|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türk Şairlerin Şiirleri Ünlü Türk Şairlerinin şiirleri... |
| LinkBack | Seçenekler |
30.08.08, 11:09 | #2 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Beyaz Beyaz Ağlamaktan kirpiklerimin gözlerime küstüğü, Rengini yitiren yorgun ve puslu ala gözlerime Yalnızlığımın karası düştüğünde karar verdim beyaz yaşamaya. Gündüzdeki karanlıları Gece rüyalarımda beyazla yoğurdum Yoldaş ettim onları. Savaşlarda barış olsun diye gösterdiğimiz bayraktaki beyazı, Son yolculukta, son kostüm olarak giyeriz terk ederken dünyayı. Güneşin rengiyle eşdeğerken Tarladan soframıza geldiğinde yediğimiz ekmeğin gölgesi de beyaz. Zifaf gecesine girmeden giydiğimiz Her genç kızın rüyası gelinlik Aynı gecede namusa serilen çarşaf beyaz. Gece, karanlığı ışıtan ay dede Gündüz, göklerde uçuşan bulut beyaz. Bayram günlerinde delikanlıların giydiği fiyakalı gömlek beyaz. Acısı, kanayan bir yara olan ayrılığın simgesi güller, Gözyaşımızı sildiğimiz kağıt mendiller, Baharın müjdecisi, aşk falı baktığımız papatyalar beyaz. Hırçın denizin sahile vuran köpükleri Güvertedeki subayın çaktığı selam Barış temsilcisi güvercinler beyaz. Bir kar tanesinin mevsime attığı imza Hiçbir zaman üşümeyen kardan adam Yollardaki şeritler Adana’da yetişen pamuk Van canavarına kardeş kedimiz beyaz. Yazdıgım sekseninci şiirim, Yolun sonunda görmekten korktugum mezar taşım Zamana yenik düşen saçlarımdaki aklar beyaz... 11.11.1999 Sabriye Kavuncu |
30.08.08, 11:11 | #3 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Bir Çocuk Bir Çocuk Uzaklarda bir çocuk En güzel çocuk edasıyla gülümseyen En inatçı çocuk edasıyla direnen Dört duvar arasında Karanlıkta kalmışken ben Çıkan son silüet Işıkları kapatırken Kaderime değil ama Karanlığa razıyken Dört duvarıma daldın sen Bendeki sevdadan geçerken Bir uğradın Fahişe yüreğimde konakladın... 09.12.1999 01:30 Sabriye Kavuncu |
30.08.08, 11:12 | #4 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Dört ayakları vardı Dört ayakları vardı Kendine has; Kimi zaman bir ahşap, kimi zaman bir plastik Kimi zaman da demirden bir çehreydi suratsız yüzü Kaç kıç kokladı Kaçını taşıdı omuzsuz sırtında Kaç tanesini devirdi deri kılıfında. Kimi zaman bir kahve çemberinde Masaya kardeş oldu, Kimi zaman lüks bir restauranda beyzade kimlikler Veyahut bir bar köşesinde kaçamak bakışların ikameti. Ayakta kalanlara hep uzak Makamını kaybedenlere tuzak oldu Bizim sandalye... Sabriye Kavuncu |
30.08.08, 11:14 | #5 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Fahişe Yüreğim Fahişe Yüreğim Yüreğim küçük fahişe Bedenim kutsal rahibe Ne sevmekten vazgeçer fahişe yanım Ne sevişmekten bedenim Ne inkar ederim sevdiklerimi Ne de pişman olurum seveceklerimden Ben de sevdim uzaklarda bir çocuk Fahişe yanıma sığdırdım bedenini Bedenime sığdırdım yüreğini Sözünde durmadı dört nala koşan kısrak gönlüm Bir çift göze Hayaldeki bir çift söze Dağların arkasına gömülmüş Parlak bir yıldızken Yollarda yoldaşken sönmüş Sevinirken çoğalmış Üzülürken azalmış Bir çocuk Uzaklarda bir çocuk En güzel çocuk edasıyla gülümseyen En inatçı çocuk edasıyla direnen Dört duvar arasında Karanlıkta kalmışken ben Çıkan son silüet Işıkları kapatırken Kaderime değil ama Karanlığa razıyken Dört duvarıma daldın sen Bendeki sevdadan geçerken Bir uğradın Fahişe yüreğimde konakladın... 09.12.1999 01:30 Sabriye Kavuncu |
30.08.08, 11:18 | #6 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Kara Kara Sevdanın bile en yücesini kara kılmışlar Kara kaplı defterlere sıgdırmışlar bilinmeyen sırları Kardaki beyazın sogunu, kara kış bilmişler Kara diye ırkları ayırmışlar Bir parmak üstteki beyazlardan Yürekteki güçleri arda bırakıp Bileklerdeki karalara sarılmışlar Kimi yüregi kara insanlar Kara çarşafa bürümüşler Sen kadınsın anlamazsın Kapat saçını, bacagını ve düşünen taraflarını Deyip karalara kara çalmışlar Ölümü de sıgdırmışlar kara günlere Soguk yüzünü ölümün, karaya eşdeger biçmişler Sıkıntılı, zor, meteliksiz ve bir de sevgisiz günleri Kara gün ilan etmişler Bir de unutmamışlar kara gün dostlarını Sarıldıysa sana bir çift sıcak el Bu ellerin kara günlerdeki dost elleri oldugunu bildirmişler Evladını kaybetmiş analara, babalara Yavukluyu özleyen yarlara Çiçege hasret kelebekler gibi Mutluluga hasret tüm insanlara karaları baglamışlar Ardından nice türküler yaktıgımız Geciken kara trenlerimiz Kara kaşlı, kara gözlü Yüregi yürekli Türk insanımız Ekmegimize azık, bir dirhem zeytinimiz Nicelerini nezninde kabul eden kara toprak Görmemizi engelleyen tek renk Ne suçun vardı senin de Bütün bu kötülükleri sana etmişler terk... Sabriye Kavuncu |
30.08.08, 11:22 | #7 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Kentin Gözyaşları Kentin Gözyaşları Martın ilk damlaları düştü Güneşin vedasında bir bayram günü Yağmur altında mendil satıyordu bir çocuk dilenmemek için Ve kendini kaybetmişti bir genç kız bilmediği sokaklarda "Son sefer, kalkıyor" diye bağırıyordu kahya avaz avaz, Bir kadın kocasının kolunda engin hayellerle adımını atıyordu vapura Vapur kö prü, vapur nefes, Vapur bir ekmek lokması oluyordu dingin sularda Ve kendini kaybetmişti bir genç kız bilmediği sokaklarda Simidin yanında peynir satıyordu seyyar denilen satıcı Seyyar olmayanlar kadar çok kazanmasada Yağmura eşdeğer ter akıtıyordu helal lokma için Oltasına takılırsa karnı doyacaktı balıkçının Bakla falına inanırsa insanlar gülecekti çingenenin yüzü Ve kendini kaybetmişti bir genç kız bilmediği sokaklarda Gün kaybolup gece başlayınca Çirkeflikler kare oluyordu sayıların üstünde Sarhoş bir sürücüden rüşvet alıyordu yol kenarındaki şişman adam Altında araba, başında dam, koynunda karı oluyordu çalıp çıpanın Ötelediğimiz duygular vardı yosma kokan kaldırımlarda Bir tineci çocuk "abi yüz bin liran var mı" derken Ülke manzarasındaki yerini o da alıyordu hasbel kader Bedava olan havayı soluyamaz olmuştu bilmediği sokaklarda kaybolan genç kız Eskilerden kim kaldı ki, Kalan bir kasap hamdi Onun da dükkanının önünde Her geçen gün daha da aç yalanıyordu bizim tekir kedi Yağmur en ağlamaklı haliyle düşüyordu kucaklaşırcasına toprağa Bir şair metelik girmeyen cebini Sevindirmek istercesine şiirlerini satıyordu Caddenin kuru kalabalığında Yağmur dinmek üzeyken, güneş parıldayarak gözyaşlarını siliyordu Kendini kaybeden kız Aradığı sokağı meteliksiz şairin dizelerinde buluyordu "Sen ki; Kendinden kaçarken Kendine toslayarak bulursun ancak kendini" Sabriye Kavuncu |
30.08.08, 11:24 | #8 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Kırmızı Kırmızı Akşam vakti gök kırmızı Kıllarını aldığım kollarım kırmızı Şarap niyetine içtiğim vişne suyum kırmızı Savaşlarda su gibi akan kanlar Yüreklerde bıraktığı acılar Yitirilen aşklardaki kahramanlar kırmızı Boynumdaki atkım Sırtımdaki çantam Ayaklarımdaki papuçlar kırmızı Ayrılığın ardında süzülen gözyaşım kırmızı Güllerin çoğu Mezarlıktaki karanfiller Mezarın altındaki cehennem kırmızı Pazardan aldığım domates kırmızı Yemeğimdeki biberim Yeni yılda giydiğim donum Geçilmesi yasak olan ışıklar kırmızı Ateşli gecelerin sembolü Şehvetli dudaklar Dudaklardaki boyalar Boyalardan çıkan yalanlar da kırmızı Gökkuşağının yedi renginden biri kırmızı Masum köylü kızının yanakları Tokat yiyen bir kadının suratı Rüyalarımda gördüğüm spor arabalar Radyomda yanıp sönen ışıklar kırmızı Zifaf gecesindeki namus kırmızı Sevdalıya atılan oyalı mendiller Uğruna nice canlar verip Bedenden öte bildiğimiz Gökyüzüyle kardeş bayrağımız kırmızı Cigaramın ucu kırmızı Sevdasından kor olmuş delikanlının yaktığı ölüm ateşi Ardında bıraktığın Şu küçük kızın yüreği Hepsinden daha sana kırmızı Kalbimdeki emanetin de hala kırmızı... 31.10.1999 12:45 Sabriye Kavuncu |
30.08.08, 11:28 | #9 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Korkularımdaki Ben Korkularımdaki Ben Tutamıyorum yılları avuçlarımda, Giden her yıl, bir iz bırakıyor saçlarımda. Üzüntülerim, belki sadece gözyaşlarımda, Sevinçlerim kahkahalarımda. Takvim yaprakları bile kalmıyor duvarda Biten her günün sonunda, Yırtıp attıgımız takvim yapraklarına yansıyor yaşamdaki kavga. Önce, soluyor pembemsi olanlar, Sarıya çalıyor renkleri. Işıldayan gözler Bırakıyor çerçevelere kendini. Sevgiyle, aşkla, dolu olan kalplere Yasaklanıyor heyacanların en güzeli. Önce, heyecandan yerinde duramayan ayaklar, Kendini her daim soguktan ve sıcaktan saklar. Cabasıdır, titreyen eller ve parmaklar. Canın bogazdan gelmedigini anlarsın yaş ilerledikçe. Bir gün bindiginde bir otobüse, Onbeşinden bir delikanlı sana yer verince; Anlarsın saçlarındaki beyazın yerini, Titreyen ellerini, Tılsımını kaybeden gözlerini, Ve artık yorulan bedenini, Bir de anılarındaki seni... Sabriye Kavuncu |
30.08.08, 11:29 | #10 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Rengi Kaçan Düşlerim Rengi Kaçan Düşlerim Bir elimden ölüm Bir elimden tutmuşsun sen ey aşk Günahlarıma kattım seni Toprak edip Yokuşlarımda sürdüm Yağmur olup Temmuz’da yağdım tepene Kimi zaman gönül gözümde gölge oldun Kimi zaman gölge ettim seni sabahsız karanlıklarda Aydınlık oldun sol yanımda Sağ yanımı öksüz bıraktın Ecelimde ter oldun Varlığında yok Yokluğunda el oldun Çoğalan sevdalarım var içimde Avuçlarını öpemediğim geceler Başımın ucunda solmuş kırmızı bir karanfil Elimde, Belki hatırlamazsın bile Senden kalma mavi bir anahtarlık Bir de rengi kaçmış çorap Mutfağımda sevdiğin böreğin kokusu Günlerdir, Günlerdir yıkamaya kıyamadığım kokunun sindiği çarşafım Selam gönderiyorlar Çok sıfır yenildim sana Gittin ya Sebebini anlayamadığım gün O gün bu gün cömert davranıyor yokluğun bana... 20.02.2001 Sabriye Kavuncu |
Tags |
kavuncu, sabriye, sabriye kavuncu, sabriye kavuncu seçme şiirler, sabriye kavuncu seçme şiirleri, sabriye kavuncu şiir, sabriye kavuncu şiirleri, siirleri |
Konuyu Toplam 4 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 4 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Sabriye İsminin Anlamı ve Açıklaması - Sabriye Adının Anlamı ve Açıklaması | Kartal | Kız Bebek İsimleri ( Kız Bebek Adları ) | 0 | 09.11.12 06:19 |
Hasan-Sabriye Gümüş Anadolu Lisesi İstanbul Silivri | SERDEM | Liseler - Anadolu Liseleri - Fen Liseleri | 0 | 01.10.11 22:08 |
Kavuncu Köyü Ali Çavuş İlköğretim Okulu Van - Van Kavuncu Köyü Ali Çavuş İlköğretim O | Pelince | Anaokulu - İlköğretim | 0 | 18.11.10 22:37 |
Kemal Sabriye Ocakçı İlköğretim Okulu Bartın - Bartın Kemal Sabriye Ocakçı İlköğretim | Pelince | Anaokulu - İlköğretim | 0 | 15.11.10 20:48 |
Ali ve Sabriye Bişkin İlköğretim Okulu Yayladağı Hatay | Pelince | Anaokulu - İlköğretim | 0 | 02.09.10 23:53 |