![]() |
Zeki Ömer Defne Şiirleri Ilgaz Yıldızlar çamlara değer de geçer, Gün burdan başını eğer de geçer. Sular dizlerini döğer de geçer. Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz!.. Başında bir tavus tuğ gibi çamlar, Yollara dizilmiş tığ gibi çamlar, Karşıdan bir zümrüt çığ gibi çamlar. Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz!.. Dalı var; göklere yeşil direktir, Gölü var; dağlara düşmüş yürektir, Yolu var; içinde yitsem gerektir. Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz!.. Kaynak: Denizden Çalınmış Ülke, s. 41-42 Zeki Ömer Defne |
Orta Anadolu Orta Anadolu Git ha git otsuz ağaçsız, sensizliğim Yansır sanki yüzyıllardan bu yana. Yansır memleket olur. Ey savaşlar, bozgunlar, ey iç göçler, ey bağrım! Ey biraz Orta Anadolu! Kavuşsun da arada bir zafer sarhoşluğuna. Yine görüp göreceğin hasret olur. Çok görür el kadar gölgeliğini. Rahat vermez yel, yağış yeşiline, çiçeğine... Zaman zaman boşlukta beliren bir ince dal, Bir avuç toprağının başına dert olur. Vara vara üç beş haneli bir köy günler sonra, Bir geçmişle ödeşeceksiniz biraz. Bilmem nerelerden kalmış hangi kan davaları... Kal cinayet, geç git cinayet olur. Hayal, bu bozkırların ortasında, Önünde bir sürü gece yarısı Ağılına, yemyeşil çıkıp simsiyah dönen, Bir çoban Ahmet olur. Madem ne yana, nasıl dursa sana duruyor, Bu bozkır bu kör, Ey yeşil, ne kılarsa sana ibadet olur... Kaynak: Denizden Çalınmış Ülke, s. 46-47 Zeki Ömer Defne |
Senin Yanında Senin Yanında Senin yanındayken, avuçlarımda, Suda sabun gibi eriyor zaman.. Ve sanki yağ gibi kayıp gidiyor Bir balık ellerimin arasından. Al, yeşil sedefler akıyor ağdan, Bana râm oluyor suların sırrı Sade bir şeyler var parmaklarımda; Pul pul, pırıl pırıl ve senden ayrı... Zeki Ömer Defne |
Sevmek Seni Sevmek Seni Seni sevmek gece gezmek gibidir Bilmediğiniz büyük, görklü bir şehri. Diyelim haydi, dilinden anlıyorsunuz biraz Ve diyelim ki neonlarla pilânlar Götürdüler bir zaman bir yere kadar sizi. Ya buralardan ötesi, öteleri? Nerelere doğru uzanır gider Şu yollar, sizin gördüm, sizin bildim dediğiniz Elvan ışıklı üç beş meydanın ötesinden Hangi lâbirentlere, hangi kör sokaklara? Ve daha günün, ayın bile görmediği Hangi yeraltı yollarına ve daha nerelerden? Kolay mı böylesi bir şehri tanımak öyle? Kaldı ki sen... Getirip bırakmış sizi bir kara gemi bu şehre, Daha ilk iskelede kamaşmış gözleriniz.. Ve ilk meyhanesinde içmişiniz üstelik En nefis, en afsunlu şarabını dünyanın! Artık ordan oraya bir deli yellerde siz... Sen gel de bu hâlinle ben seni gezdim, gördüm de! Zeki Ömer Defne |
Ziller Çalacak Ziller Çalacak Zil çalacak... Sizler derslere gireceksiniz bir bir. Zil çalacak, ziller çalacak benim için, Duyacağım, evlerden, kırlardan, denizlerden; Tâ içimden birisi gidecek ardınızdan uça ese... Ama ben, ben artık gidemeyeceğim. Zil çalacak... Siz geminize, treninize gireceksiniz bir bir. Zil çalacak, ziller çalacak benimçin, Duyacağım, iskelelerden, istasyonlardan bütün; Tâ içimden birisi koşacak ardınızdan... Ama ben, ben artık gelemeyeceğim. Sonra bir gün zil çalacak yine, Hiç kimseler, kimsecikler duymayacak... Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz... Tâ içimden birisi kalacak oralarda... Ben gideceğim... Zeki Ömer Defne |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:58 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2