Teşekkür
Ettiği Teşekkür: 47
464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi
:
Noktalama İşaretlerinin Ortaya Çıkması NOKTALAMA İŞARETLERİNİN ORTAYA ÇIKMASI Noktalama işaretlerinin tarihi, dil bilgini Aristophanes ile başlar. Bununla birlikte düzenli olarak kullanımı, XVI. yüzyılda matbaanın bulunuşu ile gerçekleşmiştir. XIX. yüzyılda ise, genelleşerek kesin kurallara bağlanmıştır. Bizim edebiyatımızda, noktalama işaretleri, ancak Avrupa'yı tanıdıktan sonra, XIX. yüzyıldan itibaren görülmeye başlamıştır. İlk olarak Şinasi, Şair Evlenmesi (1859) adlı tiyatro oyununun başında iki işaretten söz etmektedir: "Mu'tarıza ( ) içinde bulunan kelâm hâli târif içindir. Şöyle bir hatt-ı ufkî - söz başına delâlet eder. Nokta, sözün nihayetine alâmet olur". Şemsettin Sami de, Kamus-ı Türkî adlı sözlüğünde iki noktaya (noktateyn; virgüle (,), fasıla demektedir. Önceleri düzyazı metinlerinde kullanılan noktalama işaretlerinin, şiirde kullanılmadığını görüyoruz. Başlangıçta, hem şiir hem düzyazı yazan edebiyatçılarımız, noktalama işaretlerini, düzyazı metinlerinde kullanmışlar, bununla beraber şiir halinde yazdıkları metinlerde noktalama işaretlerini kullanmamışlardır. Sonraları şiirlerde de başarı ile noktalama işaretlerinin kullanıldığı görülmektedir. Örneğin Recaizâde Mahmut Ekrem, hem Araba Sevdası adlı romanında, hem de Zemzeme, Pejmürde gibi şiir kitaplarında bu işaretlere özen göstermiş ve yerli yerinde kullanmıştır. Servet-i Fünûn döneminde, Tevfik Fikret'in şiirlerinde, noktalama işaretlerinin özenle kullanıldığını görmekteyiz. Cumhuriyet döneminde, noktalama işaretleri daha çok önemsenmiş sayıları ve türleri arttırılmıştır. Duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmek, cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere kullanılan özel işaretlere noktalama işaretleri denir. Noktalama işaretleri, anlamı aydınlatır, yanlış anlaşılmaların önüne geçer, okumayı kolaylaştırır. A. NOKTA (.) 1. Cümlenin sonuna konur : Türk Dil Kurumu, 1932 yılında kurulmuştur. Türk’üm. 2. Kısaltmaların sonuna konur: Prof., Cad., T.(Türkçe), Ar. (Arapça). Ancak, büyük harflerin kullanılmasıyla yapılan kısaltmalardan sonra nokta kullanılmaz: TDK (Türk Dil Kurumu), TBMM, cm (santimetre), g (gram), l (litre). 3. Sayılardan sonra sıra bildirmek için kullanılır: 3.(üçüncü), II. Mehmet, 2. Cadde, 20. Sokak, XV. yüzyıl. 4. Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra kullanılır: I. 1. A. a. II. 2. B. b. 5. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 29.5.1453, 29.X.1923. Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay adlarından önce ve sonra nokta kullanılmaz: 29 Mayıs 1453. 6. Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: Tren 09.15’te kalktı. Saat ve dakika sayılarını ayırmak için kesinlikle iki nokta işareti kullanılmaz. 7. Bibliyografik künyelerin sonuna konur: Agâh Sırrı Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, Ankara, 1960. 8. Üçlü gruplara ayrılarak yazılan büyük sayılarda gruplar arasına konur: 16.551.000, 22.465.660 9. Matematikte çarpı işareti yerine kullanılır: 4.5=20. B. VİRGÜL ( , ) 1. Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime grupları arasına konur: Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sıcak, aydınlık ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum. (H. Edip, Kalp Ağrısı) Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller Dillenmiş ağızlarda tutuk dilli gönüller. (F. Nafiz) 2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır: Umduk, bekledik, düşündük. Geldim, gördüm, yendim. Fakat yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez. (F. Rıfkı Atay, Denizaşırı) 3. Cümlede özel olarak vurgulanması gereken ögelerden sonra konur: Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz. ( Atatürk) 4. Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan ögeleri belirtmek için konur: Saniye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi, koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti. (Y. Kadri, Panoroma) 5. Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için konur: Şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım. (Atatürk) 6. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur: Akşam, yine akşam, yine akşam, Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Ahmet Haşim) İkilemelerde kelimeler arasına herhangi bir işaret konmaz. 7. Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerden sonra konur: Datça’ya yarın gideceğim, dedi. 8. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır, yok, yoo, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, baş üstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra konur: Peki, gideriz. Hayhay, memnun oluruz. Haydi, geç kalıyoruz. Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor. 9. Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek için kullanılır: Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır. (Halit Ziya Uşaklıgil) Bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi. (Reşat Nuri Güntekin) 10. Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur: Efendiler, bilirsiniz ki, hayat demek, mücadele, müsademe demektir. (Atatürk) Sayın Başkan, Sevgili kardeşim, 11. Yazışmalarda, başvurulan makamın adından sonra konur: Fatih Üniversitesi Rektörlüğüne, 12. Yazışmalarda, yer adlarını tarihlerden ayırmak için konur: Konya, 25 Eylül 2000 13. Sayıların yazılışında, kesirleri ayırmak için konur: 38,6 (otuz sekiz tam onda altı). Sayıların kesirli kısımları ayırmak için araya nokta işareti konmaz. Bu şekildeki sayılar usulüne göre okunmalıdır: 6,7 (altı onda yedi). 14. Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basım evi vb . maddelerden sonra konur: Atay, Falih Rıfkı, Tuna Kıyıları, Remzi Kitap Evi, İstanbul 1938. Metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz. UYARI: Metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz: Nihat sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken Faik'e bol teşek¬kürlerle dolu bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe dönüşü kıyafeti ile sokağa fırladı. (Peyami Safa) UYARI: Metin içinde tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz: Hem gider hem ağlar. Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli. (Atasözü) Gerek nesirde gerek nazımda yeni bir söyleyişe ulaşılmıştır. Siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam. Ne kız verir ne dünürü küstürür. UYARI: Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da / de bağlacından sonra virgül konmaz: İmlamız, lisanımız düzelince lisanımız da kafamız düzelince düzele¬cek, çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil! (Yahya Kemal Beyatlı) UYARI: Metin içinde -ınca / -ince anlamında zarf-fiil görevinde kulla¬nılan mı / mi ekinden sonra virgül konmaz: Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. (Orhan Kemal ) Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. (Attila İlhan) UYARI: Şart ekinden sonra virgül konmaz: Tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı. (Reşat Nuri Güntekin) Gör gözlerinle de aklın yatarsa anlatıver millete. (Tarık Buğra) UYARI: Metin içinde zarf-fiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül konmaz: Şimdiye dek, ben kendimi bildim bileli kimse Değirmenoluk köyünden kaçıp da başka köyde çobanlık, yanaşmalık etmedi. (Yaşar Kemal) Meydanlığa varmadan bir iki defa İsmail kendisini gördü mü diye kahveye baktı. (Necati Cumalı) Ancak yemekte bir karara varıp arkadaşına dikkatli dikkatli bakarak konuştu. (Samim Kocagöz) C. NOKTALI VİRGÜL ( ; ) 1. Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur: Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir. 2. Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum. Sabahtan beri bekliyorum; ne gelen var, ne giden. İş işten geçti; artık gelse de olur, gelmese de. 3. Virgülle ayrılmış örnekleri farklı örneklerden ayırmak için konur: Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; İstanbul, Londra, Bakû. 4. Kendilerinden evvelki cümleyle ilgi kuran ancak, yalnız, fakat, lâkin, çünkü, yoksa, bundan dolayı, binaenaleyh, sonuç olarak, bununla birlikte, öyleyse vb . cümle başı bağlaçlarından önce konur: Halis bir şiir fena okunabilir; lâkin sahte bir şiir iyi okunamaz. (Yahya Kemal Beyatlı) Bir millet ordusunu kaybedebilir, bağımsızlığını da kaybedebilir; fakat dilini sakladıkça, o millet yaşıyor demektir. (N. Atsız) Sıralı cümleler arasında ancak, fakat, çünkü vb . cümle başı bağlayıcılarından önce yazar, araya nokta, virgül, noktalı virgül koymakta serbesttir. Bu husus, yazarın üslûptaki tercihiyle ilgilidir. D. İKİ NOKTA ( : ) - ÜÇ NOKTA ( ... ) 1. Kendisinden sonra örnek verilecek cümlenin sonuna konur: Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bir kısmını sıralayalım: Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem. Yeni harfler alındıktan sonra eski yazı ile bir tek kelime bile yazmayan iki kişi görmüşümdür: Atatürk ve İnönü! (Falih Rıfkı Atay, Çankaya) 2. Kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlenin sonuna konur: Bu kararın istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. (Atatürk) Derler: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük; Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük (Yahya Kemal) 3. Kütüphanecilik alanında yazar adı ile eser başlığı arasına konur: Yahya Kemal Beyatlı: Kendi Gök Kubbemiz. 4. Ses biliminde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır: a:ile, i:cat. 5. Edebî eserlerdeki karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişinin adından sonra konur: Bilge Kağan: Türklerim, işitin! Üstten gök çökmedikçe Alttan yer delinmedikçe Ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin? Koro : Göğe erer başımız Başınla senin! Bilge Kağan: Ulusum birleşip yücelsin diye Gece uyumadım, gündüz oturmadım. (A. Turan Oflazoğlu) 6. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 56:8=7. E. ÜÇ NOKTA ( ... ) 1. Tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur: Ne çare ki, çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveriyordu da, bu yanı... (Tarık Buğra, Dönemeçte) 2. Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten ötürü açıklanmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur: Kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz. 3. Alıntılarda; başta, ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümlerin yerine konur: Mümtaz, bu dükkâna bakarken hiç farkında olmadan Mallarmé’nin mısraını hatırladı: “Meçhul bir felâketten buraya düşmüş...” (A. Hamdi Tanpınar, Huzur) Alınmayan kelime ve bölümlerin yerine parantez içinde üç nokta konması da mümkündür. 4. Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun muhayyilesine bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur: Karşı sahilde mor, fark olunmaz sisler altındaki dağlar, korular, beyaz yalılar... Ve bütün bunların üzerinde bir esatir rüyasının havaî hakikati gibi uçan martı sürüleri... (Ömer Seyfettin, Bahar ve Kelebekler) Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı... (Faruk Nafiz Çamlıbel, Sanat) 5. Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur: Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar: -Koca Ali... Koca Ali, be!.. (Ömer Seyfettin, Diyet) 6. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır: ― Yabancı yok! ― Kimsin? ― Ali... ― Hangi Ali? ― ... ― Sen misin, Ali usta? ― Benim!... (Ömer Seyfettin, Diyet) Türk imlâsında iki nokta yan yana kullanılmaz. Uyarı: İki nokta üst üste şeklinde bir adlandırma yanlıştır. F. SORU İŞARETI (?) 1. Soru bildiren cümle veya sözlerin sonuna konur: Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı? (Faruk Nafiz Çamlıbel) Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? (Ahmet Haşim) 2. Bilinmeyen yer, tarih vb . durumlar için kullanılır: Yunus Emre (1240?-1320), (Doğum yeri:?). 3. Bir bilginin şüpheyle karşılandığı veya kesin olmadığı durumlarda yay ayraç (parantez) içinde soru işareti kullanılır: Ankara’dan Konya’ya 1,5 (?) saatte gitmiş. 1496 (?) yılında doğan Fuzulî ... Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur: Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı? Üsküdar'dan mı, Hisar'dan mı, Kavaklar'dan mı? (Yahya Kemal) Ruhunu karatan neydi, yağmur mu yağıyordu; yoksa şimşekler mi çakıyordu? Uyarı: mı / mi eki -ınca / -ince anlamında zarf-fiil işleviyle kullanıldığı zaman soru işareti kullanılmaz: Akşam oldu mu sürüler döner. UYARI : Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur: Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı? Üsküdar'dan mı, Hisar'dan mı, Kavaklar'dan mı? (Yahya Kemal Beyatlı) G. ÜNLEM İŞARETI (!) 1. Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerin sonuna konur: Ne mutlu Türk’üm diyene! (Atatürk) Gurbet o kadar acı Ki ne varsa içimde Hepsi bana yabancı Hepsi başka biçimde! (Kemalettin Kamu) Hava ne kadar da sıcak! Aşk olsun! Ne kadar akıllı adamlar var! 2. Seslenme,hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur: Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri! (Atatürk) Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! (Yahya Kemal) Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak bir devrin battığı yerdir. (Necmettin Halil Onan) UYARI: Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabi¬leceği gibi cümlenin sonuna da konabilir: Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel) 3. Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için ayraç içinde ünlem işareti kullanılır: İsteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş(!) Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor. H. KISA ÇİZGİ (- ) 1. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur: Soğuktan mı titriyordum, yoksa heyecandan, üzüntüden mi bil- mem. (Sait Faik) 2. Ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için kullanılır: Örnek olsun diye -örnek istemez ya- söylüyorum. 3. Dil bilgisinde kökleri ve ekleri ayırmak için konur: al-ış, dur-ak. 4. Dil bilgisinde fiil kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır: al-, oku-, yazdır-, okut-, bil-, sevdir-, anla-... 5. Dil bilgisinde eklerin başına konur: -den, -lık, -ış, -t, -m, -sı, -ak... 6. Dil bilgisinde heceleri göstermek için kullanılır: a-raş-tır-ma. 7. Kelimeler arasında “-den... –a, ve, ile, ilâ, arasında” anlamlarını vermek üzere kullanılır: Türkçe-Fransızca Sözlük, Aydın-İzmir yolu, Ankara-İstanbul uçak seferleri, Türk-Alman ilişkileri, 10.30-11.30, 2000-2001 öğretim yılı. 8. Bazı terim ve kuruluş adlarında kelimeler arasına konur: sıfat-fiil, zarf-fiil, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi. 9. Adres yazarken semt ile şehir arasına konur: Kurtuluş-ANKARA 10. Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır: 50-30=20 İ. UZUN ÇİZGİ ( ) Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna konuşma çizgisi de denir. Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu) Uyarı: Konuşmalar tırnak içinde verildiği zaman uzun çizgi kullanılmaz. J. EĞIK ÇİZGİ ( / ) 1. Şiirlerden yapılan alıntılarda, mısraların yan yana yazılması gereken durumlarda mısraları belirlemek için kullanılır:Ne sen ,ne ben / Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ / Ne de âlâm-ı fikre bir mersâ / Olan bu mâî deniz. (Ahmet Haşim) 2. Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına konur: Altay Sokağı, Nu:21/6 3. Adres yazarken semt ile şehir arasına konur: Altay Sokağı, Nu:21/6 Kurtuluş/ANKARA 4. Dil bilgisinde eklerin farklı şekillerini göstermek için kullanılır:-a /-e, -an /-en, -madan / -meden. 5. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 70 / 2=35 K. TIRNAK İŞARETİ (" ") 1. Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır: Bakınız, şair vatanı ne güzel tarif ediyor: “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” Aynen alınmayan söz ve yazılar tırnak içine alınmaz. 2. Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır: Bugünlerde “iyi bir iş” arıyordu. Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınmadan koyu yazılarak veya altı çizilerek de gösterilebilir: Höyük sözü Anadolu'da tepe olarak geçer. 3. Kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınır: Yahya Kemal’in bazı şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz” adı altında çıktı. (A.H. Tanpınar) “İmlâ Kuralları” bölümünde bazı uyarılara yer verilmiştir. Uyarı:Tırnak içine alınan sözlerden sonra kesme işareti kullanılmaz. L. TEK TIRNAK IŞARETI ( ‘ ’ ) 1. Tırnak içinde verilen ve yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü belirtmek için kullanılır: Edebiyat öğretmeni “Şiirler içinde ‘Han Duvarları’ gibisi var mı” dedi ve Faruk Nafiz’in bu güzel şiirini okumaya başladı. UYARI : Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb .) tırnak içinde kalır: “Akıl yaşta değil baş¬tadır.” atasözü yüzyılların tecrübesinden süzülüp gelen bir gerçeği ifade etmiyor mu? “İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!” diyorlar. (Yahya Kemal Beyatlı) UYARI : Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır. 2. Dil yazılarında verilen örneğin anlamını göstermek için kullanılır: Göktürk Anıtları’nda geçen, fakat günümüze ulaşmayan bazı örnekler: bodun ‘millet, kavim’, sab ‘söz’, eçü apa ‘ecdat, atalar’, tüketi ‘tamamen, bütünüyle’ UYARI : Tırnak içine alınan sözlerden sonra kesme işareti kulla¬nılmaz: Yahya Kemal’in “Aziz İstanbul”unu okudunuz mu? M. DENDEN İŞARETI ( " ) 1. Bir yazıdaki maddelerin sıralanmasında veya bir çizelgede alt alta yazılması gelen aynı sözlerin veya söz gruplarının tekrar yazılmasını önlemek için kullanılır: a. Etken fiil b. Edilgen ″ c. Dönüşlü ″ d. İşteş ″ N. YAY VE KÖŞELI AYRAÇ ( [ ] )YAY AYRAÇ (()) 1. Cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgili olmayan açıklamalar için kullanılır: Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz. (N. Ataç) Uyarı: Hakkında açıklama yapılan söze ait ek, ayraç kapandıktan sonra yazılır: Yunus Emre (1240-1320)’nin... 2. Tiyatro eserlerinde konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır: İhtiyar ─ (Yavaş yavaş Kaymakama yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası için bana da anlatın... Kaymakam ─ (hiddetle) Ne olacak baba... (Reşat Nuri Güntekin, İstiklâl) 3. Alıntıların aktarıldığı eseri veya yazarı göstermek için kullanılır: Eşin var, âşiyânın var, baharın var ki beklerdin Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? (Safahat) 4. Alıntılarda, başta, ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümlerin yerine konulan üç nokta, yay ayraç içine alınabilir. 5. Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır. 6. Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını göstermek için kullanılan soru işareti yay ayraç içine alınır. 7. Bir yazının maddelerini gösteren rakam ve harflerden sonra kapama ayracı konur: I) 1) A) a) II) 2) B) b) O. KÖŞELI AYRAÇ ( [ ] ) 1. Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda yay ayraçtan önce köşeli ayraç kullanılır. 2. Bibliyografik künyelere ilişkin bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır: Reşat Nuri [ Güntekin], Çalıkuşu, Dersaadet 1922. 3. Bilimsel çalışmalarda, metinde bulunmayan veya silinmiş olan,fakat araştırmacı tarafından tamamlanan bölümler köşeli ayraç içine alınır: Babam kağan öldüğünde küçük kardeşim Kül-tegin ye[di yaşında kaldı...] P. KESME İŞARETI ( ' ) 1. Özel adlara getirilen iyelik ve hâl eklerini ayırmak için konur: Fatih Sultan Mehmet’e, Atatürk’üm, Yunus Emre’yi, Türk’e, Türkiye’m, Kâzım Karabekir’i, Türkiye’de, Anadolu’dan, Ziya Gökalp Bulvarı’nda, Çankaya Köşkü’ne, Sait Halim Paşa Yalısı’ndan, Van Gölü’ne, Ağrı Dağı’nın ;Kiralık Konak’ta, Sinekli Bakkal’ı... Ancak aşağıda belirtilen özel adlardan sonra kesme işareti kullanılmaz: a) Kurum ve kuruluş adları: Türk Dil Kurumundan, Selçuk Üniversitesi Rektörlüğüne. b) Akım, çağ ve dönem adları: Eski Çağın, Millî Edebiyat Akımının. c) Kişi adlarından sonra kullanılan unvanlar: Mustafa Kemal Paşaya, Zeynep Hanıma, Ayhan Beyden, Ahmet Mithat Efendinin. ç) Ay ve gün adları: 29 Ekime..., 30 Ağustos Çarşambadan sonra. d) Deyimlerde geçen özel adlar: Allaha emanet, Alinin külâhını Veliye, Velinin külâhını Aliye. Uyarı: Özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz. Uyarı: Yabancı özel adlar dışındaki özel adlara getirilen yapım ekleri ve çokluk eki kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Ahmetler, Avrupalı, Konyalı, Kayserili. Bu eklerden sonra da kesme işareti kullanılmaz: Türkleşmekte, Türklüğün, Türkçenin, Türkçeye, Müslümanlıkta, Hrıstiyanlıktan. 2. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için: TBMM’nin, TDK’nin, BM’de, TV’ye. Uyarı: Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu; büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır: kg’dan, cm’yi, mm’den ; BDT’ye, THY’de, TRT’den. Ancak kısaltması büyük harflerle yapıldığı hâlde bir kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen eklerde bu okunuş esas alınır: ASELSAN’da, BOTAŞ’ın, NATO’dan, UNESCO’ya. Sonunda nokta bulunan kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz. Bu tür kısaltmalarda ek noktadan sonra ve kelimenin okunuşuna uygun olarak yazılır: vb .leri, mad.si, Alm.dan. 3. Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: 1985’te, 8’inci madde, 2’nci kat, 7,65’lik. 4. Seslerin vezin dolayısıyla şiirde veya konuşma sırasında düştüğünü göstermek için konur: N’oldu, n’apalım, n’eylesin. 5. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri göstermek için konur: A’dan Z’ye kadar, b’nin m’ye dönüşmesi; -sız, -siz’le yapılan yeni isimler. 6. Özel isimlerden sonra yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığı taktirde kesme işareti yay ayraçtan sonra konur: Yunus Emre (1240-1320)’nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)’nin. 7. Bazı alıntı kelimelerde Türkçeye aykırı ses ve hece yapısını göstermek için kesme işareti konur: an’ane, sun’i, kur’a, cür’et, kat’iyet, mel’un, meş’ale, mes’ul, cem’i, nev’i. Uyarı: “&” işareti İngilizceye özgüdür. Türkçede "ve" için böyle bir işaret kullanılamaz. 1. Aşağıda sıralanan özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır: a. Kişi adları, soyadları ve takma adlar: Atatürk’üm, Fatih Sultan Mehmet’e, Muhibbi’nin, Gül Baba’ya, Sultan Ana’nın, Yurdakul’dan, Kâzım Karabekir’i, Yunus Emre’yi, Ziya Gökalp’tan, Refik Halit Karay’mış, Ahmet Cevat Emre’dir, Namık Kemal’se. UYARI : Sonunda p, ç, t, k ünsüzlerinden biri bulunan Ahmet, Çelik, Çiçek, Halit, Mehmet, Mesut, Murat, Özbek, Recep, Yiğit, Bosna-Hersek, Gaziantep, Kerkük, Sinop, Tokat, Zonguldak gibi özel adlara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde kesme işaretine rağmen Ahmedi, Çeliği, Çiçeği, Halidi, Mehmedi, Mesudu, Muradı, Özbeği, Recebi, Yiğidi, Bosna-Herseği, Gaziantebi, Kerküğü, Sinobu, Tokadı, Zonguldağı biçiminde son ses yumuşatılarak söylenir. UYARI: Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay ayraçtan sonra konur: Yunus Emre (1240?-1320)'nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)'nin. Ancak cins isimler için yapılan açıklamalarda yay ayraçtan sonra doğal olarak kesme işaretine gerek yoktur: İmek fiili (ek fiil)nin geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir. UYARI : Özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrıl¬maz. b. Millet, boy, oymak adları: Türk’üm, Alman’sınız, İngiliz’den, Rus’muş, Oğuz’un, Kazak’a, Kırgız’ım, Özbek’e, Karakeçili’nin, Hacımusalı’ya. c. Devlet adları: Türkiye Cumhuriyeti’ni, Osmanlı Devleti’ndeki, Amerika Birleşik Devletleri’ne, Azerbaycan Cumhuriyeti’nden. d. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar: Allah’ın, Tanrı’ya, Cebrail’den, Zeus’u. e. Kıta, deniz, nehir, göl, dağ, boğaz, geçit, yayla; ülke, bölge, il, ilçe, köy, semt, bulvar, cadde, sokak vb . coğrafyayla ilgili yer adları: Asya’nın, Marmara Denizi’nden, Akdeniz’i, Meriç Nehri’ne, Van Gölü’ne, Ağrı Dağı’nın, Çanakkale Boğazı’nın, Zigana Geçidi’nden, Uzunyayla’ya, Türkiye’dir, İç Anadolu’da, Doğu Anadolu’ya, Ankara’ymış, Sungurlu’ya, Ziya Gökalp Bulvarı’ndan, Yıldız Mahallesi’ne, Taksim Meydanı’ndan, Reşat Nuri Sokağı’na. UYARI: Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten önce kesme işareti kullanılır: Hisar’dan, Boğaz’dan. f. Gök bilimiyle ilgili adlar: Jüpiter’den, Venüs’ü, Halley’in, Merih’e, Büyükayı’da, Yedikardeş’ten, Samanyolu’nda. g. Saray, köşk, han, kale, köPage Rankingü, anıt vb . adları: Dolmabahçe Sarayı’nın, Çankaya Köşkü’ne, Sait Halim Paşa Yalısı’ndan, Ankara Kalesi’nden, Horozlu Han’ın, Galata KöPage Rankingüsü’nün, Bilge Kağan Abidesi’nde, Çanakkale Şehitleri Anıtı’na. h. Kitap, dergi, gazete ve sanat eseri (tablo, heykel, müzik vb .) adları: Nutuk’ta, Safahat’tan, Kiralık Konak’ta, Sinekli Bakkal’ı, Hürriyet’te, Resmî Gazete’de, Onuncu Yıl Marşı’nı, Yunus Emre Oratoryosu’nu, Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’nü. i. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelge adları: Millî Eğitim Temel Kanunu’na, Medeni Kanun’un, Atatürk Uluslararası Barış Ödülü Tüzüğü’nde, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği’nin. UYARI: Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: Bu Kanun’un 17. maddesinin c bendi... Yukarıda adı geçen Yönetmelik’in 2’nci maddesine göre... vb . j. Hayvanlara verilen özel adlar: Sarıkız’ın, Karabaş’a, Pamuk’u, Minnoş’tan. UYARI: Kurum, kuruluş, kurul ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığına, Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun, Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna; Mavi Köşe Bakkaliyesinden, Gimanın. UYARI : Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hristiyanlıktan, Atatürkçülüğün. 2. Kişi adlarından sonra gelen saygı sözlerine getirilen ekleri ayırmak için konur: Nihat Bey’e, Ayşe Hanım’dan, Mahmut Efendi’ye, Enver Paşa’ya vb . UYARI: Unvanlardan sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Cumhurbaşkanınca, Başbakanca, Türk Dil Kurumu Başkanına göre vb . 3. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur: TBMM'nin, TDK'nin, BM'de, ABD'de, TV'ye. UYARI : Sonunda nokta bulunan kısaltmalarla üs işaretli kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz. Bu tür kısaltmalarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra, kelimenin ve üs işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır: vb .leri, Alm.dan, İng.yi; cm³e (santimetre küpe), m²ye (metre kareye), 64ten (altı üssü dörtten). 4. Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: 1985'te, 8'inci madde, 2'nci kat; 7,65’lik, 9,65’lik. 1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. (Mustafa Kemal Atatürk) 5. Şiirde seslerin ölçü dolayısıyla düştüğünü göstermek için kesme işareti kullanılır: Bir ok attım karlı dağın ardına Düştü n'ola sevdiğimin yurduna İl yanmazken ben yanarım derdine Engel aramızı açtı n'eyleyim (Karacaoğlan) 6. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur: a'dan z'ye kadar, b'nin m'ye dönüşmesi, Türkçede -lık'la yapılmış sözler. UYARI: Akım, çağ ve dönem adlarından sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Eski Çağın, Yükselme Döneminin, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına KISALTMALAR Kısaltmalarda herkesçe uyulan, genel bir sistem bulunmamakla birlikte dilimizde bazı esasların yerleştiği de görülmektedir. Kısaltmalarla ilgili bu esasları şöyle gösterebiliriz: 1. Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları genellikle her kelimenin ilk harfinin büyük olarak yazılmasıyla yapılır: TBMM, TDK (Türk Dil Kurumu), TK (Türk Kültürü), GD (güneydoğu). Ancak bazı kısaltmalarda, kısaltmanın akılda kalabilmesi için yeni bir kelime türetme amacıyla bazen özellikle son kelimenin birkaç harfinin kısaltmaya alındığı görülür: İLESAM (İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği), SEKA (Selüloz ve Kâğıt Sanayii Kurumu), TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi. Büyük harflerle yapılan kısaltmalarda genellikle nokta kullanılmaz. Ancak bazı örneklerde nokta konulması gelenekleşmiştir: M.Ö., P.K.(Posta Kutusu), T.C.(Türkiye Cumhuriyeti) 2. Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarıyla element ve ölçülerin dışında kalan kelime veya kelime gruplarının kısaltılmasında, ilk harfle birlikte kelimeyi oluşturan temel harfler (genellikle ünsüzler) dikkate alınır. Kısaltılan kelime veya kelime grubu, özel ad, unvan veya rütbe ise ilk harf büyük; cins ismi ise ilk harf küçük olur: İng.(İngilizce), Alb. (Albay), Kocatepe Mah.,kim. (kimya), sf. (sıfat), çev. (çeviren). Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu; büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır: kg'dan, cm'yi, THY'de, TV'den. 3. Ancak kısaltması büyük harfle yapıldığı hâlde bir kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen eklerde bu okunuş esas alınır: ASELSAN'da, BOTAŞ'ın, NATO'dan, UNESCO'ya. YANLIŞ CÜMLELER : Çok güzel dediğim kız döndü,bana baktı. (yanlış) Çok güzel dediğim kız döndü , bana baktı. (yanlış) Arkadaşlarımla buluşmak için moda'da yürüyordum ki, çok güzel 1 kız gördüm (yanlış) Çok güzel bir kızdı, benim girlfriendim olmasını isterdim. (yanlış) Arkadaşlarımla buluşmak yerine o kızla oturmayı ve sevgi ile bana bakmasını isterdim. (yanlış) O kızda aynı şeyleri ister miydi acaba? (yanlış) Sanırım kapı da duran kırmızı araba onun du. (yanlış) Birden gördümki araba aslında erkek arkadaşınındı. (yanlış) "şey" daima ayrı yazılır. bir şey, her şey bir diğer önemli kelime "her" herhangi ve herhalde hariç diğerleri ayrı yazılır. her zaman, her gün, her biri, her dem, her halükarda. "şu" şuara bitişik diğerleri ayrı. "bir" daima ayrı yazılır. yalnız birçok bitişik yazılır. bir anda, bir ara, bir an, bir elden, herhangi bir. pek çok, pek çoğu diye yazılır. bir diğer önemli nokta: herkes haletiruhiye, tebdilimekan bitişik yazılır. ayrıca birleşik fiillerde eğer ses değişmesi(ses düşmesi, ses türemesi) olursa bitişik diğer hallerde ayrı yazılır. fark etmek, affetmek(ses türemesi) gibi. bir diğer karıştırılan kelimeler yanlış ve yalnız. bunu ezberleyemiyorum karıştırıyorum diyorsanız: yanlış, yanılmaktan geliyor. yalnız, yalından. şu halde kimse bizden türkçe öğretmeni olmamızı beklemiyor ama bunca yaşa gelip de bazı şeyleri bilmemek gerçekten ayıp. ben de bilmiyorum, bazen karıştırıyorum; ama gidip de herkez yazmıyorum, gidiyomusun da yazmıyorum. bu kadar basit şeylerde hata yapan top olsun! Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonundaki noktalama işareti yanlış kullanılmıştır? A) Gece, ayı hilal şeklinde gördüm. B) Bu iş iki ayda zor biter. C) Ay, ne sevimli bir çocuksun. D) Yüzü ay gibi parlıyordu. Yanlış: "Tatile çıkmadan önce otel de yerimizi ayırttık." Yanlış: "Bunun doğru olmadığını sende biliyorsun." Yanlış: "Geç olsunda, güç olmasın." Yanlış: "Maçı izledimi ki, yorum yapıyor?" Yanlış: "Urfa'da Oxford vardıda bizmi gitmedik?" Yanlış: "Tabii ki de" "Tabii ki" (burada "de" tümüyle gereksiz ve yanlış) Yanlış: "Ama ben okula gittim ki!" Doğru: "Ama ben okula gittim!" (Türkçe'de "ki", anlamı vurgulamak için ancak olumsuz ifadelerde kullanılır, olumlularda değil. "Ama ben okula gitmedim ki!") Yanlış: "Ne bugün ne de başka bir zaman, böyle bir şey söylemedim." Doğru: "Ne bugün ne de başka bir zaman, böyle bir şey söyledim." (Bu kalıpta, olumsuzluk vurgusunu zaten "ne .... ne de ...." şablonu verir. Yüklemin olumsuz kullanılmasıysa yanlıştır ve anlamı bütünüyle tersine çevirir.) Bir örnek daha: "Babam ne liseye ne üniversiteye gitmedi." Doğrusu, "Babam ne liseye ne de üniversiteye gitti" olacak. Yanlış: "Akdeniz'in doyumsuz güzellikteki sahilleri" Doğru: "Akdeniz'in tadına doyum olmaz güzellikteki sahilleri" ya da "Akdeniz'in, güzelliğine doyum olmayan sahilleri" benzeri bir ifade kullanılmalıydı. "Doyumsuz" ile "doyum olmayan" bütünüyle farklı anlamlara sahiptir ve "doyumsuz", "tatminsiz" demektir. Yanlış: "Dünya 1968'li yıllarda büyük çalkantılar yaşadı." Doğru: "Dünya 1960'lı yıllarda büyük çalkantılar yaşadı", "Dünya altmışlarda büyük çalkantılar yaşadı" ya da "Dünya 1968'de büyük çalkantılar yaşadı" biçiminde ifade edilmeli. "1968'li yıllar", "1987'li yıllar" diye bir şey yoktur. "Altmışlı yıllar" ya da "1960'lı yıllar" ifadeleri, 1960'dan 1969'a dek uzanan on yıllık dönemi (İngilizce'de "decade") anlatmak için kullanılır. 1968 ya da 1987, 2003 vb ise belli bir yıldır ve bir tanedir; "1968'li yıllar" olmaz. Internet marifetiyle yaygınlaştırdığı hatalar: "Aşağılamak" yerine "aşşaalamak"; "Hava bayağı sıcak" yerine "Hava bayaa sıcak" gibi. • "Yahu" yerine "yaw", "yow", "yaa" gibi söyleniş biçiminden yola çıkarak biçimi bozulmuş sözcükler. Küçük resimlere pek itibar etmemeli. Dilimize zarar veriyor. Afadedeki güzellikleri silip süpürüyor. Amerikan filmlerinde insanları şartlandırmak için kahkaha efektlerinin yer alması gibi bir şey.