tualimforum.com

tualimforum.com (http://www.tualimforum.com/)
-   Þýrnak (http://www.tualimforum.com/sirnak/)
-   -   Þýrnak Efsaneleri (http://www.tualimforum.com/sirnak/41293-sirnak-efsaneleri.html)

Kedi 15.12.09 02:16

Þýrnak Efsaneleri
 
Þýrnak Efsaneleri



Mem u Zin

Cizre hükümdarlarýndan Emir Abdal (Abdullah) oðlu Emir Zeynuddin zamanýnda hicri 854,miladi 1450/1451 yýlýnda olay meydana gelmiþtir.Mem u Zin gerçek hayat hikayesini Hakkarili Þeyh Ahmed-i Hani manzum bir þekilde kaleme almýþtýr.Ölümlerinden 240 yýl sonra Cizre’ye gelmiþ ve eserini 1690 yýlýnda yazmýþtýr.

Kötülüðü, ikiyüzlülüðü, koðuculuðu, fitne ve fesatçýlýðý,dalkavukluðu Bekir’de toplamýþtýr.Doðruluðu,iyiliði,suçsuzluðu,zayýflýðý ve çaresizliði de Memo ve Zin’in þahýslarýnda toplamýþtýr. Zamanýn yaþantýsýný,sosyal durumunu ve kültürünü büyük bir ustalýkla iþlemiþtir.Eser,Türkçe,Farsça,Arapça,Fransýzca ve Rusça’ya tercüme edilmiþtir.Bu gerçek hikaye Anadolu’muzda ve özellikle Doðu ve Güneydoðu Anadolu’da halk arasýnda çok tanýnmýþtýr.Okumamýþ kimseler dahi,bazý bölümlerini ezbere kaside þeklinde okumaktadýrlar.Ayrýca yerli ve yabancý turistler tarafýndan türbeleri devamlý ziyaret edilmektedir.Ancak bu güne kadar türbeleri restore edilmemiþ ve bakýlmamýþtýr.Kültür Bakanlýðý,Eski Eserler ve Anýtlar Yüksek Kurulu Baþkanlýðý tarafýndan Mirebdal Camii korunma ve tescile alýnmýþ olduðundan,bu caminin bir bölümünü teþkil eden Mem u Zin kýsmý da böylece korunmaya alýnmaktadýr.

Cizre Beyi,Ebdal oðlu Mir Zeynuddin’in ZÝN ve SÝTÝ adlarýnda çok güzel iki bacýsý vardý.Zin beyaz tenli ve beyin canciðeri gibiydi,Siti ise,esmerimsi ve bir selvi gibiydi.Tacdin,Beyin Divan Vezirinin oðluydu.Tacdin’in babasý Ýskender’in iki oðlu daha vardý.Bunlara Arif ve Çeko denirdi.Tacdin’in kardeþleri Çeko ve Arif,týpký þahinler gibi kuþlarý kapýp kaçýracak þekilde kurnazdýlar.Hikayenin ana kahramaný Memo ise,Memýalan lakabýyla þöhret bulmuþ olup,Divan katibinin oðlu ve Tacdin’in kardeþi ve ahiret dostuydu.

O zamanlar baharýn müjdecisi olan Mart ayýnda eðlence ve bayram günleri tertip edilirdi.Senenin bu gününde Cizre halký çoluk-çocuk kýra çýkar, süslenen gençler birbirlerini Ýslama uygun bir þekilde görür,beðenir ve böylece eþ bulurlardý.Ýhtiyarlar ve çocuklar uzun kýþ günlerini unutmak için bu bayram eðlencelerine katýlýrlardý.

Bey ,kýr eðlencelerine izin verince,herkes giyinip gitti.Memo ile Tacdin kendilerine kýzlar gibi süs verip kýyafet deðiþtirerek çarþýya çýktýlar.Çarþýda gezip çalkalanan insanlarý seyrederlerken,bir anda iki erkek kýyafetli insan gördüler.Onlarý görür görmez,ikiside yere düþüp bayýldýlar.Siti ile Zin bu bayan kýyafetli iki erkeði iyice süzerek,onlar sezmeden her ikisi kendi yüzüklerini onlarýn parmaklarýna geçirip oradan yabancýlarýn gelmesi ile onlarý terk edip ayrýldýlar.Bir iki saat sonra Memo ile Tacdin ayrýldýklarýnda herkesin evine gitmiþ olduklarýný ve kendilerinin bezgin ve sersem olduklarýný gördüler.”Acaba nerede hastalandýk biz.Hangi savaþta yaralandýk biz” diye birbirlerine bu baþlarýna gelen olayý anlatýrlarken;

Tacdin,

“Kardeþim,elinde bir mücevher var ki;kendisi bir çýra,Yakutu ateþ koru,karanlýk gecede yakýlan bir meþale gibi parlýyor ve üzerinde de ZÝN adý kazýlmýþ” dedi.Memo’nun parmaðýndaki yüzüðü görmek için Tacdin elini uzatýnca,Memo da onun parmaðýnda bulunan paha biçilmez ve üzerinde maharetle SÝTÝ yazýlmýþ bir elmas yüzük gördü.Ýkisi de hemen kendilerine bu yüzük sahipleri olan Siti ile Zin’in ne yapmýþ olduklarýný derhal anladýlar.Bayram eðlencelerinde bu iki genç kýzýn da onlar gibi kýyafet deðiþtirdiklerini anladýlar.

Bir sihirbaz ve cadý görünümünde olan Heyzebun adlý dadýlar Siti ve Zin’i böyle solgun yüzlü,renklerinin deðiþtiðini görünce,onlarýn hallerini öðrenmek amacýyla:






“Niçin böyle duruyorsunuz?” dedi.

Siti ile Zin baþlarýna gelen olayý gizlice dadýya anlattýlar.Onlarýn yüzüklerini de dadýlarýna gösterdiler.Dadý,hemen yüzükleri alýp,zamanýn falcýsýna giderek falcýdan her iki erkeðin adlarýný ortaya çýkarttý.Daha sonra bir hekim kýlýðýna girerek,hastalarý þifaya kavuþturmak amacýyla Cizre’nin sokaklarýna daldý.Koynuna birkaç kitap,neþter,þiþe,kese,bazý ilaçlar almýþtý.Mahalleleri gezerken,onu gören gençler arkadaþlarý ve komþularý olan hasta Tacdin ve Memo’ya götürdüler.Yabancý bir doktor kadýn kýlýðýnda olan Heyzebun:

“Bizi lütfen yalnýz býrakýnýz”,dedi.Orada bulunan akrabalarý ve diðer gençler odayý boþalttýlar.Heyzebun Tacdin ve Memi’ye her iki kýzýnda sizin gibi aþýk olduklarýný söyleyerek,

güzel bir dille durumlarýný onlara anlattý ve deðiþen yüzükleri bir daha geri istedi.Tacdin inanmalarý amacýyla yüzüðünü geri gönderdiyse de,Memo yüzüðünü vermeyerek:

“Bununla yaþýyorum ben” dedi.

Memo ve Tacdin kadar aþýk olan ve inleyen her iki kýz,dadýlarý Heyzebun’u sabýrsýzlýkla bekliyorlardý.Dadý dönüþte Siti ve Zin’e durumlarýný anlatýnca aþklarý daha fazla alevlenmiþ oldu.

Aþklarý had safhasýna ulaþan Memo ile Tacdin,kalkýp arkadaþlarýna giderek,baþlarýna gelen macera ve halleri onlara anlattýlar.Bunu duyan arkadaþlarý önce Tacdin için olmak üzere bazý büyük Cizre alimleri,adliyecileri ve beylerden birer grup alarak,zamanýn Cizre Bey’i Mir Zeynuddin’in huzuruna dönür olarak çýktýlar.Böylece Siti’yi Tacdin’e istiyorlardý.

Bey de:

“Layýk gördüðünüz üstündür,vekil kimse gelip otursun” dedi.

Tacdin’in vekili olan kardeþi Çeko Bey’in eteðini öperek,kabullendi.Bunun üzerine hepsi Bey’e teþekkür ederek,davullar,rubablar,çalgýlar çalýnarak düðün þerbeti içilmeye baþlandý.

Sonra Bey,altýn ve gümüþ tabaklar içinde bir gök tabakasý kadar geniþ ve zengin bir sofra çekti.Davul,zurna,ud,keman,tanbur,çeng,santur ile neyler çalýndý.Memo ve Tacdin giyinmiþ olarak Mir Zeynuddin’in elini öperek eðlence meclisine katýldýlar.Böylece Tacdin ve Siti için yedi gün yedi gece düðün yapýldý.Gerdeðe girdiklerinde,gerçek dost ve arkadaþý olan Memo,Cizre yöresinin bir adeti olmak üzere dýþ kapýda onlarý silahýyla bekledi.

Soyca Botanlý olmayýp,aslen þimdi Ýran’da bir köy olan Merguverli Bekir adýnda fitneci,dedikoducu,fesat aldatýcý,ikiyüzlü olan bir adam vardý.Bu Bekir hem Bey’in kapýcýsý

(Dergehvan),hem de kahvecisi idi.Halk bunu Beko olarak da çaðýrýrdý.Bu adamýn kötülüklerini bilen Tacdin,Bey’e kaç sefer bu adamýn bu kapýya layýk olmadýðýný ve kapýcýlýk tan alýnmasýný söylerdi.Ancak Bey :

“Deðirmenimiz onunla dönüyor.Köpekler de kapýcýdýrlar”,derdi.

Huylarýnda daima þeytanlýk gizli olan Bekir,Bey’i sinire getirmek için bir gün söyle dedi:

“Beyim,Siti’yi siz çok telef verdiniz.Kayser,Kisra,Faðfur isteseydi böyle çabuk vermezdiniz”dedi.

Bey þöyle cevap verdi:

“Ey bedbaht,Tacdin ve Memo’yu onlara deðiþirmiyim.Savaþ olduðunda bize ikiyüz esir getiriyorlar”

Bununla da Bey’e tesir edemeyen dedikoducu Bekir,artýk baþka þeyler tasarlayarak aðýz deðiþtirdi.

“Efendim,Tacdin kendi tarafýndan Zin’i Memo’ya vermiþ”

Bey:”Neden bana sormadý acaba.Benden kalmamýþ mý korkusu? Bekir:”Bilmiyormusunuz Beyim,orasý öyledir.Yiðittir,gençtir,beyzadedir”

Bey:”Gönlümde gerçekten Zin’i Memo ile þereflendirip vermek vardý.Artýk atalarým Hz.Halid-in ruhlarýna and içerim ki;Zin’i karý olarak Memo’ya vermiyeceðim.Baþýndan bezmiþ olan varsa,iþte Zin,istesin bakalým”dedi.

Cizre Kalesi ile Dicle Nehri arasýnda kalan yerde büyük bir bahçe bulunurdu ki;bu bahçede türlü türlü aðaçlar,evcil ve yabani hayvanlar bulunur ve beslenirdi.Bu bahçeye Beybahçesi olmak üzere (Rezimiran) denilirdi.O kadar aðaçlar,güller çeþit çeþit bitkiler sýktý ki,insanlar içinde birbirlerini görmezlerdi.

Bir gün Bey ve Cizre halkýnýn tamamý kýra ve av avlamaya giderler.Memo o gün bir yere ayrýlmaz,Zin ise,hükümdar olan aðabeyi Mir Zeynuddin’in bahçesine gider.Çoktandýr Zin’i takip eden Memo,Zin’in bahçeye girdiðini görünce,gizliden kendisi de bahçeye dalar.Kabahatlý olan Zin,Memo’yu görünce birden yýkýlýverir yere.Memo bu sýrada onu görmez gül ve reyhanlarý seyrederek þöyle der:


“Ey gül;Gerçi sen de nazeninsin,

Sen nerde,Zin’in yüzünün rengi nerde?

Ey gül!Gerçi senin güzel kokun var,

Reyhan senin için kara yüzlü olmuþ.

Fakat siz yarimin zülfüne benzemezsiniz.

Ýkiniz de arsýz ve hazversiniz.

Ey bülbül!Gerçi sen de aþk adamýsýn,

Kýrmýzý gül mumunun pervanesisin.

Benim Zin’im senin kýrmýz gülanden daha þendir.

Benim bahtým da senin talihinden daha karadýr.

Ey sonucu iyi olan büybül!Asýl bülbül benim.

Boþuna kendini niçin kötü adlý yapýyorsun.

Ýlkbaharda gül bahçeleri

Bir deðil,yüzbinlerce gül verirler.

Benzerleri çok olan yerler

Huri ve melek bile olsalar

Sebep olmaz onlar hiçbir yerde

Çünkü bulunurlar her yerde

Bir tane olsa,eþsiz ve emsalsiz olsa

O da Zin gibi ve Ankara gibi perde arkasýnda olsa
Aþýk o zaman neyle teselli bulur?

Sabretmeden,ölmeden,çaresi nedir onun?”



Durumdan habersiz olarak Memo böyle söylenirken,ikiyüz kiþinin nedimeliðini yaptýðý Zin’i görür ve dayanamayýp yere yuvarlanýr.Zin’in ayaklarý önüne yýðýlýr,kalýr.Yere düþünce,Memo’nun ayaklarý Zin’e deðdiðinden,Zin ayýlýr.Yanýnda Memo’yu görünce acep hayal midir?Gerçek mi? Rüya mý görüyorum,yoksa hakikat mý? diye telaþa düþer.Zin,Memo-nun ellerini avucuna alýrken,Memo onun zülüflerinin kokusundan ayýlýr.Önce el iþaretleri ile,sonra dilleri çözülünce konuþurlar.Üzerlerinden geçen kazalarý yeniden binlerce sünnetle eda ederler.

Bey,avdan döndüðünde,davul-zurnalarla karþýlanýr.Yakaladýklarý ceylanlarý,kurtlarý,

tilkileri bahçeye salmalarýný emreder.Bahçe kapýsýnýn kilitli olmadýðýný gören Bey,þüphelenir ve girer.Bakar ki ,biri abaya sarýlýp oturmuþ bahçeye.Benden habersiz kimdir bu zamanda bahçeme gireni öðrenmek için biraz yaklaþýr ve Memo’yu görür.Memo þöyle der:

“Beyim,biliyorsunuz ben hastayým.Sizin ava gittiðinizi duyunca benim de caným sýkýldý.Sonra kendimi burda buldum” der.

Bey der ki:

“Bari bahçede birþeyler avladýn mý”

Memo : “Ben bu bahçede bir ceylan buldum.Zülüfleri siyah,kokusu güzel,sen geldiðin için

Gizlendi.Sen gelmezden o açýktaydý”

Tacdin bu sözleri iþitince,yanýnda abasýnýn altýnda Zin’in gizlendiðini anladý.Bey’e Memo’nun hasta ve saralý olduðunu söyleyip,oradan meclise gidip divan kurarlar.Tacdin Bey’i aldatýp meclise götürdükten sonra,Memo’ya gelip:

“Kardeþim ne haldir” diye sorar.O da abasýnýn altýndan Zin’in saç örgülerini gösterir.

Tacdin bu durumu görünce hemen eve koþar.Karýsý Siti’ye Kur’an-ý Kerim ve altýn beþikteki

Çocuðu alýp çýkmasýný söyler.Memo ile Zin zor durumda olduklarýný karýsýna anlatýr.Tacdin bu sýrada evini ateþe verdi.Feryadýný yükseltti.Kabileler,aþiretler ve herkes yangýn söndürmeye koþarlarken,Bey ve hizmetçiler de saray ve bahçeyi boþaltarak yangýna doðru gittiler.Böylece Memo ile Zin’in kurtuluþu ve gerçek dostluk için Tacdin evini feda etti.Emsali görülmemiþ bir dostluk örneðidir.

Zin ve Memo’nun aþkýndan haberder olan Bekir hemen Bey’e uluþarak olup bitenleri anlatýr.Bey de,bunu öðrenmek için bir hal çaresi aramasýný emreder.Bekir der ki:

“Beyim kendisiyle satranç oynayýn.Satranca davette eðer beni yenersen istediðini alýrým.diye söylersiniz.Böylece esas amaç belli olur”

Gizlice Memo’yu bahçeye çaðýrtýr.Meþrusatlar ve meyveler hazýrlanýr,yiyilir,içilir.

Bir ara bey Memo’ya:

“Bu gün bizim seninle savaþýmýz vardýr:

Kalk da karþýma geç

Þüphesiz seninle savaþacak olan benim

Ey alný açýk seninle þartýmýz:

Sen ne istersen,bizim için de gönül dileði” der.


Bu sýnavýn sonucunun kötü olacaðýný düþünen Bey’in çok güzel ve yiðit olan oðlu GIRGÝN bunlarý duyunca hemen Tacdin’e koþup haber verir.Tacdin de Çeko ve Arif’i yanýna alarak gelir.

Beraber üç el satranç oynadýklarýnda,Memo çok müthiþ bir satranç oyuncusu olduðundan Emir Zeynuddin’i üç el yener.Bun gören þeytan ruhlu Bekir,Beye yerlerini deðiþtirmelerini söyler.Yerlerini deðiþtirdiklerinde Memo’nun yüzü Zin’in oturduðu pencereye geldiðinden,aþký dolayýsýyla satrancý unutur.Memo,Fil ve Feres’i bedava elinden çýkartýp,böylece altý el yenilir.Bey de,tam böyle yenilmiþ,sevgilisi karþýsýnda oturup þaþýrmýþ Memo’ya sevgilisinin kim olduðunu ve mutlaka getireceðini söyler.Beko önceden tedbirli olduðundan ,hemen lafý yapýþtýrýr.Sevgilisinin dudaðý benekli ve döðmeli bir kapkara arap kýzý olduðunu söyler.Bunlarý duyan Memo kýzar ve þuurunu kaybederek:

“Asla,Bekir’in söylediði gibi deðil,padiþah kýzý saraylý olup,temiz soylu ve ismi de Zin dir” der.

Bey bunu duyunca hemen hizmetçilere öldürmelerini söyler.Fakat orada hazýr olar Tacdin,Çeko ve kardeþleri hemen baðýrýp,hizmetçileri durdurarak þöyle derler:

Sizler Memo’yu tutuklayýncaya kadar,

Sizlerden üçyüz kiþi yaralanacaktýr.

Ve bizleri de siz parçalamadýkça

Memo’ya bir þey yapamazsýnýz.

Ancak ,elimiz Bey’in önünde baðlýdýr.

Ýþte boðaz,iþte el,ayak ve iþte Zincir” derler.


Bey bu sefer,Memo’nun ellerini baðlattýrýp zindan’a gönderir.Memo bir sene kadar zindanda kalýr.Daha sonra Tacdin ve kardeþleri Bey’e deðerli bir ihtiyar gönderip,Memo’yu serbest býrakmasýný söyler.Bekir bunada bani olarak,Bey’in altýna girerek þöyle der:

“Efendim bunlardan kurtulmak istersen Memo’ya ya bir zehir vermelisin veyahut Zin’i zindana göndermelisiniz yanýna.Zaten o hakiki aþýktýr.onu görünce ölecektir.”

Emir Zeynuddin dini duygularý için onu zehirlemek istemez.Ancak bu planýný gerçekleþtirmek için hiç gitmediði kardeþi Zin’in odasýna geceleyin gider.Zin Bey’i görünce Beylere yakýþacak þekilde edeple oturur.Bu güne kadar Memo hadisesini Zin’in yüzüne vurmayan Bey,artýk olayý anlatmaya baþlar.Zin utancýndan ve üzüntüsünden yüzüstü bayýlýp yere yýðýlýr.Aðzýndan ve burnundan kanlar akar.Bu durumu gören Bey büyük bir üzüntüye dalar.Geç vakitlere kadar bacýsýnýn baþ ucunda aðlar.Ev halký saatlerce geciken Cizre Beyi’nin durumunu öðrenmek amacýyla ,merakla kapýya gelirler.Bakarlar ki;Zin yerde baygýn ve kanlar içinde,Bey’de baþucunda aðlamaktadýr.Yoksa öldürdünüz mü? Diye sorarlar.Ýþte tam bu sýrada dýþarýdan bir gizli ses duyulur.

“Memo öldü”

Bu sesi baygýn olan Zin iþitir iþitmez kalkar ve oturup,aðabeyþi olan Bey’e bir çok keramet nevinden cümleler kullanýr.Mem ile Zin’in aþklarýnýn maddi bir aþk olayý olmadýðýný,

bu aþkýn manevi bir aþk olduðunu öðrenen Emir Zeynuddin,Bekir’le beraber kurmuþ olduðu plandan vazgeçer.Zin’e de artýk seni Memo’ya verdiðimi,düðününüzü bu günlerde yapacaðýný ve bu güne kadar çektirdiði acýlar için özür dileyerek,Allah tan affýný diler.Zin,aðabeyisinin bu gerçek düþüncesini öðrenir öðrenmez,hemen süslenerek Bey’den Memo’yu görme izni ister.

Zin yanýna dadýsý ve kýz kardeþi Siti ile yüz nedimeyi alarak zindana doðru gider.Kapýda Memo’yu tarif ederek,onunla görüþeceklerini söyler.Ýçerideki mahpuslar birlikte þöyle anlatýrlar:

“Memo düne kadar aramýzdaydý.Yalnýz dün akþam pencereden vücudu üzerine bir yeþil,bir sarý ýþýk topluluðunun geldiðini gördükten sonra,konuþmaz olmuþ.” Bunu duyan zin,yanýndakilerini býrakarak zindanýn içine iner.Ayaðýyla Memo’yu dürterek.biraz konuþturur.

Memo þöyle der:

“Sen beni görmek için deðil.tatlý canýmý almak için gelmiþsin”

Zin =Hadi kalk zincirlerini çözüp,Bey’in huzuruna çýkalým,iznimizi verdi.

Memo=Ölümü olan bey,bey deðildir.Biz beylerbeyinin huzuruna çýktýk”diyerek ölür


Ölüm haberi saraya ve þehre yayýlýnca Tacdin koþup gelir ve Bekir’i karþýsýnda bulur

Bekir’e þöyle seslenir:

“Ey maksatlarý meneden,Memo ölürde sen hayatta yeryüzünde mi gezeceksin” der ve kýlýcýný çekerek leþini yere serer.Halk Bekir’in öldürülmesini Bey’e ulaþtýrarak,Tacdin’in üzüntüsünden aklýný kaçýrabileceðini ve baþka kazalarýn elinden çýkabileceðini söyler.Tacdin zincirlenir.

Bu acýklý aþk olayýna tümüyle üzülen Cizre halký,Memo’nun ölümüyle bir yasa bürünmüþlerdi.Hatunlar,perdeliler,örtülüler,feslil er,peçeliler ve herkes matem için karalar giydiler.Hatta daha öncesi siyah çarþaf yokken,o günden itibaren çarþaflarý siyah giyme adeti ortaya çýkarýldý.

Bu sýrada,Memo’nun yýkanmasý ve kefelenmesi bitmiþ,saraydan çýkarýlmaktadýr.

Tacdin üstten bakýp Memo’nun tabutunu tüm þehrin eli üzerinde görünce,hýncýndan zincirleri kýrýp,koþarak ölüye doðru gider.Ölüyü taþýyanlarý iteleyerek,cenazeyi baþýna býrakýr.Bu sýrada Zin üzüntüsünden cenaze ile mezara gitmektedir.Bey Tacdin’in öfkesinin yatýþýp yerine sabrýn geldiðine kanaat getirdiði için,bir þey demez.Memo’yu Abdaliye Medresesi’ne götürüp Gömme hazýrlýklarý yaptýklarý bir sýrada,iki oduna baðlý bir ölünün birkaç insan tarafýndan taþýnýp oraya doðru getirildiði görülür.Bunu gören Emir Zeynuddin sinirlenerek:

“Bu mezar müslümanlarýn mezarýdýr.O köpeði aramýza almayýn” DER.

Ýlahi aþka varan Zin,aðabeyisinin yanýna giderek:

Bey’im Memo’nun bulunduðu þehitlikten Bekir’i sakýn mahrum etme.Bizi o köpek Bizi o köpek korudu.Bizi kýyamete kadar kapý eþiðinde o koruyacaktýr.” der.Bekir lehinde güzel cümleler kullanýr.Böylece Bekir’i bir köþeye gömerler.


Zin eve dönmeyerek devamlý mezar baþýnda aðlar ve þöyle der:


“Ey vücudumun ve canýmýn mülkümün sahibi

Ben bahçeyim,sen de bahçývan
Senin bahçen sahipsizdir

Sen olmazsan onlar neye yarar

Kaþlar,gözler,zülüfler neyedir

Zülfümü tel tel çekeyim

Sonra yarim sen beni belki deðiþik görürsün

En iyisi hepsi yerinde kalsýn

Hakka emanetim teslim edeyim”

Diyerek yapýþtýðý mezar taþýnda canýný verir.Bey,Zin’in naþýný gömülü olan Memo’nun mezarýný açtýrarak Zin’i sarktýðý sýrada þöyle seslenir:

-“Memo! Al sana yar” der.Mezardan Memo’nun cesedinden üç defa ses gelir.O ses:

-“Merhaba” diye yükselir.


Gerçek aþktan ilahi aþka varan MEMO ve ZÝN’e Allah rahmet eylesin.


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:23 .

Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2