|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türk Şairlerin Şiirleri Ünlü Türk Şairlerinin şiirleri... |
| LinkBack | Seçenekler |
16.02.08, 05:25 | #2 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Anne ve Çocuklar Anne ve Çocuklar Anne öldü mü çocuk Bahçenin en yalnız köşesinde Elinde siyah bir çubuk Ağzında küçük bir leke Çocuk öldü mü güneş Simsiyah görünür gözüne Elinde bir ip nereye Bilmez bağlayacağını anne Kaçar herkesten Durmaz bir yerde Anne ölünce çocuk Çocuk ölünce anne Sezai Karakoç --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 05:25 | #3 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Balkon Balkon Çocuk düşerse ölür çünkü balkon Ölümün cesur körfezidir evlerde Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların Anneler anneler elleri balkonların demirinde İçimde ve evlerde balkon Bir tabut kadar yer tutar Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen Şezlongunuza uzanın ölü Gelecek zamanlarda Ölüleri balkonlara gömecekler İnsan rahat etmeyecek Öldükten sonra da Bana sormayın böyle nereye Koşa koşa gidiyorum Alnından öpmeye gidiyorum Evleri balkonsuz yapan mimarların Sezai Karakoç --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 05:26 | #4 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Batış Batış Güneştir düşen turuncusunda menekşeler sunarım Gece artık hiç dönülmeyecek yerlerdeki o sevgiliye Çocuklara kekik toplıyan o sevgiliye Bir kekik uzatan çocuk anne deyince Deniz dibinden çatı çeken Çocuk üstüne arkadaş üstüne Güneştir düşen yeşilinde bir yüz döner Değişmiyen o gençliğiyle sevgili Ölümden sonraki kurtulma gibi Döner döner de gelir karşıma Deniz dibinden cıkan ahtapot ölüleri Eski utanmaları çeker su yüzüne Güneştir kırmızı ve ben en çömezi bir rengin Altın hatıralar hükümetinin Bitmeyen sultanı o sevgiliye adanmış Soy utanc soy anış soy sevgi Gel artmaz azalmaz ey sevgi Sezai Karakoç --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 05:27 | #5 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Ben Kandan Elbise Giydim.. Ben Kandan Elbise Giydim.. Kendinden birşeyler kattın Güzelleştirdin ölümü de Ellerinin içiyle aydınlattın Ölüm ne demektir anladım Yer değiştiren ben değildim Farklılaşan sendin Sendin bana gelen aynalarla Sendin bana gelen sendin Artık ölebilirdim Bütün İstanbul şahidim Ben kandan elbiseler giydim Bundan senin haberin var mı? Sezai Karakoç --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 05:28 | #6 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Çeşmeler Çeşmeler Benim yalnızlığımdan Damıtılmış çeşmeler Kurumuş unutulmuş Çeşmelerin akışıyım İnsanlık içinde Ay görmez onları onlar ayı görür Aydan haberlidirler Söylediklerinin çoğu Ay hakkındadır Aya dair Ayın tarihine ait Fındıklılı Mehmet Ağa Çeşmesi Silahtar Tarihinin yazarı Yenilmez karpuzlar Acı salatalıklar yıkamıştım suyunda İçilmez Bozuk suyunda Gece yarısı Ayışığında Yaz ay ve ben Silinmeye yüz tutmuş yazı Ölümü hecelemiştik Ortalığı dolduran sesinde Ta... aşağılarda olan yatıra Bir türkü söylüyordu Ölüm ötesinde açmış Menekşeler kimliğinde Ölüydü insanlar Yalnız yaşıyordu o yatır Ve o çeşme Ben de Sıratı andıran bir çizgide Soluyordum devrildim devrileceğimi Hayatı ve ölümü birlikte Aynı geçmezlik ve değişmezlikte Aynı yenilik ve tazelikte Ürpererek geçiyordu yarasalar Uzaklardan Beyoğlu'nu bir telgraf gibi İleterek birbirine Sezai Karakoç --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 05:29 | #7 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Denizin Kentini Yaktım Denizin Kentini Yaktım Denizin kentini yaktım Vızıldayıp duran kafamın ortasında Denizin kentini yaktım Hurma şırıltılarıyla Denizin kentini yaktım Beni çocukluğumdan koparan Denizin kentini yaktım Bir kent kadın kabuklarından Denizin kentini yaktım Miras kalmış bir alevle Denizin kentini yaktım Veli ağaçlarla kalbi atan mermerle Tanrıyı anarak kalbi atan Cami sütunları boğdu Sararmış gözyaşlarıyla Kararmış denizin kentini İstanbul ey sevgili şehir Dön dön karadan gelen sesime Son veren zaman yatırında Denizden getirilen biçimine Sezai Karakoç --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 05:30 | #8 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Doğum Doğum (Leyla'nin doğumu için Mecnun'un sonradan söylediği) I. Çiğ düştü göklerden Ve bir bahar günü doğdun sen Güvercinler geçti menekşelerden Ve bir bahar günü doğdun sen Kendi kendine ayna olan nergislerden Leylakların gün doğuşu ürperişinden Zambakların kıyı kıyı bakışından Geldin sen Ve rüzgarlar karları süpürdüğünde Ve insanı çıldırtan kuş sesleri işitildiğinde Birdenbire aydınlandı annenin yüzü Ve bir bahar günü doğdun sen İlkin horozların gözüne göründün Dünyaya haber verdiler ötelerden Baban yeni dönmüştü eve ıraklardan Birden aydınlandı annenin yüzü Ve bir bahar günü doğdun sen Marta bakan biliyordu geleceğini Nisana bakan görüyordu alaca renklerini Kızıl ve yeşil seherini Mayısa bakan buldu seni Ve bir bahar günü doğdun sen Sana Leyla dedim Suna dedim şiirlerde şarkılarda Gerçek adın bir fısıltı gibi kaldı ağızlarda dudaklarda Çatlar yüreğim bir nar gibi o sırrı anar da Avunurum doğumundan gelen muştulu armağanlarla Melekler gökten geldi armağanlarla Ve bir bahar günü doğdun sen Bir bahar günü doğdun sen Baharın ta kendisi oldun sen Şimdi her baharda doğan çocuklarla Sen en aşılmaz boya tenlerinde saçlarında Sen görünür görünmez ufuklarda Karlar erir erir kaçar kaçar da Gökler yağmur biçiminde güler ağlar ağlar da Güneş öğünerek yansır yansır da sularda Gelirsin her baharda Bir diriliş gibi ölü dünyaya Ölüler gölgenden ateş ala ala Ekilip biçilip yankı yapa yapa Yaz sıcaklığından arta arta Birer birer çıktılar gönlümüzün aynasına tarlasına Ki bir bahar günü doğdun sen Güller dönüştüler yatak çarşaflarına Leylaklar yaklaştılar korka korka Nergisler benliğimizin ortasından baka Gelip fon oldular insanın Bir kere daha Sende yeniden yaratılışına Bir bahar hali yaratışına Bir bahar günü doğdun sen Baharın ta kendisi oldun sen II. Sonbahar benim ölümüm kırmızı kırmızı yanışım karaağaçlarda Senin ak doğumunu daha çok ortaya koymak için Toplayıp gelişim güzü bütün sarılarımla loşluklarımla Çürüyen solan evrenin karşı koyuşu Senin baharda doğusunun anısına Ah o ne sıtmadır güneşteki sıtma baharda Her an senin doğumun yaşamaktan gelen Ve güzün güneşte bir kuruyuş bir dağılma Benim ölümümden gelen haykırış ve ağlayışlarla Bir ömür boyu oldum salt ölüm kemiği Parlamak için senin doğumundan gelen fosforlarla Eve girmekte geç kalan çocuklar görecektir geceleri Aşk baharının sessiz direnişini yanıp duran ışıklarda Yaz güneşi biriktirdi biriktirdi Sonbahar yapraklarda delirdi Kış derin çizgileriyle devrildi Bahar gül tanklarıyla çiçek çağlayanlarıyla belirdi Ve bir bahar günü doğdun sen Sezai Karakoç --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 05:31 | #9 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Doktorun Karşısında Doktorun Karşısında Doktor bir kavisim var bir kavisim var Geçen günden beri bir kavisim var Ondan bir akıntı mıdır yarasalar Bir kavis önünde linç mi demek kurtarılacak bir kent ki Yeşil bir toprak selameti Bir kabrin bir cihanlık cömertliği cesareti Kitaplardan kitaplara Atılarak erişilmiş bir saygı saati Bir kırağı yaprağında son direniş çiçekleri Ölen bir hristiyanda bir yahudi zambak sesi Çarşıların boşluğunda ben bir eski çeşme yası Affedersiniz doktor siz süryani misiniz (Hayır ben süryani değilim ama arkadaşim süryani) Ben çok incil gördüm çıkmamış boyalari Biraz daha gerilmiş yazıldığı ceylan derisi Ama silinmiş ölüme karşı dayatan Lazarı ayağa kaldıran muştu defnesi Bütün defnelerı kırdık bir güveç neşesi Fırınlar açıldı narlar kurudu Kuyu deştik sular çekildi Doğ ey kuyruklu yıldızı ülker kümesi Bilirim en çorak toprağın bile var bir kehaneti Bir kerameti Bir gelecek zaman ticareti Demet demet muştuları Demet demet nimetleri Doktor siz süryani misiniz Yani eski bir süryani (Hayır ben süryani değilim ama arkadaşım süryani) Bilirim bilirim incilden yola çıktınız Ama yolu çabuk şaşırdınız İncilden kendinize bir şeyler katacağınıza Kendinizden incile çok şeyler kattınız Sevdiniz öyle sevdiniz ki sevdiğinizi tutup mermere işlediniz Ama sonra tutup mermere taptınız Mermeri kadeh kadeh Bir alacakaranlik gibi içtiniz Sonra kustunuz mermeri Çağlarca kustunuz mermeri Ey mermer kusan ırk Ey oruçsuz tiyatro Acıkmış iftarsız acıkmışlar Güneşten başka ne bulmuşsa yemiş olanlar Doğuya hücum demek doğuya hücum var İşte size bir kent ki Yanlış yanan bir linç ampulünden Size eşsiz bir şölen var Kemiklerimin ışıklarindan İyi sanat doğrusu misyonerlik Doktorluk gibi doktor (Hayır ben süryani değilim ama bir arkadaşım var) Siz çin diyorsunuz anlıyorum Bir pirinç hastalığı falan Geçiyorsunuz da bengisulardan Bir hızır hızarından Bir tabut pınarından Gözümün hastalığından Nasıl ki Meryem de bir çocuk sezmişti Cebrail sularından Nasıl ki yeşil sancaklar inmişti bir gün Diyarbekir surlarından Kurtarıyordunuz beni Bana bir gemi gibi yaklaşan Üsküdar akşamlarından Fatih camii gibi aydınlıktınız Bir fakir ölüsü kadar sessiz ve sade Sağımda kırgın solumda çılgın Önümde Yakup Yusuf ve İshaktınız Arkada kaynak sular kadar berraktınız Dün akşam üzeri güneşi siz batırdınız Başkası değil doktor güneşi siz batırdınız Ama inandim ki doktorsunuz değilsiniz süryani Doktorsunuz doktordan başka birşey değilsiniz yani Sezai Karakoç --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 05:32 | #10 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Gün Işığı Gün Işığı Cemalini süzdüm kırık aynalardan Yinede güzeldin Sana meftun sana müştak düş yorgunu Asude yüreğim Ve sen sen yüreğimin miftahı Sana susuyorum günden güne Sana susuyorum ötesi yok işte Sezai Karakoç --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
Tags |
karakoc, sezai, sezai karakoç, sezai karakoç seçme şiirler, sezai karakoç seçme şiirleri, sezai karakoç şiir, sezai karakoç şiirleri, siirleri |
Konuyu Toplam 6 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 6 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Sezai Karakoç Hayatı ( Biyografisi ) | Deniz | Türk Edebiyatçıların Hayatı ( Biyografisi ) | 3 | 22.12.16 20:14 |
Hasan Sezâî - Hasan Sezai Hayatı - Hasan Sezai Kimdir - Hasan Sezai Yaşamı | Tuna | Sahabeler - Evliyalar - İslam Alimleri | 0 | 15.08.11 21:32 |
Osman Karakoç Biyografisi-Osman Karakoç Hayatı-Osman Karakoç Kimdir? | Okyanus | Tiyatrocuların Hayatı ( Biyografisi ) | 0 | 08.01.10 17:38 |
Abdurrahim Karakoç Şiirleri | Deniz | Türk Şairlerin Şiirleri | 41 | 30.08.08 08:41 |
Bahaettin Karakoç Şiirleri | Josephine | Türk Şairlerin Şiirleri | 6 | 15.08.08 05:27 |