![]() |
Müştak Erenus Şiirleri Biraz Daha Bir uzun öykü biter Yorulur kişileri Girer derede yıkanır Yollar inatçıdır Keçiler ağaçlara tırmanır Döner döner de bir Temmuz günü Böceklerle bir köşede tükenir Çalkanır güçlü denizler Bütün o delilikler üstüne Devrileri devrilirde Varır bir çöplükte yorulur Yurdum benim Taşım toprağım Göğüm ağacım Çiçekli dikine dikine yamacım Gelir gelir de Kötü bir güne dayanır O öykü öyle bitmez Yorulmaz kişileri Varır gün ışığına söyle Yunar, yenilenir. Yolların inatçılığı nicedir Ağaçlarda keçilerin başı vurulur Köşeler dolandığı yerde düzlenir Alır bir soluğa götürür Çalkanır güçlü denizler Bütün o erdemlikler üstüne Yücelir yücelir de Varır o köhneyi kurutur Yurdum benim Taşım toprağım Göğüm ağacım Gelin çiçekli köklü ağacım Elbet bir gün gelir o güzel güne uyanır. Kaynak: Ölmeye Vakit Yok Müştak Erenus |
Deliler Deliler Bir gök var üstümüzde Yıldızlar bir ipte dizi Bizi gözetleyen varsa yukarda Neyimiz var ki gizli. İşte insanlar sokaklarda Kimimiz aç, kimimiz dertli Gülenlerimiz varsa meydanlarda Deli... Şubat 1950 Müştak Erenus |
Günün İçindeki Günün İçindeki Bu bağışlanmak isteği de Nerden çıktı şimdi Cam gerisinde bir başına Şu kumrunun gözleri Yeşille karmakarışık Bir türlü anlıyamıyorum Bu bağışlanmak isteği de Nerden çıktı şimdi Bir ömür boyu Birbirimizi görmediğimiz Bu güzel başım ve sanki bi inada Yürütüp getirdiğim bu ayaklar Ve nedense her sarhoşluğumda Bakıp da özür dilediğim bu ellerim Bugün benden ayrı ve uzak Ve güzel güneşe gülüyorlar Fena yakalandım bu sabah Göğün mavisine... Müştak Erenus |
İtiniz İtiniz Sıraselvilere yeni dikilen Beşyıldızlı otelin koca kapısına 'Push it' diye yazmışlar. Elin amerikanı İt'e puş der Oysa bizde puşt İki okka gaza Koca dünyayı çocuklarıyla Ölüme satan it'e derler... Müştak Erenus |
Lorca Kardeşim Lorca Kardeşim Ölmek istemiyorum diyordu içinden İri taşlı kirli bir duvar önünde Fazla bekletilmeden İki beyaz bulut geçti Ve iki beyaz kelebek Mavi bir diken üstünde Sevişemeden uçtular Her şey ortada soğuktu Ve güneş Sabahları bilerek dikine çıkıyordu Biz bütün bu olanları Anlaşılmaz bir uzaktan seyrettik Kapılarımız inadına üzerlerimize çiviliydi Korkak sokaklarda sarı ışıklar Geceler boyu çekinmeden umutları yedi Bilinen bir dua için eğri çıkıyorlardı tepeyi Berikiler orta yerde durup Bir başka şarkı tutturdular Ve sabahları boşuna erkende Budalaca düşlerini anlatıyorlardı Biri bir kuyu dibinde Dipten yukarı ışıklara bakıyordu Yukarda çırpınan bir böcek Boşuna suyu karıştırıyordu İki beyaz bulut Ve iki beyaz kelebek Mavi bir diken üstünde Sevişemeden uçtular Gün ertesi Çirkin bir ışıkta O yıkık taşlı kirli duvar önünde Koca kafalı bir koyun otlattılar... Müştak Erenus |
Merhaba Yeryüzü Merhaba Yeryüzü Eşref saati hayra dolu Bir cömert günün ortasında Dönüpte de yaşar mısın deseler Uzayası şu güdük ömrünü Ve verseler elime anahtarlarını Tüm geçmiş günlerimin İstemem derim. Kalsın eksiğinde o kullanılmış günler Bir su damlası telaşında Elini öptüğüm ilk sevgilim Düşlerimle oynaşan o haşarı renkler Ve Şükriye anamın ölümü ile yalnayak Eskişehir istasyon yolu.. İstemem derim istemem. Kalsın eksiğinde o tükenmiş günler Ama bugün Yaşamın bu şaşkın destursuz cümbüşünde Cenklisi cefalısı Mutlusu belalısı Benim hepsi bütün günlerim Hepsi benim Geceye ateş yakmış Dağ başındaki bir keşiş inadıyla. Kaynak: Çağırın Gidenleri Müştak Erenus |
Taşlı Yazı Taşlı Yazı Üç el yamanmıştı geceye sivri Korkunun ötesinde ateş yakmıştı çocuk Kimse bir şey diyemedi Önce bir yerinden başladı Kocaman kara kırmızı mor Kımıldadı deli taşlar, denizler bitti Çıldırıyordu yağmursuz toprak Kaynadı ağaçlar kuşlar bulutlar Doğa yarattıklarını yedi Sustu insansız dağ taş yorgun Delinmiş göklerde yıldızlar yerlerine dönüyorlardı İşte bu upuzun sersemlikte Çatladı bir küçük taşın sabrı Daha küçük bir böcek çıktı güne Yaşamı müjdeledi Utandı önce o korkusuz kara kırmızı mor Boşluklara çakılı ışıklar Doğacak çocuklara sevindi Açıldı hemen koca gökler İnatçı bir son bitiyordu Tüm yağmurlar indi Üç el yamanmıştı geceye sivri Ateş yakmıştı çocuk geceye Kimse bir şey diyemedi Şimdi yine döndük geldik Atomlarla Bu bitmeyen son Nagazakide kırmızı elbiseli çocuk Okşarken parlak düğmelerini Bir anda yamandı göklere O küçücük güzel elleri, Ve işte görüyorsunuz Kimse bir şey diyemedi... Müştak Erenus |
Uzaktır Aramız Yollar Ağlasın Uzaktır Aramız Yollar Ağlasın Hep böyle şaşırıyorlar Kanatlarında ıslak bulutlar Gelip güneşe konuyorlar Kim biliyor içinizde sevmeyi Şöyle kocaman. Korkmadan konuşmadan Bana yardım et diyor Bu duran günün ortasında Beklemenin ardında ve ötesinde bir şeyler var Konuşamıyoruz. Önce bitmeyecekmiş gibi geliyor Kulağa söylenmişçesine Bir araba iniyor yokuş aşağı Atları insanları geride Sana bu sıcağı anlatmalıyım O kapının rüzgarda inatla vurduğunu Yırtmışlar bu resmi bembeyaz bu duvarda Durmadan gülüyor Bir yerde aldanma da bitiyor Masaldan sıkılan çocuğun gözleri Ve bir karınca Süsleniyor upuzun bir boşluğun ucunda Havalanmış bu masmavi uçurtmayı bekliyor... Müştak Erenus |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:41 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2