Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24.10.09, 18:22   #6 (permalink)
Kullanıcı Profili
Kedi
Gamma Üye
 
Kedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 3.713
Konular: 3171
Puan Grafiği
Rep Puanı:3699
Rep Gücü:56
RD:Kedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond reputeKedi has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 45
128 Mesajına 262 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart --->: Kırklareli Tarihi

Atatürk'ün Kırklareli'ne Gelişi

Büyük Önder Atatürk, 20 Aralık 1930 tarihinde öğlene doğru, Babaeski'nin Alpullu Kasabası'na geldi. Burada törenle karşılanan Atatürk, doğruca Şeker Fabrikası'na gitti ve öğlen yemeğini fabrika personeli ile birlikte yedikten sonra, ziyaret defterine şu cümleleri yazdı: "Alpullu Şeker Fabrikasını gezdim. Gördüğüm vaziyetten çok memnun kaldım. Müessesenin daha tevessü etmesini ve şimdiye kadar olduğundan fazla muvaffak olmasını dilerim. Memleketimizin her müsait mıntıkasında şeker fabrikalarının çoğalması ve bu suretle şeker ihtiyacının temini mühim hedeflerimiz sırasında tanınmalıdır".
Atatürk aynı gün saat 15.00 sularında Kırklareli'ne geldi. Valiliği, Askeri Komutanlığı ve Belediyeyi (şimdiki Müze binası) ziyaret ettikten sonra, Halk Fırkası'nda yapılan toplantıya katıldı ve hatıra defterine " Kırklareli Vilayet Fırka Merkezimizde her sınıf halktan olan mümessillerle karşı karşıya geçirdiğimiz zaman, benim için çok kıymetli olmuştur. Samimi ve açık konuşmamız bende unutamayacağım intibalar bıraktı. Cumhuriyet Halk Fırkası mensuplarının Halkçılık, Devletçilik mefhumunu çok güzel, çok iyi izah eden sözler köylü ve çiftçilerin ağzından işitiliyor. İşittiklerimden pek ziyade memnunum." cümlelerini yazdı. Bu esnada toplanan halka hitaben " Kırklareli halkı ve bilhassa gençliği namına söylenen sözlerden çok mütehassıs oldum. Bundan dolayı teşekkür ederim. İzhar edilen (gösterilen) heyecanın bir ayni de bende hasıl olmuştur. Bu heyecanın derecesini layık ı ile ifade edebilmek şu anda benini için müşküldür. Allahaısmarladık arkadaşlar.." dedikten sonra, geceyi geçirmek üzere İstasyondaki özel vagonuna geçti.

Ertesi gün (21 Aralık 1930) Türk Ocağı'na gelen Atatürk, burada toplanan görevliler ve halk temsilcileri ile Milli siyasetin neden ve nasıl doğduğu, Türk Ocaklarının görevleri, Türklük ve kültür konularında orada bulunanların düşüncelerini de alarak, kendi görüşlerini aktardı. Bu konuşma sırasında " ... Biraz önce Ocakların siyasi ve milli birer kuruluş olduklarını söylemiştim. Bu doğrudur. Türk Ocakları bir kültür etrafında teşekkül etmiştir. Bu itibarla Türk Ocakları bu ülküsünü gerçekleştirmek için ilim, kültür ve sosyoloji alanında savaşmakla görevlidir. ... Türk Ocakları Millete tarihinin kıymetini, kendisinin asaletini, dünyaya ilk medeniyet kuran kendi cetleri olduğunu anlatmaya muvaffak olduğu gün, vazifesini yapmış olacaktır. Türklerden alini, dahi, mütefekkir yetişmez iddiaları hakikatle taban tabana zıttır. Garbe ilk medeniyeti götüren Türklerdir. Türk Ocaklarının bulundukları yerlerde, Millete milliyet, ilim fikirlerini zerk ettiklerini büyük bir memnuniyetle gördüm.... Benim kültürden anladığım, bir devleti meydana getiren toplumu, yani milleti düşünün. Bir millette kaç türlü hayat tasavvur edilebilir. Devlet hayatı, fikir hayatı, ekonomik hayat, yani ticari, zirai hayat değil mi? Her millet, devlet hayatında, fikir hayatında bir şeyler yapar. İşte bu üç hayatın toplamına kültür denir. Bizim devlet hayatımızda, bilindiği gibi Osmanlı siyaseti, gayri mütecanis unsurlardan ve maddelerden meydana gelmişti. Bunlardan bir bütün oluşturmak mümkün olmadığı için Osmanlı siyaseti yerine, yeni bir siyaset çıktı. O siyaset, milli siyaset, Türkçülük siyaseti idi. Bu siyaseti ilan edip yaygın hale getirmekle beraber, fikri, içtimai ve ekonomik hayatı da ilerletmek gereklidir. Bu üç şekil, hayattaki gelişme dereceleri birleştiği zaman, ortaya o milletin kültürü çıkar. Bazıları kültürle medeniyeti ayıramazlar. Bilindiği üzere her milletin kendine özgü bir karakteri vardır. Kültür bu özellik ve karakterle ifade edilir. Bence de en ilmi olanı, kültür ile medeniyeti bir arada yürütmektir...... Kırklareli'nde halkın çok hassas, Millet ve Memleket işlerinde çok alakalı ve heyecanlı olduğunu gördüm. Faaliyetinizi de işittim. Burada geçirdiğim iki gün zarfında edindiğim hislerle, unutulmaz hatıralarla sizlerden ayrılıyorum." ifadelerini kullandı. Atatürk, Türk Ocağı'ndaki toplantıdan ayrılırken ziyaret defterine " Kırklareli Türk Ocağı'nda çok kıymetli arkadaşlarla geçirdiğim zamanın hatırasını sönmez hislerle saklayacağım. " cümlesini yazdı.
Büyük Önder Atatürk, Türk Ocağı binasından ayrıldıktan sonra Ziya Gökalp Okulu'nu (Vali Faik Üstün İlkokulu) ziyaret ederek, Edirne'ye hareket etti.
--------------Tualimforum İmzam--------------
Boşverdim
Kedi isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla