|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türk Halk Müziği Şarkı Sözleri Türk halk müziği şarkı sözleri,Sevilen halk müziği şarkıları ... |
| LinkBack | Seçenekler |
22.10.08, 17:23 | #12 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Sivas
Mesajlar: 1.833
Konular: 452 Rep Puanı:1420 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 64 29 Mesajına 36 Kere Teşekkür Edlidi : | Bugün Bana Ağlamak Düşer Bugün Bana Ağlamak Düşer Ne söyledim ne söyledim sana ne söyledim ki Vurdun kapıyı gittin be vicdansız Be insafsızın kızı be nankör kedi insan bir şey söyler Sev dedin sevmedik mi Aşka boyun eğmedik mi Bütün kötü huyları hatta güzel dostları Senin için terketmedik mi Bugün yine bana bana ağlamak düşer Deli gibi döne döne savrulmak düşer Bugün yine bana bana of çekmek düşer of of of of Bugün yine bana bana ağlamak düşer Çıra gibi yana yana kül olmak düşer Bugün yine bana bana ah çekmek düşer ah ah ah ah Boş ver be gitsin Allah büyük Her acının bir ahı vardır Bir of çekersin biter her şey... Yusuf Hayaloğlu |
22.10.08, 17:26 | #13 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Sivas
Mesajlar: 1.833
Konular: 452 Rep Puanı:1420 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 64 29 Mesajına 36 Kere Teşekkür Edlidi : | Demek Şimdi Gidiyorsun Demek Şimdi Gidiyorsun Demek şimdi gidiyorsun; Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak! Demek şimdi gidiyorsun; Kuşlarımız acıkacak,saksılarımız Artık sulanmayacak! Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp Aynanın sahtekar yüzüne Oy benim yaralım Demek şimdi gidiyorsun; Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine Her şey tamam diyorsun,git Beni viran bir şehir gibi terket Haydi git! Dışarısı ispiyon Dışarısı ihanet Seni bir gören olmasın,dikkat et Dostlukmuş,ölüme yürümekmiş... Üstüne titremekmiş,vefaymış! Aşk dediğin,zavallı bir kapıyı duvara çarpıp Çıkıncaya kadarmış Bana komaz deyip Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları, Oy benim yaralım Asıl sancı,uyandığında Bütün odaları boş görünce koyarmış Gitmek istiyorsun,git Bir savaşçı asla vedalaşmaz Durma git Dışarısı dinamit,dışarısı enkaz! Şunu cebine koy,ne olur ne olmaz Eylül mağdurlarıydık,kimsemiz yoktu, Yaralarımız aman vermiyordu canımıza Kimseye kıymamıştık oysa,masumduk Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih Yırtılan bir pankart gibi Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz; Oy benim yaralım En az bir karıncanın yüreği kadar Namuslu ve çalışkandı ellerimiz Artık bitti diyorsun,git Kırılsın kapı çerçeve,kırılsın bu cam Sorma git! Dışarısı panik,dışarısı izdiham! Biliyorum,seni vuracaklar bu akşam Ne çok fire verdik üstüste Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta Kimliği tespit edilmemiş, Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi İçerden çürümüşüz meğerse Oy benim yaralım Her gelen ölüm yazmış, Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize Kendini arıyorsun,git Aptal bir hayat kur,içinde beni barındırmayan Kalma git Dışarısı barut,dışarısı gardiyan! Yine bir tek ben olurum sana parçalanan Demek şimdi gidiyorsun; Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele! Demek şimdi gidiyorsun; Yıkılan bir duvar gibi;ömrüme devrile devrile.. Demek mecburi istikametlerin, Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında Oy benim yaralım,maralım Demek şimdi gidiyorsun, Ve bana bir tek seçenek kalıyor:güle güle! Beni öldürüyorsun,git Kalmasın sende kahrım,kalmasın derdim Bakma git Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim... Yusuf Hayaloğlu |
22.10.08, 17:29 | #14 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Sivas
Mesajlar: 1.833
Konular: 452 Rep Puanı:1420 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 64 29 Mesajına 36 Kere Teşekkür Edlidi : | Diyarbakır Türküsü Diyarbakır Türküsü Diyarbakır ortasında vurulmuş uzanırım Ben bu kurşun sesini nerde olsa tanırım Bu dağlarda gençliğim cayır cayır yanarken Ay vurur gözyaşına ben gecede kalırım Üzülme sen üzülme başını öne eğme Gün olur kavuşuruz dert etme Diyarbakır Aglama sen ağlama kanlı bezler bağlama Bu yangın söner birgün ağlama Diyarbakır Diyarbakır yolunda toz olmuş dağılırım Bu hırçın depremlerle sarsılırım kanarım Arkadaşların yüzü ağır ağır solarken Gün dogar yaylalarda kahrımdan utanırım Ey fırtınalı bayır ey mazlum Diyarbakır Dağlarında kızıl ateş alnında kızıl bakır Çigdemler solar gibi anneler yanar gibi Dizlerine döküldüm ağlama Diyarbakır... Yusuf Hayaloğlu |
22.10.08, 17:29 | #15 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Sivas
Mesajlar: 1.833
Konular: 452 Rep Puanı:1420 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 64 29 Mesajına 36 Kere Teşekkür Edlidi : | Dün Gece Düşümde Dün Gece Düşümde Dün gece düşümde can dostu gördüm Ulu bir çınardan dal verdi bana Uzandım yüzüne yüzümü sürdüm Ben zehir istedim bal verdi bana Dağ yanarsa yağmur çiser mi dedim Ten yanarsa rüzgar eser mi dedim Can yağarsa canan küser mi dedim Çağırdı yanına el verdi bana Can dostum dostum kül verdi bana Ben aşkı sırtıma vurdum da geldim Hasretin acısını çöl verdi bana Can dostu görünce eridim bittim Yüreğime ateş kül verdi bana Can dostum dostum kül verdi bana Aşk olmazsa kalem yazar mı dedim Dost olmazsa gönül tozar mı dedim Hayaloğlu sana kızar mı dedim Yanağımdan öptü gül verdi bana Can dostum dostum gül verdi bana... Yusuf Hayaloğlu |
22.10.08, 17:30 | #16 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Sivas
Mesajlar: 1.833
Konular: 452 Rep Puanı:1420 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 64 29 Mesajına 36 Kere Teşekkür Edlidi : | Gözleri İntihar Mavi Gözleri İntihar Mavi Dağların dorukları dumanlı olur Geriye dönmez savaşçılar Fırtınayla sınanmıştır ömürleri Karla yıkanmıştır yüzleri Bu yüzden asla vedalaşmaz Ve kılıçlarında taşırlar şiiri Bu yüzden sevdaları mahzundur Yürekleri kallavi Alınları ihanet vurgunudur Gözleri intihar mavi... Yusuf Hayaloğlu |
22.10.08, 17:32 | #17 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Sivas
Mesajlar: 1.833
Konular: 452 Rep Puanı:1420 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 64 29 Mesajına 36 Kere Teşekkür Edlidi : | Hangi Ayrılık Hangi Ayrılık Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz? Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz? Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın? Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın? Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye? Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye? Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren? Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren. Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline? Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde? Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı? Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı? Hangi cama kafa atsam? Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam? Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam? Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür? Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür? Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine? Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene? Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın? Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın? Hiç sanmam Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz Hangi mübarek dua, Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye? Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye? Olur mu be,olur mu? Bu da benim gibi adama yapılır mı? Aşk dediğin mendil mi? Buruşturup bir kenara atılır mı? Vefa bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı? Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden? Hangi pense kopardı bizi birbirimizden? Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini? Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini? Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı? Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı? Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti? Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti? Dağ gibi adamı eze eze Hangi anası tipli parlak çömeze, Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze? Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı? Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı? Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı? Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı? Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni? Ve Hangi su bağışlatır? Hangi musalla temizler seni? Bu nasıl ayrılık? Yusuf Hayaloğlu |
22.10.08, 17:34 | #18 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Sivas
Mesajlar: 1.833
Konular: 452 Rep Puanı:1420 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 64 29 Mesajına 36 Kere Teşekkür Edlidi : | İstanbul Acılar Kraliçesi İstanbul Acılar Kraliçesi Bu akşam yemin ettim Seni bir daha öpmemek için Ben ki bütün duvarlarını Afişlerle donatıp Yumruğumla kanatmışım Rezil bir aşktı Bütün arkadaşları miting alanlarında Ve mezarlıklarda bırakmıştım İstanbul ey İstanbul ey Acılar kraliçesi Umudun ve direncin yorgun anası Ve ey çıldırmak üzere olmanın Çamurlu ikonası Tırnaklarım kopuyor Görmüyor musun Bir ben miyim kapıları şaşıran Her yokuşun başında Bir ben miyim ekmek arasına Canını doğrayıp-doğrayıp yutan Bir kedi bile sağarken yüreğini Telaş içinde yavrusuna Ey acımasız acuze Utan şu türbelerinden Minarelerinden utan İstanbul ey İstanbul ey Acılar kraliçesi Savaşın ve bozgunların gariban çiçeği Ve ey teslimiyete düşmenin O hazin gerçeği Bayraklarım kanıyor Sormuyor musun Kadınların ki omuzları hicran Saçları ihanet sarısı Çocukların ki yağmur emiyor Yıkılası kaldırımlardan En ücra genlerime alyuvarlarıma Kılcal damarlarıma ruhuma kadar Bıktım İliklerime gömlek ceplerime kadar sızan Bu Allahsız yağmurundan İstanbul ey İstanbul ey Acılar kraliçesi İhtişamın ve sefaletin çaresiz bacısı Ve ey çürümenin yok olmanın Amansız sancısı Ciğerlerim çatlıyor Duymuyor musun Hangi pencerene çıksam O salya sümük pezevenk suratları Hangi caddene dökülsem O şangur şungur düş kırıkları Bütün bu ezginler tükenenler Yerlere serilenler tutunamayanlar Sarsmıyor mu seni hiç Bunca infilak Bunca isyan çığlıkları İstanbul ey İstanbul ey Acılar kraliçesi Aldanışların ve hüznün Yalancı tanrıçası Ve ey ruhu kirlenmiş gecelerin Cilveli yosması İntihar anı geldi Beni öpmüyor musun? Ağlamak istemiyorum yenildim sana Hikayenin özeti bu Bir istimlak gibi ödedin Ve çiğneyip geçtin maceramı Şimdi ben Suçlarımı didikleyen bu martı sürüsüyle Şimdi ben hangi şehirde soğuturum Zonklayıp duran bu yaramı İstanbul ey İstanbul ey Acılar kraliçesi İhanetin ve ihbarların Arkadan dolaşan bıçağı Ve bütün ödeşmelerin yüzleşmelerin Erkekçe vuruşmaların kaçağı Beni harcadın ulan beni sattın Utanmıyor musun? Yusuf Hayaloğlu |
22.10.08, 17:44 | #19 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Sivas
Mesajlar: 1.833
Konular: 452 Rep Puanı:1420 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 64 29 Mesajına 36 Kere Teşekkür Edlidi : | İşte Gidiyorum İşte Gidiyorum İşte Gidiyorum Karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü İşte gidiyorum, Toprak alsın benim de bu hazin öykümü İşte gidiyorum, gurbet yorgunu gövdemi Çukura kim indirecek? İşte gidiyorum, Bu menhur cinayeti, şimdi çıkıp kim üstlenecek? Çürüdü gözlerim, yüregim, bu yagmurlu şehirde İşte gidiyorum, Beni kaldırın, hicranım kalsın teneşirde Size yüzyıllardır sesini kaybetmiş Bir türküyü söyleyecektim Ve bir yayla rüzgarı şefkatiyle Kirpiginizin ucundan öpecektim Bir masum türküydü sadece Yüzbünlerce magdurun gönlünde Belki söyleriz hep birlikte Belki, mahşerin birinci gününde Nasıl sevmiştim hepinizi,nasıl böyle oldu akıbetim? Ve nasıl çöle döndü O benim gül gülistan memleketim? İşte gidiyorum, Hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız, Ben başımı verdim, sizinse İnsafsız bir linç oldu karşılıgınız İşte gidiyorum, Penceresiz bir dünyanın bilinmez labirentine İşte gidiyorum, 'Saçlarındaki yıldızları artık koparabilirsin anne Sonunda kaptırdım gönlümü Ölüm denen o kaypak türküye Ve işte kurtuldun benden Şen olasın ey Türkiye Elbet benim de vardı, Kendime ve yurduma dönük umutlarım Belki bıraktıgım yerden sürdürür Dostlarım, karım ve çocuklarım Çatladı yüregim, çatladı sazım Demek ki böyleymiş yazım Sizlere armagan olsun Sizlerden ödünç aldıgım bu yürek sizin Bu nasıl hapis Tanrım Sabah sabah bu ne hikmet, bu ne sis Kalbime son mermiyi sıkmak Sana mı düştü ey güzel Paris İşte gidiyorum, kalmadı söyleyecek son bir sözüm Dediginiz gibi olsun be Dediginiz gibi olsun gözüm İşte gidiyorum, Tükenmişti inancım, bu nankör hayata dair Belki benim için birkaç mısra döktürür Hayaloglu diye bir şair... Yusuf Hayaloğlu |
22.10.08, 18:13 | #20 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Sivas
Mesajlar: 1.833
Konular: 452 Rep Puanı:1420 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 64 29 Mesajına 36 Kere Teşekkür Edlidi : | Kaçakçı Kurban Kaçakçı Kurban Lele kurban ben olaydım Ah göğsünde ben olaydım Senin yerin sıcak kalsın Ah yine giden ben olaydım Lele kurban zor gelir Dağlara giden zor gelir Avcı yaralar kekliği Ağrıma gider zor gelir Lele kurban boşa gider Ne söylersin boşa gider Çiğnenir ektiğin güller Ah emeklerin boşa gider Lele kurban gül verin Dönmesemde gül verin Mayın tarlasına düştüm Kan kırmızı gülü verin... Yusuf Hayaloğlu |
Tags |
hayaloglu, sarki, sozleri, turku, yusuf, yusuf hayaloğlu, yusuf hayaloğlu türkü sözleri, yusuf hayaloğlu şarkı ( türkü ) sözleri, yusuf hayaloğlu şarkı sözleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Yusuf Hayaloğlu Resimleri - Yusuf Hayaloğlu Fotoğrafları - Yusuf Hayaloğlu Resim | Okyanus | Ünlülerin Resimleri | 0 | 14.09.12 14:32 |
Yusuf Harputlu Türkü Sözleri,Yusuf Harputlu Şarkı Sözleri | Busem | Türk Halk Müziği Şarkı Sözleri | 17 | 20.07.09 22:20 |
Grup Türkü Şarkı ( Türkü ) Sözleri | Busem | Türk Halk Müziği Şarkı Sözleri | 0 | 28.09.08 19:24 |
Çağdaş Türkü Şarkı ( Türkü ) Sözleri | Busem | Türk Halk Müziği Şarkı Sözleri | 11 | 21.09.08 16:44 |
Yusuf Hayaloğlu Şiirleri | smtyksl | Türk Şairlerin Şiirleri | 21 | 16.02.08 07:51 |