![]() |
İzin Verirsen Artık Bize Taşınmak İstiyor İzin Verirsen Artık Bize Taşınmak İstiyor alev almış yıldız sesiyle çalınca herhangi bir telefon sanadır durma aç alooo'na karşılık bir tanıdık koku duyarsan, gönül borcu var gibi hani mummutluymuş, sevinçten dili tutulmuş gibi anla sevdiğim o'dur telefon kulübesine ektiğimiz karanfil büyümüş de, evlendik mi onu soruyor... Akgün Akova |
Kanat Terzisi Kanat Terzisi her şeyi anladılar sevgilim seviştiğimiz yatakta unutulmuş bir çift kanat bulunca terzilerine gidiyor kentteki kadınlar kendilerine kanat diktirmek için o günden beri Akgün Akova |
Kar Altı Yalnızlığı Kar Altı Yalnızlığı trafik polislerinin dişlerine ceza kestiği Nasrettin Hoca hızında yol alırken gülüşün yüzümü yıkıyorum imamın abdest suyuyla suçumu kabulleniyorum yani arabesk dinledim kırarak caz plaklarını genelev ışıkçısı Louis Armstrong fareli köyün kavalcısı bendeniz ve kapak kızı pozunda taşra kasabalarının kar altı yalnızlığı el yazması buğu ve pas elele resmimize büyüteçle bakarak parmak uçlarında fosfor izi aradım bulsaydım yırtacaktım taşınmış karıncaların çalışma kampı tırnaklarından uçup gitmiş yüreğine " PIR PIR YASAK " levhaları asarak sen salınca çekirge sürülerini üstüme çatlatınca bilardo toplarımı sarhoş bir kaptanın yakıp söndürdüğü bir deniz fenerine döndüydü sevdam şimdi senden ayrı senden yangın senden yaban göbeğimin dansözü dört yapraklı yoncam benimsedim sensizliği mühürledim kilitledim hurdacıya sattım çift kişilik yatağı alt alta paylaşamadığımızdan... Akgün Akova |
Kuğulama Kuğulama çarpıp gittin kapıyı şakkadanak önce ceviz ağaçlarına saygısızlık sonra bilumum marangozlara dedikodu gibi çıkıp gittin bacaağzı gibi ağulayarak * sevdan kuş seslerini zımparalayan özürlü çocuk kargalamaya yem veriyor kuğulamadan * Halk oylamasıyla çekip gitseydin keşke kız... Akgün Akova |
Kuş Bakışı Kuş Bakışı senin bakışın sevgilim senin bakışın bulutlarla yanak yanağa gezen kırlangıç uçurumların anlamını bilen albatros yağmurlu günlerde güneş devrimi yapan güvercin senin bakışın telefon kulübesinde sesimle sevişen kumru gökgürültüsünün üstünden geçen turna emeğin kavgasına kanat veren kartal senin bakışın sevgilim senin bakışın "çok uzaklara gitmeliyim kendimi bulmak için" diyen leylek "uzaklara gidersen yitirirsin yakınındakileri" diyen serçe baştankara, içimdeki yazı bahçesine dadanan sevgilim senin bakışın kısa otlara uzun dalların öykülerini anlatan çalıkuşu çocukluğumun şeytan uçurtmalarıyla yarışan saka aynanın önünden yavaşça geçen tavuskuşu sevgilim ışığın yırtıldığı yerde gökyüzünü bekleyen ispinoz senin bakışın gökdelenin bodrumunda yuvasını arayan tarlakuşu odun kafalıları hırpalayan ağaçkakan sevgilim savaş gemilerinin üzerine yağan martı senin bakışın senin bakışın geceyi, seviştikçe kanadı kanayan geceyi boşluğun ıslığıyla aralayan yabankazı gerçeküstü pelikan, gökyüzünde su kanalları açan pelikan "yakaladığım en büyük balık sensin" diyen yalıçapkını senin bakışın sevgilim senin bakışın konduğu ağaçlara bir bir sarıldığım ardıçkuşu sürüden erken ayrılan bıldırcın cerenin sırtında uyuyan keklik sevgilim senin bakışın yağmurkuşlarının nem bolluğu yıldızların felsefesini bilen kukumav cennet papağanı, yatağımda gökkuşağını uyutan kuşların müzik öğretmeni bülbül senin bakışın ezilenler başkaldırdıkça sevinçle öten kızılgerdan sinema karanlığında dudak çırpan İstanbul kuşu, öyle bir kuş varsa eğer geceyle gündüzü tüylerinde eşitleyen saksağan sevgilim senin bakışın mutsuzluğa gagasıyla gülümseme biçen kayaşakrağı yapraktan çimene haber götüren ötleğen Van Gölü'ne gölgesi vuran atmaca Aladağlar'da iç geçiren şahin senin bakışın denizcilerin unuttuğu bahri gemicilerin unuttuğu suyelvesi sevgilim hiç unutmadığım yelkovankuşu senin bakışın yüzümdeki gökyüzü bakışlarındaki kuşlarla tanıdı kendini sevgilim senin yüzün senin yüzün eski kuşların yeni seyir defteri... Akgün Akova |
Mehtapçı Mehtapçı sevgililer popolarının izlerini bırakıp çimenlerde külden küreklerini çekmeye başlayınca uykunun cızır cızır başlar yıldızların ölümü... Akgün Akova |
Nil Nil saçını tarıyorsun, saçların uzun omzuna onlarla taşınmış Nil nehri Afrika'dan yolunu şaşırmamış, tıngır mıngır taşınmış görenler var görenler var koca nehri omuzunda uyurken ben bile gördüm daha ne ama ben her yerini gördüm az buz değil eh olsun artık o kadarcık fark cumartesi çarşını pazarını, dolmuş durağını pazar günü yumuşak G'ni pazartesi çantanın bulutlandığını gördüm deli oldum bana koştuğun tren istasyonları hiç eksik olmazdı çantandan güzelliğinden emin herkes gibi içinde ayna yoktu eskiydi meskiydi ama her an bir dilim şiir bulunurdu kıyı köşesinde içim sıkılırsa kalkar o şiire yanaşırdım, okurdu beni kuyrukluyıldız mevsimine girdi miydi sevdamız yanına varılmazdı beyazlığından ama sen esmersin ekşi sarışın ekşi kumral bir de saçların sevişirken Nil saçını tarıyorsun, saçların uzun omzuna onlarla taşınmış Nil nehri Afrika'dan aklını oynatmamış, bile bile taşınmış duyanlar var duyanlar var koca nehri omuzunda ağlarken ben bile ağladım omuzunda kime ne ağlamanın da bir zamanı vardır sevgilim örneğin haritalarda ağlanmaz Nil'e yağmur inerken benimkisi, gülüşüm ıslak olmasın diyedir ağlamadan sayılmaz kedi mırıltısı desek daha doğru sahi, salı günü kedilerin olsun mu çarşambayı enayilere verelim, perşembeyi sevişmelere haftanın yedi günü yedi perşembe demek senin hesabına göre gülersin di mi gül bakalım gül ben ne zaman şiir yazacağım peki ne zaman şarkı söyleyeceksin pencerelerde üzüm lekeleri neyle çıkacak, çiçekler kuruyor susuzluktan çamaşır derdi olmayacak, ya insanlar, ya gün ışığı ya salyangozlar yat kalkla yürür mü sanıyorsun bu hikaye ama sen şiirsin ekşi roman ekşi öykü bir de saçların sevişirken Nil... Akgün Akova |
Oyuncaklar Oyuncaklar ameliyat odasına alındığında bir çocuk kapıda ağlaşarak onu beklerler yaşamın kolay bozulan bir oyun olduğunu bilen oyuncakları... Akgün Akova |
Öpüşen Çiftleri Alkışlama Ekibi Öpüşen Çiftleri Alkışlama Ekibi ara sokaklarda aralıksız öpüşüyoruz duvarların karnında "dudak grevi bitmiştir" yazıları akrep yelkovana yeğeni yengeci tanıştırırken yan piri yan piri de yan piri yan piri beyinleri vav lekeli adamlar evlerin damlarına dayayıp falçataları hırtça genişletip cadde yapma peşinde hışırtılı ara sokakları onlara ayaz biz iki sersevi ara sokaklarda aralıksız öpüşüyoruz dillerimiz hoşhoş keyfimiz gıcır porno ve Lili Marlen'i vurduklarını haber alıyoruz Hong Kong'da şarkılardan çıkıp niye oralara gitti Lili, bilmiyoruz son sözlerini veriyorlar akşam haberlerinde - Be..ni ö..pün.! koşup Mezopotamya'yı geçiyoruz salt adını sevdiğimiz için deniz kuvvetlerine katılan köpekbalıklarını açlıktan kanını mafyaya satan adamları çocukların ısınmak için yaktığı cadıları geçiyoruz 333 ordularına karşı ara sokaklarda savaşıyor dudaklarımız ve Hong Kong'da Lili'yi vurduklarını haber alıyoruz koşup Attila İlhan'ı uyandırıyoruz "nedir bu genç şairlerden çektiğim" diyor sisli sisli giyiniyor gözlüğünüzü de biz giydiriyoruz silisyum kumaşlarla kemanının mı teli ve bir rapsodiyle çıkmaz sokakta boğulan çingenenin haberinin ardından şairin beresiyle yapılan bir söyleşiyi yayınlıyorlar TV'de yani o anda Singapur açıklarında bir gemi yani Jazabel'i de vurmasalar bari onlar yetişmeden yani biz dudaklarımıza bakalım ne diyorduk ne oldu ama bu kentte öpüşen çiftleri alkışlama ekipleri kurulmazsa çarçabuk biz iki sersevi bir daha öpüşmeyeceğiz sokaklarda sonra söylemediler olmasın... Akgün Akova |
Saatli Bomba Saatli Bomba akreple yelkovan ve altında ilk aşkımı çalıntı güllerle beklediğim saat kulesi orda durun orda durun ve koklayın havasını anıların saat onarırdım evet ya, saat onarırdım tik tak sesleriyle çok arka kapaklarını açınca ufukta zaman kaleleri saatler kurardım saatler kurardım kediler için mart ayına ayarlı dua saatleri bozuk melekler gelirdi dükkanıma ve azraildi en iyi müşterim bir onarım karşılığı ondan aldım yüzümdeki yara izini ağzına şiirlerimi park ettiğim ve bir masa saati için masa üstünde gebe kalan o mor saçlı kadına o karadula çizdirttim ölümcül olanını sonra şarkılar dinledim şarkılar dinledim dinamitlenmiş köPage Rankingülerle ilgili kedilerle köpeklerin ibnelerle sevicilerin kadınlarla erkeklerin yıktığı köPage Rankingülerle ilgili zilbahçem, ağzımın saatli bombası ve zamanı onaran ellerim havaya uçuracağım bu eski püskü şehirde en zoru kokusuna alışmak yeni bir kadının... Akgün Akova |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:25 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2