|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türk Şairlerin Şiirleri Ünlü Türk Şairlerinin şiirleri... |
| LinkBack | Seçenekler |
17.08.08, 22:04 | #2 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Hadi Bir Karanfil Koyalım Hadi Bir Karanfil Koyalım Hadi bir karanfil koyalım vurulduğumuz yere Ya da bir mum yakalım Oysa, bir ağaç bile değilsiniz soluk alan Yitikler ortasında Bin bin filan çoğalınmaz artık O masal o, sizin dediğiniz Binde biri gelselerdi geriye Yeniden doğsalardı dediğiniz gibi Kurtulmuştunuz... Kim yitirdi siz buldunuz Bırakın onları şimdi Gelin önce, bir karanfil koyalım vurulduğumuz yere Sonra bırakalım Binler... milyonlar... milyarlar koysun... Ve halka alabildiğine genişlesin... genişlesin... Yürekler bırakalım karanfillerle İnançlar bırakalım... azimler... yeminler... Hadi gelin, Hadi bir karanfil koyalım vurulduğumuz yere Sonra sokulalım birbirimize daha bir Sıklaşsın saflarımız Çözülen, ödün veren yıllardır... Ezgiler söyleyelim bir yandan 'Ankara'nın taşına bak...' Aydınlık sabahların türküsü olsun Aydınlık yarınların... Önce biz söyleyelim Sonra yavaş yavaş herkes söylesin Sonra, yer gök inlesin.. sonra, yer gök dinlesin... Sonra, tüm ulusça söyleyelim, verip el ele Ama önce, gelin Gelin, bir karanfil koyalım vurulduğumuz yere... Ergun Evren |
17.08.08, 22:06 | #3 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Kaç Kez Vurulur Kapı Kaç Kez Vurulur Kapı Bağışlanmaz davranışlar da vardır Namluların ucunda sevebilir misin Ya da her iki zamanlarda... Bir bozgun muydu sence sevişmek Kendini ateşe atmak gibi Diyelim, unutmadın mutluluğun tadını Her şeyi, ama her şeyi göze almak Ve kaç kez vurulur kapı... Önce, kendimizi yenmek zorundayız, katılır mısın? İç güdüler, beyni yadsır bilir misin Özenmek mi?... Düş evreni yeniden doğuyor, rahatlıyorum... Dostluk tutkumuzu boğsak mı ne Yalanlar, erdemsizlikler mi en çoğalan yaşamda En doğurgan... Unutma, sadece, bedelini ödediği şeye sahip olur kişi Bir namuslu ilkedir bu erdemden yana Ve haklı olmanın çilesini çekerim ben hep Karanlıkta kişi başkalaşıyor mu, ne dersin De ki uzaklarda Kentlerimizin üstünde bir gecedir şimdi kurduğum Belki sensindir... Ola ki özlerim Kafam karışır Şöminenin bir köşesinde sen, bir köşesinde ben Susmuşuz... Kaç kez susulur birlikte Kaç kez vurulur kapı?... Ergun Evren |
17.08.08, 22:10 | #4 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Ölü Ölü Hah Hah hah hah hah Ha ha ha ha ha ha ha ha ha Dur... kaçma... Benim de gözlerim vardı bu boşluklarda Parça parça kurtların yediğine bakma Ne ateşli dudaklar değmişti dudaklarıma Komik mi? hah ha ha... Korkunç değil mi? korkunç... Hah Hah hah hah hah Bu mezar, işte bu benim yatağım Bunlar da kurtlar... Etlerimi yemek için sabırsızlanıyorlar Bu toprakları siz attınız üzerime Dün sizlerleydim daha caddelerde Bugün ölülerle... Yooo, yooo, yooo, yooo, Ben ölü değilim Yoo, yoo, yoo, yo, yo, yo, yo, Hayır, hayır, hayır, hayır İstemiyorum bu sandığı Ne olur bu kadar ağır betonlarla kapatmayın üzerimi Dayanamam Yoo, yoo, yoo, ne olur kıymayın bana 26 şubat 1961 Dağ gibi ateşler yakıyorlar geceleri Gölgeler oynaşıyorlar Mezar taşları mı ne? Yoksa onlar mı? Ben elli altıncı parselden kaçtım buraya Ordan, sizin gömdüğünüz yerden Hah, ha, ha, ha, hah, hah, ha, ha, ha, ha Kurtlar aç kaldı, şimdi çukurda Zavallı kurtlar. Yine birini yakıyor olmalılar, bakın... bakın... Çığlıklar... çığlıklar... çığlıklar... Bizimkilerin çığlıkları, ölülerin... Hah ha hah hah ha ha ha ha hah ha ha ha ha Dedim size biri yanıyor yine Bir eğlence var Birazdan bu çığlıklar benim için atılacak Sahi ben, ben nereden geldim buraya? Bütün duaları unuttum... Peki siz siz kimsiniz? ya bu aydınlık? Bu toz toprak, bu çiçek kuruları üzerimde... Şu yara, şu başımdaki... Sahi, sandukamı çakarken kafatasıma saplanmıştı çivileri. Acemi mezarcılar... Ama benim başım acımaz ki, ben ölmem ki... Hah hah ha ha ha ha Bu gün tam kırkıncı günüm, Didik didik etti kurtlar ellerimi Dokunsanız ellerinizde kalacak Gözlerim, burnum, dudaklarım... Dişlerim koptu yerlerinden. Ben toprağım, ben kemiğim, ben kurdum, Ha ha ha ha ha ha ha ha ha ha Ben ölüyüm. Yılanlar dövüşüyor mezarımda kurtlarla kımıl kımıl Etim çok semiz olmalı... Yoksa dudaklarımı mı paylaşamıyorlar? Ne dersiniz? bir zamanlar kadınlar da paylaşamazdı da Bir kış günü yatırdılar beni buraya Hepiniz kalın giyinmiştiniz. Ama ben çırılçıplaktım Ne komik değil mi? Çırılçıplak... Ha ha ha ha ha ha ha Kefen dahi giydiremediler üstüme Param yoktu ki... Tüm adabını öğrendim yer altının Tüm törelerini, Alıştım da. Etlerim parçalanıp düştükçe toprağa Daha da alışıyordum. Ama geceleri korkuyorum yalnızlıktan Yalnızlıktan korkuyorum... oooooooh hah hah ha ha ha ha ha ha Onun için beyaz beyaz geziniyorum rüyalarınızda ara sıra Korkuyorum... korkuyorum... korkuyorum... Ne olur beni de alın, beni de alın, beni de alın Geceleri aranıza. Ergun Evren |
17.08.08, 22:11 | #5 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Seni Ganj Boylarında Yıkanırken Görmüşler Seni Ganj Boylarında Yıkanırken Görmüşler Seni ganj boylarında yıkanırken görmüşler Gözlerini yollar, saçlarını rüzgar dağıtmış Geceyle sevişiyormuşsun Öğünsüz Allahsız (sabahsız) geceler öğünsüz Beni duyuyor musun? Ergun Evren |
17.08.08, 22:13 | #6 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Si-hi-ya Si-hi-ya Hiçbiriniz bilmeyecek Sihiya'yı Öğrenemeyecekler de Kiminiz bir şehir ismi Ya da memleket sanacak kiminiz Ve atlasları açıp okyanuslarca arayacak Hint'i, Çin'i, Maçin'i, Tarihleri paralayacaksınız Bulamayacaksınız. Sonra kız ismi sanacak insanlar Sevdiklerinin, bildiklerinin adlarını araştıracaklar Belki de komşu kızları birbirlerine Şüpheyle bakacaklar Dost düşman insanlar ömürlerince Sihiya'yı arayacaklar Ben de Sihiya'yı arıyorum oysa Biliyorum O bilinmezliğince güzel Manalı, bulunmazlığından yana Belki her yerden, herkesten uzak Belki, tanırız sesini duysak Si-hi-ya: Kirlenmemiş isim Si-hi-ya: Duyulmamış ülke Si-hi-ya: Bilinmeyen, ulaşılmayan Bir yer. Bir isim... Si-hi-ya: Baharla gelen her mevsim Onu İspanya gecelerinin sarhoşluğunda Hint şarkılarının korkunçluğunda Belki Çin Seddi’nin gerisinde duyuyorum Öylesine derin bilinmezliği Ki uzak olduğu kadar yakında; biliyorum. Si-hi-ya: Büyük tarihler kadar eski Yaşanmamış aşklar kadar sonsuz Si-hi-ya: Ak saçlı bebek Si-hi-ya: Sangtundan görünen melek Dudak değmemiş bir şarkı düşün Bir çiçek. Hiç açmamış omur boyunca Ya da yüzyıllar önce yaşamış Bir kavmin başkentini görürsün Ve yüzyıllar sonra belki Bu şiirde Sihiya'yı bulursun. Si-hi-ya: Sonsuzluk tanrıçası Si-hi-ya: Bilinmezlik türküsünde Yüzyıllar önce Çin'deydi belki Si-hi-ya: Venüs'ten güzel Venüs güzelliğinde... Ergun Evren |
17.08.08, 22:14 | #7 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Sözüm Ona Sözüm Ona Hani yosun rengi gözlerin olacaktı senin Hani rüyalarıma gelecektin Yağmurlu bir nisan akşamında hani Dönmek üzere gidecektin Yüzümü avcunun içine alıp sıcacık Bir elveda diyecektin bana gülerek İsteyerek başladık bu işe diyecektin Yavrucum, severek... Hani yosun rengi gözlerin olacaktı senin Hani rüyalarıma girecektin Ve bir akşam ansızın, hani dönecektin... Kaynak: Varlık 1958 Ergun Evren |
17.08.08, 22:15 | #8 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Şairler de Değişir Şairler de Değişir Diyen Nurer Uğurlu dostuma Şairler de değişir demişsin dostum Çok da güzel demişsin hani Ama bir de değiştirebilsek ya... Hani, başlangıcından bugüne yazıyoruz Yakılıyoruz... boğuluyoruz... içeri atılıyoruz... Dövülüyoruz... Kitaplarımız toplanıyor aşağılanıyoruz Hep bize soruyorlar dikkat ettin mi Hep sorgulanıyoruz hep sorgulanıyoruz... hep biz Sorgulanıyoruz Ya bizim soracaklarımız... 'Rüzgardan rüzgara' hep biz mi değişmeliyiz? Hep bizim mi yanıtsız kalmalı sorunlarımız Hep biz mi anlayacağız... dinleyeceğiz... susacağız?... Bak gruplarla yakmaya, boğmaya başladılar şimdi de Sen yazmanı sürdür dostum Hepimiz sürdürelim aslında anlatmalarımızı Bir gün topumuzu yakacaklar Yüzyıllarca yazdık amma Görüyorsun daha anlamayanlar var... Ya da anlatamadıklarımız... O kafalar da değişir mi dersin?... Ergun Evren |
17.08.08, 22:17 | #9 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Tutsak Tutsak Yemyeşil ışıklar dünyasına çağırdım oysa... Bir sarıydınız siz, bir korkaktınız... Arzulardı parçalara bölünen ekmeğinizde, gözlerinizde Bir çığandı alıp giden sizi belli değildiniz... Köstekleyen o düşüncelerdi akşamlarınızı... Tutkularınızdı, öykülerinizdi, mutsuzluklarınızdı Ve çöküşüydü zift yalnızlığının bir bir asfaltlardan... Yemyeşil ışıklar dünyasına çağırdım oysa... Artık yoksunuz, yok anılarınız, yok bölüşülmesi saniyelerin Korkaksınız, korkaksınız bir yerde gözlerime bakmaklardan Gökyüzünde gürültülerdir, bir türlü dinmez gözleriniz Bir çiçekte bulmuşsunuzdur önce, bir mevsimde ya da bir ekim akşamı Kahır boyu yaşarsınız, anılar boyu yaşarsınız, olmaz olmaz olmaz... Yarınlar için yaşarsınız sonra, kendinizden bir başkası için yaşarsınız... İnanmaz Yemyeşil ışıklar dünyasına çağırmıştım oysa... Demek siz gerçekten o düşünmek istemediklerim Demek onlarla varmışsınız tüm inançlarınızla Ve onlar sızmış bir yakın olması bu kadar sevgiden yana Arzunuz tüm korktuğum öykülerinizmiş, bir yerde sizin bile... Demek siz, hani korkusuz bakmak gözlerine bir çocuğun Demek siz, hani korkusuz bakmak gözlerine bir Demek siz... demek siz... demek... Hayır, söyleyemeyeceğim Benim vurmam gerek sizi, ya da vurulmaktan yazıksınız... Ergun Evren |
17.08.08, 22:18 | #10 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Türkçem Üstüne Türkçem Üstüne Seni önce türkçe söyleyeceğim bir güzel ki anlasın çocuğum Seni önce türkçe yaşayacağım bir güzel ki duyulasın Seni önce türkçe seveceğim bir güzel ki sevsin çocuğum Seni önce türkçe duyacağım bir güzel ki bellenesin Seni önce türkçe tanımlayacağım bir güzel ki inansın çocuğum Seni önce türkçe kucaklayacağım bir güzel ki inanasın... Ergun Evren |
Tags |
ergun, ergun evren, ergun evren seçme şiirler, ergun evren seçme şiirleri, ergun evren şiir, ergun evren şiirleri, evren, siirleri |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Ergün Uçucu Biyografisi - Ergün Uçucu Kimdir - Ergün Uçucu Hayatı - Ergün Uçucu Yaşam | Serap | Tiyatrocuların Hayatı ( Biyografisi ) | 0 | 22.09.14 15:54 |
Ergün Demir Biyografisi - Ergün Demir Kimdir - Ergün Demir Hayatı - Ergün Demir Yaşam | Serap | Tiyatrocuların Hayatı ( Biyografisi ) | 0 | 22.09.14 15:51 |
Ergun Köknar Biyografisi - Ergun Köknar Kimdir - Ergun Köknar Hayatı - Ergun Köknar Y | Serap | Tiyatrocuların Hayatı ( Biyografisi ) | 0 | 22.09.14 15:47 |
Nihat Ergün Resimleri - Nihat Ergün Fotoğrafları - Nihat Ergün Resim - Nihat Ergün | Okyanus | Ünlülerin Resimleri | 0 | 19.09.12 15:29 |
Ergün Toğrol Biyografisi,Ergün Toğrol Hayatı,Ergün Toğrol Kimdir?Prof.Dr.Ergün Toğrol | İpek | Diger Ünlülerin Biyografileri | 0 | 25.06.09 15:18 |