Dwyane Wade Hayatı (Biyografisi) Dwyane Wade
Dwyane Tyrone Wade Jr. 17 Ocak 1982'de Chicago'nun illionis eyaletinde dünyaya geldi. Babası Dwyane Sr. ve annesi o daha
küçükken ayrıldılar. Wade 8 yaşına kadar Chicago'nun güneyinde annesi üvey babası ve üvey babasının iki kızıyla birlikte yaşadı.
Wade 8 yaşına kadar Amerikan futbolu ve basketbolu sevse de profesyonel olarak spor yapmöayı düşünmüyordu.
8 yaşında babası, üvey annesi ve üvey annesinin üç erkek çocuğuyla birlikte yaşamaya b aşlayan wade'in fikri bu yaşta değişecekti.
Wade'in babası hem bir mkatbaada çalışıyor hem de yakınlarda bulunan bir basketbol takımının koçluğunu yapıyordu, bu yüzden
Wade mali açıdan çoğu zaman rahat olmuştur. Babasının koçluk yaptığı takımın lideri üvey kardeşi Demetrius'tu.
Demetrius ve babasından öğrendikleri sayesinde bir bnasketbol hastası olan wade, o zamanlar
Michigan State ve Chris (Kriz de diyebiliriz) Webber hayranıydı.
Wade başarılı bir oyuncu olamıyordu ne kadar uğraşırsa uğraşsın. Zayıf fundementalinin yarattığı sorunları gücü ve zekasıyla aşmaya
çalışıyordu. Liseye geçtiğinde kardeşi Demetrius gibi H.L.Richards lisesine kaydoluyordu.
Bu lisenin Amerikan futbolu programı ön plandaydı ama basketbola da önem veriyorlardı. Bunda da en büyük etken takımın yıldızı Demetrius'tu.
wade lisede Amerikan futbolunda daha fazla dikkat çekse de içindekiş basketbol aşkı nedeniyle amerikan futbolunu seçmiyor,
basketbola dewam diyordu. Wade takımda ön planda değildi ve sezon boyunca fazla şans bulamamıştı.
Ön plana çıkmak takımın yıldızı olmak için yazın dış şutu ve top hakimiyeti için özel çalışma yaptı. Bu arada boyu da 1.91 olmuştu.
Demetrius'un liseden mezun olması ve Wade'in yazın yaptığı çalışmaların etkisiyle Wade takımın en önemli oyuncusu oluyordu. Birebirde rakiplerini çok kolay geçen ve
post up'ta rahatça sayı bulabilen Wade son saniyelerdeki başarısıyla da dikkat çekiyordu. Son saniyelerde top artık her zaman Wade'in elindeydi.
20.7 sayı 7.6 ribaund ortalamalarıyla Wade o sezon Chicago'da bayağı dikkat çekiyordu.
AAU turnuvasında Illionis Warriors'un koçluğunu yapacak olan Larry Butler Wade'in adını duymuştu ve onun
takımına liderlik yapmasını istiyordu. Wade'in Illıonis ile oynadığı maçlar onun adını duyurmasını sağladı ve üniversite koçları artık Wade'e programlarında bir yer açmasını sağladı.
Wade lisedeki son senesine girerken Marquette, DePaul, ve Illionis State gibi üniversitelerden teklifler geliyordu.
Wade lisedeki son senesinde 27 sayı 11 ribaund ortalamalarını tutturuyordu.
Wade'in derslerdeki düşük notları üniversitelerin ona burs vermelerini engelliyordu. Çünkü üniversiteler Wade'in ne kadar
başarılı bir basketbolcu olursa olsun üniversitelerde akademik açıdan tutunamayacağını düşünüyorlardı.
Ancak onu Marquette üniversitesi kabul etti.Yalnız bir kural vardı. Düşük notları nedeniyle ilk sezon forma giyemeyecek, sadece
antremanlara katılacaktı. Deplasmanlara gitmesi yasak olan Wade'e assitan koç bir cep telefonu almıştı
ve Wade'i her deplasman maçından sonra takım arkadaşlarıyla konuşturuyordu.
Yazın çok çalışan hatta vücuduna 9 kilo KAS ekleyen Wade yeni sezonu sabırsızlıkla bekliyordu.
Üniversitedeki ilk 5 maçında 20.0 sayı 9 ribaund 4.8 asist ortalamalarını yakalayarak kendisine güvenenlerin güvenini boşa çıkarmamıştı.
Wade'in sürüklediği Marquette üniversitesi March Madness adı verilen üniversiteler arası turnuvaya katılıyordu ancak
ilk maçta şok bir sonuçla eleniyordu. Wade sezonu 17.8 sayı 6.6 ribaund 3.4 asist 2.47 top çalma 1.13 blok ortalamalarıyla bitiriyordu.
Conference USA'nin en iyi beşine seçilmişti. Wade ayrıca o sezon okul tarihinde bir sezonda en fazla sayı atan sophomore oyuncu oluyordu.
Wade o yaz baba olmuştu. Zaire isimli bir çocuğu olmuştu Wade'nin. O artık daha fazla sorumluluk alması gereken bir oyuncuydu.
Wade üniversitedeki üçüncü sezonunda bir süperstar olma yolunda ilerliyordu. Mart ayına gelindiğinde
Wade yine erken elenmek istemiyordu. Ecel terleri dökmelerime rağmen ilk turdaki rakiplerini geçiyorlardı.
İkinci maçlarında ise Wade'in üstün performansıyla kazanan Marquette son 16 takım arasına kalıyordu.
Sıradaki maçı zor da olsa kazanan Marquette 26 yıl sonra final-four'a kalıyordu.
Rakip Kirk Hinrich ve Nick Collison.2un sürüklediği Kansas'tı. Wade iyi oynamasına rağmen takımının kötü oyuınu Marquette'e mağlubiyeti
getiriyordu. Amerikanın en iyi üniversite beşine seçilen Wade 21.5 sayı 6.3 ribaund 4.4 asist 2.12 Top çalma 1.30 blokla oynamıştı.
O yaz Drafta girmeyi kafasına koyan WaDe'in ilk 10 sıradan seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu.
Draft günü Cavaliers beklendiği gibi LeBron'u ilk sıradan seçti. Onun arkasından da BÜYÜK YETENEK DARKO MILICIC!!!!!! Detroit tarafından
seçiliyordu. Denver da Carmelo'yu seçti. Torontonun Wade;'i seçebileceği düşünülürken onlar uzun açıklarını kapatmak için
Chirs Bosh''u seçtiler. Miami'nin oyun kurucu alması bekleniyordu. Wade ise sutör Guard'dı. Ama Pat Riley Wade'i seçti.
Takımda Caron Butler, Eddie Jones ve Brian Grant vardı. Pat Riley Wade'in oyun kurucu oynayacağını ve rakibe eşleşme problemi yarataxcağını söylüyor ayrıca
büyük bir yıldız kazanacaklarını da sözlerine ekliyordu.
Takıma Clippers'tan Lamar Odom da alınmıştı ancak tam taşlar yerine oturdu derken Pat Riley koçluktan istifa ettiğini açıklıyor ve takımın başına Stan Van Gundy'i getirdiğini
açıklıyordu. Miami ligdeki ilk 7 maçını mağlubiyetle kapattı. Takımlar Wade'in birebirde etkili olduğunu bildikleri için
yarı saha oyununda Wade'i bir iki adım geriden savunarak onu şut atmaya zorluyorlarduı ve Wade iyi şut sokamıyordu.
Wade'in ayrıca fast-break'larda çok etkili olduğunu gören ancak pozisyonları bitiremediğini gören asistan koç Wade'e özel bir çalışma yaptırdı.
Uzun ve geniş sopaları potanın etrafına yerleştirerek Wade'e bunlara çarparak, bunların üstünden sayı bulmaya çalıştırıyorlardı.
Wade'in bugünlerdeki müthiş zorlama, drive etme, savunmanın üzerinden sayı bulma yeteneğini o zamanlarda geliştiriyorlardı.
21 Aralıkta Golden State'e karşı ilk sezonunun en yüksek rakamı olan 33 sayıya ulaşan Wade sakatlıkları nedeniyle Ocaktaki bütün maçları kaçırdı. Sakatlıktan döner
dönmez ilk maçta 27 sayı 10 ribaund'la oynayan Wade bir sonraki maçta da takımın bir maçta bir çaylağın yakaladığı en fazla şut isabet rekorunu kırarak 15 şu isabetiyle oynuyordu.
Çaylaklar maçında da 22 sayı 4 asist 3 ribaund ile oynayan Wade yılın çaylağı oylamasında Carmelo ve LeBron'un arkasından üçüncü sırayı alıyordu.
Çaylak sezonunu 16.2 sayı 4.0 ribaund 4.5 asist 1.41 top çalma ortalamalarıyla sezonu tamamlarken Sam Cassell'in ardından en yüzdeli şut sokan guard olmayı başarıyordu.
son 21 maçın 17sini kazanan MiaMi playoff'a 5. sıradan giriyordu.
İlk turda New Orleans'la eşleşen Heat Mashburn'un sakatlığı ve Davis'in de yaşadığı bel problemleri yüzünden seriyi 5 yada 6
öaçta bitirebileceğini düşünüyordu. Seri 3-3 lük eşitlikteydi. Wade inanılmaz performanslarla herkesi şaşırtmaya devam ediyordu.
Son maçı kazanan Miami J-O'neal'lı Indıanaya 4-2 ile eleniyorlardı.
Büyük bir takas gerçekleşmişti!!! Shaq MiaMi'deydi. Gerçi takımın yarısı gitmişti ama... Lakers bu takasta Wade'i alamadığı için çok eleştirildi.
Herkes en iyi uzun-kısa kombinasyonunun yao T-Mac olacağını düşünürken Miami'liler de Wade - Shaq diyorlardı.Sezona
fırtına gibi giren Heat Wade'in asıl pozisyonu olan şutör Guard'a dönmesiyle daha da başarılı oluyordu. Wade içeriye penetre ediyordu ordan ya sayı çıkıyordu ya
Shaq'a bir asist yada dışardaki Damon jones'e bir üçlük asisti oluyordu.
Sezonu mükemmel bir yüzdeyle bitiren Heat ilk sıradan playoff'lara kalıyorlardı. İlk seride Shaq etkili olamazken
Wade'in önderliğinde seriyi 4-0'la kazanıyordu. Washington Wizards ile eşleşen Heat iki maçta Shaq'ı dinlendirirken Wade artık bir süperstar olduğunu 4 maçı da kazandırarak gösteriyordu
Sırada Detroit vardı. Detroit ilk maçı deplasmanda kazanarak kısa süreli bir şok yaşatıyordu herkese. Ancak ikinci maçı evinde Wade'in üstün performansıyla kazanan Heat deplasmandaki ilk maçı kazanıyordu.
Wade yine üstün bir performans sergilemişti. Heat deplasmandaki ikinci maçı ise kaybediyordu. Wade o maçta %25 gibi çok kötü bir yüzdeyle oyuyordu.
Sonraki maçta Wade'in maçın başlarında sakatlanmasına rağmen kazanan Heat Wade'Siz çıktığı Detroit deplasmanında bozguna uğruyordu
Son maçta sakat sakat oynamasına rağmen son saniyelerde fevri kullandığı bir top nedeniyle maçı kaybettiren Wade oluyordu.
Wade'in bir t-mac Kobe olacağı söyleniyor. Carmelo'yu geçti zaten. LeBron'la birlikte 2003'ün en iyi iki çaylağı olacağı düşünülüyor.
Neden olmasın? Wade'in onlardan ne eksiği var ki??? |