tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > KÜLTÜR VE SANAT > Dini Konular > Dini Bilgiler
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Dini Bilgiler Dini bilgiler,kandiller,özel günler geceler,dini konularda bilgi alışverişi


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Kur'an Mucizeleri
Konudaki Cevap Sayısı
22
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
4059

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 14.01.09, 01:57   #21 (permalink)
Kullanıcı Profili
Delta Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 581
Konular: 477
Puan Grafiği
Rep Puanı:4934
Rep Gücü:0
RD:ÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 1
58 Mesajına 390 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Kuran'in Gelecekle İlgİlİ Haberlerİ

KURAN'IN GELECEKLE İLGİLİ HABERLERİ
GİRİŞ Kuran'ın mucizevi yönlerinden biri de, gelecekte gerçekleşecek olan bazı olayları önceden haber vermiş olmasıdır. Örneğin, Fetih Suresi'nin 27. ayetinde, müşriklerin işgali altında bulunan Mekke'yi fethedecekleri müminlere önceden şöyle müjdelenmekteydi:
“Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı.„ (Fetih Suresi, 27)
Dikkat edilirse ayette, Mekke'nin fethinden önce gerçekleşecek bir başka fetih de haber verilmektedir. Gerçekten de ayette haber verildiği gibi müslümanlar önce, Yahudiler'in elinde bulunan Hayber Kalesi'ni fethetmişler, daha sonra da Mekke'ye girmişlerdir.
Gelecekte gerçekleşecek olaylardan haber veriliyor olması Kuran'daki üstün hikmetlerden yalnızca bir tanesidir. Bu, Kuran'ın sonu olmayan bir ilmin sahibi olan Allah'ın sözü olduğunu kanıtlayan bir delildir de. O dönemde yaşayan hiçbir insanın sahip olamayacağı bilgilerle birlikte gelecekten verilen haberlerden başka bir tanesi de Bizans'ın yenilgisidir. İlerleyen sayfalarda detaylı olarak incelenecek olan bu tarihi olaydaki en dikkat çekici nokta Dünya'nın en alçak noktasında Rumlar'ın yenilgiye uğramış olmasıdır. Bu dikkat çekcidir, çünkü ayette özellikle "en alçak nokta" belirtilmektedir. O dönemin teknolojisi ile böyle bir ölçümün yapılması ve Dünya'nın en alçak noktasının belirlenmesi elbette ki mümkün değildir. Bu, herşeyden haberdar olan Allah'ın insanlara haber vermesidir.
BİZANS’IN GALİBİYETİ
Kuran'ın gelecek hakkında verdiği haberlerden biri de Rum Suresi'nin hemen başındaki ayetlerde yer alır. Bu ayetlerde Bizans İmparatorluğu'nun bir yenilgiye uğradığı, ama çok kısa bir zaman sonra tekrar galip geleceği bildirilmiştir:
“Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye uğradı. “Dünyanın en alçak yerinde". Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde. Bundan önce de, sonra da emir Allah'ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir.„ (Rum Suresi, 1-4)
Bu ayetler, Hıristiyan olan Bizanslılar'ın, putperest bir toplum olan Persler karşısında çok ağır bir yenilgiye uğramasından yaklaşık 7 sene sonra, M.S. 620 civarında indirilmişti. Ve ayetlerde Bizans'ın çok yakında galip geleceği haber veriliyordu. Oysa o sırada Bizans o kadar büyük kayıplara uğramıştı ki, değil tekrar galip gelmesi, ayakta kalması bile imkansız görülüyordu. Yalnız Persler değil Avarlar, Slavlar ve Lombardlar da Bizans devletine karşı büyük tehdit oluşturmaktaydı. Avarlar İstanbul önlerine kadar gelmişlerdi. Bizans Kralı Heraklius, ordunun masraflarını karşılayabilmek için kiliselerdeki altın ve gümüş süs eşyalarının eritilip paraya çevrilmesini emretmişti. Hatta bunlar da yetmeyince bronzdan heykeller bile para yapımı için eritilmeye başlanmıştı. Pek çok vali Kral Heraklius'a isyan etmiş, İmparatorluk parçalanma noktasına gelmişti. Önceden Bizans toprağı olan Mezopotamya, Kilikya, Suriye, Filistin, Mısır ve Ermenistan, putperest Persler'in işgali altına girmişti.20
Kısacası, herkes Bizans'ın yok olmasını bekliyordu. Ama tam bu dönemde, Rum Suresi'nin ilk ayetleri vahyedildi ve Bizans'ın dokuz yıl geçmeden yeniden galip geleceği haber verildi. Bu galibiyet öylesine imkansız gözüküyordu ki, Arap müşrikleri bu ayetleri alay konusu yapacak kadar ileri gittiler. Kuran'da haber verilen bu zaferin, asla gerçekleşmeyeceğini düşünüyorlardı.
Fakat Kuran'ın tüm haberleri gibi bu da hiç kuşkusuz gerçekti. Rum Suresi'nin ilk ayetlerinin indirilmesinden yaklaşık 7 yıl sonra, M.S. 627 yılının Aralık ayında, Bizans ve Pers İmparatorlukları arasında Ninova harabeleri yakınında büyük bir savaş daha oldu. Ve bu kez Bizans ordusu, Persler'i yenilgiye uğrattı. Birkaç ay sonra da Persler işgal ettikleri yerleri Bizans'a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda kaldılar.21
Böylece Allah'ın Kuran'da bildirdiği "Rum'un zaferi", mucizevi bir şekilde gerçek oldu.
Bu ayetlerde yer alan bir başka mucize de, o dönemde kimsenin tespit etmesinin mümkün olmadığı coğrafi bir gerçeğin haber verilmesidir.

Rum Suresi'nin 3. ayetinde, Rumlar'ın "Dünyanın en alçak yerinde" yenildikleri belirtilir. Arapçası "Edna el ard" olan bu ifade, bazı meallerde "yakın bir yer" olarak da tercüme edilir. Ancak bu tercüme, orijinal ifadenin tam karşılığı değil, mecazi bir yorumudur. "Edna" kelimesi Arapça'da "alçak" demek olan "deni" kelimesinden türemiştir ve "en alçak" anlamına gelir. "Ard" ise yeryüzü demektir. Dolayısıyla "Edna el ard" ifadesi de "Yeryüzünün en alçak yeri" manasına gelmektedir.
Ne ilginçtir ki, Bizans İmparatorluğu ile Persler arasındaki savaş, yeryüzünün gerçekten en alçak noktasında gerçekleşmiştir. Söz konusu savaşın yeri, Suriye, Filistin ve şimdiki Ürdün topraklarının kesiştiği bölgede yer alan Lut Gölü havzasıdır. Ve bilindiği gibi deniz seviyesinden 395 metre aşağıda olan Lut Gölü çevresi, yeryüzünün "en alçak" bölgesidir.
Yani Rumlar, tam ayette belirtildiği gibi, "yeryüzünün en alçak yeri"nde yenilmişlerdir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Lut Gölü'nün rakımının, yalnızca modern çağdaki ölçümlerle tespit edilmiş olmasıdır. Daha önce hiç kimsenin Lut Gölü'nün Dünya'nın en alçak bölgesi olduğunu bilmesi mümkün değildir. Ama bu bölge Kuran'da "Yeryüzünün en alçak yeri" olarak tanımlanmıştır. Bu, Kuran'ın İlahi bir söz olduğunun bir başka delilini oluşturmaktadır.
ÇisiL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 14.01.09, 01:58   #22 (permalink)
Kullanıcı Profili
Delta Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 581
Konular: 477
Puan Grafiği
Rep Puanı:4934
Rep Gücü:0
RD:ÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 1
58 Mesajına 390 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Kuran'in Gelecekle İlgİlİ Haberlerİ

KURAN'IN GELECEKLE İLGİLİ HABERLERİ
GİRİŞ Kuran'ın mucizevi yönlerinden biri de, gelecekte gerçekleşecek olan bazı olayları önceden haber vermiş olmasıdır. Örneğin, Fetih Suresi'nin 27. ayetinde, müşriklerin işgali altında bulunan Mekke'yi fethedecekleri müminlere önceden şöyle müjdelenmekteydi:
“Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram'a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı.„ (Fetih Suresi, 27)
Dikkat edilirse ayette, Mekke'nin fethinden önce gerçekleşecek bir başka fetih de haber verilmektedir. Gerçekten de ayette haber verildiği gibi müslümanlar önce, Yahudiler'in elinde bulunan Hayber Kalesi'ni fethetmişler, daha sonra da Mekke'ye girmişlerdir.
Gelecekte gerçekleşecek olaylardan haber veriliyor olması Kuran'daki üstün hikmetlerden yalnızca bir tanesidir. Bu, Kuran'ın sonu olmayan bir ilmin sahibi olan Allah'ın sözü olduğunu kanıtlayan bir delildir de. O dönemde yaşayan hiçbir insanın sahip olamayacağı bilgilerle birlikte gelecekten verilen haberlerden başka bir tanesi de Bizans'ın yenilgisidir. İlerleyen sayfalarda detaylı olarak incelenecek olan bu tarihi olaydaki en dikkat çekici nokta Dünya'nın en alçak noktasında Rumlar'ın yenilgiye uğramış olmasıdır. Bu dikkat çekcidir, çünkü ayette özellikle "en alçak nokta" belirtilmektedir. O dönemin teknolojisi ile böyle bir ölçümün yapılması ve Dünya'nın en alçak noktasının belirlenmesi elbette ki mümkün değildir. Bu, herşeyden haberdar olan Allah'ın insanlara haber vermesidir.
BİZANS’IN GALİBİYETİ
Kuran'ın gelecek hakkında verdiği haberlerden biri de Rum Suresi'nin hemen başındaki ayetlerde yer alır. Bu ayetlerde Bizans İmparatorluğu'nun bir yenilgiye uğradığı, ama çok kısa bir zaman sonra tekrar galip geleceği bildirilmiştir:
“Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye uğradı. “Dünyanın en alçak yerinde". Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde. Bundan önce de, sonra da emir Allah'ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir.„ (Rum Suresi, 1-4)
Bu ayetler, Hıristiyan olan Bizanslılar'ın, putperest bir toplum olan Persler karşısında çok ağır bir yenilgiye uğramasından yaklaşık 7 sene sonra, M.S. 620 civarında indirilmişti. Ve ayetlerde Bizans'ın çok yakında galip geleceği haber veriliyordu. Oysa o sırada Bizans o kadar büyük kayıplara uğramıştı ki, değil tekrar galip gelmesi, ayakta kalması bile imkansız görülüyordu. Yalnız Persler değil Avarlar, Slavlar ve Lombardlar da Bizans devletine karşı büyük tehdit oluşturmaktaydı. Avarlar İstanbul önlerine kadar gelmişlerdi. Bizans Kralı Heraklius, ordunun masraflarını karşılayabilmek için kiliselerdeki altın ve gümüş süs eşyalarının eritilip paraya çevrilmesini emretmişti. Hatta bunlar da yetmeyince bronzdan heykeller bile para yapımı için eritilmeye başlanmıştı. Pek çok vali Kral Heraklius'a isyan etmiş, İmparatorluk parçalanma noktasına gelmişti. Önceden Bizans toprağı olan Mezopotamya, Kilikya, Suriye, Filistin, Mısır ve Ermenistan, putperest Persler'in işgali altına girmişti.20
Kısacası, herkes Bizans'ın yok olmasını bekliyordu. Ama tam bu dönemde, Rum Suresi'nin ilk ayetleri vahyedildi ve Bizans'ın dokuz yıl geçmeden yeniden galip geleceği haber verildi. Bu galibiyet öylesine imkansız gözüküyordu ki, Arap müşrikleri bu ayetleri alay konusu yapacak kadar ileri gittiler. Kuran'da haber verilen bu zaferin, asla gerçekleşmeyeceğini düşünüyorlardı.
Fakat Kuran'ın tüm haberleri gibi bu da hiç kuşkusuz gerçekti. Rum Suresi'nin ilk ayetlerinin indirilmesinden yaklaşık 7 yıl sonra, M.S. 627 yılının Aralık ayında, Bizans ve Pers İmparatorlukları arasında Ninova harabeleri yakınında büyük bir savaş daha oldu. Ve bu kez Bizans ordusu, Persler'i yenilgiye uğrattı. Birkaç ay sonra da Persler işgal ettikleri yerleri Bizans'a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda kaldılar.21
Böylece Allah'ın Kuran'da bildirdiği "Rum'un zaferi", mucizevi bir şekilde gerçek oldu.
Bu ayetlerde yer alan bir başka mucize de, o dönemde kimsenin tespit etmesinin mümkün olmadığı coğrafi bir gerçeğin haber verilmesidir.

Rum Suresi'nin 3. ayetinde, Rumlar'ın "Dünyanın en alçak yerinde" yenildikleri belirtilir. Arapçası "Edna el ard" olan bu ifade, bazı meallerde "yakın bir yer" olarak da tercüme edilir. Ancak bu tercüme, orijinal ifadenin tam karşılığı değil, mecazi bir yorumudur. "Edna" kelimesi Arapça'da "alçak" demek olan "deni" kelimesinden türemiştir ve "en alçak" anlamına gelir. "Ard" ise yeryüzü demektir. Dolayısıyla "Edna el ard" ifadesi de "Yeryüzünün en alçak yeri" manasına gelmektedir.
Ne ilginçtir ki, Bizans İmparatorluğu ile Persler arasındaki savaş, yeryüzünün gerçekten en alçak noktasında gerçekleşmiştir. Söz konusu savaşın yeri, Suriye, Filistin ve şimdiki Ürdün topraklarının kesiştiği bölgede yer alan Lut Gölü havzasıdır. Ve bilindiği gibi deniz seviyesinden 395 metre aşağıda olan Lut Gölü çevresi, yeryüzünün "en alçak" bölgesidir.
Yani Rumlar, tam ayette belirtildiği gibi, "yeryüzünün en alçak yeri"nde yenilmişlerdir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Lut Gölü'nün rakımının, yalnızca modern çağdaki ölçümlerle tespit edilmiş olmasıdır. Daha önce hiç kimsenin Lut Gölü'nün Dünya'nın en alçak bölgesi olduğunu bilmesi mümkün değildir. Ama bu bölge Kuran'da "Yeryüzünün en alçak yeri" olarak tanımlanmıştır. Bu, Kuran'ın İlahi bir söz olduğunun bir başka delilini oluşturmaktadır.
ÇisiL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 14.01.09, 02:01   #23 (permalink)
Kullanıcı Profili
Delta Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 581
Konular: 477
Puan Grafiği
Rep Puanı:4934
Rep Gücü:0
RD:ÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond reputeÇisiL has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 1
58 Mesajına 390 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow Kuran Allah SÖzÜdÜr

KURAN ALLAH SÖZÜDÜR

Bu kitapta sonuç bölümüne kadar incelediğimiz tüm bilgiler, bizlere açık bir gerçeği göstermektedir: Kuran öyle bir kitaptır ki, içinde verilen haberlerin hepsi doğru çıkmıştır. Bilimsel konularda, gelecekten verilen haberlerde ya da matematiksel şifrelemelerde o dönemde hiçbir insan tarafından bilinemeyecek gerçekler ayetlerde haber verilmiştir. Bu bilgilerin o dönemin bilgi düzeyiyle ve teknolojisiyle edinilmesi mümkün değildir. Elbette ki bu durum, Kuran'ın bir insan sözü olmadığının apaçık bir ispatıdır. Kuran, herşeyi yoktan var eden ve ilmiyle tüm varlıkları kuşatan Yüce Allah'ın sözüdür.
Allah bir ayetinde, Kuran'la ilgili olarak, "Eğer o, Allah'tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok çelişkiler bulacaklardı" buyurmaktadır. (Nisa Suresi, 82). Kuran'da hiçbir çelişki olmadığı gibi, içinde yer alan her bilgi, gün geçtikçe bu İlahi kitabın yeni mucizelerini ortaya koymaktadır.


İnsana düşen ise, Allah'ın indirdiği bu İlahi kitaba sarılmak ve onu kendisine yol gösterici olarak kabul etmektir. Allah, bir ayetinde bizlere şöyle seslenir:
“Bu indirdiğimiz mübarek bir Kitap'tır. Şu halde O'na uyun
ve korkup-sakının. Umulur ki esirgenirsiniz.„ (Enam Suresi, 155)
Allah başka ayetlerinde ise şöyle bildirmektedir:
“Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin,
dileyen inkar etsin…„
(Kehf Suresi, 29)
“… O (Kuran), bir öğüttür. Artık dileyen,
onu düşünüp-öğüt alsın.„ (Abese Suresi, 11-12)





Kur'an Mucizeleri konusu besmele.net ten alıntıdır.
ÇisiL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
kur'an mucizeleri, kur'an mucizeleri nelerdir, kuran, kuran mucizeleri, mucizeleri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Üzüm suyunun mucizeleri FORUMCU Sağlık Haberleri 0 30.10.08 18:16


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:52 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2