![]() |
Alfabetik Sıraya Göre Esmaül Hüsna Ve Anlamı Alfabetik Sıraya Göre Esmaül Hüsna Ve Anlamı Alah'ın (cc) en güzel isimlerini okumak ve ezberlemek fazilet bakımından çok değerlidir. Cenabı Allah'ın esmaül hüsnası alfabetik sıraya göre aşağıya yazılmıştır. Allah : Yaratan, yapıp-eden, ezeli, ebedi olan, varlığında başkasına muhtaç olmayan, eşsiz, ortaksız kudret. Afüvv : Affeden, hataları, günahları bağışlayan. Ahad : Zatında, varlığında tek olan Âhir : Sonu olmayan. A'lâ : En yüce A'lem : En iyi bilen Âlim : Tüm bilgilerin kaynağı olan, her şeyi gereğince bilen. Alim : Her şeyi bilen, bilgi bakımından eşi benzeri olmayan. Aliyy : Yüceliğin kaynağı ve sahibi. Ulu Azim : Ululuğun kaynağı ve sahibi, çok yüce Aziz : Kudret ve onurun kaynağı ve sahibi. Çok güçlü, çok onurlu Bâri : Var eden, varoluşu kotarıp yöneten Basir : Görme gücünün kaynağı, en iyi şekilde gören. Her şeyi gören. Bâtın : Gözle görülemeyen, her şeyde kendinden bir güç bulunan. Bedi' : Var eden, yarattıklarını ahenk ve güzellikle donatan. Berr : İyilik ve lütfu sonsuz olan. Eşsiz cömert. Câmi : Toplayan, bir araya getiren. Mahşer günü tüm insanları, hesap vermek üzere huzuruna toplayan. Cabbâr : Yapılmasına karar verdiği şeyi, dilediğinde zorla yaptıran. Ekrem : Cömertlerin cömerdi, cömertliği sonsuz. Evvel : İlk. Başlangıcına zaman belirlemek söz konusu olmayan. Fâlık : Yarıp parçalayarak ortaya yeni bir şey çıkaran; tohumun ve dânelerin içinden yeni bir şey çıkaran. Fâtır (Fâlık) : Yaratan. Birtakım varlıkları yarıp parçalayarak yeni varlıklara ve oluşlara vücut veren. Fettâh : Açan. Fetih ve zafer lütfeden. Kolaylık sağlayan. Gaffâr : Dilediğinden, günahları beklenmedik şekilde affeden. Gâfir : Bağışlayıcı, affedici. Gafür : Sürekli bir biçimde günahları affeden. Galib : Her hal ve şartta galip gelen. Gani : Zengin. Zenginliği sınırsız olan. Yanında herkesin yoksul kaldığı kudret. Haalik : Yaratan, var eden. Habir : Her şeyden en iyi biçimde haberdar olan. Hâdi : Hidayet veren. Doğruya, iyiye ve güzele kılavuzlamada en yüce kudret. Hafiy : Lütufkâr. Hâfız : Koruyan, her şeyi ezberinde tutan. Hafiz : Koruyup gözeten. Her şeyi kontrol ve gözetimi altında tutan. Hakim : Tüm hikmetlerin kaynağı. Her yaptığında mutlaka bir hikmet bulunan. Hakk : Gerçeğin kaynağı ve belirleyicisi. Her yaptığı ve emri gerçeğe en uygun olan. Hakkın ve hukukun kaynağı kaynağı ve belirleyicisi. Halim : Davranışlarında yumuşak ve şefkatli. Sertlik ve katılıktan uzak olan. Hallâk : Yaratışı sürekli olan. Yarattıklarında sürekli yeni boyutlar ve türler oluşturan. Yaratışındaki yoğunluk ve çeşitliliği izlemek mümkün olmayan. Hâmid : Her türlü övgünün sahibi ve muhatabı olan. Dilediğini, dilediği şekilde öven. Hasib : En iyi ve en hassas biçimde hesap soran. Tüm yarattıklarını ince bir hesaba uygun olarak var eden. Hayy : Sürekli diri. hayatın kaynağı. Kendisi için ölüm sözkonusu edilemeyen. İlah : Tapılmaya layık tek kudret. Yüce, eşsiz. Kaadir : Kudretin kaynağı ve sahibi. Kaahir : Yarattıkları üzerinde hüküm ve egemenlik kuran. dilediğinde kahır ve baskıyla sindiren. Kadir : Gücü her şeye ulaşan, her şeyde hissedilen. Kâfi : Hem kendisine hem de yarattıklarına yeten. Kullarının her türlü istek ve ihtiyaçlarına, araya başkası girmeksizin cevap veren. Kahhâr : Gerçeği örtüp, buyruklarına karşı çıkan inkarcıları kahrı altında ezen. Karib : Çok yakında olan. Kullarına şah damarından daha yakın olan. Yakarış ve çağrıları duymada hiçbir aracıya, alete gerek bırakmayan. Kavi : Gücü bizzat kendinden olan. Gücünü kullanmada hiçbir buyruğa ve yönlendirmeye muhtaç olmayan. Kayyûm : Kudretin kaynağı. Kudretiyle her şeyi kıvamında tutan. Kebir : Tüm büyüklük ölçülerinin kavrayamayacağı şekilde büyük olan. Kerim : Lütfu hep işleyen, cömert. Kuddûs : Tüm kutsallıkların kutsadığı tüm varlığın tesbih edip yücelttiği. Tüm noksanlıklardan arınmış, tüm yüceliklerle donanmış olan. Lâtif : Gözle görülmeyen. Lütfu ve bağışı çok olan. Malik : Sahip olan. Mecid : Cömertlik ve ululuğun kaynağı, cömert ve ulu. Melik : Güç, saltanat ve yönetimin en yüce sahibi. Melîk : Mülk ve saltanatı dilediği gibi dağıtan. Metin : Her hal ve tavır karşısında sebat ve dayanıklılığını koruyan. Güçlü, zorlu. Mevlâ : Koruyup gözeten, destek veren. Sevdiklerinin her hal ve şartta yanında bulunan. Mucîb : En iyi şekilde, en kısa zamanda cevap veren. Kullarının istek ve yakarışlarına aracısız cevap veren. Muhît : Her şeyi çepeçevre kuşatan. Muhyî : Yaratan, hayat veren. ölüleri dirilten. Mukît : Yarattıklarının gıda sistemlerini, beslenme tarzlarını belirleyen ve her birinin gıdalanmasını yerli yerince düzenleyen. Muktedir : Gücünü, kendisi tarafından belirlenen ölçüler ve planlar dahilinde görünür hale getiren. Gücünden, yarattıklarına belli oranlarda nasip veren. Musavvir : Şekil, renk ve desen veren. Görünüş kazandıran, görünüşü ahenkli kılan. Müheymin : Hükmü altında tutan. Yarattıklarının, kendisi tarafından belirlenen ölçülere uygunluğunu denetleyen. Mümin : İnanan, güvenen. İnsana bir takım emanetler bırakan. Güven ve iman sunan. Kendisine iman edenlerle yakın ilişkiler içinde olan. Müsteân : Darda ve zorda kalanın başvurduğu, yardım dilediği kudret. Kendisinden yardım ve destek istenen. Müteâl : Aşkın, yüce. Akıl ve bakış ölçülerinin ulaşamayacağı boyutlarda olan. Mütekebbir : Ululuk ve yüceliğin kaynağı olan. Kibre, böbürlenmeye sapanları hizaya getiren. Nasir : Yardım eden. Yardım etmede yer, zaman ve sınırı kendisi belirleyen. Nûr : Işık. Işığın aydınlığın, yol gösterişin, erdirişin kaynağı ve yöneticisi olan. Rab : Besleyip, terbiye edip eğiten. Yarattıklarını belirlediği bir programa uygun olarak, birtakım hedeflere götüren. Tekâmülü programlayıp yöneten. Râhim : Rahmet ve merhameti sınırsız olan. Dünya hayatını buyruklarına uygun biçimde yaşayanlara, ölüm sonrasında özel rahmet sunan. Rahman : Rahmeti sonsuz olan. kendisine inanan-inanmayan herkese rahmet ve merhametinin tüm nimetlerini ayrım yapmaksızın sunan. Rakîb : Kontrol eden, gözleyip gözetleyen. Raûf : Acıma, şefkat ve esirgemesi sınırsız olan. Refi' : Yüceliğin sahibi ve tüm yüceliklerin dağıtıcısı olan. Dilediğini, dilediği makam ve yüceliğe çıkaran. Rezzâk : Yarattığı tüm varlıkların rızıklarını bol bol veren. Samed : Tüm ihtiyaçların, niyetlerin, övgülerin, yakarışların yöneldiği eşsiz kudret. Selâm : Esenlik, barış ve mutluluğun kaynağı. Esenlik, barış ve mutluluğun nasıl sağlanacağını gösteren. Semî' : En iyi şekilde işiten, duyan. Her şeyi işitip duyan. Şâkir : Şükredenleri duyup ödüllendiren. Kendisine şükredenlere teşekkür eden. Şehîd : En yüce tanık. Her şeyi görüp gözetleyen. İnsana, görüp gözetleme, tanıklık etme gücü veren. Şekûr : Bütün şükürlerin yöneldiği kudret. Şükredenlere daha fazlasını veren. Şükredenlere teşekkür eden. Tevvâb : Tövbeleri çok kabul eden. Tövbe nasip eden. Kendisine yönelenlerin, bu yönelişlerini karşılıksız bırakmayan. Vehhâb : Bağışı sınırsız olan. sürekli ve sınırsız bir biçimde bağışta bulunan. Vâhid : Sıfatlarında, özelliklerinde tek ve biricik olan. Kullarının, ibadet ve yönelişlerinde kendisine herhangi bir varlığı eş ve aracı tutmamalarını isteyen. Vâris : Bütün mülk ve saltanatların, sonunda kendine teslim edildiği kudret. Dilediğini, dilediğine mirasçı kılan. barış severleri mülk ve yönetime sahip kılmayı esas alan. Vâsi : Kudret ve belirişi süreçle açılıp saçılan. Varlığı sürekli genişleten. Yaratışı ve yarattıklarını dilediği şekilde artırıp genişleten. Vedûd : Sevginin kaynağı olan. Seven. Sevdiren. Sevme-sevilme ilişkisini kotaran. Tüm sevgilerin en son ve en yüce gayesi olan. Vekîl : Gücü ve yönetimi kullanan. Kendisine teslim olanlara vekalet eden. Son söz ve yetkiyi elinde bulunduran. Velî : Dost, yardımcı, destek veren. Kendisine inananların dostluğunu kabul eden. Kendisine inananların en güvenilir dost olarak yalnız kendisini kabul etmelerini isteyen. Zâhir : Her şeyde tecelli eden. Tüm yarattıklarında kendisinden görünebilir izler, işaretler bulunan. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:38 . |
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2