![]() |
Rıfat Araz Şiirleri Ah Bağdat, Bağdat!.. Günün mü, ömrün mü, bahtın mı kara?.. Aldın, can evinden binlerce yara!. Canlar dayanır mı bu âh u zâra? Bu devrân ağlar mı, güler mi Bağdat?!.. Musul’dan, Kerkük’ten öz sesim gelir. Necef’ten, esrârlı nefesim gelir. Sende dil açmağa hevesim gelir; Anasız bir kuzu, meler mi Bağdat?!.. Ateş mi yağıyor, ahir zaman mı? Kerbela toprağı sızlayan kan mı? Peygamber evladı yaslı reyhan mı?!.. Al al goncaların, solar mı Bağdat?!.. Dert, dertleri sarmış, od evi, barkı; Masum bakışlarda endişe, korku!.. Ne zaman dağılır, bu zulmün çarkı? Bu hüzün, mermeri, deler mi Bağdat?!.. Bir ince ağıttır bu can pazarı; Kara kışa döndü, gönül baharı... Neyledin o eşsiz cennet diyârı?! Eller, gül balanı beler mi Bağdat?!.. Bu kopan fırtına, o kumdan bulut; Ebabil taşında, kırık bir umut!.. Kan rengine döndü ateşle, barut; Çilen, bir cihâdı biler mi Bağdat?!.. Rıfat Araz |
Allah Diyor... Allah Diyor... Bir sevdânın ocağında; Dilim Allah Allah diyor!.. Kalbin vuslât durağında; Hâlım Allah Allah diyor!.. Kim anlar ki bu şaşkını? Cana kurmuş aşk çarkını!.. Çağladıkça gül aşkını; Selim Allah Allah diyor!.. Garip kulum çok acım var; Kim sorar ki ne sancım var?!.. Mevsim mevsim, diyâr diyâr; Gülüm Allah Allah diyor!.. Hasret doldu aşk sarayım; İnler durur yanık nayım!.. Bir ömürdür günüm, ayım; Yılım Allah Allah diyor!.. Bende rüyâ, bende gerçek; Takvâ ister kutsal emek!.. Seçtim, aldım çiçek çiçek; Balım Allah Allah diyor!.. Yerler gökler dağlar, taşlar; Hakk’tan yana döner işler!.. Ey sonsuza uçan kuşlar; Yolum Allah Allah diyor!.. Rıfat Araz |
Aşk Ocağında Aşk Ocağında Aynam düştü bu devrâna; Umut doğdu garip cana!.. Bir âlemi açtın bana; Öz canımı sır eyledin!.. Resûl’üne, berât verdin; Selam verdin, salat verdin!.. Mi’râç sundun, vuslât verdin; Gül kokulu yâr eyledin!.. Can yeşerdi izden ize; Hızır İlyas geldi söze!.. Sevgi sundun özden öze; Bu aşk ile nûr eyledin!.. Hayran oldum bu nizâma; Gönül girdi ihtimama!.. Lâyık mıyım bu ikrâma? Ezel ebet var eyledin!.. Hâl içinde sordum dünü; Göz yaşımla sardım günü!.. Hayra dönsün işin sonu; Bin derdimi bir eyledin!.. Seher senin, akşam senin; Menzil, mâna, merâm senin!.. Zaman, mekân, makam senin; Bir gönülde yer eyledin!.. Rıfat Araz |
Ben Kulunum İlâhî Ben Kulunum İlâhî Menzil verdin yolum, izim, yönüm var; Aşkın ile oda yanan günüm var!.. Bulut bulut yağan içli yanım var; Gafûr sensin, ben kulunum İlâhî!. Bedenime bir ruh veren sen oldun; Has bahçeme, güller seren sen oldun!.. Aşk derdini duyan, saran sen oldun; Kebîr sensin, ben kulunum İlâhî!.. Gören gönül yol eridir bir kula; İdrâk verdin delil ola, dil ola!.. Kerem eyle bu kör nefsim yol bula; Gaffâr sensin, ben kulunum İlâhî!.. Sana bağlı, her nefesin her izi; Elif elif nûr yüklenir can özü!.. Mâ’rifetle bal eyledin bu sözü; Cebbâr sensin, ben kulunum İlâhî!.. Ne kudrettir bunca denge, bu düzen? Ne hikmettir her bir şekil, her desen?.. Hesabımı ölçen, tartan, gören sen; Settâr sensin, ben kulunum İlâhî!.. Sana akan bir umut var içimde; Nedâmetin çarkı döner suçumda!.. Aşktan gayri ne var ağır göçümde?.. Kadîr sensin, ben kulunum İlâhi!.. Rıfat Araz |
Bilmem Bilmem Aşkın ile bir hoş oldum; İlki bilmem, sonu bilmem!.. Neye baksam, seni buldum; Yönü bilmem, yanı bilmem!.. Her hâl ile yandı yürek; Dağ yükümde bin bir emek!.. Ömür bir çark, zaman elek; Ten öğünür, canı bilmem!.. Safta döndü, doldu gönül; Müptelâdır güle bülbül!.. Budur, böyle erkân, usûl; Sevgimiz var, kini bilmem!.. Yâ Rab, sende her kararım; Gönül arar, ben ararım!.. Ötede mi ilkbaharım?.. Dünü bilmem, günü bilmem!.. Tâ ezelden bu hâldayım; Sana gelen bir yoldayım!.. Bir bîçâre akıldayım; Malı, mülkü, şanı bilmem!.. Menzil menzil, kubbe kubbe, Sebep, bağlı bir sebebe! Ne sevdâdır iner kalbe; Unuttum ben, beni bilmem!.. Rıfat Araz |
Bir Gönül Yap Bir Gönül Yap Ey bir güle bağlı gönül, Aşk oduyla dağlı gönül; Hâle n’oldu halvet ile, Söz dokudun hikmet ile!.. Ey ney gibi dağlı gönül; Gün solmasın gaflet ile!.. Öz dolmasın nefret ile, Bir gönül yap himmet ile!.. Kaç çileden geçip geldin? Hayrı şerden seçip geldin!.. Kuş misâli uçup geldin; Âb-ı hayat içip geldin!.. Ey gül yüzü bağlı gönül, İçi dışı dağlı gönül!.. Derde düştün zahmet ile; Kulluk eyle gayret ile!.. Ey aşk ile bağlı gönül, Aç esrârı hayret ile!.. Sevgi yoğur rahmet ile, Gir menzile vâhdet ile!.. Bakma dünya varlığına; Düşme gönül darlığına; Gel imânın birliğine; Sarıl Hakk’ın dirliğine!.. Rıfat Araz |
Bir Vecdin Sonunda Bir Vecdin Sonunda Kim anlar, kim açar can esrârını? Kim duyar, bu aşkın intizârını?.. Okuyup bir ömrün, son kararını; Yol aldım bir sonsuz bahara böyle!.. Ölmeden ölmeyen bu sırrı bilmez; Hilkâtin elinde öz söze gelmez!.. Bir gönül yapmadan, bir gönül olmaz; Ben nasıl giderim, bir yâra böyle?.. Marifet, hakîkat bir özge hâldir; Bildiğin bilmemek zûldür, vebâldir!.. Emanet, sırtımda çözmek muhâldir!.. Yüklendim diyârdan diyâra böyle!.. Toprakla yoğruldum, nûr ile oldum; İbretle sınandım damladım, doldum!.. Tefekkür mülkünde, ben beni buldum; Donandım, bir ince efkâra böyle!.. Aşkımla büyüdü bu ahde vefâ; Bir ömre sığmadı bu şevk, o safâ!.. İçimi oydukça çektiğim cefâ; Naklettim yükümü, pazara böyle!.. Çarkında beş vakit öğünür günüm; Yarınım doldukça, boşalır dünüm!.. Yâ Rab, kerem eyle açılsın önüm; Yazıldım hükm olan karara böyle!.. Rıfat Araz |
Böyle Garip Böyle Garip Kadir Mevlâ’m, sırrımı çöz; Tefekkürde kaldı bu öz!.. Ezel yandı, yansın bu köz; Ağzım dilim kuru geldim!.. Sende hüküm, sende felâh; Tövbem ile erir günâh!.. Benliğimi sardı bu âh; Kaç kez öldüm diri geldim!.. Ecel ile girdim yola; Tenden öğüt ala ala!.. Can ver çilem sevgi dola; Aşk odundan arı geldim!.. Yâ Rab, bitsin bu intizâr; Her sevdiğin seninle var!.. Aç kapını, böyle naçâr; Böyle garip biri geldim!.. ‘Kader’ dedin verdin başa; Şaşıp kaldım dolan boşa!.. Kaç vadide dağdan, taşa; Sana aktım duru geldim!.. Açıp dursun imân gülüm; Gül içinden geçti yolum!.. Tut elimden aciz kulum; Öz nefsimden beri geldim!.. Rıfat Araz |
Gönül ile Gönül ile Tahtın mı var, tacın mı var; Gizli, açık suçun mu var?.. Ecel ile göçün mü var; Niye böyle daldın gönül?.. Var’ı varda derk eyledin; Her kaygıyı terk eyledin!.. Bir imânı berk eyledin; Bu deryâya saldın gönül!.. Tefekkür et, bu sırrı aç; Söz incini âleme saç!.. Nice canlar sana muhtaç; Dost elini aldın gönül!.. Hakk’tan geldi bu yanık ses; Hak uğruna derdin nefes!.. Güle dönsün her bir heves; Hâl erişti oldun gönül!.. Fıtrâtımı sende seçtim; İz’ânımı sende geçtim!.. Bir derdim var sana açtım; Bu dert ile doldun gönül!.. Umudum ol yetem yâra; Hasret oydu içim yara!.. Dağlar gelsin ardın sıra; Canı canda buldun gönül!.. Rıfat Araz |
Gönül Yakarışları Gönül Yakarışları Aşkınla kaynadım aşkınla taştım; Bu aşkla duruldum, bu aşkta şaştım!.. Yâ Rab, aciz kulum kapına düştüm; Himmet ver, hikmet ver, necat ver bana!.. Takva libâsında elem var, kan var; Hasreti aşk kokan bir sıcak can var!.. Edeple kıvrandı inceldi efkâr; İdrâk ver, iz’ân ver, gayret ver bana!.. Bende niyet, amel, bende zarar, kâr. Bendedir gittiğim o sonsuz diyâr!.. Nefsimi okşayan riyâdan kurtar; İhlâs ver, nusret ver, fırsat ver bana!.. Her mâsum duygumu sarmış bir acı; Bîçâre derdimin sensin ilâcı!.. Kerem et içimde dinsin bu sancı; İrfân ver, ihsân ver, rahmet ver bana!. Lütfunla ben seni seninle bildim; Sana secde ettim, sana eğildim!.. Asrın çarmıhına böyle gerildim!.. Sabır ver, sebat ver, takat ver bana!.. Yâ Rab, bir sevdâ ver hep seni anan; Tevhît ocağında yandıkça yanan!.. Bir âb-ı hayattan sonsuza kanan; Nimet ver, ecir ver, vuslât ver bana!.. Rıfat Araz |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:34 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2