tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Türkan İldeniz Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/13678-turkan-ildeniz-siirleri.html)

Josephine 01.09.08 10:41

Havva’dan Beri
 
Havva’dan Beri

Bu şiir Hz. Adem’in sol kaburga kemiğinin yalnız bir t

İster ya ister elbet sana sulta kurmaklar
Öyle görmek alışkanlığı binler yıl önceden
Kuytu mağaralarda daha post giyinirken
Ta o zamanların diktası bu zamana

Papirüsler, parşömenler, tabletler
Meta derse sana ben hep isyankar
Bu ne bencil bir tanıtım, ne sakat bir empoze
Bin yıllar boyu süregelen...
Gerdek öncesi baba, sonrası koca uyruğunda
Dahasına elim varmaz mı ola... kalem uygar, sahi çağ uygar..!
Tutsak pazarlarından başlık parasına.

Daraltır soluğumu hatta tapınaklarında kederin
Yetmişiki ayrı kadın, yetmişiki aynı adım
Diyelim bir çarpı çizmek alnına senin
Çamaşır, bulaşık, ev tozu, dört duvardan
Belirir Radyum bir o kadar olur
Belirir hemen Kataca Halatları... saçlarından
Ve o mermiler ki omuzda taşınan.

Kadın, kadın bilmem ki nasıl duyurmalı seni sana
Sen dur ben geçeyim yarışmasında
Varlığın her şeye başlangıç, yani nasıl yeterli
Ama Havva Kızları neden habersiz kendinden
Oysa sizdiniz, gözlerim kapalı gördüm sizi
Hep birlikte elele bütün engelleri aşarken...

Türkan İldeniz

Josephine 01.09.08 10:43

Hayrola Yakışıklım
 
Hayrola Yakışıklım

Hayrola yakışıklım
Çapkınım "bıçkınım" delifişek zıpkınım hayrola
Ne bu zengin kalkışı böyle palas pandıras
Testisi mestane hurma şarabından
Doldurmadan som bir tas
Tam rübai kıvamını bulmuşken hüzzam
Elinde atlas
Kolunda Hayyam
Ne bu zengin kalkışı erkenden
Bakıyorum havalandın yine pupa yelken.

Daha doğru dürüst bir hatır sormadan
Hindiba kahvesi yudumlamadan daha
Henüz Evrenin Sesi’ni serpiyorken havaya Tagor
Sen Hayyam’ı takıp koluna...
Dinlemiyorum artık "öyle şok" gayrı sus
Açıl yakamozlara da deniz kızlarına sor
Nedir uykuda Okyanus ve Yunus.

Sahi nedir uykuda Okyanus ve Yunus
Ki...
Ne zaman gözlerimi kapasam.

Evet :
Ey deniz kucakla beni, sar bütün kollarınla
Öp iştahla iştahla
Sabahın sabahıma karışsın
Akşamın örtsün tenimi
Dehlizlerine çek beni
Şehvetinde kavrulayım, savrulayım, kaybolayım
Sende bulayım kendimi
Ten ateşim yansın hep Sular Tapınağında
Diyordum bazen
Yine de derim ama
Yok yok ısrar etme, ben şimdi gelemem
Bak hicivlerini civcivledi
Taksime başladı bile Neyzen...

Kaynak: Güzel yazılar dergisi - Ağustos 2000

Türkan İldeniz

Josephine 01.09.08 10:44

Hiroşima Pişmanı
 
Hiroşima Pişmanı

Ben Albert Einstein, atom bilgini
Hiroşima’dan yükselen çığlıklar benim
Çürüdü beynim, çürüdü etlerim gerçi
Toprak eritti bedenimi ama
Kemiklerimde rahat yok, suçum ulu
Ben atom bilgini Albert Einstein
Bıkmadan lanetlerim kendimi ve bulgumu

Vah bana, vahlar bana, uğraşılarıma vah
Pişmanlığım sonsuza değin büyüyecek
Bir nükleer sözü geçmiyor mu sızlıyor kemiklerim
Oysa ben hiç de kötü kişi değildim
Mutluluk üstüne adamıştım beynimi
İyiliğe harcansın istedim emeklerim
Sebep başkaydı sonuç başka oldu neyleyim

Pınarların soğuk suyu söndüremiyor da içinizdeki kini
Buğusu tüten somunu bölüşmek varken kardeşçe
Kola kol mu istiyorsunuz, dişe diş mi
Karışamam sizin olsun
En güleç yüzüyle güneş - günaydın derken her sabah
Gülücükle uyanan bebekler büyüyecek gün beklerken
Siz doğanın silme cömertliğine inat
Yapılanları yıkmak mı diliyorsunuz
Nasıl isterseniz buyrun
Tek beni rahat bırakın, ilişmeyin bulguma
Ben atom bilgini Albert Einstein
Çilem dehamın çilesi... Sürer hatta toprak altında
Kemiklerimde rahat yok
Vah bana vahlar bana...

Türkan İldeniz

Josephine 01.09.08 10:47

İlkel Çıplaklığında Örtülü Havva
 
İlkel Çıplaklığında Örtülü Havva

Ben bunu önceden söylemiştim
Kanım Havva’nın kanı, etim afsundur diye
Sonra etkisiz kalır yakınmaların
Gelme üstüme üstüme...

İlkel güzelliği ne varsa Havva’nın
Giyimlerimle kat kat saklı
O zamanlar şölenlerde esrik olmak kımızdan
Ya da şimdi Yorgo’nun afyon yüklü şarabı
Tenimin alevinde şamanlar döndürürse her sefer
Neden kıskanırsın... kıskanma ki aldatmayayım.
Giyimler mi dedim kat kat inanma, yalan
Vitrinde seyretmiş olacagım

Arınık duru sular dökünürsün boşuna
Firavun... hani şu güneşin oglu canım
Tutsakların teninde yıkanırdı oysa

Türlü zamanları türlü inançlarla aldattım
Benimle başladı oh işte, benimle bu oyun
Doyumsuz kavgamız var ya, kavgalı doyumsuzlugumuz
Anlaşılmaz gibiligi hayır ama hem olsun.

Ben bunu önceden söylemiştim
Havva elmayı sunarken Adem’e
Kanım o kan, etim afsunlu benim
Gelme üstüme üstüme...

Türkan İldeniz

Josephine 01.09.08 10:48

Sevgi Bayrak Olursa Evrene
 
Sevgi Bayrak Olursa Evrene

Dağılıp belkileri aramak öyle
Sonuçta belki şenlik belki yenik
İnsan olmak sorunu ilk
büyük açılar bileşkesinde.

Hep kurtarmak baş tutku
Duyguları katı çarklardan
Korkusuz yaşamak hançer ucu
Şimdi yoluna ayna tutan.

Kurur savaşlar, haksızlıklar
Altı Kıta yürür el ele
Kurur şüphesiz kötülükler kökünden
Sevgi bayrak olursa evrene.

Yaklaşır arsız ve çabuk
Ölüm fırtınadır her an
Belirgin ve kesin
Tek tek başlarda esecek olan.

Yürek özgür yaşamak ister
Kimselere yüksünmeden, kızmadan
Buyurmaya açılan ağızlara bir tomurcuk
Barış Çocuklarından...

Kaynak: Buz Altında Yanardağ

Türkan İldeniz

Josephine 01.09.08 10:49

Son Dua
 
Son Dua

Bu son damlasıdır
Yağmurun
Yıllanmış şarap misali
Ellerime düşen.

Çıldırtıcıdır
Deniz meltemine bağlanan umudun
Yarı yolda kopuvermesi
Çiçeğinden.

Ararım nice yıldır
Çaresini ölümsüzlüğün
Ulusundan bir şiir ver şimdi
Sonra al canımı istersen!

Türkan İldeniz

Josephine 01.09.08 10:50

Taşra Kızının Deliceleri -I-
 
Taşra Kızının Deliceleri -I-

Gözlerim seni görünce güzel
Saçlarım senin için uzun
Tenim seninle sıcak böyle.

Sakınmaklar gereksiz bunu yeni anladım
kırıp dikenli telleri geldim yanına.
Dört tarafımda elle tutulan karanlıktı-bilirsin
raylarca uzuyordu yalnızlığım
körkandil kısır anlayışlara
bir kinim vardı , zamanın eritemeyeceği
bir sancım vardı öylesine belirgin
yokluğun özlü çıbandı sanki
Duramadım.

Duramadım dayanılmaz isteklere
bütün bağlardan kurtulup bir an
gözlerinin büyüsüne geldim
ellerinin ateşine
Yak beni.

Sen uykusun vazgeçilmiyorsun
Seni kendim kadar seviyorum
Günlerden bir gün duysam acısını
Beni ilk öpenin sen olmasını istiyorum
Beni ilk öpenin sen olmasını...

Kaynak: Taşra Kızının Deliceleri

Türkan İldeniz

Josephine 01.09.08 10:51

Taşra Kızının Deliceleri -III-
 
Taşra Kızının Deliceleri -III-

Kınamalar çoğalırsa çoğalsın işte
Sana yaşıyorum teki tekine.

Gözlerim gözlerini bilmezken daha
Büyük büyük yergileri vardı...
Al ellerimi al ısıt inadına
Sebepsiz olmasın kıskançlıkları.

Yanımda olmadınmı ben zenciyim Afrika’da
Sana süslüyorum güzelliğimi
Ak-sert ellerini gördüğümde her
İstemekler doğuyor içime sevilmeyi.

Varsın çoğalsın kınamalar - duyan kim
Erkekçe solukla yakınımda - ürpereyim...

Türkan İldeniz

Josephine 01.09.08 10:52

Temmuza Karşı
 
Temmuza Karşı

Acının ağzından öpüyorsun yine
yine cehennem yürek
yine hüzne gönüllü devriye.

Turaçlar amansız iklimde kanat açmadı ama
ağaçlar zamansız açtı çiçek
kar vurdu birden, pusudaymış fırtına
ardından bir yağmur, bir yağmur ki
yağmur değil sanki kezzap...
heba oldu onca heves, onca emek
onca kitap.

Söylemeye gerek yok, zaten herkes farkında.

Ey nice cendereden süzülen direnç
hangi acı denenmedi ki bizde
kitap yakılan yıldan,
insan yakılan yıla vardık
katliam katladık, çağ atladık.

Gel de içlenme.

Bu şiir bir büyük Vah - Temmuza karşı
Ağustos kapısı nerede, nereye çıkar bu çarşı

Nereye çıkar bu çarşı
ki...
hem kalabalık, hem karanlık.

Tehlikeden geçiyoruz - belli etme - ilerle...

Kaynak: Akköy dergisi Eylül/Ekim 2000

Türkan İldeniz

Josephine 01.09.08 10:54

Ufka Damlayan Alınteri
 
Ufka Damlayan Alınteri

Ası adın neydi - unutturdun
zaten ben sana hep Abbas diyordum
bir ayağın eşikteyse, tetikteydi diğeri hep.

Evet Abbas, Abbas yolcu
yine hangi iklime böyle - hangi mevsime
bu kez hangi serüvene olacaksın özne.

Çözülüp bin sevdadan
bir mavi uğruna dolaştın her çağı
karanlık sayfalarını kargılayıp, kargışlayıp dünyanın
İnsan için - yeniden yeniden - İnsan
durma sefer eyledin, Mut dedin, Umut dedin
ne çok sevdim seni ben, ah sen bunu hiç bilmedin
boşladın gönül yurdunda ocağı, kucağı.

Gurbetin soykütüğünde yazılıdır adın.

Seyir defteri, zirve defteri
kaçıncı bu, kaçıncı cilt Abbas
Ufka Damlayan Alınteri

Çölde Aruz yürürsün, kervanın kumda Kuma
- müstef'ilün failan -
her sahrada bir vaha bulursun mutlaka ama
bulunduğun her yer sana uzak...
Böyle gidip gidip nice - sonra ki eyvah
yine aynı noktaya varmak
ve görmek işte : barış çubuğunun bir ucu silah
tanımla - yorumla - anlatımla olmaz
hüsranı yaşayan anlar ancak.

Acının ve gecenin rengi siyah
diye yolları astarlama ömrüne
siyaha inat - kendi içinde değilse
nerde aradığın Sabah...

Türkan İldeniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:04 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2