03.09.08, 00:04 | #32 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Sen Sen Sen Sen Sen Sen Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden., Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni Sen gelsen yeter.. Huzur ellerinin güzelliğidir. Gözlerin karşımda mutluluk denizi. Her sabah soframızda ekmeğimizi Sen bölsen yeter.. Yüreğim seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter.. Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm. Bende sabır sende naz.. Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter.. Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün, Sende karar kıldığını... Ve içimin şerha şerha yarıldığını, Sen bilsen yeter.. Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi.. Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek.. Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek, Eğilsen yeter... Yavuz Bülent Bakiler |
03.09.08, 00:06 | #33 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Seni Yazdım Ebem Kuşaklarına Seni Yazdım Ebem Kuşaklarına Seni yaşadıktan sonra anladım Bana sensin mahşer nuru, kol-kanat İçimde şahlanıp duran huysuz at Dizginsiz gemsiz değil! Unuttum gözyaşı döken kadını Ördüm gerçek aşkın ruh mihrabını Bir yay gibi gerdim göğe adını Gönül kubbem artık alemsiz değil! Benim neme gerek yıldız, dolunay Rahatlığa paydos, çileye hayhay Ne kuştüyü yatak ne ruhsuz saray Günlerim İbrahim Etem'siz değil! Açılın açılın kalabalıklar İçerim zemheri, dışarım bahar Bir alev halinde geçtiğim yollar Hallac-ı Mansur'suz, Keremsiz değil! Uzakların daha uzaklarına Büyük zaferlerin nur tabakalarına Seni yazdım ebemkuşaklarına Ellerim çaresiz, kalemsiz değil! Yavuz Bülent Bakiler |
03.09.08, 00:07 | #34 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Sivas'ta Yoksul Çocuklar Sivas'ta Yoksul Çocuklar Sivas'ta Ulu Camii avlusunda çocuklar Yalvaran gözlerle etrafa baka baka Açıyorlar küçük esmer avuçlarını: -Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka! Hükümet konağının yanında biri Bir kemik kalmış bir deri... 'Boya cila yimbeş, boya cila yimbeş' diye ağlıyor Ve daha fırça bile tutamıyor elleri. Garipler Pazarı'nda körpe çocuklar Yorgunluktan güzelim yüzleri al al... Öldüren bir çığlık dudaklarında: -Boş hamal!boş hamal!boş hamal! Nane satan su satan yetim çocuklar Şarkı söyleyemediler güneşe aya... Biliyorum ne masal dinlemeye doydular Ne oyun oynamaya... Bezirci'de, Yüceyurt'ta Altıntabak'ta... Çocuklar var incecik yüzleri nurdan Ama toz toprak içinde elleri ayakları Oyuncakları çamurdan... Ve günahkar çocuklar, suçlu çocuklar Mahkeme salonunda bakarım dizi dizi Bu suç bizim suçumuz, bu günah bizim Affedin bizi. Gökteki yıldızlar kadar sayısız Ah yurdumun kimsesiz ve yoksul çocukları Anladım farkınız yok koparılmış başaktan! Alın bu gözleri benden, alın bu yüreği artık Utanıyorum yaşamaktan... Yavuz Bülent Bakiler |
03.09.08, 00:07 | #35 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Soru Soru Ellerin neden soğuk, üşümüş müsün? Gerçek misin, düş müsün? Kar mı yağdı sokaklara, rüzgar mı esti? Üşümüş müsün? Odaları bir büyük sessizlik almış Anladım ki artık her şey masalmış. Dudakların açık kalmış. Gülmüş müsün? Neden yatıyorsun böyle upuzun Gözlerin neden dalgın, yüzün neden öyle mahzun Bir bilinmez yerinde uykumuzun Ölmüş müsün? Yavuz Bülent Bakiler |
03.09.08, 00:08 | #36 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Şaşırdım Kaldım İşte Bilmem Ki Nemsin Şaşırdım Kaldım İşte Bilmem Ki Nemsin Sözde senden kaçıyorum Dolu dizgin atlarla Bazen sessiz sevdasın İpekten kanatlarla Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla Karşıma çıkıyorsun En serin imbatlarda Adını yazıyorum Bulduğun fırsatlarla Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla Sözde senden kaçıyorum Dolu dizgin atlarla Ne olur bir gün beni Kapından olsun dinle Öldür bendeki beni Sonra dirilt kendinle Çarpsam kara sevdayı En azından yüzbinle Nasıl bağlandığımı Anlarsın kemendinle Kaç defa çıkıp gittim Buralardan yeminle Ama her defasında Geri döndüm seninle Hangi düğüm çözülür Nazla, sitemle, kinle Ne olur bir gün beni Kapından olsun dinle Şaşırdım kaldım işte Bilmem ki nemsin Bazen kız kardeşimsin Bazen öp öz annemsin Sultanımsın susunca Konuşunca kölemsin Eksilmeyen çilemsin Orada ufuk çizgim Burda yanım yöremsin Beni ruh gibi saran Sonsuzluk dairemsin Çaresizim çaremsin Şaşırdım kaldım işte Bilmem ki nemsin... Yavuz Bülent Bakiler |
03.09.08, 00:09 | #37 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Turan Turan Sadık Kemal Tural Kardeşimize Ben Altay dağlarından koparak geldim Yüreğimde Türkistan'dan binbir nakış var. Çok şükür aslım da neslim de belli. Türküm müslümanım o dağlar kadar. Dokuz tuğ taşıdım ben, dokuz davula vurdum. Dokuz evliya gücüyle yürüdüm geldim. Büyüdü benimle mübarek yurdum. Ebed-müddet bu devleti ben kurdum. Nevruz toylarımızda ateşler tutuşturdum. Orhun'dan, Seyhun'dan, Ceyhun'dan geçtim. Yol gösterdi kükreyerek bana Bozkurt'um. Atımla hep yanyana gözelerden su içtim. Baykal'da da çimdimben, Hazar Denizi'nde de Toprağıma bağdaş kurup oturdum. Ben ki Alper Tunga'ya gönül verenlerdenim. Yurt uğruna dolu dizgin göğüs gerenlerdenim. Sonra durgun sulara Bismillahlarla. Kilim seccadesini serenlerdenim. Yani hem Alplerdenim, hem Alperenlerdenim. Ben Türkmen'im, Özbek'im, Kazak'ım, Kırgız'ım ben. Azerbaycan Türkleriyle aynı kandanım. Kıpçakları, Uygurları aşkla duyanlardanım Ben ki Tatarlardan, Gagavuzlardan Çuvaşlardan, Bozkurtlardan, Oğuazlardanım. Kalem de tuttum çok şükür, kılıç da, gül de. Güvercin bakışlı sıcak türküler de söyledim. Anlayan anladı kim olduğumu. Aman dileyeni sevdim, öfkemi yendim. Övdü büyük peygamber İstanbul Başbuğumu Kur'an'la da müjdelendim. Sevsem gözbebeğim olur ne varsa Öfkelensem öfkem dağları ezer. Dilim bazan sularım çağlamasına Bazan da bülbüllerin şakımasına benzer. İşte bilge Tomyukuk, Kültikin, Bilge Kağan Hepsi birbirinden daha mübarek Süzme asaletimin nurdan kefili İşte Dede Korkut, kaftanı ipek Soyumun-sopumun bin yıllık dili Ve Yusuf Hashacib, Mahdum Kulu, Fuzuli Hepsi de peygamber soyunca asil Sonra Kaşgarlı Mahmut; gönlüme düşen çemre Ali Şir Nevai, Gaspıralı İsmail Şiiri bir bakraç süt gibi Yunus Emre. Cengiz Aytmatov ki, Cengiz Dağcı ki Ayın ondördündenden sağılan huzur Sabir Rüstemhanlı... ruh kadar eski Ve daha binlerce nur üstüne nur. Servetim Buhari'nin, Yusuf Hamedanî'nin Ahmet Yesevî'nin nur servetinden Güzelliğim, merhametim, şefkatim Hep Şah-ı Nakşibent hazretlerinden. Hunlardan, Göktürklerden alıp getirdim. İpek ipliğimi altın tığımı Mintanıma minyatürler işledim durdum Selçuklu çinisine gönül mührümü vurdum. Osmanlı ebrusuyla süsledim yastığımı Mustafa Kemâllerle yeni baştan doğruldum. Kim demiş 75 yaşıma bastığımı... Yavuz Bülent Bakiler |
03.09.08, 00:11 | #38 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Türkiyem, Anayurdum, Sebebim, Çarem! Türkiyem, Anayurdum, Sebebim, Çarem! Ben, kağnılarla yaylılarla büyüdüm geldim Çocuk yüreğimi yakan türküler dinleye dinleye. Mahzun kağnılarla, nazlı yaylılarınla Ve tozlu yollarınla sevdim seni Türkiye! O tezek topladığım kırlar, yaylalar... Başına oturduğum, yemek yediğim atandır. Türkiye'm, anayurdum, sebebim, çarem... Taşına toprağına vurgunluğum bundandır... Akşam karanlığıyla başlardı kurbağalar Susar gökyüzü kadar, dinlerdim biteviye. Gecemi besteleyen cırcır böceklerinle. Kurbağa seslerinle sevdim seni Türkiye! Bir Peygamber sofrasıydı soframız: Biraz tandır ekmeği, biraz çökelik... Yoksulluğunla da bağlandım kaldım sana Mecnunlar gibi üstelik. Yağmurlar başlayınca, odalarımız damlardı Dizlerini döve döve ağlardı anam. Şimdi kırkikindiler boyunca sırılsıklam Küçük kerpiç evlerin çıkmaz aklımdan! Türkiye'm! Hasretim! Kınalı türküm!.. İçiçe güzellik, uç uca kahır Yüreğimi bin parçaya bölseler Her parçası yine seni çağrışır... Yavuz Bülent Bakiler |
03.09.08, 00:11 | #39 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Üsküdar Türküsü Üsküdar Türküsü İstanbul'da Üsküdar'lı bir kız var Bir tramvay durağında evleri Sarı kanaryalar, ak kanaryalar Öter balkonunda geceleri... Bulutsuz rüzgârlar gibi her sabah Bir masal âleminden çıkıp gelirdi. Ne adını düşünürdüm bir deniz kıyısında Ne adımı bilirdi. Bir gün bulutlar geldi habersiz Sonra incecikten yağdı üstüme Büyüdü içimde zamanla yeri. İki mısra gibi aldı gönlümü Bir gül yaprağından güzel elleri Bendim artık gölge gölge sokaklardaki Öylesine mahzun, kaygılı, ürkek. Bendim her mevsim boyu sımsıcak Sevdalar içinde vuran tek yürek Bir gün baktım penceresi perdesiz Yok odalarda çın çın şarkı söyleyen sesi. Yok balkonda artık ak kanaryanın, Sarı kanaryanın kafesi. Benden sorun Üsküdar'ın şimdi her gece Sokakları kaç adım. Bir gece yarısı düştüm yollara Her köşe başında ağladım... Yavuz Bülent Bakiler |
03.09.08, 00:12 | #40 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Yağmur Güzeli Yağmur Güzeli Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince Rüzgarlar esmiyor mu serince Bir sigara yakıyorum efkarlanarak Çıkıp karşıma sen geliyorsun Saçların ıslanmış oluyor ?Gel? diyorum duymuyorsun beni bir türlü Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden Ellerim boşlukta kalıyor. Bir gün çıkıp gideceksin Sonra arkandan yine ince bir yağmur yağacak Cadde cadde,sokak sokak Sayıklar gibi dolaşıp seni arayacağım Beni bir köşe başında ağlıyor bulacaklar. Saklamak zor olacak,çaresiz kalacağım Seni sevdiğimi anlayacaklar. Üstüme yağmurlar yağacak İnce bir dal gibi birden kopup kırılacağım Kaldırım taşlarında sıcaklığım kalacak Kahrolacağım. Bu şiiri yağmur yağarken yazdım Ezanlar okunuyordu minarelerden Seni düşünmeseydim yağmurlu havalarda Sokaklara çıkmayı göze almazdım. Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince Rüzgarlar esmiyor mu serince Bir sigara yakıyorum efkarlanarak Çıkıp karşıma sen geliyorsun Saçların ıslanmış oluyor "Gel" diyorum duymuyorsun beni bir türlü Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden Ellerim boşlukta kalıyor... Yavuz Bülent Bakiler |
Tags |
bakiler, bulent, siirleri, yavuz, yavuz bülent bakiler, yavuz bülent bakiler şiir, yavuz bülent bakiler şiirleri |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Şehit Kurmay Binbaşı Ufuk Bülent Yavuz İlköğretim Okulu Yıldırım Bursa | Pelince | Anaokulu - İlköğretim | 0 | 25.09.10 06:00 |
Bülent Ecevit Şiirleri | Sevda | Türk Şairlerin Şiirleri | 21 | 01.07.09 17:26 |
Yavuz Bülent Bakiler Hayatı ( Biyografisi ) | Başak | Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) | 0 | 23.08.08 00:45 |
Bülent Tekin Şiirleri | Josephine | Türk Şairlerin Şiirleri | 12 | 15.08.08 07:47 |
Bülent Ortaçgil Şiirleri | Josephine | Türk Şairlerin Şiirleri | 0 | 15.08.08 07:36 |