tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Cezmi Ersöz Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/12215-cezmi-ersoz-siirleri.html)

Josephine 17.08.08 04:22

Cezmi Ersöz Şiirleri
 
Aşk ve Yurtsuzluk

Usul usul azalıyordu sevgisi, kalbi soğuyordu...
Aynı masada, yanyana oturuyorduk, ellerinden
tutuyordum... Akıntıya kapılmış bir çiçek gibi
bilmediğim, bilmediği uzaklıklara doğru gidiyordu...
Öyle acı çekiyordu ki sevgisinin azalmasından... Seni
artık özlemiyorum, eskisi gibi içimi acıtmıyorsun, bu
benim için ne büyük acı biliyor musun, derken sesi
titriyordu.

Dalından kopmuş bir çiçek gibi unutulmuş denizinde
usul usul sürükleniyordu... Sevgimiz yurtsuz kalmıştı
şimdi...
Can çekişen bir hastayı ölümüne hazırlar gibi,
nefesimi tutmuş saçını okşuyordum durmadan...
Sevgisi, yaralanmış çocukluğumuzu ve dünyayı
değiştirmeye yetmemişti.
Hayal kanatları yanmış sevgisini öksüz kalan sevgime
kattım. Sevgisi biterken gözlerime son bir kere
baktım. İnanmıştı çektiğim ızdıraba...

Son anda sarıldı bana:
Hadi, sen de benimle gel, birlikte karışalım
kayboluşa, dedi.
Yapamam, dedim, istesem de yapamam. Bu sevginin
ömrünü beklemeliyim...
Bu sevginin beni götürdüğü yere kadar gitmeliyim...
İçimde sırrın, kimseye benzemezliğin sızısı, yarım
kalan yolculuğun aşk yüzlü çocuğu var...

Sevgisi soğurken son tesellisi, son kıskançlığı, son
umudu bu olmuştu...

Kaynak: Yok Karşılığı Yüzünün

Cezmi Ersöz

Josephine 17.08.08 04:23

?
 
?

Ne zaman yüzüne baksam
yalnızlığın o mutlu gerilimi

O öksüz göl hızla derinleşir
biliyorum, acılarım hiç bitmeyecek, bu öyle bir
yeşil

Ne zaman gözlerinin içine baksam, biliyorum
ikimizi de aşar, o kapının ardındaki masal
bense yüreğimin bu hallerinden korkar, kalırım
bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi
geçip giden yüzlerine bakar kalırım

Ömrün kısalığı çarpar camlara
ateş hızla yayılır içerilere

Akşam olur, evler dolar boşalır
acıyla erir, yüzüne aşık çocuk

Ne zaman gözlerinin içine baksam, biliyorum
İkimizi de aşar, o kapının ardındaki masal...

Cezmi Ersöz

Josephine 17.08.08 04:24

Aşta Yarın Yoktur Sevgili
 
Aşta Yarın Yoktur Sevgili

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili
O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar
Bu yolculukta artık para, tarifeler
Beklentiler, randevular, taksitler, iş,
Anneler ve korkular yoktur
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
İnsan başka bir ışığa teslim olur,
Daha derinden anlamaya başlar, bilgeleşir
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur
Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur
Hem dışındadır dünyanın, hem de tam ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin yakılan
Yoksun adamın hissettikleri de onunladır,
Yitirdikleri de...
New York'ta, bir sokakta,
Kartondan kulübesinde yaşayan kadının
Çıplak yalnızlığı da
Her şey onunladır, ona emanettir sanki,
Ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
Kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla
Hiçbir kitabın yazamadığı hakikatlere daha yakınızdır,
İnan...
Kim demiştir hatırlamıyorum,
Aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde,
O yoğun aşık olduğum yıllarda,
Gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla
Bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır,
İnsanları uykularından uyandırmak isterdim.
Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan
O derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer
Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
Hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır
Kimselere veremez sevgisini,
Kimselere derdini anlatamaz, evlere kapanır...
Bazen denizler kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz,
Oysa
Çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup
Vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devrilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın
Tüm insanlara yayılması gibi...
İşte şimdi biz de sevgili,
Ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp,
Soluğu evlerde alacağız,
Ya da denizler, kıyılar çekecek bizi.
Nasıl biz başkalarının korkularını taşıyorsak,
Başkaları da bizim korkularımızı taşıyacak,
Yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...
Birazdan sabah olacak...
Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler,
İş, anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa bizim için geçerliyse
Aşk yoktur ve hiç olmamıştır sevgili.
Birbirimizi kandırmayalım...
Hadi güne hazırlan,
Yaşadıklarımızı unutmaya çalış
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü,
Sırlarını, cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel,
O yaban ağrısını geri alacak
Bunlar olurken içimiz bir an Üşüyecek,
Sonra geçecek...
Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...
Aşkta yarın yoktur sevgili...

Cezmi Ersöz

Josephine 17.08.08 04:26

Bir Daha Uyanmazdın
 
Bir Daha Uyanmazdın

Martıların sana doğruyu söyleyecekti

Arzu tramvaylarına binmeseydin
Acıların seni yeni bir şehre götürecekti

Yürüyüşüne vurulmasaydın...
Tuhaf, ele geçmez, tehlikeli bir hayvandın

Şehrin yaban adamları sana öyle bakmasaydı uyur, bir daha uyanmazdın...

Cezmi Ersöz

Josephine 17.08.08 04:27

Ellerin Vitrinin Dışında Nasıl Da Sıcak
 
Ellerin Vitrinin Dışında Nasıl Da Sıcak

Beyza’ya

Ellerinden utanıyorsun.
Benim umutlu olmaktan utandığım gibi...
Gösterişli bir vitrin gibisin.
Ağladığını bir tek sen biliyorsun
Ağladıkça daha da ışıldıyor sahipsiz güzelliğin.
Bense hep yoldayım. Evim hiç olmadı. Kaçıyorum...
Sahipsiz güzelliğin verdiği acıdan kaçıyorum.
Kaçmaktan kaçıyorum.
Hiçbir şey istemiyorum.
Belki utandığın ellerini sadece...
Ellerin vitrinin dışında, nasıl da masum sıcak.
Alışmamışım mutlu olmaya ben,
Ellerini vitrine koyup, kendimden kaçıyorum...

Cezmi Ersöz

Josephine 17.08.08 04:28

Gel
 
Gel

Biliyorum, konuşucak birşeyimiz yok
Ama yine de gözlerini al gel
Elindeki yarayı, suskunluğunu, acemiliğini
Beni biri severse inanmam
Seni biri severse utanırsın
Bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel
Biliyorum konuşacak bir şeyimiz yok
Ama ıstırabım sende, mutlaka al da gel...

Cezmi Ersöz

Josephine 17.08.08 04:29

Gözlerime Bak, Kır Beni
 
Gözlerime Bak, Kır Beni

Soğuktan korkarsan
küflenmiş gümüşle kaplanır bedenin
Kendine kışkırtılırsın
çiçekli mağarayı unutursan.
Sana ikindi odaları yok
anarşist ruhunu taşıyamazsan
Kalbin gözlerini örterse
flamalar düşer yerinden
Yüzeyde kalır sevgin
kendini abartırsan...

Yağmurdan korursan sedeflerini
kısalır ve karışır yollar.
Haksız olur hep güneşe uçan kız
kumların altında saklı kalır benlerin.

Şımart içindeki sızıyı
büyüklerin erişemeyeceği o yerde kal.
Bırak içindeki kuş sadece ellerinle
konuşsun...

Kendini dokunulmaz bir güzel bulursan
büyükler erişir sana
Eğer irkilirsen yılanların çığlığından
dünyayı kabullenirsin;
dünya ki
sıkıntı, kasvet, zehir...günaşırı intihar...

Hadi önce benimle başla,
gözlerime bak, kır beni
yoksa...yoksa
'çaylar içine buz gibi akar'

Cezmi Ersöz

Josephine 17.08.08 04:30

Hayallerini Yak Evi Isıt
 
Hayallerini Yak Evi Isıt

Sevgim seni yurduna getirdi:
tuzak ev,dilsiz baba,yenik anne...
İşte hepsi bu...
Hayallerini yak,evi ısıt.
Gideceğin en büyük oda arka odan.
İçerden sesleri geliyor annenle babanın,
yanlış ilişkiler ayaklarını yerden kesiyor.
Artık biliyorsun çarpınca duvara ne kadar
acıyacağını kalbinin.
Sevgim seni yurduna getirdi...

Arkadaşların çok uzaklara gitti.
Sevmeden seviştiler özgürlük adına
Kaptırmadan kendilerini hiçbir şeye,
bütün hazları tattılar.
Sense evinde kaldın,
acıları gömme töreninde.
Katı kuralların vardı,
tutucuydun onlara göre.

Döndüler sonra birer birer
sana sordular yine de kaderlerini.
neydi yaşamak, neydi hayatın anlamı...

Bütün yanlış ilişkiler seni yurduna getirdi.
Artık biliyorsun yere düşünce ne kadar
acıyacağını kalbinin.
Sevgim seni yurduna getirdi...

Cezmi Ersöz

Josephine 17.08.08 04:31

İyi Kalpli Günahkar
 
İyi Kalpli Günahkar

İyi kalpli günahkar
Kanaatkar ve şakacı bir gece lambası gibisin...
Yanıyorsun sevişmelerin en koyusunda,
Sönüyorsun binlerce bilmeceyle.
Dışarıda mağrur, gizemli, yasakçı...
İçeride sevecen, başıboş, ahlaksız.
İyi kalpli günahkarları
Aydınlatan bir gece lambası gibisin...
Kendi yangınına aşık...

Cezmi Ersöz

Josephine 17.08.08 04:31

Kalbini Bir Issızlığa Emzirirsin
 
Kalbini Bir Issızlığa Emzirirsin

İncitir tenini
Kim olursa olsun sevişmek,
İncitir yüzleri olmayan bedenlerin
Kimsesiz hazları...
Çarmıha gerilmiş ruhlar
Döner boşluğun çarkında.
Bir elin burada, bu aşksız zamanlarda,
Bir elin yorgun kalbinde,
Döner bir gün döner diye beklersin,
Tenini incitmeden kalbinin kapısını açacak el,
Eldeki incetilmiş büyü, sabır, yangın...
Beklersin, beklersin...
Beklerken,
Kalbini bir ıssızlığa, umut dolu bir yokluğa emzirirsin...

Cezmi Ersöz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:50 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2