19.08.08, 13:05 | #32 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Sivas Sabahı Sivas Sabahı Eylülün bulanık bir çay gibi ekime aktığı gündü yine yaslı değirmenler yine mazılar çığlık çığlık yine bir akşamdı sivas çarşısında yine akşam taşıyorlardı ıslak sivas çarşısına kağnılar sanki gülerken vurulmuştuk sanki akşamdık sanki bir savaşertesiydi durup yaşlandığımız ay altında kerpiç ve kül ve ağıt Namlular yılan sırtı meneviş tren düdükleri yakın uzak yabanıl ben bu gözleri bir ali galip'te gördüm kurtuluşun bir sayfasında sinsi hain şımarık ve daha içimde sivas sabahlarının o delikanlı gerinişi sırsıklamdık ben bu gergin havaları her zaman sevdim bu bir kurultay havasıdır bir abdurrahman halayına duruştur bu sığamadım gecelere sığamadım türkülere sığamadım kadın sesinde anadolu akşamlarına onlar o kaşları yıkık çakmaktaşı gibi kuvayi milliyeciler mustafa kemal şafağının kıyısında öylece duruyorlar yüreklerinde katıksız güvenleri yalın yüzlerinde haklı öfkeleriyle öylece duruyorlar dimdik ve apaydınlık sığamadım toprağımda kar aklığına sığamadım delikanlı içkilere yaylamda sığamadım nakışlarla boğulan gözyaşlarına ben bu gergin havaları her zaman sevdim Bak yine barut gibiyim sanki kurultaydayım sanki kulaklarımda sömürge sinekleri oysa sivas çarşısındayım gözlerime yağmur yağıyor namlular yılan sırtı meneviş. sen bir hüzzam makamından akşama bakıyorsun menekşe gözlerinde uzak bir acının ince buğusu kül rengi bir tango seni uykulara çekiyor ya bir roman kahramanısın ya da bir paris yolcusu Bu akşamlar hep böyledir karakuş gibi iner yukarlardan fabrikada sokakta perdeler arkasında vurur insanı bu akşamlar hep böyledir, ben işte hep böyle götürülürüm beni heryerde görürsün adres kullanmıyorum bayrakları severim, tutsaklığa yumruk gibi savrulan bayrakları insanları severim, haksızlığa yumruk gibi sıkılan insanları kötüler ali galip'seler ben kuvayi milliyeciyim yüreğimde doludizgin bir kardeşlik özlemi o şafağın kıyısında yine dimdik beklemekteyim Bir sivas sabahı var ki onu sonra göstereceğim... Hasan Hüseyin Korkmazgil |
19.08.08, 13:06 | #33 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Sonbahar Oluyorum Sonbahar Oluyorum Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç Ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını Neden akşam oluyorum tren kalkınca Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum Öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki Az önceki çiçekler nasıl da diken diken Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç O sularda çimdik, bitti; köPage Rankingüleri geçtik, bitti O elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı Nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç... Hasan Hüseyin Korkmazgil |
19.08.08, 13:08 | #34 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Suçu Asmak Suçu Asmak Hep suçluyu asıyorlar Suçu asmak yok gündemde Demek ki insan eksik Demek ki insan yarım, maymunlarla aynı yerde Demişler ki; "biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar" Dünya öyle bir yerde ki delikler, kanın kilosu kaça? Buyrun cenazeye, Demişler ki; "aç köpek fırın deler" Köpekler aç, "çektirenler çeker bir gün" Çektirenler bir avuç Çekenler öyle çok ki Dünya öyle bir yerde ki, kanın kilosu kaça? Buyrun cenazeye, Demişler ki; "her yokuşun bir inişi" Tırmandılar saltanata-o en tepeye Ezdiler, uyuttular o en alttakileri Soydular, sömürdüler tabandakileri Dünya öyle bir yerde ki yutuyor çelenkleri. Demişler ki; "tatlı tatlı yemenin, acı acı geğirmesi" Sömürmüş yutmuş adam, sıra gelmiş geğirmeye Yükünü yutmuş adam, demokrasi kündede Ülkeyi satmış adam, korkuları gündemde Yahu beyler, efendiler Buyrun cenazeye Buyrun cenazeye Anladık anlamasına bu işin yolu böyle Ama beyler efendiler dünya öyle bir yerde ki Soruyorlar; "gider mi böyle?" Buyurduk cenazeye Buyurduk cenazeye Yahu beyler, efendiler Sormak ayıp olmasın da bu cenaze nereye? Suçu asın dedim ben size Bırakın yakasını suçlunun Bu bataklık, bu sinek bataklığı kurutun Yahu beyler, efendiler dedim ben size, Vura vura Asa asa bu halkı, Dünya öyle bir yerde ki... Hasan Hüseyin Korkmazgil |
19.08.08, 13:09 | #35 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Sürün Çocukları Sürün Çocukları Sürün çocukları dağlara Özlemleri, öfkeleri sürün dağlara. Birgün gelir görürsünüz Vurur yangını gözlerinize Sürün çocukları dağlara Sürün ve sürdürün karanlığı! Hasan Hüseyin Korkmazgil |
19.08.08, 13:10 | #36 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Tanıklıklar'dan Tanıklıklar'dan girdiler kapılardan girdiler pencerelerden mektuplardan kitaplardan telefonlardan girdiler kirlettiler ve gecemizi girdiler ağrıttılar ve gündüzümüzü işimize saygımızı Ölümüze acımızı sayrı yatağımızı Özlemlere sevgilere sular gibi akışımızı kıyımlara kıranlara türkü türkü bakışımızı gözgözelik dizdizelik şu hancı dünyamızı girdiler kirlettiler insan onurumuzu insan yüzü güzeldir çirkindi bunlarınki insan yüzü sıcaktır soğuktu bunlarınki elleri el değildi eli andırıyordu gözleri göz gibiydi bakışsızdılar göğse benzer bir kafesti taşıdıkları içinde yürek yoktu kapıların arkasında emeklememiş beşiklere belenmemişlerdi karda tipide ev dediğin duvar kapı pencere saygıya gerek yoktu girdiler akşam sofralarında evlerimize yoksul sabah çaylarında girdiler girdiler öpüşürken kuytuda okşarken saçlarını çocuğumuzun avutmaya çalışırken acılımızı duyumsarken sevincini insan oluşumuzun girdiler bağlarken mektubumuzu dertleşirken kapısında kırkıncı odamızın girdiler evlerimize en ağrıtan yerinde bir özlem türküsünün bunalmış bir kahkahanın ortayerinde taş gibi yorgunluğunda bir güzelim düşün Ölümcül sayrılıkta umarsız yalnızlıkta kağıttan kayıklar yüzdürürken geçmiş sularımızda uçurtmalar salarken umut göklerimize kucaklarken dostlarımızı telefonlarda girdiler evlerimize çirkindiler korkaktılar yarınsızdılar geldiler itilerek girdiler irkilerek kararttılar gecemizi Isırdılar karanlıkta kanattılar türkümüzü kırdılar çiçekli dallarımızı tükürdüler içine ekmeğimizin ağrıttılar ağrımızı ağrıttılar vatan vatan ağrıttılar dünya dunya ve çekip gittiler kanlı izler bırakarak göğümüzün merdivenlerinde yoktu yarınları onların çünkü onlar suç taşıyan sandık gibi karanlıktılar... 1977 Hasan Hüseyin Korkmazgil |
19.08.08, 13:11 | #37 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Uçun Kuşlar Uçun Kuşlar insandır suda akan yaprakta yeşil gülde kırmızı zorlu bir dal gibi eğleniriz de fırtınalarla ince bir sızı birdenbire kırar kollarımızı ve bir akşam kuşlar gibi elimizden uçup giden mutluluk bir sabah ebemkuşaklarının altından dörtnala gelir yaşayalım çocuklar her şey bizimdir bir giysi örtüsünde buldum ben bu yedi satırı bozkırda yüzükoyun bir hitit kasabası yedi satır yedi bülbül yavrusu vurmuşlar anasını da kalmış yavrusu bir sürgün şair yazmış vaktin birinde bir genç kız işlemiş onu örtüye yedi renk ipek iplik, yedi bülbül yavrusu ak örtüde yedi satır, gökkuşağı iğrisi bu yalnızlık bu sürgün, insan olmak acısı aldım yedi yavrucuğu koydum buraya yaşıyor mu bilmiyorum o sürgün şair yaşıyorsa bilsin diye o sürgün şair bir gün çıkıp gelsin diye o sürgün şair ‘uçun kuşlar’ ‘uçun kuşlar’ koydum adını bir giysi örtüsünde yedi bülbül yavrusu yedi satır, yedi renk, gökkuşağı iğrisi... Hasan Hüseyin Korkmazgil |
19.08.08, 13:13 | #38 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Yakaladım O Şafağı Yakaladım O Şafağı tohum oldum savruldum dörtbir yana yeşerdim kıraç kıraç çiçeklendim güllendim göremedim şafağını bozkırın tutamadım şafağını bozkırın vuramadım türkülere vay anam diyemedim kimselere bu aşkı geyik oldum vurdum sapa yollara bir ben düştüm kan içinde bir avcı türkü oldum yaylaları dolaştım akıp gittim göçlerle duruldum çadırlarda kelepçeler karakollar süngüler candarmalar göz oldum gözlemekten bıçak oldum doydum kana vay anam göremedim şafağını bozkırın tutamadım şafağını bozkırın vuramadım türkülere vay anam diyemedim kimselere bu aşkı gözlerinin en sonunda yakaladım gecesinde gözlerinin yakaladım kuytularda açan gülün yalnızlığını inceciktin karanlıktın uzaktın turnalara katar katar aştı dağları nakışlar dizin dizin düştü yollara göz değildin - gözlerdin kalabalıkta el değildin ellerdin acılı bir bayramda çekip giden trendin şafakta inen uçak iniltiydin akşamlarımda sabak vakti bir bardak su tenimde diken diken kavrulduğum tohum olup savrulduğum yıllar yılı aradığım o şafak sendin işte küskünlükler üstünde yalnızlıklar üstünde saydamlaşmış mavilikler üstünde başkaldıran kölelikler üstünde tül altında bebek yüzü üstünde açan şafak o şafak o şafak sendin işte bir bulvar gecesinde yakaladım seni ben o şafak sendin işte... Kaynak: Tohumlar Tuz İçinde Hasan Hüseyin Korkmazgil |
19.08.08, 13:14 | #39 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Yıllar Sonra Yıllar Sonra seni kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - güzelim nere gitti tohuma deresinde - o ishaklı yalnızlığım saçlarının uzun uzun o güneşli sarısı yüzünün papatya sabahlığı - haziranlarımda gülüşünün baharlığı susuşunun sonsuzluğu nere gitti sende benim olan o sonsuz özlem seni kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - guzelim sen gittin - kaba kilimlerde kaldı ayak izlerim pırıl pırıl selvilerde görkemli cevizlerde asma altı su sesi - alacalı güneş sofralarında sen gittin - inanılmaz öksüzlükler yaşadım düştüm çetin yollara - türkülere ağıtlara belendim saçlarımda bulut oldun - alnımda demirparmaklık seni kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - güzelim ben çok çektim güzelim - karlı dağlar oldu başım sen belki de mutluyudun - güzel günler geçirdin çünkü kaf dağında prensestin - soylu bir güzelliktin yaklaşılmaz bir varlıktın - masallık bir acıydın gözgöze geldik birgün - bir dağbaşı durağında bindik aynı trene - kavuştuk yıllar sonra seni kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - güzelim haziranım sarıgülüm yazgüneşim özlemim nice nice sular geçti - bildin mi köPage Rankingülerden kaç bahar kaç sonbahar kaç çocuk kaç intihar nerdesin sen nerdeyim ben ne söylüyor bu çizgiler bu aynalar neden böyle yakından bakıyorlar neler anlatıyor bu şarkılar - uzak geçmişimizden seni kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - güzelim ağlamak bir dağgülü - bir yanık orman belki bir kurumuş çeşme belki - bir kimsesiz tutuklu uçaklar otobüsler vapurlar telefonlar haziranım sarıgülüm yazgüneşim papatyam kime giydin o akları - kim kaldırdı duvağını kim kokladı kim baktı - bağrına kim - yıllar önce seni kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - güzelim Kaynak: Tohumlar Tuz İçinde Hasan Hüseyin Korkmazgil |
19.08.08, 13:15 | #40 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Yineli Yineli Bitti temmuz, yine bitti Kırlangıçlar çekip gitti, yine gitti Kaldık yine kaygularla başbaşa yine kaldık Yarın yine yapraklar, yarın yine yağmurlar Ardından yine soğuk, ardından yine tipi Yine palto, yine gocuk, yine odun, yine kömür Yine sövgü karakışa, yine bahara selam Ederler yine tombul, gelirler yine cılız Kiralar yine azgın, kuyruklar yine dilsiz Yine mızmız sıkıntı, yine hep vıdıvıdı Yine hep televizyon, yine hep ortadoğu Uykular da beter yine, uykular da kara kuru Yine bezgin sabahlar, yine yılgın akşamlar Yine hep dalavera, yine hep o kuruntu Yine umut, yine düş, yine hep bekleroğlu Ama belki kış da güzel Ama belki kar da güzel Ama insan olana... Hasan Hüseyin Korkmazgil |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Hasan Hüseyin Korkmazgil Biyografisi,Hasan Hüseyin Korkmazgil Hayatı | Sude | Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) | 0 | 18.06.09 22:55 |
Hasan Hüseyin Korkmazgil'in Hayatı | Başak | Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) | 0 | 01.11.08 04:52 |
Amenna ( Hasan Hüseyin Korkmazgil ) | Josephine | Şairlerden Seçme Şiirler | 0 | 19.08.08 13:45 |
Bakma Turaç ( Hasan Hüseyin Korkmazgil ) | Josephine | Şairlerden Seçme Şiirler | 0 | 19.08.08 13:44 |
Acılara Tutunmak ( Hasan Hüseyin Korkmazgil ) | Josephine | Şairlerden Seçme Şiirler | 0 | 19.08.08 13:42 |