tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Akgün Akova Şiirleri (http://www.tualimforum.com/turk-sairlerin-siirleri/11615-akgun-akova-siirleri.html)

Josephine 13.08.08 20:53

İzin Verirsen Artık Bize Taşınmak İstiyor
 
İzin Verirsen Artık Bize Taşınmak İstiyor

alev almış yıldız sesiyle çalınca herhangi bir telefon
sanadır
durma aç
alooo'na karşılık bir tanıdık koku duyarsan,
gönül borcu var gibi
hani mummutluymuş, sevinçten dili tutulmuş gibi
anla sevdiğim
o'dur
telefon kulübesine ektiğimiz karanfil
büyümüş de, evlendik mi onu soruyor...

Akgün Akova

Josephine 13.08.08 20:54

Kanat Terzisi
 
Kanat Terzisi

her şeyi
anladılar
sevgilim
seviştiğimiz
yatakta
unutulmuş
bir çift
kanat
bulunca

terzilerine
gidiyor
kentteki
kadınlar
kendilerine
kanat
diktirmek
için
o günden
beri

Akgün Akova

Josephine 13.08.08 20:55

Kar Altı Yalnızlığı
 
Kar Altı Yalnızlığı

trafik polislerinin dişlerine ceza kestiği
Nasrettin Hoca hızında yol alırken gülüşün
yüzümü yıkıyorum imamın abdest suyuyla
suçumu kabulleniyorum yani arabesk dinledim kırarak caz plaklarını
genelev ışıkçısı Louis Armstrong
fareli köyün kavalcısı bendeniz
ve kapak kızı pozunda taşra kasabalarının kar altı yalnızlığı
el yazması
buğu
ve pas
elele resmimize büyüteçle bakarak parmak uçlarında fosfor izi aradım
bulsaydım yırtacaktım
taşınmış karıncaların çalışma kampı tırnaklarından
uçup gitmiş yüreğine " PIR PIR YASAK " levhaları asarak
sen salınca çekirge sürülerini üstüme
çatlatınca bilardo toplarımı
sarhoş bir kaptanın yakıp söndürdüğü bir deniz fenerine döndüydü sevdam
şimdi senden ayrı senden yangın senden yaban
göbeğimin dansözü
dört yapraklı yoncam
benimsedim sensizliği mühürledim kilitledim
hurdacıya sattım çift kişilik yatağı
alt alta paylaşamadığımızdan...

Akgün Akova

Josephine 13.08.08 20:56

Kuğulama
 
Kuğulama

çarpıp gittin kapıyı şakkadanak
önce ceviz ağaçlarına saygısızlık
sonra bilumum marangozlara
dedikodu gibi çıkıp gittin bacaağzı gibi ağulayarak *

sevdan
kuş seslerini zımparalayan özürlü çocuk
kargalamaya yem veriyor kuğulamadan

* Halk oylamasıyla çekip gitseydin keşke kız...

Akgün Akova

Josephine 13.08.08 20:56

Kuş Bakışı
 
Kuş Bakışı

senin bakışın sevgilim
senin bakışın
bulutlarla yanak yanağa gezen kırlangıç
uçurumların anlamını bilen albatros
yağmurlu günlerde güneş devrimi yapan güvercin
senin bakışın
telefon kulübesinde sesimle sevişen kumru
gökgürültüsünün üstünden geçen turna
emeğin kavgasına kanat veren kartal
senin bakışın sevgilim
senin bakışın
"çok uzaklara gitmeliyim kendimi bulmak için" diyen leylek
"uzaklara gidersen yitirirsin yakınındakileri" diyen serçe
baştankara, içimdeki yazı bahçesine dadanan
sevgilim
senin bakışın
kısa otlara uzun dalların öykülerini anlatan
çalıkuşu
çocukluğumun şeytan uçurtmalarıyla yarışan saka
aynanın önünden yavaşça geçen tavuskuşu
sevgilim
ışığın yırtıldığı yerde gökyüzünü bekleyen
ispinoz senin
bakışın
gökdelenin bodrumunda yuvasını arayan tarlakuşu
odun kafalıları hırpalayan ağaçkakan
sevgilim
savaş gemilerinin üzerine yağan martı senin bakışın
senin bakışın
geceyi, seviştikçe kanadı kanayan geceyi
boşluğun ıslığıyla aralayan yabankazı
gerçeküstü pelikan,
gökyüzünde su kanalları açan pelikan
"yakaladığım en büyük balık sensin" diyen
yalıçapkını senin
bakışın
sevgilim
senin bakışın
konduğu ağaçlara bir bir sarıldığım ardıçkuşu
sürüden erken ayrılan bıldırcın
cerenin sırtında uyuyan keklik
sevgilim
senin bakışın yağmurkuşlarının nem bolluğu
yıldızların felsefesini bilen kukumav
cennet papağanı, yatağımda gökkuşağını uyutan
kuşların müzik öğretmeni bülbül
senin bakışın
ezilenler başkaldırdıkça sevinçle öten
kızılgerdan
sinema karanlığında dudak çırpan İstanbul kuşu,
öyle bir kuş varsa eğer
geceyle gündüzü tüylerinde eşitleyen saksağan
sevgilim
senin bakışın
mutsuzluğa gagasıyla gülümseme biçen kayaşakrağı
yapraktan çimene haber götüren ötleğen
Van Gölü'ne gölgesi vuran atmaca
Aladağlar'da iç geçiren şahin
senin bakışın
denizcilerin unuttuğu bahri
gemicilerin unuttuğu suyelvesi
sevgilim
hiç unutmadığım yelkovankuşu senin bakışın

yüzümdeki gökyüzü
bakışlarındaki kuşlarla tanıdı kendini
sevgilim senin yüzün
senin yüzün
eski kuşların yeni seyir defteri...

Akgün Akova

Josephine 13.08.08 20:57

Mehtapçı
 
Mehtapçı

sevgililer
popolarının izlerini
bırakıp çimenlerde
külden küreklerini
çekmeye başlayınca uykunun
cızır cızır
başlar
yıldızların ölümü...

Akgün Akova

Josephine 13.08.08 20:58

Nil
 
Nil

saçını tarıyorsun, saçların uzun
omzuna onlarla taşınmış Nil nehri Afrika'dan
yolunu şaşırmamış, tıngır mıngır taşınmış
görenler var
görenler var koca nehri omuzunda uyurken
ben bile gördüm daha ne
ama ben her yerini gördüm az buz değil
eh olsun artık o kadarcık fark
cumartesi çarşını pazarını, dolmuş durağını
pazar günü yumuşak G'ni
pazartesi çantanın bulutlandığını gördüm
deli oldum
bana koştuğun tren istasyonları hiç eksik olmazdı
çantandan
güzelliğinden emin herkes gibi içinde ayna yoktu
eskiydi meskiydi ama her an bir dilim şiir bulunurdu
kıyı köşesinde
içim sıkılırsa kalkar o şiire yanaşırdım, okurdu beni
kuyrukluyıldız mevsimine girdi miydi sevdamız
yanına varılmazdı beyazlığından
ama sen esmersin ekşi sarışın ekşi kumral
bir de saçların sevişirken Nil

saçını tarıyorsun, saçların uzun
omzuna onlarla taşınmış Nil nehri Afrika'dan
aklını oynatmamış, bile bile taşınmış
duyanlar var
duyanlar var koca nehri omuzunda ağlarken
ben bile ağladım omuzunda kime ne
ağlamanın da bir zamanı vardır sevgilim
örneğin haritalarda ağlanmaz Nil'e yağmur inerken
benimkisi, gülüşüm ıslak olmasın diyedir
ağlamadan sayılmaz
kedi mırıltısı desek daha doğru
sahi, salı günü kedilerin olsun mu
çarşambayı enayilere verelim, perşembeyi sevişmelere
haftanın yedi günü yedi perşembe demek senin hesabına göre
gülersin di mi
gül bakalım gül
ben ne zaman şiir yazacağım peki
ne zaman şarkı söyleyeceksin pencerelerde
üzüm lekeleri neyle çıkacak, çiçekler kuruyor susuzluktan
çamaşır derdi olmayacak, ya insanlar, ya gün ışığı
ya salyangozlar
yat kalkla yürür mü sanıyorsun bu hikaye
ama sen şiirsin ekşi roman ekşi öykü
bir de saçların sevişirken Nil...

Akgün Akova

Josephine 13.08.08 20:59

Oyuncaklar
 
Oyuncaklar

ameliyat odasına
alındığında bir çocuk
kapıda
ağlaşarak onu beklerler
yaşamın
kolay bozulan
bir oyun olduğunu bilen
oyuncakları...

Akgün Akova

Josephine 13.08.08 21:00

Öpüşen Çiftleri Alkışlama Ekibi
 
Öpüşen Çiftleri Alkışlama Ekibi

ara sokaklarda aralıksız öpüşüyoruz
duvarların karnında "dudak grevi bitmiştir" yazıları
akrep yelkovana yeğeni yengeci tanıştırırken
yan piri yan piri de
yan piri yan piri
beyinleri vav lekeli adamlar
evlerin damlarına dayayıp falçataları hırtça
genişletip cadde yapma peşinde
hışırtılı ara sokakları
onlara ayaz
biz iki sersevi
ara sokaklarda aralıksız öpüşüyoruz
dillerimiz hoşhoş
keyfimiz gıcır porno
ve Lili Marlen'i vurduklarını haber alıyoruz Hong Kong'da
şarkılardan çıkıp niye oralara gitti Lili, bilmiyoruz
son sözlerini veriyorlar akşam haberlerinde

- Be..ni ö..pün.!

koşup Mezopotamya'yı geçiyoruz salt adını sevdiğimiz için
deniz kuvvetlerine katılan köpekbalıklarını
açlıktan kanını mafyaya satan adamları
çocukların ısınmak için yaktığı cadıları geçiyoruz
333 ordularına karşı
ara sokaklarda savaşıyor dudaklarımız
ve Hong Kong'da Lili'yi vurduklarını haber alıyoruz
koşup Attila İlhan'ı uyandırıyoruz
"nedir bu genç şairlerden çektiğim" diyor
sisli sisli giyiniyor
gözlüğünüzü de biz giydiriyoruz silisyum kumaşlarla
kemanının mı teli ve bir rapsodiyle
çıkmaz sokakta boğulan çingenenin haberinin ardından
şairin beresiyle yapılan bir söyleşiyi yayınlıyorlar TV'de
yani o anda Singapur açıklarında bir gemi
yani Jazabel'i de vurmasalar bari onlar yetişmeden
yani biz dudaklarımıza bakalım
ne diyorduk ne oldu
ama bu kentte
öpüşen çiftleri alkışlama ekipleri kurulmazsa çarçabuk
biz iki sersevi
bir daha öpüşmeyeceğiz sokaklarda

sonra söylemediler olmasın...

Akgün Akova

Josephine 13.08.08 21:00

Saatli Bomba
 
Saatli Bomba

akreple yelkovan
ve altında ilk aşkımı çalıntı güllerle beklediğim saat kulesi
orda durun orda durun ve koklayın havasını anıların

saat onarırdım
evet ya, saat onarırdım tik tak sesleriyle çok
arka kapaklarını açınca ufukta zaman kaleleri
saatler kurardım
saatler kurardım kediler için mart ayına ayarlı
dua saatleri bozuk melekler gelirdi dükkanıma
ve azraildi en iyi müşterim
bir onarım karşılığı ondan aldım yüzümdeki yara izini
ağzına şiirlerimi park ettiğim
ve bir masa saati için masa üstünde gebe kalan
o mor saçlı kadına
o karadula çizdirttim ölümcül olanını
sonra şarkılar dinledim
şarkılar dinledim dinamitlenmiş köPage Rankingülerle ilgili
kedilerle köpeklerin
ibnelerle sevicilerin
kadınlarla erkeklerin yıktığı köPage Rankingülerle ilgili

zilbahçem, ağzımın saatli bombası ve zamanı onaran ellerim
havaya uçuracağım bu eski püskü şehirde
en zoru kokusuna alışmak yeni bir kadının...

Akgün Akova


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:25 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2