin, tablolarını yapıyor ve oldukça pahalıya satıyordu.
Herakleitos'un bir kopyası Roma, Laterano sayesinde tanınan, Bergamalı Soson'un bir mozaiği, yemek artıklarıyla kaplı bir döşemeyi gösteriyordu. Eskiçağda çiçek resimleri de çok yapılırdı. (Çiçek sepetleri, II. yy. mozaiği, Vatikan.)
Eskiçağ geleneği, Bizans şematizminde kayboldu. En basit eşyaları XIII. ve XIV. yy.ın İtalyan ve Alman mistisizmiyle, en basit eşyalar kutsal sahnelerde yer almaya başladı: Giotto, Fransız-flaman minyatürcüleri (Berry Dükünün Dua Kitapları'nın takvimi), Flemalle Ustası Van Eyck, Aix Tebşir'i Ustası, mihrap tabloları Ustası Tucher (Nürnberg) Tebşir veya Cena tablolarını bunlarla süslediler.
XIV. yy.ın ortasında, Taddeo Gaddi Floransa'daki Santa Croce'de yalancı duvar oyuklarına yerleştirilen eşyalarla gözatdatıcı eserler yaptı. XV. yy. Flamanları manevi amaçlarla birtakım eşyaları, biraraya getirmeyi düşündüler: Geçici Şeyler (ilki Van der Weyden'indir), Meryem'in ve Azizlerin Sıfatlardı, Çiçek resimleri elyazmalarında (Bourgogne'lu Meryem Ustası) gelişti; özellikle İtalyan gömmeciliğinde (tarsia) gözaldatmaca sanatı doruğuna ulaştı (Gubbio'nun Studiolo'su, New York).
Gerçek dindışı natürmort böylece XIV. yy. da İtalya'da flaman resminin, tarsia'ların ve Neron'un yaldızlı evinde ortaya çıkan eskiçağ grotesklerinin ortak etkilerinden meydana geldi: lacopo de'Barbari'nin Keklik'i (1504, Münih), Raffaello'nun öğrencisi Giovanni da Udine'nin Portakal Ağacı (XVII. yy. kopyası, özel koleksiyon), sonra Caravaggio'nun dikkate değer Meyve Sepeti (Milano) ve Arcimboldi'nin bileşik başları.
XVII. yy. natürmortun altın çağıdır. Hollanda'da Rembrandt'ın Derisi Yüzülmüş Öküz'ü, Van Beyeren'in balıkları, Gheijn'in, Bosschaert'in, Van Huysum'un çiçekleri anılabilir; ayrıca Floris Van Schooten, Pieter Claesz, Heda, Kalf, de Heem, Van Everdingen'i de sayabiliriz. Flandre'da, Rubens'in etkisi, Kadife Bruegel'in ve Daniel Seghers'in çiçeklerinde, Snyders'in, Fyt'in veya Boel'in av hayvanlarında görülür.
İtalyanlardan Baschenis, Popora, Ruoppolo ve Maltalı Fieravino, Caravaggio'yu örnek aldılar. Juan Sanchez Cotan'ın, Juan Vander-Hammen y Leon'un ve özellikle Zurbaran ile Velasquez'in Floreros ve Bodeganes'inde çiğ ve mistik bir aydınlık hâkimdir. XVIII. yy.m en büyük natürmort ressamı Chardin, Desportes'in büfelerinden ve Oudry'nin Beyaz Ördek'ini örnek alarak, her eşyayı, gösterişe kaçmadan, kendi için ele alıyor ve derin bir sevgiyle işliyordu.
İtalyanlardan Belvedere, Giuseppe Maria Crespi, Francesco Guardi, İspanyol Luis Melendez de natürmort geleneğini sürdürdüler. David'ci yeni klasikçiler natürmortu küçümserlerdi; romantizm ise onu yeniden değerlendirdi (Gericault, Delacroix); bunların ardından Corot, Courbet, arkasında Fantin-Latour, Monticelli, Bonvin, izlenimciler, sonra Vuillard, Bonnard gelir.
Natürmort modern sanatta büyük bir yer tutar: Gaugin ve Cezanne'dan beri, kübistler natürmortu başlıca deney alanı olarak ele almışlardır. Bunlar arasında; Odilon Redon'u (çiçekler), Van Gogh'u (patatesler, çirozlar, ayakkabılar), Vlaminck'i, Derain'i, Friesz'i, Rouault'yu, Dufy'yi, Dunoyer de Segonzac'ı, Munch'u, Dodler'i, Erisor'u, Kokoschka'yı, Soutine'i, Gümrükçü Rousseau'yu, Vivin'i, Seraphine'i ve G. de Chirico'dan Salvador Dali'ye kadar birçok gerçeküstücüyü sayabiliriz.