|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türk Şairlerin Şiirleri Ünlü Türk Şairlerinin şiirleri... |
| LinkBack | Seçenekler |
03.09.09, 23:32 | #12 (permalink) |
Moderator Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Ankara
Mesajlar: 9.457
Konular: 7187 Rep Puanı:10540 Rep Gücü:131 RD: Ettiği Teşekkür: 2.018 642 Mesajına 953 Kere Teşekkür Edlidi : | --->: Dursun Ali Erzincanlı Şiirleri-Aşkına Aşkına Sana aşık olanların Sana aşkla yananların sevdası var içimde Her birinin gözlerinde bir mekke Yüreğinde Medine-i Münevvere yaşıyor Sana hasret fuyanların, Yalnız seni ananların özlemi var içimde Gözlerinde senden kalma bir haya Sözlerinde muhabbetin yaşıyor. Taşlar yağsa üstlerine ey nebi! Taifteki şefkatin var. Kovulsalar yurtlarından Medine'ye hicretin var. Terk edilse bir köşede Dost olarak himmetin var. Sıddık misali sadıkların Ömer sözlü adillerin Osman yüzlü, Ali gözlü ümmetin var. Hem Kur’an’ın, sünnetin var... Dursun Ali Erzincanlı --------------Tualimforum İmzam-------------- Kartal |
03.09.09, 23:44 | #13 (permalink) |
Moderator Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Ankara
Mesajlar: 9.457
Konular: 7187 Rep Puanı:10540 Rep Gücü:131 RD: Ettiği Teşekkür: 2.018 642 Mesajına 953 Kere Teşekkür Edlidi : | --->: Dursun Ali Erzincanlı Şiirleri-Kerbela İlahisi Sözleri Kerbela İlahisi Sözleri Hicretin dördüncü yılı. Birer yıl arayla Medine'de iki doğum, İki bayram, iki ay parçası... Yeryüzünün en hayırlı dedesinin gözbebekleri doğuyor. Rasû»l-üs Sakaleyn'in kokladığı reyhanları Fatıma't-üz Zehrâ'nın körpecik fidanları Ali'yi Mürteza'nın eşsiz kahramanları doğuyor. Cennet gençliğinin iki seyyidi. Ehl-i Beyt'in ilk nazlı çiçekleri... İki ay parçası, " merhabadiyor o incecik sesiyle İsimlerini Rahman koyuyor, Cebrail nefesiyle Siz onlara Allah'ın iki lütfu diyin; Birinin adı Hasan; diğerinin Hüseyin. Zaman, saadetli günleri yaprak yaprak okurken Onlar peygamber dizinde büyüdüler Ve zaten onlar semâda büyüktüler. Bir gün peygamberlerin incisi oturuyorlar. Hasan' la Hüseyin Birbirlerini yakalama oyununda... Buyurdular; " Ha Gayret Hasan! Göreyim seni, yakala Hüseyin'i." Hz. Ali; " Ya rasulAllah!diyor, " Hüseyin'den taraf olmanız gerekmez mi? Hüseyin daha küçük." Rasulullah buyuruyorlar; " Baksana! Cebrail de Hüseyin'i tutuyor; Ha gayret Hüseyin! Göreyim seni diyor." Yine birgün, Efendimiz, ashabıyla yürüyorlar. Hz. Hüseyin çocuklarla oynuyor. Peygamberimiz, ellerini açıyor; Tutmak için Hüseyin'i... Hz. Hüseyin, bir oraya bir buraya kaçıyor. Ve gülerek yakalıyor onu, Nebiler serveri. Bir elini kafasının arkasına, Öbür elini, çenesinin altına koyup öpüyor, kokluyor, öpüyor. Sonra zamana ve mekana sesleniyor; " Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim! Allah'ı seven Hüseyin'i sever! Hüseyin, torunlardan bir torundur." Ve bir gün Cebrail bir haberle gelir; Hüseyin Fırat kıyısında şehit edilecektir. Orası, üzüntülü, tasalı, mihnetli ve belalı bir yerdir. Kerb-ü beladır! Orası Kerbeladır! Hicretin altmış birinci yılı. Aylardan Muharrem... Kan renginde fırat Kan renginde yakamoz. Ve dudaklar susuz, Yürekler susuz... Kerbelada bir oğul var, Yoluna oğullar feda. Bir torun, Kerbelada... Dedesinden elli yıl uzakta. Onun gibi bembeyaz giyimli Bembeyaz yüzlü. Atının üzerinden sesleniyor Kalpleri mühürlü olanlara Merhametten yoksun olanlara; " Ben Peygamberiniz Aleyhisselamın kızının oğlu değil miyim? Ben Hz.Muhammed Mustafa'nın torunu değil miyim? Şehitler seyyidi Hamza, babamın amcası değil mi? Çift kanatlı şehit Cafer, benim amcam değil mi?" Kerbelada bir oğul var, Çevresinde Yeminler ediliyor şehadete. Ve birbir toprağa düşüyor yiğitler Ehl-i Beyt'in solan ilk çiçeği Aliyyül Ekber'di. Sonra sıra sıra soldu civanlar; Avn b. Abdullah b. Cafer, Muhammed b. Abdullah b. Cafer, Abdurrahman b. Akîl, Cafer b. Akîl... İşte bakın, biri daha yürüyor ölüme; Hz. Hasan'ın oğlu Kâsım! Onun da yüzü ay parçası. Elinde kılıç, üzerinde gömlek ve pelerin. Ayak sandallarından birisinin bağı kopmuş. Başına bir kılıç iniyor, Ve " Amca!diyerek yüz üstü düşüyor kerbela'ya. Kerbela'da bir oğul var Bir şahin var. Kucağında üç yaşında bir seyyid; Adı abdullah! Ve bir ok, Abdullah'ı boğazından vuruyor Hz. Hüseyin, kanla dolan avuçlarını yere boşaltıyor " Yâ Rab!diyor. " Bize göklerden yardım etmeyeceksen, Hakkımızda ondan daha hayırlısını ihsan et." Hicretin altmış birinci yılı Muharrem ayının onu... Bir şehit var kerbelada Tam otuz üç mızrak yarası, Otuz dört kılıç yarası Ey Muhammed'im nerdesin nerde? Hüseyinin başı bir yerde; gövdesi bir yerde! Bu Hz. Zeyneb'in feryadıdır dedesine; " Ey Muhammed'im! Ey Muhammed'im! Sana göklerdeki melekler salatü selam getiriyorlar. Hüseyin ise şu otsuz bozkır çölde Tozlara, topraklara, kanlara bulanmış, Azaları kesilmiş yatıyor. Ey Muhammedim! senin kızların esir edilmiş, Zürriyetin hep öldürülmüş. Sabah yelleri onların üzerine toz toprak savuruyor." Abdullah bin Abbâs da, o gün Medinede Rasulullah aleyhisselam'ı görür rüyada Yanında içi kan dolu cam bir bardak vardır, Ve şöyle buyurur: " Benden sonra Ümmetimin yaptığı şeyi biliyor musun? Hüseyin'i şehit ettiler. Bu, Onun ve ashabının kanlarıdır. Bunu Allah'a sunacağım." Ya RasulAllah! Biz asırlar sonra geldik. Eğer o gün olsaydık Kerbela'da Allah'a kasem olsun ki Ashabının seni koruduğu gibi Korurduk Ehl-i Beyt'ini Ya da o uğurda verirdik canımızı. Bu sözümüzün bir isbatı olarak Bu gün biz senin kapındayız. Taşıdığımız ehl-i beyt isimleri. Kimimiz Ali, kimimiz fatıma Kimimiz hasan ve hüseyin. Ve iftiharla senin ismini taşıyor çoğumuz. Allah ruhumuzu senin kapında Ehl-i Beytine layık olduğumuz bir anda alsın. Aliyi Asğar'la, Zeynelabidin'le her asırda hüseyni çiçekler açarken Yanaklarında peygamber busesi, Ve her biri senden bir koku taşırken çağlara. Allah, bizi onlardan ayırmasın. Bizi senden ve rızasından ayırmasın. Dursun Ali Erzincanlı --------------Tualimforum İmzam-------------- Kartal |
03.09.09, 23:47 | #14 (permalink) |
Moderator Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Ankara
Mesajlar: 9.457
Konular: 7187 Rep Puanı:10540 Rep Gücü:131 RD: Ettiği Teşekkür: 2.018 642 Mesajına 953 Kere Teşekkür Edlidi : | --->: Dursun Ali Erzincanlı Şiirleri-Sana Dair Sana Dair Ne bir ressamın fırçasında şekillenir, Ne bir filozofun felsefesinde hayat bulur, Ne bir matematikçi bendeki tekligini bulur, Ne bir tarihçinin ellerinde kaybolur anlatılmaz sevdam... Ne bir annenin cocuguna duydugu sevgi gibi, Ne bir bülbülün güle olan aşkı gibi degil, Anlatılmaz sevdam... Gecenin en olmaz saatinde, Sabahın güne merhaba dedigi ilk vakitte ben seni arıyorum, Semada zikre gark olmuş meleklerin duasıyla, Duama amin diyen Cebrail Aleyhisselamla ben seni arıyorum. Öyle benden öyle içtenki çözemiyorum... O ilk bakış beni benden eyledi, Askın yaktı beni hasretin kül eyledi, Yüregime adın,nakış nakış bir nazarla yer eyledi, Sevdan nalan,nurun geceme ışık eyledi, Öyle sevdiki gönül anlatılmaz sevdam... Asi nefsim boyun büktü, Yüregim yaradanın büyüklügünü gördü, Dudaklar konuştu tövbeler günahı örttü, Herşey Hakta birleşti batıllık yere çöktü, Umuttur yolun,anlatılmaz sevdam... Herşeyi seninle ögrendim,bir baba sevgisini seninle tattım. Bir amaca tutunup kalmayı, Dünyanın süsüne takılmamayı, Ezan sesinde aglamayı herşeyi sevdanla anladım. Tüm şüphelerden arınmış bir yürek taşıyorum, En temiz,en çıkarsız halimle ben seni yaşıyorum. Aşkıma son yok,kararlıyım,olmasada sonu varamasamda sana, Anlatamasamda sevdamı sen bilirsin Gavsım bu aciz insanı... Dursun Ali Erzincanlı --------------Tualimforum İmzam-------------- Kartal |
03.09.09, 23:58 | #15 (permalink) |
Moderator Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Ankara
Mesajlar: 9.457
Konular: 7187 Rep Puanı:10540 Rep Gücü:131 RD: Ettiği Teşekkür: 2.018 642 Mesajına 953 Kere Teşekkür Edlidi : | --->: Dursun Ali Erzincanlı Şiirleri-Mekkenin Fethi Mekkenin Fethi Her şey bir şiirle başladı. Peygamber huzurunda okunan bir şiirle... Kızgın kum fırtınalarından, Adem vadisinden kopup gelen bir şairle... Ardında kırk süvari, Ve alev alev yanan gözlerinde ihanet haberleri. Bu şair, huzaa kabilesinden Amr bin Salim'di. En üst perdeden okudu şiirini, Ve gözlerini kırpmadan dinledi Nebi; " Kureyşîler sana verdikleri sözde durmadılar, Hudeybiye'de seninle yaptıkları misakı bozdular. Bizi Vetir'de, Kendi yurdumuzda gafil avladılar. Benim kimseyi yardıma çağırmayacağımı, Çağıramayacağımı sandılar." Dedi ve durdu. Şair ağlıyordu. Peygambere çevrildi tüm gözler Ve o an tutuldu nefesler. Sahabenin başları yere değiyordu, Çünkü mübarek alınlarındaki damar belli oluyor, Peygamber celalleniyordu. " Ey Nebi! Allah'ın kullarını yardıma çağır, İçlerinde Allahın Rasulü de olsun Yapılan zulme, öfkesinden renkten renge girsin, Ve büyük bir ordunun başına geçip, Denizler gibi köpürerek akıp gelsin." Şiir bitmişti, Şair de bitmişti. Gözler hâlâ peygamberdeydi, Allahın râsû»lü, ridasını toplayıp ayağa kalktı! Ve sahabe ayağa kalktı. Şimdi konuşan peygamberdi; " Eğer kendime yardım ettiğim şeylerle Huzaalara yardım etmezsem, Ben de yardım görmeyeyim. Varlığım kudret elinde olan Allah'a andolsun ki, Kendimi ve ev halkımı koruduğum gibi, Bunları da koruyacağım. Şimdi haber salın yeryüzüne! Allah'a ve Ahiret gününe iman edenler Medine'de toplansın." Medine dağlarında savaşın ritmi, Sokaklarında peygamber sessizliği… Konuşmuyor nebi Hane-i saadet'te kılıçlar bileniyor Hane-i Saadet'te zırhlar temizleniyor Ve şehirlerin anası gülüyor. Mekke-i mükerreme uzaktan gülüyor. Gül ey Mekke! Gün senin günündür Gün senin fetih günündür. Gül ki, bu dönüş sanadır. Baksana, Dün bağrından koparılan yiğitler dönüyor sana Erak topraklarını savuran rüzgar dönüyor önce Ardından büyük bir birlik; Başlarında Halid bin Velid! Arkadan ey Mekke! Senin topraklarında yaşarken Rabbim Allah'tır dedi diye sövülen, İşkence gören, Her tarafı kıpkızıl kurban taşları gibi Kan içinde kalan muhacirler geliyor. En önde Zübeyr bin Avvâm geliyor Hani sekiz yaşında müslüman olan Hani onbeş yaşında senden koparılan Amcası onu bir hasıra sarmıştı hani Ateş dumanına tutmuştu Küfre dönsün diye. Ama o dönmedi küfre Ve peygamber yıldızlarından biri olarak En önde sana dönüyor ey Mekke! Sonra bir bölük halinde Beni gıfarlar geliyor! Bayrakları Ebu Zer Gıfari'nin elinde... Şu müslüman oluşunu Kâbede ilan edince Bayılana kadar dövülen Ebu Zer geliyor. Eslemler geliyor bölük halinde Müzeyneler bin kişilik alayla geçerken çölden Tekbir sesleri geliyor göklerden Ey Mekke başka kimi bekliyorsun söyle! Hz.Hamza'yı mı? Musab bin umeyr'i mi? Onlar, Şehitler ordusuyla tebessüm ediyorlar sana Ve baksana Gözleri ışıl ışıl sana yaklaşan ve tozu dumana katan bir alayı seyrediyorlar Kapkara bir taşlığı andıran bu alay da kim Bir hareketlilik semada... Bunlar ölüme susamış savaş erleri Ensâr! Ve en ortada simsiyah sarığıyla Yâr! O an Peygamberler ayakta, Melekler ayakta Şehitler ayakta… Ey Mekke Kalkabilirsen sen de kalk Çünkü gönüllere safâ geliyor Hazreti Muhammed Mustafa! geliyor Sekiz yıl geçti aradan Sensiz tam sekiz yıl geçti... Gittiğin gece Uzaktan dönüp Kâbe'ye bakınca; " Mekke!demiştin, " Sen benim için bütün dünyadan daha değerlisin ama senin insanların beni rahat bırakmıyor" deyip gitmiştin. Yıldızlar da seninle birlikte gitmişti. Kapkaranlık geceler kalmıştı ardında. Mekke öksüz kalmıştı. Ve Mekke çocukları... Çocuklar hep Sümeyye'nin toprağa düştüğü yerde oynadı, Habbâb bin Eret'in ateşe atıldığı yerde oynadı Hane-i Saadetin üzerinde Sevr mağarasından kalma güvercinler bekledi seni . Kâbe-i Muazzama'da namaz kılışını özleyen Hârem, Haticetül Kübrâ'nın hatıraları, O gül kokuna hasret kalan sokaklar bekledi seni. Şimdi Kasva'dan inmez misin Ya RasulAllah! İnmez misin ki, Ayaklarından öpsün mekke toprakları Ve kaldırmaz mısın başını ki Nur çehreni seyretsin âlem İşte Rasulullah'ın nur yüzü göründü. İşte Rasulullah bakıyor. Başında yemen işi simsiyah bir sarık. O Alnındaki nura kurban olalım. Rasulullah Kâbe'ye bakıyor. Ve işaret ediyor Hz. Bilâl'e... Bilâl, Kabe-i Muazzamâ'nın üzerinde... Şimdi Bilâli dinlesin yer ve gök. Dursun Ali Erzincanlı --------------Tualimforum İmzam-------------- Kartal |
04.09.09, 00:09 | #16 (permalink) |
Moderator Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Ankara
Mesajlar: 9.457
Konular: 7187 Rep Puanı:10540 Rep Gücü:131 RD: Ettiği Teşekkür: 2.018 642 Mesajına 953 Kere Teşekkür Edlidi : | --->: Dursun Ali Erzincanlı Şiirleri-Hoşgeldin Hoşgeldin Bu şiirde hüzün yok Bugün hüzün yok bize Sultanlar sultanının doğduğu o geceyi, o benzersiz geceyi çoşkuyla anıyoruz Aleme ervah, bugün bizimle beraberdiniz Meleği ala beraberdir bizimle Ve şimdi biz meleklerle diz dize Rebiüevvel ayının onikinci gecesi, yer Mekke Ebu Tâlib mahallesi Leyl çarşısı Bir ev Abdulmuttalib’den oğlu Abdullah’a kalan Bir hane şimdi Abdullah ‘da yok,karanlık ve Hz. Amine Üflesen sönecek gibi yıldızlar Ve beklenen bir var, O ... Rebiüevvel ayının onikinci gecesi yıl 571 Nisan ayının yirmisi,günlerden Pazartesi Ebu Talib mahallesinde saadetli bir ev, saadetli bir oda Abdimenaf kızlarını andıran huriler dolaşıyor oda da Birinin elinde cam bir kase var içi şerbet dolu ama sanki kar Hadi al, bu içecek cennet tavıdır ,al ve iç Bu sana Allah’ın ikramıdır. Ve yudumlanıyor şerbet Allah’ın adıyla O anda beyaz bir kuş bembeyaz kanadıyla Hz Amine’nin sırtını sıvazlıyor Ve beklenen biri var O... Rebiüevvel ayının onikinci gecesi Vakit seher vakti, yıldızlara uzansan tutacaksın Hele biri var ki küçücük bir dolunay sanki Bu onun yıldızı, ve bir nur denizi, O’nun denizi Semave vadisi sular altında Çünkü O geliyor Çekilen ve kuruyan Save gölü sönen Mecusi ateşi Çünkü O geliyor Zincire vurulan şeytan göklerden kovuluyor Kisra saraylarından çatırdılar geliyor, çünkü dünyaya O geliyor Ve gökten inen üç melek ellerinde üç bayrak Biri güneşin doğduğu yerde,biri battığı yerde güneşin Diğeri Kabe’nin üzerinde müjdesini veriyor kainat güneşinin... Bu muştunun ardından kat be kat semalardan boşalıyor melekler Allah’ın rahmeti üzerine olsun ey Nebi... Ve bir nur doğdu ayın ondördü gibi O doğdu, kalplere sürur doğdu Gerçek oldu annesinin rüyası Hz.İbrahim’in duası kabul oldu Yer de ve gökte övülecek şan doğdu Ümmetinin göz nuru habibi zişan doğdu Şimdi kaplasın onu bir ak bulut Ve dolaştırsın melekler, doğuyu ve batıyı Varlıklar onu birde suretiyle tanısın Yusuf’u görüpte parmağını kesenler baksın bir kez O’na da yürekleri doğransın Hoş geldin ey ledün ilminin sultanı Kabe’nin canı, Dertlilerin dermanı, Hoş geldin ey cihanın padişahı ! Kur’an’nın sırrı İrfan ehlinin şahı Hoş geldin ey enbiyalar sultanı ! Cemal bahçesinin bülbülü Kainatın nazlı gülü, Hoş geldin... Rebiüevvel ayının onikinci gecesi Yirmibirinci yüzyıl Olanca genişliği ile yeryüzü Ve efendiler efendisi gönüllerde doğmaya devam ediyor... Ey Nebi Alemlere rahmet geldi Sana sâlat ve selam Efendimiz Hoş geldin... Dursun Ali Erzincanlı --------------Tualimforum İmzam-------------- Kartal |
Tags |
ali, dursun, dursun ali erzincanlı, dursun ali erzincanlı seçme şiirler, dursun ali erzincanlı seçme şiirleri, dursun ali erzincanlı şiir, dursun ali erzincanlı şiirleri, erzincanli, siirleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Elli İki Gün İlahisi Sözleri Dursun Ali Erzincanlı - Dursun Ali Erzincanlı 52 Gün | Tuna | Dini Şiirler-İlahiler | 1 | 29.11.17 09:56 |
Adın Geçer İlahisi Sözleri Dursun Ali Erzincanlı - Dursun Ali Erzincanlı Adın Geçer | Tuna | Dini Şiirler-İlahiler | 1 | 22.11.14 13:00 |
Vakfe Duası İlahisi Sözleri Dursun Ali Erzincanlı - Dursun Ali Erzincanlı Vakfe Duası | Tuna | Dini Şiirler-İlahiler | 0 | 28.07.11 02:39 |
Kırk Yaşındasın İlahisi Dursun Ali Erzincanlı - Dursun Ali Erzincanlı Kırk Yaşında | ASYA | Dini Şiirler-İlahiler | 1 | 28.07.11 01:20 |
Dursun Ali Erzincanlı Biyografisi,Dursun Ali Erzincanlı Hayatı | Sude | Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) | 0 | 18.06.09 23:42 |