|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türk Şairlerin Şiirleri Ünlü Türk Şairlerinin şiirleri... |
| LinkBack | Seçenekler |
29.08.08, 08:30 | #12 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Güldür Ölüm Güldür Ölüm Gönül ile gül çağında; Gonca tutmuş daldır ölüm!.. Kevser akan dost bağında; Dosta açan güldür ölüm!. Can neylesin haset, gurur? Aşkla erir cümle kusur!.. Kul olana sonsuz huzur; Olmayana zûldür ölüm!. Bir umuttur arş burcunda; Her soluğun, baş ucunda!.. İhrâm giymiş nûr içinde; Hâlden doğan hâldir ölüm!.. Hani dünya benim diyen; Taht devirip, taçlar giyen?.. Bazen gizli, bazen ayan; Bir esrârlı yoldur ölüm!.. Gâh sevinçtir, gâh da hüzün; Bir dost için bayram, düğün!.. Gafillere, zorlu bir gün; Alev alev seldir ölüm!.. Ömür işler ölüm bilen; Ölüm arar ömür bulan!.. Her bir nefsi sorup gelen; Gündür, aydır, yıldır ölüm!.. Rıfat Araz |
29.08.08, 08:31 | #13 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | İrfâna Düştüm İrfâna Düştüm Ma’nâ âleminde, vefâ yolunda; Aşk ile elendim bir cana düştüm!.. Gönül vecde geldi cezbe hâlında; Derdime gül bastım, dermâna düştüm!.. Gurbet, gam bendini bende mi kurdu?.. Mevlâ’m emaneti sırtıma vurdu!.. Her katrem ‘hû’ dedi, duruldu, durdu; Kaynadım, çağladım devrâna düştüm!.. Duydum can özümde ney’in zârını; Özünden ayrılmış buldum varını!.. Başımda gördükçe nefsin dârını; Ölmeden hesaba, mizâna düştüm!.. Ömrüm, kula döndü bir hak uğruna; Hasret odu düştü gülün bağrına!.. Girdim ibret ile âlem seyrine; Hayretten süzüldüm, hayrana düştüm!.. Ey gönül, dost için yüzümüz var mı? İhlâs ocağında, közümüz var mı?.. Bu sesler, ahenkler özge diyâr mı? Bir aşkın elinden mestâne düştüm!.. Takvâyla inceldi bu içli sözüm; Edep dergâhında, tutuştu közüm!.. Bir zikrin nûruna kandıkça özüm; Sınandım irfandan, irfana düştüm!.. Rıfat Araz |
29.08.08, 08:32 | #14 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Münâcât II Münâcât II I Bir aşkın ışık yüklü kervânına katıldım; Varlık huşû içinde tevhîdin nağmesinde!.. Bahtımın ellerinde, ilden ile atıldım; Yanan yüreğim kaldı, ebedîn çeşmesinde!.. II Yâ Rab sisler mi sarmış gökleri, yeryüzünü?.. Ölüm, hayat iç içe, rüyâ içinde rüyâ!.. Tâ Adem’den bu yana açmadı can özünü; Hasretin gözyaşında arınan yalan dünya!.. Âlemlerin özü mü, nûrunla can bulan can? Kudret elinle verdin bu eşsiz saltanatı!.. Bir sevdâ ocağında nasıl devreder devrân? Nasıl fehmeder insan, bu mükemmel san’atı?!.. Ahde vefâ eyledim, sözüme özüm kefil; Öteler ötesini tutsun bu aşk, bu umut!.. Halvete düştü gönül, benliğim bende değil; Bir ummana gark oldum ne sınır var, ne boyut!.. Sana açtım elimi, "oku" dedin, okudum; Her zerremin esrârı bir âlemdir içimde!.. Bir ömrü soluk soluk, ilmik ilmik dokudum; Yıkanan yüreğimdir, kan ağlayan göçümde!.. Sesim, sözüm zikrinle yağarken ufuklarda; Niyâzım kanatlanır, secdede arşa değer!.. Her acıya taş basan, gam yüklü doruklarda; Nice can, can yoluna baş koyar, boynun eyer!.. Hakîkat ikliminden söken her bir seherin; Al tülüne beledim derdimin ağrısını!.. Emânetin içimde, sırtımdadır Mahşerin; Bezm-i elest’te duydum,vuslâtın çağrısını!.. III Bir tutsam aşk elinden nura dolmuş geceyi; Bitmeyen çilelerde ben dedim, benden kaçtım!.. Bir çözsem, çözebilsem can denen bilmeceyi; Bu sevdâ çöllerinde kök saldım, çiçek açtım!.. IV Çağların derdi sinmiş gül yüzlü âh u zâra; Bu hicrân ocağında erisin onca zulüm!.. Nerden, nasıl giderim özlediğim diyâra?!.. Bir gönül coğrafyası doğranmış dilim dilim!.. İçi yanmış gözeden, kandım, yandıkça kandım; Bu mudur âb-ı hayat, bu mudur ölmez ölüm?!.. Yâ Rab, senin kapında yalnız sana dayandım; Kadere mahkûm olmuş can özümde bin düğüm!.. Sen ey Kerem sahibi, rızânla ümitlendim; Denk eyledim yükümü büyük hesap gününe!.. Bu kulluk ekseninde rahmına kilitlendim; Yoksa can dayanır mı bu gönül sürgününe!?.. Yâ Rab bildim sen varsın her solukta, her seste; Gafletin bedeli mi başıma çöktü zaman!?.. Bir ömrü ötelere bağlayan her nefeste; Kul oldu dile düştü, bu sırattan ince can?!.. Rengini gülden alan, bu sessiz gözüm yaşı; Hicretin bestesidir yaralı goncalarda!.. Zamanın ellerinde mum oldu sabır taşı, Can ipliğim tutuştu bitmeyen gecelerde... Yâ Rab nasıl, nerdeyim, ezelde kaldı izim; Fırtınalar içinde bu billûr can şişesi!?.. Düşmüşüm bir kuyuya solmuş betim, benizim; Kan kokan gömleğimde kıyâmet endişesi!.. V Aşkınla yanar canım, nabzımın kıyamında; Bu sevgim öyle öksüz, bu sevdâm öyle yetim!.. Yalnızlık nasıl büyür her günün akşamında; Garibim tut elimden ey var eden, ey Kerim!?.. VI Akıp giden zamandan bir gül düşer, her akşam; Gam iner, gam yüklenir bu gönül pazarında!.. Nerde yerdeki tahtlar, göklerdeki ihtişam?.. Kaç devrin nefesi var, Mesih’in can darında!?.. Dört yanımı kuşatan ateşgâhın odu mu? Kana dolmuş yüreğim, kanıyor gül dalında!.. Bu nefsimden ağır yük, bir ömrün feryâdı mı? Nice tufânlar kopar, bir damla can yolunda!.. Tâ kalbime uzanmış, Hubel’in taş elleri; Benliğimi kaybettim ocağımda, ilimde!.. Aradım yıllar yılı uyuyan güzelleri; Çağların gün olduğu, tevhit kokan gülümde!.. Nasıl sarmış asrımı onca sis, bunca duman?.. Dinmeyen bir ağıttır, ayaz vurmuş gülzârım!.. Merhamet eyle yâ Rab, kalmadı derde derman; Sel almış can evimde, kışa döndü baharım!.. Sana ayandır halim, gören sen, bilen sensin; Vuslâtın özlemi var umut sinmiş özümde!.. Olan sen, olduran sen, can senin, alan sensin; Kan revân içindeyim, kayboldum öz izimde!.. Yâ Rab gözümden sızan acım mı, günâhım mı?!.. Yüreğim köze döndü, güle dönsün bu hayat!.. Gökleri oyan âhım, ötede felâhım mı?.. Öteye bende gider, bende dönen kâinat!.. Rıfat Araz |
29.08.08, 08:33 | #15 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Na’t Na’t Derin isyânlar sinmiş çöllerin rüzgârına; Yağmalanmış edebin, erdemin son kervanı!.. Bir can; nasıl yüklenir, nasıl taşır yarına, Ömrün boş ellerinde taşa dönmüş zamanı?!.. Kaç devrin fırtınası bitmeyen zorlu çile; İhtiras ateşinde putlaşmış nice yurtlar!.. Kumları yakan âha, dayanmaz dağlar bile; Hubel’in taş kalbinde, kan kesilmiş umutlar!.. Kurumuş adaletin dalları yaprak yaprak; Ezelî bir sevdânın kışa dönmüş yazında!.. Boz bulanık duygular; vefâ renginden uzak, Titrer kızgın çöllerin dinmeyen ayazında!.. Bir ibret sırrı iner ebabil kanadından; Sarılır yedi gökle âlemlerin merkezi!.. Tâ Âdem’den bu yana, sekiz cennet katından; Tevhîdin nûru sızar, Mâhşer’e yansır izi!.. II Halil’in gül duâsı, Mesih’in müjde gülü; Hilkâtin süt buharı yârına yükseliyor!.. Yoğurmuş, şekil vermiş, renk vermiş kudret eli; Bu ne güldür, kokusu, ötelerden geliyor!?. III Bir bir döşendi âlem yerde, göklerde şölen; Seherin al ufkunda söker hakîkat nûru!.. Çöktü Kisra Sarayı, Sâve’ de durdu düzen; Melekler tebşîr eder arza dolan huzuru!.. Özlemin güzel huyu; nûr içinde yanan nûr; Hikmetin tecellisi irfâna düştü gönül!.. Bir kavrulmuş sinede, çölü yeşerten yağmur; Hıra’nın halvetinden, devrâna düştü gönül!.. "Oku!" Allah adıyla, "Oku!", "Oku!" Ey Resûl!.. Mübârek bir gecede ilk vahiy, ilk liyâkat... Vahdete giden yolda can buldu erkân, usûl; Gönül gözünde döndü, doldu, koca kâinat!.. Mi’râç’ta derdiğin gül, ezelî maksûdun mu?! İdrâki aşıp giden o imânla uyandım!.. Âs’manı oyan sada, Bilâl’ın, Davût’un mu?.. Yâsir’ le, Sümeyye’ yle dağlandım, ben de yandım!.. IV Gözleri perdeleyen bir avuç kum sesinde; Hicretin, umut yüklü o derin hüznü mü var?!.. Güvercin yuva yapmış bir bahar nefesinde; Bir örümcek ağında, kıvranır koca inkâr!.. V Yesrib, cehdin gözyaşı, vefânın vuslât yeri; Bir demet secde gülü halkalanmış sımsıcak!.. Kaynaşmış aynı safta yerle göğün erleri; Bedir, ilk kutlu sefer; Bedir, arşa sığınak!.. Uhut’ta gül kanamış, gül dalında yanan var; Gül matemi karışmış göklerden gelen âha!.. Hâlâ gül şerbetinden âb-ı hayat kanan var; Gül hüznü kalkan mıdır, o en büyük günâha?!.. Hendek’te dökülen ter, eğerken kubbeleri; Bir bir söker taşları kalplere inen yağmur!.. Nabızlardan silinir gafletin darbeleri; Yazılır, âyet âyet, can özüne sinen nûr!.. Kim koydu aşk odunu bu yüreğin harcına; Şevk onda, âhenk onda, ondadır gül umudu?!.. Hayber’ de Hamd sancağı dikildi can burcuna; Kapladı yerle göğü sonsuz rahmet bulutu!.. Billûr parmaklarından hayretle kandı Ensar; Muhâcir sende tuttu bir ömrün hesâbını!.. Kâ’be’nin yüreğine, işledin damar damar; Okudun Hakk nûrunda, bir gönül kitabını!.. VI Kaderin hâs bağında, menzilim cana düştü; Kapıldım vecd içinde o gülün ruhsârına!.. Sevdâmız gül bezendi, bugüne, düne düştü; Sabânın nefesinde bir yol buldum yarına!.. VII Ey âlem-i ervâhta varlığı saran İsmet; Ufuklarda kızarır gül açar nice mü’min!.. Sırtındaki o hassas, o en ince emanet; Yerden, göklerden ağır, yâ Muhammed, yâ Emin!.. O dal, o kul mührüne, nasıl durdu, dayandı? Erenler arşta buldu, bu aşkın cevherini!.. Suya hasret sahrâda; kananlar, yine yandı, Marifet çeşmesinin çağlayan iksirini!.. Süsledin her emeli sevginle desen desen; Şefâat pınarından Kevser sundun her cana!.. Yarıldı ayın bağrı, yıkıldı köhne düzen; Mucize kaynağından gül damıttın dört yana!.. Bu tutuşmuş ocakta kızarmış kor gibiyim. Hangi candır dokunan merhâmet tezgâhında?!.. Pervaneyim çevrende, çözülmez sır gibiyim; Yer, gök ehli şevk ile döner kıblegâhında!.. Yâ Hatemü’l Enbiyâ, iki cihân serdârı; Her sesin, her sözünde varlığın esrârı var!.. Ey âlemin ışığı, secdenin son baharı; Tuttuğum gül dalında, güllerin ebrârı var!.. İnce bir âhenk midir çölde siyah bir çiçek?! Takvâ peteklerini doldurdun kubbe kubbe!.. Tefekkür doruğunda hayat bulan her dilek; Ya sabrın göz yaşıdır, ya da içli bir tövbe!.. Nefsinde kan olur mu bu güle bend olanın?!.. Canında can kalır mı, can deyip, can bulanın?!.. Ey özü sultan olan, bir sultana baş eğen; Ey başı yerde iken gönlüyle arşa değen!.. Ey Allah’ın Habib’i, âlemin özü ey can; Senin aşkınla döner, aşkınla yanan cihân!.. Rıfat Araz |
29.08.08, 08:33 | #16 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Neyleyim... Neyleyim... Çile çektim deli gönlüm yol bula; Bir mecrada, taşıp gitti neyleyim?!.. Aşkın mânâ deryâsında durula; Kubbe kubbe, aşıp gitti neyleyim?!.. Ham gevherim işlenirken sarrafta; Yüreğimi, unutmuşum tavafta!.. Ben dönerim, cihân döner bu safta!.. Aklım aşkla şaşıp gitti neyleyim?!.. Bir sevdâ ki dünya, ahret gidecek; Bu hasretim, nefes nefes bitecek!.. Kulluk gerek, her an nefsi güdecek; Ârif, böyle pişip gitti neyleyim?!.. Mevlâ’m, bana bir ruh verdi nûrundan... Cümle mahlûk, can bulmaz mı sûrundan?.. Tecelliden vecde gelen Tûr’undan, Kul, ne hâla düşüp gitti neyleyim?!.. Söze ilhâm, sel sel olup gelende, Gönül bendi, damla damla dolanda; İki cihan, menzilimiz olanda, Her bir emel, coşup gitti neyleyim?!.. Tâ yüreğe, bir dağ bastı bu mühür; Yoktan varı, var edene bin şükür!.. Böyle bir haz, böyle bir şevk bir ömür; Aşk derdimi, deşip gitti neyleyim?!.. Rıfat Araz |
29.08.08, 08:34 | #17 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Selâm Olsun Selâm Olsun Canda bir yâr hasretini; Çekenlere selâm olsun!.. Kalbe zikrin lezzetini; Ekenlere selâm olsun!.. Âlem döner can üstüne; Rahmet iner an üstüne!.. Gözyaşını tan üstüne; Dökenlere selâm olsun!.. Ömür kat kat menzil, durak; Gâh bulanık, gâhi berrak!.. Gün misâli şafak şafak; Sökenlere selâm olsun!.. Günüm kahır, gecem çile; Derdim nasıl gelsin dile?!.. Bir gönülden bir gönüle; Akanlara selâm olsun!.. Nefsim ister zevk ü sefâ; Bilmez nedir cevr ü cefa!.. Gül ahdine kılıp vefâ; Kokanlara selâm olsun!.. Gülüm ince, gülüm narin; Gül bezenir gökle zemin!.. Can özünden derin derin; Bakanlara selâm olsun!.. Rıfat Araz |
29.08.08, 08:34 | #18 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Seni İster Seni İster Aşkın odu alsın beni; Ben duyayım bende seni!.. Sorup durdum bu düzeni; Seni ister bu can seni!.. Tende yanıp can bulayım; İkrâr verdim, yol alayım!.. Sana lâyık kul olayım; Seni ister bu can seni!.. Erişti mi gül zamanı; Gül açmaz mı kulun canı?.. Sensin alan her bir yanı; Seni ister bu can seni!.. Günâhım var büyük, küçük; İçim oyuk, boynum bükük!.. Tövbe kapın her an açık; Seni ister bu can seni!.. Zaman senin, mekân senin; Hakim sensin, fermân senin!.. Senin nefhân, bu can senin; Seni ister bu can seni!.. Sensiz özüm, sözüm mü var; Yazım, kışım, güzüm mü var?.. Yalvarmaya yüzüm mü var? Seni ister bu can seni!.. Rıfat Araz |
29.08.08, 08:35 | #19 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Tövbekâr Oldum Tövbekâr Oldum Yâ Rab bu aşk bende, benimle her an; Aşk ile can buldum, canda var oldum!.. Bu zorlu nefsime neyledi zaman?.. Bazen kışa döndüm, kâh bahar oldum!.. Tevhîdin nûruyla, var ettin canı; Ufkuna nakşettin eşsiz fermânı!.. Tedbirden, takdire dönen her sonu; Tefekkür ettikçe tövbekâr oldum!.. Kader levhâsında, ince bir sır var; Bir ömre sığmadı, aşk denen esrâr!.. Âlemi sardıkça bu derin efkâr; Yanmış ney misâli, âh u zâr oldum!.. Ezelden ebede bu şevk, bu heves; Firdevs’den, Mevâ’dan, Naim’den bir ses!.. Kutsal emanete yüklü her nefes; Dal, budak saldıkça, lalezâr oldum!.. Hüzün tezgâhında, süsledin gülü; Yardın, pâk eyledin mümin gönülü! Sebepler içinde her tevekkülü; Sezdikçe hem gizli, aşikâr oldum!.. Yâ Rab yakın sensin, ben benden uzak; İçimde, iç içe binlerce tuzak!.. Ey gönül geç nefsi, benliği bırak; Kim demiş âlemde bahtiyâr oldum?!.. Rıfat Araz |
29.08.08, 08:36 | #20 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Umut Ekseninde Umut Ekseninde Kadir Mevlâ’m, güç ver bana; Aşkın odu indi cana!.. Ney misâli yana yana; Sesim dört bir yana düştü!.. Seni anmak oldu işim; Bu hâl ile hoştur başım!.. Bilinmeze attın taşım; Beni bulmak bana düştü!.. Toprağımı suda, yelde; Aşkla kardın bu şekilde!.. Söz kudreti yüklü dilde; Gönül aynam cana düştü!.. Her bir zerrem, dolu dolu; Senden sana çıkar yolu!.. Bu âlemin garip kulu; Gün içinde güne düştü!.. Gecem gamda, günüm âhta; Bu dert ile can felâhta!.. Bir ilâhî nazârgâhta; Baş eğildi öne düştü!.. Terk eyledim, her bir terki; Aşk var iken nedir korku?.. Âhım, uyandırır halkı; Son umudum sana düştü!.. Rıfat Araz |
Tags |
araz, rifat, rıfat araz, rıfat araz seçme şiirler, rıfat araz seçme şiirleri, rıfat araz şiir, rıfat araz şiirleri, siirleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Rıfat İsminin Anlamı ve Açıklaması - Rıfat Adının Anlamı ve Açıklaması - Rıfat İsmini | Kartal | Erkek Bebek İsimleri ( Erkek Bebek Adları ) | 0 | 06.12.12 00:53 |
Nezihe Araz Biyografisi,Nezihe Araz Hayatı | Sude | Türk Edebiyatçıların Hayatı ( Biyografisi ) | 0 | 14.06.09 01:05 |
Oktay Rıfat Horozcu Şiirleri | Josephine | Türk Şairlerin Şiirleri | 49 | 25.08.08 07:17 |
Rıfat Araz Hayatı ( Biyografisi ) | Başak | Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) | 0 | 23.08.08 00:11 |
Rıfat Ilgaz Şiirleri | Sevda | Türk Şairlerin Şiirleri | 22 | 28.02.08 14:58 |