![]() |
|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Kalp Damar Hastalıkları Kalp damar hastalıkları tanısı ve tedavi yöntemleri... |
![]() | ||
![]() ![]() |
| LinkBack ![]() | Seçenekler ![]() |
![]() | #1 (permalink) | ||
![]() Koroner Arter Hastalıkları Gelişmiş batı ülkelerinde ölümlerin en az yarısı kalp damar hastalıklarına ve bunların ¾’ü de atherosklerotik koroner arter hastalıklarına bağlıdır. Amerika’da her yıl 600000 kişi iskemik kalp hastalığından dolayı ölmekte ve bunların yarısında olay ani gelişmektedir. Genel olarak görülme sıklığı erkeklerde kadınlardan daha fazladır (4:1) Kırk yaşından önce koroner arter hastalığı görülme oranı 8:1; 40-60 yaş arası 4:1 ve 70 yaş sonrasında 1:1’dir.Erkeklerde en çok 50-60, kadınlarda ise 60-70 yaş grubunda rastlanılmaktadır. Koroner Arterlerin Anatomisi Kalbin kanlanmasını sağlayan 2 ana koroner arter bulunmaktadır: Sağ ve sol ana koroner arterler. Bunlar aortik valvar leafletlerinin arkalarından çıkarlar. Sağ ana koroner arter aortada sağ (anterior) sinüsden, sol ana koroner arter ise sol (posterolateral) sinüsten çıkar. Sağ Koroner Arter (RCA) Aortadan dik bir açıyla çıktıktan sonra RCA sağa ve aşağıya doğru bir seyir takip eder ve ilk 2 dalını verir. Bunlar birbirlerine zıt yönde giden iki daldır: İlk dal Conus dalıdır ve pulmoner kapağın hemen altında yerleşmiştir, diğer dal Sinus Düğümü Arteri’dir yukarı ve arkaya doğru bir seyir takip eder. Sağ koroner arterin akut margin ve sağ ventrikül dalları sağ ventrikülü besler İnsanların %90’ında sağ koroner arterin hakimiyeti vardır. Bu hakimiyet arterin kalbe kan sunumunun fazlalığını değil posterior desending arterin ve A-V nodal dalın bu arterden çıktığını gösterir. PDA ve A-V düğüm arterleri her 2 ventrikülün alt bölgesini ve ventriküler septumun arka bölgesini besler. Sol Koroner Arter Sol ana koroner arter sol valsalva sinüsünden (posterolateral) çıkar ve hemen aşağıya ve dışa doğru bir seyir izler. Sol ana koroner arterin kısa olan gövde kısmı atherosclerosa en fazla eğilimi olan alanıdır. Sol ana koroner arter bu kısa seyirden sonra iki dala ayrılır: Sol ön inen dal (LAD) ve sirkumfleks (Cx) dallar Cx dal atrioventriküler birleşim yerinde seyreder ve sonra uç dallarını verir. LAD Cx’e göre daha kararlı çap ve seyri olan bir daldır. LAD’nin dalları diagonaller, septal perforatörler ve ![]() Koroner Venöz Dolaşım İnsanlarda koroner venöz dönüşün yaklaşık %75’i Coroner Sinus adı verilen geniş vasküler yapı tarafından sağlanır.Bu damar doğrudan sağ atriuma açılır. Orifisi triküspid valve’in üstünde ve VCava İnferior’un sağ atrium giriş bölgesinin iç ve üst kısmındadır. Koroner venler arterlerin seyrini takip ederler ve koroner sinüse boşalırlar Bir kısım drenaj lenfatik sistem tarafından oluşturulur (%5) ve geri kalan %20’lik drenaj Thabessian venlerince sağlanır. Koroner Arter Hastalıkları Koroner arterlerde meydana gelen daralma ve tıkanıklıklar sonucunda bu damarların beslediği kalp adelesinde kalıcı veya geri döndürülebilir. hasar meydana gelebilmektedir. Günümüzde koroner arterlerde en sık görülen edinsel hastalık atheroskleroz ![]() Koroner arter hastalıkları ve bunun sonucunda myokardial beslenme bozukluklarına sıklıkla sebep olan patolojiler şu şekilde sıralanabilir: 1- Atheroskleroz (%99) 2- Arteritler (Sistemik lupus eritematozus, Pan arteritis nodoza, Takayaşu vb) 3- Embolizm 4- Koroner mural kalınlaşma (Amiloidoz, radyasyon) 5- Koroner daralmasının diğer sebepleri (spasm, aort diseksiyonu) 6- Konjenital koroner arter hastalıkları (Arteriovenöz fistüller, koroner arter çıkış anomalileri) Koroner arter hastalıklarının (KAH) en sık sebebi olarak gözlenen atherosklerozun öncül lezyonları yağ toplanmaları (fatty streak) ve fibröz plaklardır. Yağ birikimleri atherosklerozun en erken bulgusudur. ve 3 yaşın altındaki çocuklarda dahi gözlenmiştir. Bunlar mikroskobik olarak incelendiğinde köpük görünümü veren intrasellüler lipidlerle dolu geniş hücrelerin (foam cells) subendotelyal toplanmasıyla karakterlidir. Köpük hücrelerinin bir kısmı düz kas orijinli olsa da büyük kısmı esas olarak lipidlerle yüklü makrofajlardır. Fibröz plak ise atherosklerozun en önemli patolojik lezyonudur ve hastalıkta görülen klinik bulguların da kaynağıdır. Mikroskobik olarak fibröz plaktaki değişikliklerin çoğu intimal tabakada meydana gelir ve burada monosit, lenfosit, köpük hücreleri ve bağ dokuların toplanması vardır Yağ izlerinden farklı olarak, fibröz ![]() Fibröz plak zamanla değişik komplikasyonlar meydana getirebilir, bunlar: Kireçlenme, pıhtı oluşumu, plak içine kanama ve anevrizma gelişmesidir. Atherosklerosis için çeşitli risk faktörleri bulunmaktadır. Bunlar reversibl (geri dönebilen) ve irreversibl (geri dönmeyen) faktörler olarak 2’ye ayrılır: Reversibl: Sigara (10adet/gün), hipertansiyon, hiperkolesterolemi, fiziksel inaktivite, oral kontraseptif kullanımı, alkol İrreversibl: İleri yaş, erkek cinsiyet, ailede erken yaşta koroner arter hastalığı hikayesi varlığı (55 yaş altı), Diabetes Mellitus (şeker hastalığı), kişilik yapısı (A tipi denilen stresli kişilik) İskemik Kalp Hastalıklarının Klinik Şekilleri: Koroner kalp hastalığı şu klinik şekillerden biriyle karşımıza çıkabilir: 1- Asemptomatik KAH (sessiz iskemi) 2- Ani ölüm 3- Stabl angina pectorisi 4- Unstabil angina pectoris 5- Akut MI (kalp krizi) 6- Kalp yetmezliği 7- Kalp aritmileri veya ileti defektleri Normal kalpte myokardın oksijen gereksinimini koroner arterlerin taşıdığı kan karşılar. Kuvvetli egzersizde kalbin metabolik ihtiyaçları arttığında bile, myokard hücrelerine oksijen gelişi devam eder ve denge korunur Koroner arterlerin taşıdığı kan miktarını; damarsal faktörler, kana ait faktörler ve dolaşım faktörleri belirler. Damarsal Faktörler: Atherosklerotik daralma, yetersiz kollateral dolaşım, emosyonel durum, soğuk, üst gastrointestinal hastalık veya sigara içimine bağlı refleks daralma Kan Faktörleri: Anemi, hipoksi (yetersiz oksijenlenme), polisitemi Dolaşım Faktörleri: Aritmi, kanama ve valsalva manevrasına bağlı kan basıncında düşme, aort darlığı veya yetmezliğine bağlı koroner arterlerin doluş basınçlarının azalması veya koroner arter spazmına bağlı myokarda oksijen sunumunun azalması A- Sessiz İskemi: Kalbin oksijen talebi ile gelen kan arasında dengesizlik meydana gelirse myokard iskemisi ortaya çıkar. İskeminin tipik bulguları egzersizle oluşan stabl angina pectoris veya sessiz iskemi olabileceği gibi dramatik ve beklenmedik şekilde ortaya çıkan akut miyokard infarktüsü de olabilir. ![]() Sessiz iskeminin 3 tipi vardır: Tip 1- Ciddi koroner arter hastalığı ve (+) efor testi olduğu halde herhangi bir kardiak belirtisi bulunmayan hastalar bu tipe girer. Bu hastaların bir kısmı MI geçirirken bile ağrı duymazlar. Tip 2- MI geçirdikten sonra spontan veya egzersiz testi ile ağrısız iskemi bulguları olan kişiler. Tip 3- Genellikle kronik stabl angina, unstabl angina veya printzmetal angina gibi bilinen şekillerde anginası olan hastalarda saptanan ve daha sık görülen sessiz iskemi ataklarıdır. Yapılan araştırmalarda erişkin orta yaşlı hastalarda belirtisiz koroner arter hastalığı görülme sıklığı %3-4 olarak bulunmuştur. MI sonrasında bu hastaların %25-50’ ![]() ![]() B- Stabil Angina Pectoris: Angina pectoris sıkıkla atherosklerotik kalp hastalığına bağlı olarak ortaya çıkar. Lezyon bölgesinde veya normal damarlarda damar spazmı sonrasında da gelişebilir. Angina pectoris teşhisi esas olarak hikayeye dayanır ![]() ![]() Tanı Kriterleri: Genellikle stres veya egzersizle uyarılan, nitratlar veya istirahatle hızla düzelen göğüs ağrısı, ağrı veya stres testi esnasında iskeminin EKG veya sintigrafik bulgularının saptanması, koroner angiografide majör koroner arterlerde önemli daralma veya tıkanıklıkların görülmesidir. C- Printzmetal Angina: Ortaya çıkaran faktörler bulunmaksızın oluşan göğüs ağrısı ve EKG de ST segment elevasyonu ile karakterize klinik bir sendromdur. Genellikle 50 yaş altındaki ![]() Angina Pectoris tedavisi: Ana tedavi prensipleri ikiye ayrılır: Akut atakların ve sonraki atakların önlenmesi. Akut Atakların Önlenmesi: Dilaltı nitrogliserin ilk seçenek ilaçtır ve 1-2 dk içinde etkisini gösterir Doz 3-5 dakika aralıklarla tekrar edilebilir. 3 tablete cevap vermeyen veya 20 dk’dan uzun süren göğüs ağrıları infarktüs gelişmekte olduğunu gösterir ve dikkatli ve daha ileri tedaviye ihtiyaç olduğuna işaret eder. Sonraki Atakların Önlenmesi: Hastalarda her şeyden önce ortaya çıkarıcı faktörler belirlenmelidir. Bunlar arasında soğuk, hipertansiyon, aritmi, kuvvetli egzersiz vb yer alır. Bunun yanında değişik ilaç seçeneklerinden biri ya da birkaçı birden tedaviye eklenmelidir. D- Akut MI (kalp krizi): Uzamış iskemi sonrasında gelişen geri dönüşümsüz kalp kası nekrozudur. (ölümüdür) Sebepleri şu şekilde sıralanabilir: Atherosklerosiz Konjenital arter anomalileri Vaskülit sendromları Koroner arter travma veya anevrizması Koroner emboli (mekanik kapak vb nedenlerle) Ciddi koroner spazm Kan viskozite artışı Myokardial oksijen talep artışı (aort darlığı gibi) Genel tanı 3 temele dayanır: Klinik, laboratuar ve EKG: Klinik: Genellikle belirtisi olmayan kişilerde akut olarak ortaya çıkan bir olaydır Daha sık dinlenirken ortaya çıkar. MI’da ağrı angina karakterindedir ancak genellikle daha şiddetli yaygın ve uzun sürelidir (30 dkdan fazla) Devamlı ve sıkıştırıcı bir ![]() AMI’nde Tedavi Prensipleri: Hasta yoğun bakım ünitesine alınır, monitorize edilir, oksijen verilir, laboratuar incelemeleri yapılır. Hastanın ağrısı hafifletilmeye çalışılır. (nitratlar ve morfin), kalpte oluşabilecek ritim bozukluklarını önleyici ilaçlar, oluşan pıhtıları çözüp eritecek ilaçlar, aspirin de tedaviye eklenir. E- Kötü LV fonksyonu olan 3 damar koroner arter hastalığı: CASS randomize çalışması göstermiştir ki bu tip hastalarda cerrahi belirgin bir iyileşme oluşturmaktadır. G- İnfarktüs sonrası angina: MI’dan sonraki gidiş kalan sağlam kas dokusundaki iskeminin devamına, sol ventrikül fonksiyon bozukluğunun derecesine ve ventriküler ritm bozukluğu gelişmesine bağlıdır. Eğer hasta stabil ise, hastaneden çıkmasından önce hastaya risk belirlemek amacıyla bir submaximal efor testi yapılmalıdır. Test (-) olanlarda 1 yıllık ölüm oranı %21 iken, (+) stres testi olanlarda bu oran %27’ye yükselmektedir. Bu nedenle stres testi pozitif çıkan hastalara, PTCA veya cerrahi tedavi tercihini yapmak için, erken koroner anjiografi yapılmalıdır. Non-Q MI’da olay sonrasında tekrarlayan iskemik olay gelişme insidansı fazla olduğu için koroner anjiografi stres testi(-) bile olsa yapılmalıdır. Non-Q MI geçiren hastaların yaklaşık %40-50’ ![]() H- Kardiojenik şokla birlikte olan akut MI: Bu tip bir klinik tablonun mortalite riski %80’dir Her ne kadar bazı vakalarda cerrahi tedavi yararlı oluyorsa da hastalardaki ölüm oranı halen yüksek seyretmektedir. Deneyimler kardiyojenik şoktaki, intra aortik balona bağımlı az sayıdaki hastada by-pass operasyonunun hayat kurtarıcı olabileceğini göstermiştir. I- Başarısız PTCA: PTCA başarısız olduğunda ve damarda tıkanma meydana gelmesine neden olursa angina oluşur, EKG değişiklikleri belirir veya hastayı kardiojenik şok ![]() J- Rekürren Semptomlar İçin Reoperasyonlar: Atherosklerozun ilerleyici doğası nedeni ile koroner by-pass cerrahisi operasyonu palyatif bir operasyon olarak adlandırılabilmektedir. Her ne kadar ameliyat sonrası dönemde aspirin kullanımı greftin tıkanma riskini ve intimal hiperplazi riskini azaltsa da , 10 yıl içinde venöz greftlerin yaklaşık %50’sinde daralma ![]() Not: İnternetten alıntıdır. | |||
![]() | ![]() |
![]() |
Tags |
arter, hastaliklari, koroner |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Koroner Arter Hastalığının Belirtileri | Fenci | Kalp Damar Hastalıkları | 1 | 18.12.09 15:51 |
Konjonktiva ve Kornea Hastalıkları-Göz Hastalıkları | Fenci | Göz Hastalıkları | 0 | 08.12.09 14:23 |
Koroner Anjiyo (Angioplasti) | Fenci | Kalp Damar Hastalıkları | 0 | 06.12.09 16:23 |
Koroner Arter Hastalığının Çeşitleri | Fenci | Kalp Damar Hastalıkları | 1 | 02.12.09 13:46 |
Koroner Anjiyografi | Güllü | Kalp Damar Hastalıkları | 0 | 21.10.08 21:51 |