|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türk Şairlerin Şiirleri Ünlü Türk Şairlerinin şiirleri... |
| LinkBack | Seçenekler |
17.08.08, 04:34 | #12 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Kendini Saklama Çiçekleri Kendini Saklama Çiçekleri Biz aşk bahçemizi küçük tuttuk seninle içinde güvensizlik ağaçları küstüm otları kendini saklama çiçekleri Özlem kirlibir kan gibi yüreklerimizi boğmasın yalnızlık karanllık bir orman gibi çökmesin içimize diye Biz aşk bahçemizi küçük tuttuk seninle... Cezmi Ersöz |
17.08.08, 04:36 | #13 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Kim Oldugunu Bilmedigim Birine... Kim Oldugunu Bilmedigim Birine... Yasemin’e Karşılıksız aşkının zehrini taşıyordu bana Kokusu sinmişti inatçı ruhuma, kitalarıma, ellerime... Öyle çok öpüşürdük ki, Agzının tadıyla yerdim yemeklerimi... Öylesine inanıyordu ki dünyadaki son aşkla beni sevdigine, Bir gün ansızın korkunç bir özlem duymaya başlamıştım Kim oldugunu bilmedigim birine... Şimdi agzımda karşılıksız aşkın o aç tadı... Karşımda o... Yine hüzünlü, yine yenik... Ama eşitiz artık, Damarlarımızda karşılıksız aşkın o zehirli kanı... Cezmi Ersöz |
17.08.08, 04:37 | #14 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Kurtlarla ve Annenle Dans Et Kurtlarla ve Annenle Dans Et İnsanın annesini sevmesi kendisini sevmesi değil midir aslında Kendi hayalgücünü ve o korkunç düşlerini Saatinin içini aç, annen sana bakacak Öp anneni, tanrıyı anımsa Beslenme çantana koymayı unutma karakutunu Kurtlarla ve annenle her sabah dans et Kurtlarla ve annenle her akşam dans et... Sen oradasın Yazılmamış bir şiir gibi... Saf ve masum Bütün öfkem bu sana Başeğmem ve sonsuzca arzulamam... Cezmi Ersöz |
17.08.08, 04:38 | #15 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Sakat Süvarinin Karısı Sakat Süvarinin Karısı Meğer çoktan dökülmüş aynalardan sırlar, çoktan yayılmış kanser kokusu apartman boşluklarına ve karanlık pencerelerde eski bir çığlık gibi yaşıyormuş kadınlar... Yoksa der miydim anneme küstah bir şaşkınlıkla, bırak artık bu beklemeleri, diye çünkü güzel günler geride kaldı, beklenen o güzel günler O da biliyordu oysa bahtsız kadınlar kabilesinde ölümün sıradan günlere paylaştırıldığını, felaketlerin basit sezgilerle farkedilip yürek ağrılarını dindirdiğini. Nitekim vazgeçmişti artık ipekli kumaşlar dikip sakat süvariyi beklemekten... Konuştuk uzun uzun -balolar, danslar, şenlikler ve Cumhuriyet... Sonra başını açmasını söyledim ona durdu... düşündü... ve karanlık anlamları bırakarak ardından incecik bir yalnızlık gibi sokaklara çıktı, hatırladı kendini... ürperdi... Akşamdı... Bizim gibi adamlar haber verdi ölüsünün Mercan Karakolu'nda bekletildiğini. Başörtüsünü ve amelelere Harb-ı Umumiyi anlatan sakat süvariyi kahveden aldım. Ne babamın polislere anlattığı dokunaklı anılar, ne de kirli deniz kokan saçları tanık oldu ölümüne... Onun ölümü ne kanser, ne kocası, ne komşular... Ölümü, elimde buruşturduğum bu başörtü bu baş... bu örtü... bu baş... bu örtü... bu baş... bu örtü... Cezmi Ersöz |
17.08.08, 04:39 | #16 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Savruk Yılların Soldurduğu Bedenime Dokun Savruk Yılların Soldurduğu Bedenime Dokun Nilgün Marmara’ya Sevgi en solgun mevsiminden geçiyor belki de ve biterken bir kahramanlık çağı bu kanlı operayı seyrettiğim alevlerle gölgelenmiş aynadan kendime tutkun ayrılıyorum. Loş ışıkların altında birbirlerine kırık dökük aşk öyküleri anlatan orospu mesihlerden geçerken... Bu artık son kez dokunuşum akşamın parmak uçlarına. Ey uyumlu şizofrenler hüzünlü benciller bağışlayın bana bu akşamı... Kimsesiz çocukların gözlerinde seyrettiğim bu akşamı. Birkaç randevu için beklettiğim intiharım ve umudun kan kıyısından gelen kadın için bağışlayın. O esirgeyen gülüşü ve köpüklü eşarbıyla gelirdi çünkü umudun kan kıyısından gelirdi. Ve artık cüzzamlı çocukların yüzlerini okşayan elleri savruk yılların soldurduğu bedenime dokunsa kaygılanmazdı... Sevgi en solgun mevsiminden geçiyor belki de çünkü dönemem bir sokak köpeği gibi zehirlediğim yalnızlığıma... Ve karşılıksız acılarda boğulurken gülüşüm beni sana gittikçe bağlayan utancına sakla hüznünü, bana çirkinliğimden ve tarihimden uzak bir ölüm getir... özentisiz ve kendine hayran olmayan bir ölüm gözlerin ve sesin kadar kesin olan bir ölüm... En solgun mevsiminden geçiyor sevgi unut beni unut, belki de terk ettiğin son cehennemdir bu. Ve akşam... yoksul anıları aydınlatırken ansızın sesine vurulan kör bir kemancı kadar ince ve dokunaklı olan bu akşam başka kıyılarda güneşlenen bir alacakaranlık olsam da savruk yılların soldurduğu bedenime dokun Sesini bağışla bana dağılan hayatıma bu akşamı bağışla... Cezmi Ersöz |
17.08.08, 04:40 | #17 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Senin Gemin Camdan Sevgili Senin Gemin Camdan Sevgili Duydum ki yine umudunu kesmişsin insanlardan, dostluklardan... Duydum ki yine acımaya başlamışsın kendine... Yolunu kimselerin bilmediği, bilmek de istemediği sevginin o hayal ülkesinde birilerini beklerken çok üşümüşsün... İnsan ancak kendisine sevgili olabilir, diyormuşsun. Şimdi artık yollarda ve binbir hayalin peşinde sürüklediğin ve yıprattığın sevgine minnet borcunu ödeyecekmişsin... Acıyan sevgini şımartacak, onu örtülere saracakmışsın. Onu kendini güçlü ve korunaklı olduğunu hissetmediğin hiçbir yerde ortaya çıkarmayacakmışsın... Sevgini yırtıcı bir kuş gibi yetiştiriyormuşsun. En iyi savunmanın saldırı olduğunu ve yokolmamak için yoketmek gerektiğini öğretiyormuşsun ona... Ona onu, sabırlar, merhametler ve inceliklerle değil, hazlar, hayranlıklar ve kıskanç ilgilerle besleneceğini vadediyormuşsun. Her gece uyumadan önce arkasında Che Guevera’nın resmi olan aynanla konuşuyormuşsun: Bir sen varsın önemli olan, bir sen varsın gerçek olan... Hem onca acıya rağmen hala güzelim... Ve artık kendime yasaklıyorum başkalarına acımayı ve hayatın acısını... Aynadaki nefesinin buğusunu görüyorum buradan. Gözlerinle gözgöze gelemediğim için tutup aynadaki buğuyu öpüyorsun. Yaralı kendini öpüyorsun... Çekmeceden cüzdanının çıkarıp içindeki kredi kartlarını seyrediyorsun zoraki bir hayranlıkla. İçinde sevgini sakladığğın kaleyi daha da güçlendirmeyi geçiriyorsun aklından. Kredi kartlarını yalıyorsun dilinle ve onların zehirli tadını içine akıtıyorsun. Bankamatikten her para çektiğinde kulağına gelen ölüm çığlıklarına alıştırmak istiyorsun kendini böylece. Hem senden güçsüzlerin ölümü, hem bu ölümleri gizleyen ve bütün katliamları anında temize çeken teknolojinin zehirli tadı sarıyor şimdi sevginin yaralarını. Bankamatikten her para çektiğinde kulağına gelen çocukların ve kimsesizlerin ölüm çığlıklarına dayanamadığını hissettiğin anlar, senin için hayatta sadece annenin babanın ve kardeşlerinin önemli olduğunu söylüyorsun kendine ve akşam iş dönüşü onlara hediyeler alarak evine dönüyorsun... Ve eskiden, sevgini bir kalenin ardına saklamadan önce sadece kendi çocuklarını sevenleri kınadığını unutmak içinse bu defa başkaları değil kendin kanatıyorsun sevgini. Sonra küçük, tüylü bir köpek almak istiyorsun kendine. Köpegi severken, kucaklarken sana acımasızlık eden dostlarının, seni sevginin o hayal ülkesinde yıllarca bekletip düşlerini ve ömrünü çalan sevgililerin yüzleri geçsin istiyorsun karşından. Onların yüzleri geçtikçe sahibin olduğun için senden başka kimseyi sevmeyecek ve bağlanmayacak olan köpeğine daha da sıkıca sarılmak istiyorsun, öpüp koklamak. Kendini öper gibi, yaralı ve belki de artık hiç iyileşmeyecek olan kendini. Hiç iyileşmeyeceğini artık kendinden bile saklayamadığın böyle anlarda para kazanmak istiyorsun, iş kurup daha çok para kazanmak. Böyle anlarda bir kalenin ardında gizlediğin herşeye yanlışlarla dolu olsa da senden izler taşıyan tarihine bile düşman oluyorsun. Seni bu hale getirenlerle bir olup bu belki de artık hiç iyileşmeyecek yaralı kendini yoketmek istiyorsun... Sonra yorgun düşüyorsun... Artık dinlenmek istiyorsun. Yarına daha dinlenmiş ve korkularından kurtulmuş olarak uyanmak istiyorsun... Ve uykuya dalmadan önce vitrinlere bıraktığın dalğınlığın geliyor aklına...Kendine bir kez daha acıyorsun ve bu yüzden pahalı bulup da almadığın giysileri almaya karar veriyorsun. Bu pahalı giysiler sayesinde ilgilerin kölesi değil, ilgilerin merkezi olmayı istiyorsun. Bu giysiler sayesinde sızlayan sevgilerini örtmek, örtmek, örtmek istiyorsun. Görünmez olmak istiyorsun. Oysa senin gemin camdan sevgili... İşte güçlü balığın güçsüz balığı yokettiği kanlı denizin her tarafından seni görebiliyorum... Sadece ben değil dost düşman herkes uykuya daldığını görebiliyoruz buradan. Çünkü senin gemin camdan sevgili. Sıkıntından yediğin tırnaklarının kenarlarını... Korkulu bir rüya gördüğünde birden silkinişini... Yaralı sevgini korumak için aldığın onca kötücül karara rağman nasılsa hep masum kalan sayıklamalarını görüp duyuyorum buradan... Kaleni ve kalenin ardında sakladığın yaralı sevgini. Boşuna saklama sevgini. Senin gibiler hiç örtünemez sevgili... Seni bu kanlı deniz ve düşmanların da dostların da hemen tanır. Ya benzerini bulup gidersin buralardan. Ya da seni yokederler sevgili... Herkes gibi ve herşeyi bilerek yaşamaszın sen Senin gibiler örtünemez... Bu kanlı denizde senin gemin camdan sevgili... Cezmi Ersöz |
17.08.08, 04:41 | #18 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Sevinçsiz Anılar Sevinçsiz Anılar Ölümüm kandil olacak, Akşamlar akşamlar akşamlar olacak Ben bu acılı baloda Maskesini yitirmiş seferi şair Ben inançsız yolcu Bütün istasyonlarda Kanlı rütbeler takılacak omuzuma Bir kuşluk vakti dalgın atların hıncını düşünürken Sen "Yalnızlığın bahçesini sulamış olacaksın" Ve gidiyorum... Dudaklarımda bir nergis tadı Bak, kar izleri örttü bile, Kendini iyi koru, bu kış çok uzun sürebilir. Anılarım tutkularıma bağlıydı bilirsin Artık pişmanlık olsa da olur olmasa da. Ne olursun sen hep böyle kal Varsın ellerim ellerinsiz kalsın. "Ölümüm kandil olacak, akşamlar akşamlar akşamlar olacak..." Cezmi Ersöz |
17.08.08, 04:44 | #19 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Şehirden Bir Çocuk Sevdin Yine Şehirden Bir Çocuk Sevdin Yine Savruk yılların soldurdugu bedenime dokun Yine masum hırslarını sevdanın ateşinde yaktın, şehirden bir çocuk sevdin yine Ah! seni ona taşıyan çocuk ayakların işte geliyorsun, haylaz, vefalı ellerin şehrin dalgalarını okşuyor Ah! seni ona taşıyan gözlerindeki susuzluk şehirden bir çocuk sevdin yine... Omuzuna astıgın çantanı görüyorum buradan. Havai taragin, komik anahtarlıkların, yarım rujun, yoksul fihristinden her harften iki-üç isim, uçurumda sahipsiz birkaç tokan, gözyaşlarınla parçalanmış mendillerin. Yaktın masum hırslarını geliyorsun oysa bir bilsen, seni ona taşıyan şehir saçını bagladıgın iple bile alay ediyor Ah! bir bilsen herkes tetikte; sense böyle hesapsız, böyle sevinçle Ah! bir bilsen sadece güzelligin tutuyor acımasızlıgın kapılarını Yaktın masum hırslarını geliyorsun, Şehirden bir çocuk sevdin yine... Cezmi Ersöz |
17.08.08, 04:45 | #20 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Tenindeki Kutsal Mum Tenindeki Kutsal Mum En ayıp sözcüklerle soyardım bedenini, Düşlerimin teriyle kirletir, En sabırsız, en iştahlı, en yabancı yanımla girer, Arzularımın kanıyla kirletirdim onu. Oysa kötülendikçe, kirlendikçe yüreğinden Işımaya başlayan Hissettiğim en kırılgan bedendi seninkisi Biterdi sonra her şey... Asıl serüveni başlardı bedeninin, Çekilir bir köşeye seyrederdik... Ayıp, kirli, kötü Ne varsa, Teninin içindeki pencerelerde yanan kutsal bir muma dönüşürdü... Çekilir bir köşeye seyrederdik... Cezmi Ersöz |
Tags |
cezmi, cezmi ersöz, cezmi ersöz seçme şiirler, cezmi ersöz seçme şiirleri, cezmi ersöz şiir, cezmi ersöz şiirleri, ersoz, siirleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Cezmi İsminin Anlamı ve Açıklaması - Cezmi Adının Anlamı ve Açıklaması - Cezmi İsmini | Kartal | Erkek Bebek İsimleri ( Erkek Bebek Adları ) | 0 | 01.12.12 18:05 |
Pazarköy Cezmi Bilgin İlköğretim Okulu Mengen Bolu - Bolu Mengen Pazarköy Cezmi Bilgi | Pelince | Anaokulu - İlköğretim | 0 | 19.08.12 23:22 |
Cezmi Baskın Biyografisi - Cezmi Baskın Hayatı | Başak | Türk Sinema Sanatçılarının Hayatı ( Biyografileri ) | 0 | 29.01.11 00:37 |
Levent Ersöz Biyografisi,Levent Ersöz Hayatı | Sude | Diger Ünlülerin Biyografileri | 0 | 19.06.09 18:59 |
Cezmi Ersöz'ün Hayatı | Başak | Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) | 0 | 01.11.08 04:53 |