![]() |
Kuşlar da Gitti Kuşlar da Gitti yalnızlık senin o konuşkan kuşun hani hep duvarlara anlattığın hapislerden kalma sürgünlerden. yalnızlık senin o konuşkan kuşun bulutlar taşıdığın yakut sürahide begonyalar büyüten eski alışkanlık. yalnızlık senin o konuşkan kuşun kırk kapıdan geçmiş kırk kilitten. yaralı, dili lal, kanadı kırık vurulmuş başında bir yokuşun... Kaynak: Sesler ve Küller Behçet Aysan |
Örüp İnce Bir Tığla Örüp İnce Bir Tığla duvarda, solgun ışıklarla oynaşmada bir örümcek ve düşüncelerim ince bir tığla örüyor ağını, sessizce gün batıyor. kara battaniyeli bir ölü yürüyor sonra kireç döküntüleri ne kadar da benziyor ona, öldürülmüş bir arkadaşının fenerini tutuyor, içli bir madenci şarkısıyla geçerken şehrin dikenli telleri arasından. limanda yük boşaltıyordu kardeşi dünya geniş pergeliyle yer açıyordu, onunla koşanların kalbinde ve bir gül ağacının tomurcuğunda yeniden açıyordu. sessizce gün batıyor, bir aşk bitiyordu bir aşk dağılmış bir gerdanlık gibi. sakallarım uzuyor, bir yara bir yara durmadan isliyordu kendini ben de çekiyordum derin ağlardan çekiyordum gölgemi. sevmiyordum artık ne sis çanını ne dağ lalesini günlerim değiyordu ateşten bir dolunaya... Kaynak: Karşı Gece Behçet Aysan |
Redif Kışla Sokağı Redif Kışla Sokağı redif kışla sokağı güneye bakar küçük bir anadolu kasabasında ve mor benekli kelebekler gibi uçuşurdu tozlar galiçya çok uzakta. redif kışla sokağı güneye bakar önünden boz bulanık sular akar ve eşiğine oturmuş dolunayı seyreder yemenisi kanlı kadınlarla çocuklar yemen çok uzakta. redif kışla sokağı güneye bakar gidip de gelemeyen o göçmen kuşlar elif yüklü yürümüyor kağnılar açlık kırım tifüs salgın çok uzakta kafkaslar. redif kışla sokağı güneye bakar avlusunda ne mürdüm ne zerdali açmaz oldu kaç yıl var çiçeklenmiyor tomurcuklar çok uzakta sina ve kanal. redif kışla sokağı güneye bakar... Behçet Aysan |
Sevmeyi Unutanlar İçin Sevmeyi Unutanlar İçin sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler yalan her şey gibi aşklarınız da. yaşamı ölüm diye anlatıyorlar size yalanı gerçek diye. ne leylakların tomurundan haberiniz var ne önünüzden kara bir tabut gibi geçen geceden. sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler yalan aşklarınız da... Behçet Aysan |
Tortu Tortu her şey geçer aşk da acı da geçer, ağlamaklı bir şarkı ayrılıkların üzerinden. rüzgar olur savrulur geçer sağılır yaldızlı bir sabahın ağaran seherinde, hüznün sütbeyaz güğümünden. yol olur düğüm düğüm devrilir kağnı aşiretler ve gelincikler göçer. yıldız olur kayar mavi çipil yıldız dökülmüş yalnızlığın pirincinden. gece de homurtuyla kederli bir tren gibi geçer, benimse çiğnenmiş zakkum yüklenmiş yorgun kalbimden aşk da acı da her şey ama her şey geçer kör bir güvercinin türküsü bile. tortusu kalır. yaşadıklarını anmak için beyaz bir yazıya gecedesin, ay ışığına sevdalan şakayıklara sor... Kaynak: Karşı Gece Behçet Aysan |
Unutulmayan Unutulmayan durmadan taşırdım yanımda üç şeyi iri çakıl tanelerini, çatlamış bir narı bir öpüşün bıraktığı harlı lekeyi ipekten çalınmış umutlarla taşırdım ah sevgilim derdim, ölüm ne kadar çoktu yaşadığımızda. bize hep beyaz mendil sallayan ölüm ki, iki kapısında haki bir yalnızlık dikilirdi ve hatırlatırdı bize, güz kuşlarının uçup gittiği denizleri. bense, yulaf kokan dağlı ellerinde dolaşmak gibi kolaydır sanırdım yaşamak ve sana kansız bir gökyüzü getirirdim getirebilsem ah, - avlusunda çocukların korkmadan oynadığı - lalelerle donanmış simli bir gökyüzü. bir öpüşün bıraktığı harlı lekeyi çatlamış bir narı, unutmadım... Kaynak: Karşı Gece Behçet Aysan |
Yazmadan Edemedim Yazmadan Edemedim rüzgâr bu şiiri sana götürsün kâğıttan yaptığım o işlemeli kayıklar fırtınalara dayanan. koş rüzgâr koş. yazmadan edemedim... Behçet Aysan |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:26 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2