![]() |
İbrahim Abdülkadir Meriçboyu Şiirleri Açılır Kapılar Alır seni korum damla damla suyuma, ekmeğime, aşıma, kaygıma, sevincime, acıma, umuduma, sabrıma, gücüme. Alır seni bölerim parça parça, dağıtırım, topraklara, denizlere, geceye. Açılır her sabah kapılar gözlerinde, girerim ışıltılı, yemyeşil bir bahçeye... İbrahim Abdülkadir Meriçboyu |
Cibali Cibali Cibali dendi mi, aklıma siz gelirsiniz, kadınlar kiminizin beş çocuğu, kiminizin nar gibi yanakları var. Kiminiz kocasız kalmış, kiminiz ihtiyar, kiminiz daha körpe henüz. Bana umulmadık, eskimiş türküler düşündürür siyah başörtüsü altında yüzünüz. Parmaklarda tütün kokusu. Tütün kokusu pazen entarilerde. Biriniz ekmek alır fırından, biriniz durmuş öksürüyor ilerde, geçiyor bizim mahalleden biriniz. Cibali dendi mi, aklıma siz gelirsiniz, kadınlar. Çarpık ayakkaplarınız gelir, kahraman elleriniz. İbrahim Abdülkadir Meriçboyu |
Çile Çile Bizim hiç bir hürriyetimiz yok, hiç bir hürriyetimiz, ne çalışmak, ne konuşmak, ne sevişmek Sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi, ben burda en büyük çileyi doldurayım, ekmeğe muhtaç, hürriyete muhtaç, sana muhtaç. Sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur, ben burda zerdalisiz bir dal gibi durayım. İbrahim Abdülkadir Meriçboyu |
Dağ Başında Dağ Başında Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular, rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın, senin etinden, tırnağından ayrı, senin kokundan uzak. Benim güzelim, benim ceylan bakışlım, benim kafamın ateşi, yüreğimdeki. Mümkün mü şu anda rüzgar olmak, kuş olmak, şu anda üç dört portakal almak, getirmek sana, sana tuzlu badem, kabakçekirdeği. Şu anda hiçbir şey mümkün değil. Şu anda her şeyden ayrı, her şeyden uzağım ben. Şu anda sadece yalnızlık ve kahır. Hayır, güzelim, hayır, ceylan bakışlım, hayır, kafamın ateşi, hayır, hayır, yüreğimdeki. Şu anda mümkün en güzel olan tek bir şey vardır: Yanarak sevmek seni. İbrahim Abdülkadir Meriçboyu |
Deme Deme Bu ne bitmez yolmuş, deme bitmedik yol yok. Bu ne aşılmaz dağmış, deme aşılmadık dağ yok. Bu ne erişilmez ülkeymiş, deme erişilmedik ülke yok. Kendini kapıp koyverme. İbrahim Abdülkadir Meriçboyu |
İhtiyaç İhtiyaç Bu akşam içimde Tuhaf bir sıkıntı var, dünyada sanki bir ben kalmışım, sanki herkes nerde keder varsa bırakmış, ben nerde bulduysam toplamış almışım. Önümde söğüt ağacı her zamanki haliyle, çaresiz, havuzda su rahat, insanlar susmuş. Sessiz bir yağmur gibi başladı bende konuşmak ihtiyacı. Kaynak: Mutlu Olmak Varken İbrahim Abdülkadir Meriçboyu |
İstanbul İstanbul Orda, adamı düşündüren denizler vardır - ışıltılı ve berrak -, şurda gemiler durmuş, kimbilir, zincirleri ne ağırdır. Sarayburnu, Kızkulesi, Haydarpaşa... Bak işte KöPage Rankingü, Böyle ayak altında bütün gün. İşte yollar gıcır gıcır, İşte Sultanahmet Meydanı şu gördüğün Nihayet, ilerde deniz, Mis gibi balık kokar. Daha sonra Adalar Ve hep çam ağaçları. Oranın mehtabı tatlı olurmuş, Öyle derler, Rüyadaymış gibi yaşar insan. Galiba böyle görülür İstanbul Bir kartpostal önünde durup İştahla bakarsan. İbrahim Abdülkadir Meriçboyu |
Yalnız Yalnız Bir taş üstüne oturup dağlara baktım. Üzerine güneş vurmuş dağların. Nedense birden, bakıp bakıp dağlara, türkü söylemek geldi içimden. Ama ne bir dost var yanımda dinleyecek, ne bir yolcu, ne bir düşman. Hem pek acıklı olur benim türküm, böyle bir ağlayıp bir güldüğüm zaman. Kaynak: Mutlu Olmak Varken İbrahim Abdülkadir Meriçboyu |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:53 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2