Yürekli Bir Sevda
Yürekli bir sevda nasıl olur bilir misin?
Sabrı bayrak yaparsın onsuzluğuna
Bir ihtimali beklersin zamanın koynunda
Onu görmek ihtimal de olsa
Beklenebilecek en güzel andır...
Yıkık dökük bir viraneye
'Merhaba'sıyla gelecek diye
Gözlerini yollara peşkeş çekersin...
Gelmediğinde ıslanırsın,
Ne kadar bulut varsa
Seninle nikahlıdır o anda...
Toprağın heyelanlara gebedir,
Felaketler soluk soluğa yetişir
Kahrına bulanmak için sevdanın
Uslanmaz bir çocuk gibidir yürek,
Göğsüne vurulan onca fırtına
Gözleriyle dağıtılır sevgilinin,
Hiç düşünmeden dalarsın
Her biri katil
Her biri katliam gibi
Yaşamına biçilen onsuzluğun içine...
Bilirsin, onu gördüğünde
Yaşam mor mürekkeple yazılacak bir ihtilaldir
Ve tüm zamanların acısına ölüm kusacaktır
Bir yanına cenneti
Bir yanına cehennemi koysalar
Ve sana cennetten bir onsuzluk sunsalar,
Huzurdan yastığını yapıp
Başını bir sevince koysalar,
Yatağın diye bin huriden zevk serseler
Hiç düşünmeden girersin cehenneme,
Ateş onunla güzel bilirsin
Ve kendini onda yakarsın
Tereddütsüz ...
Ne kadar zamansız düş varsa
Yürek sandığına kilitlenmiş
Bir bir çıkartırsın
Hepsinin başucuna
Sevgiliden bir parça ekler
Sevginin adağı yaparsın
Ve kendini adarsın hiç bir şeyin kalmadığında.
Sevgili kokar ellerin ayakların
Gözlerin onun gibi bakar,
Göğsünde bir meşale gibi yanar
Ondan çaldığın aşk...
Bir atlasa benzer bedenin
Her yerine işaretler konmuştur
Sevgilinin dudağından...
Parmakları iz sürmüştür coğrafyanda
Şimdi aşk kokulu bir vatan olmuşsundur
Hiç yokken haritalarda...
Sadece onunla nefes alırsın
Onun olmadığı her yer, her şey
Boğazını tıkar
Geçmediği yollara adım atamazsın,
Bir boşluğa sarılır gibi
Düşersin sevgilinin uzaklığında...
Anılara yaslanırsın hafif meşrep
Ve fotoğraflarında can bulur hiçliği
Üzerine onun kokusunu sıkarsın
Yokluğuna inat
Ve bir hayale vurursun özlemlerini
Bedava düşlersin gözlerini,
Varlıksız kaldığında
Evim diye sığınırsın
Onun ruhuna...
Tüm uykularını tedavülden kaldırırsın
Geceler sırdaşın olur,
Nakış nakış işler dudakların
Onun adıyla güzelleşmiş harfleri,
Ne zaman karanlıklar bağırmaya kalksa
Sevgilinin saçlarına dökülen yıldızları
Bir güneş gibi açarsın
Sevgiliden armağan gözlerinde,
Işıl ışıldır gök şimdi...
Sessizce söyler adını
Bir tek sen duyarsın lal olmuş yıldızları
Harfler eskitirsin
Onu anlatmak için,
Kelimeler yorarsın kağıtların bağrında,
Cümleler dökersin düşten gerçeğe...
Fakat ne mümkün
Alfabeden onu yaratmak
Yeter mi aklı dilin
Mucize bir güzelliği anlatmak için?
Tüm düşüncelerini ona ayarlarsın
Tıpkı saatlerin gibi...
Ona kurarsın aklını,
İçinden delilik akar
Yaptığın tüm davranışların
Ve onun delisi olursun
Bir köyün yoktur oysa...
Hepbir yanın eksik kalır,
Onsuz yarımsındır oda sensiz yarım
Yarım yarım yaşarsın
Bir kez daha onu görmek için
Ve ölmezsin inadına
Onu biraz daha sevmek için.
Yürekli bir sevmek nasıl olur bilir misin?
Yüreğini onun avuçlarına koyarsın
Ve bir daha dönüp bakmazsın
Ve bir daha uzanıp almazsın.
ciglik atar yüreğin dur diye!
Vazgeçmezsin oysa sevdadan,
Yolunda ölüm kokusu
Sonunda hiçlik ezgisi...
Yürekli seversin sen, yürekli!
Yürekli bir sevda nasıl olur bilir misin?
Geç karşıma
Bak bana!