tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > KÜLTÜR VE SANAT > Atasözleri ve Deyimler > Atasözleri ve Açıklamaları
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Atasözleri ve Açıklamaları Atasözleri ve açıklamaları,Atasözünün Anlamı ve Açıklaması,Atasözlerinin Anlamı ve Açıklaması...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Romence Atasözleri - Romence Atasözleri Türkçe Çevirisi - Romence Atasözleri İngiliz
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
1538

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 18.01.12, 17:13   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Moderator
 
Nokia - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Nerden: Erzurum
Mesajlar: 7.017
Konular: 5376
Puan Grafiği
Rep Puanı:8872
Rep Gücü:112
RD:Nokia has a reputation beyond reputeNokia has a reputation beyond reputeNokia has a reputation beyond reputeNokia has a reputation beyond reputeNokia has a reputation beyond reputeNokia has a reputation beyond reputeNokia has a reputation beyond reputeNokia has a reputation beyond reputeNokia has a reputation beyond reputeNokia has a reputation beyond reputeNokia has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 353
264 Mesajına 784 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon Romence Atasözleri - Romence Atasözleri Türkçe Çevirisi - Romence Atasözleri İngiliz

Romence Atasözleri - Romence Atasözleri Türkçe Çevirisi - Romence Atasözleri İngilizce Çevirisi

* Apa Trece, pietrele Raman
o Translation: "Water flows, but rocks remain"

Çeviri: "Su akar, ama kayaların kalır"

* Apără-mă de găini, că de câini nu mă tem (also "Apără-mă, Doamne, de prieteni, căci de dumani mă feresc eu singur") Apara-ma de găini, ca de câini nu mă TEM (Ayrıca "Apara-ma, Doamne, de Prieteni, căci de dusmani mă feresc eu Singur")
o Translation: "Defend me from chickens, for dogs I'm not afraid of" Çeviri: "tavuk beni koru, ben korkmuyorum Köpekler için"
o Note: it refers to people: the chicken are the mean people, the treacherous friends, the dogs are the known enemies

Not: insanların ifade eder: tavuk ortalama insanlar, hain arkadaş, köpekler bilinen düşmanlarıdır

* Aruncă binele în stânga şi în dreapta, şi la nevoie o să-l găseşti Aruncă binele în stânga şi în dreapta, si la nevoie o să-l găseşti.
o Translation: "Throw the good to your left and right, and you'll find it when you'll need it"

Çeviri: "sol ve sağ için iyi atın ve ne zaman gerekeceği bulacaksınız"

* Ascultă cu urechile, vezi cu ochii, dar taci cu gura Asculta cu urechile, Vezi cu ochii, dar taci cu gura
o Translation: "Use your ears to listen, use your eyes to see, but use your mouth to shut up"

Çeviri: "dinlemek için kulaklarını kullanın görmek için, gözlerini kullanın ama ağzını kullanmak için kapa çeneni"

* Dacă tăceai filosof rămâneai Daca tăceai filosof rămâneai
o Translation: "Had you kept silent you would have passed for a wise man"

Çeviri: "Sen akıllı bir adam için geçtiği için sessiz sakladı"

* Banu-i ochiu' dracului Banu-i ochiu 'dracului
o Translation: "Money is the devil's eye"

Çeviri: "Para şeytanın gözü olduğunu"

* Treaba lăsată de azi pe mâine, baltă rămâne Treaba lăsată de azi pe Maine, balta rămâne
o Translation: "A task postponed from one day to another,remains undone"

Çeviri: "bir görev bir gün diğerine ertelenirse, geri kalır"

* Cine are carte, are parte! Cine carte vardır, parte vardır!
o Translation: "Knowledge is power"

Çeviri: "Bilgi güçtür"

* Cine ştie carte, are patru ochi Cine ştie carte, patru Ochi vardır
o Translation: "The one who has knowledge, has four eyes"

Çeviri: "Bir bilen varsa, dört gözü var"

* Azi fură un ou, mâine un bou! Azi fura un yapın, Maine un bou!
o Translation: "He who steals an egg today, will steal an ox tomorrow!"

Çeviri: "Kim bugün bir yumurta çalar, bir öküz yarın çalmak olacak!"

* Cine-i harnic şi munceşte are tot ce îşi doreşte Sine-i harnic şi munceşte tot ce işi doreşte vardır Cine fură şi nu-l prinde, are tot aşa! Cine fura şi nu-l prinde, tot asa vardır!
o Translation: "The one who works hard has everything he wants The one who steals and is not caught, has the same"

Çeviri: "kimse zor işleri istediği her şeye sahiptir Kimin çalıyor yakalanmış değil bir, aynı sahiptir"
o Meaning: Life is not fair Anlamı: Hayat adil değil

* La anul când o făta cârlanul! La anul o fata cârlanul cand! - sau - Când o fi bunica fată mare! - Sau - Cand o fi bunica fata mare! - sau - Când o face plopul pere - Sau - Cand o yüz plopul Pere
o Translation: "Next year when the (male)lamb/calf delivers - and - When my grandma will be a virgin again!"

Çeviri: "Gelecek yıl ne zaman (erkek) kuzu / dana sunar - ve - ne zaman Büyükannem birbakire tekrar olacak!"
o Meaning: Used to suggest something that will never happen Anlamı: Bunun asla bir şey önermek için kullanılır

* Câinele bătrân nu latră degeaba Câinele bătrân nu latră degeaba
o Translation: "The old dog doesn't bark without reason"

Çeviri: "neden olmadan bark yok eski köpek"

* Câinele moare de drum lung şi prostul de grija altuia Câinele moare de akciğer davul şi prostul de grija altuia
o Translation: "A dog dies from too much walking, a fool from worrying about other's business"

Çeviri: "Bir köpek çok fazla yürüme, diğer iş endişe aptal ölür"

* Câinii latră, ursu' trece Câinii latră, ursu 'Trece - sau - Câinii latră, caravana trece - Sau - Câinii latră, Caravana Trece
o Translation: "The dogs bark, the bear (or the caravan) passes by"

Çeviri: "Köpekler kabuğu, ayı (veya karavan) tarafından geçer " (undisturbed) () rahatsız
o meaning: don't listen to naysayers, there's always some of them but should not be taken seriously anlamı: naysayers dinlemek değil, her zaman bazıları ama ciddiye alınmamalıdır

* Muli văd, puini pricep Multi, puţini pricep vad
o Translation: "many see, few comprehend"

Çeviri: "çok, az anlamak bakın"
o meaning: that's how politicians do business everywhere, stealing/conning in plain sight

anlamı: nasıl siyasetçiler her yerde iş yapmak's, düz görünürde kumanda / çalmak

* Proti, dar muli Prosti, çok dar
o Translations: Fools, but many of them Çeviriler: Fools, ama birçoğu
o Meaning: anotherpolitician stunt, something like giving the masses what they think they want

Anlamı: başka bir politikacı stunt, onlar istedikleri düşüncelerinizi kitlelere verilmesi gibi bir şey

* Dacă prostia ar durea, multă lume ar mai ipa Daca prostia ar durea, multa Sözü ar mai Tipa
o Translation: If stupidity were painful, many would scream Çeviri: Eğer aptallık acı vardı, çok çığlık olur

* Până ce căţeaua nu ridică coada, câinele nu o miroase Pana ce căţeaua nu ridică coada, câinele nu o miroase
o Translation: "Until the bitch raises her tail, the dogs don't smell her" Çeviri: "-(Terbiyeden-Yoksunum)--(Terbiyeden-Yoksunum)--(Terbiyeden-Yoksunum)--(Terbiyeden-Yoksunum)--(Terbiyeden-Yoksunum)--(Terbiyeden-Yoksunum)- kadar köpek yok kuyruğu yükseltir" Onun kokusunu

* Cine se scoală de dimineaţă, departe ajunge Cine se scoală de dimineata, departe ajunge
o Translation: "Early risers travel far away"

Çeviri: "Erken Risers uzakta seyahat"

* Copii cuminţi şi babă frumoasă, cine-a mai vzut?! Copii cuminţi şi baba frumoasa, sinema-bir mai vzut ?!
o Translation: "Quiet/obedientchildren and beautiful old woman, who did ever saw?!" Bugüne dek gördü

Çeviri: "Sessiz / itaatkâr çocuk ve yaşlı güzel kadın?"

* Cu gându' la Maica Domnului şi cu mâna în straiţa omului Cu gându 'la Maica Domnului şi cu mana în straiţa omului
o Translation: "With the thought at the Holy Virgin, with the hand in someone's pocket"

Çeviri: "Meryem de düşünce ile, el ile birinin cebinde "
o Meaning: Thinking holy things while doing sinful deeds Anlamı: süre günahkâr işler yapıyor kutsal şeyler düşünme

* Dacă doi spun că eşti beat, du-te şi te culcă Daca DOI ca eşti, du beat-te si te culcă döndü
o Translation: "If two people say you're drunk, go to bed"

Çeviri: "iki kişi sen yatmak sarhoşsun ki eğer"

* Dai un ban dar stai în faţă! Dai un yasağı dar stai în fata!
o Translation: "You paytop dollar, but you get a front seat!"

Çeviri: "Sen üst dolar ödeme, ancak bir ön koltuk olsun!"

* Dragostea e oarbă, dar căsătoria îi găseşte leacul Dragostea e oarbă, dar căsătoria ii găseşte leacul
o Translation: "Love is blind, but marriage finds its cure"

Çeviri: "Aşk kör, ama evlilik onun şifa bulur"

* Drumul spre iad e pavat cu intenţii bune Drumul e doğru iad e pavat cu intenţii bune
o Translation: "The road to Hell is paved with good intentions"

Çeviri: "Hell yol iyi niyet ile kaplanmıştır"

* Fereşte-m, Doamne, de prieteni, c de duşmani m amr singur Fereşte-M, Doamne, de Prieteni, c de dusmani M apr Singur
o Translation: "Defend me, Lord, from my friends, because from enemies I can defend myself"

Çeviri: ", arkadaşlarımdan, kendimi savunmak için düşman çünkü gelen Lord koru beni"

* Fiecare pasăre, pe limba ei piere (also in reverse, "Fiecare limbă pe păsărica ei piere") Fiecare pasăre, pe limba ei Piere (Da tersi, "Fiecare limbă pe păsărica ei Piere")
o Translation: "Every bird dies by its own tongue"

Çeviri: "Her kuş kendi dili ile ölür" (don't use the reverse one!) (ne ters bir kullanmayınız!)

* Leneşu' mai mult aleargă -- Scumpu' mai mult păgubeşte Leneşu 'mai mult aleargă - Scumpu' mai mult păgubeşte
o Translation: "The lazy one runs more -- the stingy one loses more"

Çeviri: "Tembel bir daha çalışır - Cimri bir daha kaybeder"

* Mâţa blândă zgârie rău Mata Blanda zgârie rau
o Translation: "The gentle cat scratches the worst"

Çeviri: "yumuşak kedi kötü çizik"

* Nu da vrabia din mână pe cioara de pe gard Nu da vrabia din mana pe cioara de pe gard
o Translation: "Don't give the sparrow in the hand for the crow on the fence" Çit karga için el serçe vermeyin

Çeviri: "yapın"

* Nu iese fum fără foc Nu iese fum fara foc
o Translation: "There's no smoke without fire"

Çeviri: "İşte ateş olmadan duman var" (or some strange chemical reaction, anyway) ( veya bazı garip kimyasal reaksiyon, zaten)

* Nu măsura pe alţii cu palma ta Nu măsura pe alţii cu palma ta
o Translation: "Don't measure others with your own hand" Kendi eliyle diğer ölçütü değildir

Çeviri: "yapın"
o Meaning: Some people may have reasons unknown to you for doing certainthings

Anlamı: Bazı insanlar neden sizin için bazı şeyleri yapmak için bilinmeyen olabilir

* Nu poţi îndrepta lumea cu umărul Nu Poti îndrepta Lumea cu umărul
o Translation: "You can't straighten the world with your shoulder"
Çeviri: "Sen omuz dünya düzeltmek değil"

* Nu te pune cu prostul că are mintea odihnită Nu te pune cu prostul ca mintea odihnită vardır
o Translation: "Don't argue with a fool, he has a rested mind"

Çeviri: "aptal tartışma değil, o bir zihin dinlenmiş mı"

* Nu vinde pielea ursului din pădure Nu vinde pielea ursului din pădure
o Translation: "Don't sell the skin of the bear from the forest"

Çeviri: "ormandan ayının cilt satmıyoruz"

* Obişnuinţa Obişnuinţa a doua natură ! Bir Doua natura!
o Translation: "The habit the second nature"

Çeviri: "alışkanlık ikinci doğası"

* Ochii care nu se văd se uită Ochii bakım nu se vad se uită
o Translation: "The eyes which don't see each other, forget each other"

Çeviri: "birbirlerine görmüyorsanız göz, birbirine unutun"
o Translation: "Out of sight, out of mind" Çeviri: "Out of Sight, gönülden de ırak olur"

* Omul sfinţeşte locul Omul sfinţeşte locul
o Translation: "The man blesses the place"

Çeviri: "adam yerine blesses"

* Ori te poartă cum ţi-e vorba, ori vorbeşte cum ţi-e portul Ori te poartă cum ti-e vorba, ori vorbeşte cum ti-e portul
o Translation: "Either actas you speak, or speak as you act"

Çeviri: "Ya siz hareket, konuşmak veya konuşmak gibi hareket ederler"

* Prietenul, la nevoie se cunoaşte! (în timpurile actuale: "Prietenul ANEVOIE se cunoate") Prietenul, la nevoie se cunoaşte! (În timpurile actuale: "Prietenul ANEVOIE se cunoaşte")
o Translation: "A friend in need is a friend indeed"

Çeviri: "ihtiyacı olan bir dost indeed"

* Prostul care nu-i fudul, parcă n-ar fi prost destul! Prostul bakım nu-i fudul, parca n-ar fi Prost Destul!
o Translation: "The fool who's not proud, is not fool enough!"

Çeviri: "kim gurur değil aptal aptal yeterli değil!"

* Râde ciob de oală spartă Rade ciob de oală sparta - sau - Râde ruptul de cârpit (George Topârceanu: "Un beiv din lumea toată/Care se numete Nae/Ce fusese RUPT odată/De nevastă-sa-n bătaie/Auzind cum că nevasta/unui prieten ia CÂRPIT/i aceluia o palmă, foarte mult sa veselit/Morala: Râde RUPTUL de CÂRPIT") - Sau - Rade ruptul de cârpit (George Topârceanu: "Un beţiv din Lumea toată / Bakım se numeşte Nae / Ce fusese RUPT odata / De nevastă-sa-n bătaie / Auzind cum ca nevasta / unui prieten ia CÂRPIT / şi aceluia o Palma, foarte mult sa veselit / Morala: Rade RUPTUL de CÂRPIT ")
o Translation: "The splinter laughs at the broken pot" Çeviri: "kıymık kırık çömlek de gülüyor"

* Sa dus baba cu colacii! Sa dus cu colacii baba!
o Translation: The granny handing pretzels, is gone

Çeviri: Granny teslim simit, gitti
o Meaning: "There goes your chance!" Anlamı: "İşte senin şans gidiyor!"
o Origin: It's a refrence to a traditional holiday similar to Halloween

Kaynağı: Bu geleneksel bir tatil Halloween benzer bir refrence's Children gather outside in the night and they go around from house to house asking for "colaci"(a romanian form of pretzel) Çocuklar dışında gece toplamak ve çevresinde evinden "tuzlu kraker ve colaci" (bir Romen formu soran ev gidin)

* "Sa dus bou şi sa-ntors vacă !" "Sa dus bou si sa-Vaca ntors!" (tatl lui Nică, în Ion Creangă-Amintiri din copilărie) (tatl lui Nica, iyon Creangă-Amintiri din copilărie)
o Translation: "He went as an ox and came back as a cow" Çeviri: "O bir öküz gibi gitti ve geri bir inek gibi geldi"
o Meaning: Used for a person that spends a lot of time and money to study and gains nothing

Anlamı: çalışma ve kazanımları hiçbir zaman ve para harcamaktadır bir kişi için kullanılır (in Romanian, ox/cow is used for a person who lacks judgement, a fool) Romence, öküz / inek olan yargı, bir aptal yoksun bir kişi için kullanılır (olarak)
o Origin: Wealthy Romanians used (in the 19th century) to send their spoiled kids to Paris tostudy, but most of them came back unchanged or worse Kaynağı: Varlıklı Rumen 19 yüzyılda () Paris okumak için onların şımarık çocukları göndermek için kullanılan, ancak çoğu geri değişmeden ya da daha kötüsü geldi

* Sângele, apă nu se face Sângele, APA nu se face
o Translation: "Blood doesn't turn into water" Çeviri: "Kan suya dönüş yok"
o Meaning: Someone may have an advantage because of being someone else's relative

Anlamı: Birisi olmak başkasının nedeniyle akraba bir avantaj olabilir

* Stăpânul învaţă sluga hoţ Stăpânul învaţă sluga hot
o Translation: "The master turns the servant into a thief"

Çeviri: "usta bir hırsız haline hizmetçi döner"

* Te îneci ca ţiganu' la mal Te îneci ca ţiganu 'la mal
o Translation: "You drown at the shore like the gypsy"

Çeviri: "Siz çingene gibi kenarında drown"
o Meaning: (referring to an assignment) you pass the most tasks, but you get stuck on an easy one near the end

Anlamı: (bir ödev için) size en görevleri geçmek, ama tavsiye size sonuna yakın kolay bir takılıyorum

* Totu-i bine cand se termină cu bine ToTu-i bine se Termina cu bine cand
o Translation: "All is well that ends well" Çeviri: "Bütün İyi biten olduğunu"

* Satul/ara arde şi baba se piaptănă Satul / tara arde şi baba se piaptănă
o Translation: "The village is burning and the granny is combing her hair"

Çeviri: "köy yakma ve büyükanne saçını tarama olduğunu"

* Un prost încurcă, şi zece înţelepţi nu pot descurca" Un prost încurcă, şi zece înţelepţi nu pot descurca "
o Translation: "One fool tangles and ten wise men cannot untangle"

Çeviri: "Bir aptal Tangles ve on bilge Men Can't çözmek"

* Necazul nu vine singur niciodată! Necazul nu asma Singur niciodată!
o Translation: "The trouble never comes alone"

Çeviri: "sorun tek başına gelmez"

* Unde nu intră soarele pe geam, intră doctorul pe uşă Unde nu içi soarele pe geam içi doctorul pe USA
o Translation: "If the sun doesn't come through the window, the doctor will come through the door"

Çeviri: "güneş pencereden gelmek değilse, doktor kapıdan gelecektir"

* Viaţa asta-i bun pierdut, de no trăieşti cum ai fi vrut!" (GCosbuc-Poezii, Decebal către popor) Viaţa asta-i bun pierdut, hayır trăieşti cum de fi vrut ai! "(GCosbuc-Poezii, Decebal catre popor)
o Translation: "Life is a waste if you didn't live as you would have wanted to!"

Çeviri: "Hayat bir atık eğer yaşamak vermedi siz ne kadar isterdi var!"

* Vino necazule, dar vino singur! Vino necazule, dar vino Singur!
o Translation: "Come trouble, but come alone (trouble never comes alone)!"

Çeviri: "Hadi ama tek sorun (sorun tek başına asla gelmek gel)!"

* Din coada de caine sata de matasa nu faci! Din coada de Caine şeytan de matasa nu li!
o Translation: "Can't turn dogs tail into a silk scarf!"

Çeviri: "ipek eşarp içine köpek kuyruk açamıyorum!"

* Sa dat în stambă Sa dat în stambă - sau - i-a dat arama pe faă - Sau - Si-a dat arama pe fata
o Translation: "showed their true colors" Çeviri: "gerçek renkler gösterdi

* I-atât de mofturoasă încât suge pula cu paiul I-atât de mofturoasă încât Suge Pula cu paiul
o Translation: "She's such a picky eater she sucks cock with a straw"

Çeviri: "Kendisi horoz bir saman ile berbat böyle bir seçici yiyen var"

* Vorba multă, sărăcia omului Vorba multa, sărăcia omului
o Translation: "Too many words are the poverty of mankind"

Çeviri: "Çok fazla kelime insanlığın yoksulluk vardır"

* Nu lăsa pe mâine ce poţi face azi Nu lasa pe maine ce Poti yüz azi
o Translation: "Don't leave for tomorrow what you can do today" Bugün neler yapabileceğini yarına bırakmayın

Çeviri: "yapın"

* a sta cu ochii pe ceva ca pe butelie bir sta cu ochii pe ceva butelie pe ca
o literal translation: "to keep eyes on something as if it were a refillable household propane canister" edebi çeviri: "şeye gözlerini tutmak için sanki bir doldurulabilir ev propan canister" vardı
o meaning: During the late years of communism, there was a shortage of almost everything that civilized countries take for granted, including propane tank refills and even empty tanks anlamı: komünizmin geç yıl boyunca, hemen hemen her şeyin bir sıkıntısı olduğunu uygar ülke olmak için, propan tankı doldurur ve hatta boş tanklar da dahil olmak üzere verildi One would have to sit hours or days in line to get a refill when the state would provide it and one would have to fiercely guard their canister lest it be stolen by some other poor soul or by some gipsy trying to resell it for a huge price

Bir satırda zaman devlet bunu sağlayacak ve bir şiddetle bazı diğer kötü ruh tarafından çalınmış olabilir ya da bazı çingene büyük bir fiyat için sattığınız çalışarak diye kendi canister korumak için olacak bir yedek almak için saat veya gün oturmak zorunda kalacak The comparison is still used widely today, since everyone knows what it's like to have to keep eyes on a propane canister Karşılaştırma hala yaygın olarak bugün, herkes ne bir propan teneke kutu üzerinde gözleri tutmanız gerekiyor gibi bilir beri kullanılır Chiefly used about either something expensive or, even more, about a little kid prone to doing damage to himself or the environments if left to its own devices (ie any toddler or any smart ) Eğer kendi cihazları için sol başlıca iki şey hakkında pahalı ya, hatta, küçük bir çocuk kendisi veya ortamlara zarar eğilimli hakkında daha fazla kullanılır (herhangi yürümeye başlayan veya akıllı) yani

* Sluga buna nu duce lipsa de stapan Sluga buna nu Duce lipsa de stapan
o Translation: "A good servant never misses a master"

Çeviri: "İyi bir hizmetçi bir ana özlüyor asla"

* Soare cu dini Soare cu dinti
o Translation: "Sun with teeth" Çeviri: "Güneş dişleriyle"
o Meaning: (referring to weather) when outside it's very cold but sunny

Anlamı: (hava) atıfta zaman hava çok soğuk ama güneşli dışında

* Când pisica nu-i acasă , şoarecii joacă pe masă Cand pisica nu-i Acasă, şoarecii joacă pe masa
o Translation: "When the cat is not at home the mice dance on the table" Çeviri: "Ne zaman kedi evde masanın üzerinde fare dans değil"
o Meaning: (referring to people) When the host is not at home, the guests do whatever they want

Anlamı: (insanlara) ne zaman ev sahibi evde değil, misafir onlar ne istiyorsun derdi

* Bine faci , bine găseşti Li bine, bine găseşti
o Translation: "When you do good, you get good"

Çeviri: "Ne zaman iyi yapmak, iyi olsun"
o Meaning: (referringto people) When you help someone you will be repaid somehow

Anlamı: (insanlara) zaman size bir şekilde geri ödemesi olacak kimse yardım atıfta

* Norocul este din sticla , cand incepe sa straluceasca , se sparge Norocul este din sticla, cand incepe sa straluceasca, se sparge
o Translation: "Luck is like glass: when it starts to shine, it breaks"

Çeviri: "Şans cam gibidir: ne zaman parlamaya başladığında, tatili"
Nokia isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
atasozleri, cevirisi, ingiliz, romence, romence atasözleri, romence atasözleri ingilizce çevirisi, romence atasözleri türkçe çevirisi, turkce, İngiliz


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Rus Atasözleri - Türkçe Rus Atasözleri - Rusların Atasözleri Nokia Atasözleri ve Açıklamaları 1 29.11.17 22:26
Çin Atasözleri - Çinlilerin Atasözleri - Çin Atasözleri Türkçesi - Türkçe Çin Atasözl Nokia Atasözleri ve Açıklamaları 1 29.11.17 22:25
Alman Atasözleri - Türkçe Alman Atasözleri - Almanca Atasözleri - Almanların Atasözle Nokia Atasözleri ve Açıklamaları 2 22.01.15 17:24
Arapça Atasözleri - Türkçe Arap Atasözleri - Arapça Atasözleri - Arapların Atasözleri Nokia Atasözleri ve Açıklamaları 0 18.01.12 16:50
İngilizce Atasözleri - İngilizce Yazılmış Atasözleri - İngiliz Atasözleri Nokia Atasözleri ve Açıklamaları 0 18.01.12 15:46


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:36 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2