RESİM Her gün, Enginlerden engin, Yücelerden yüce Bir duygu sarar bizi, Bu sınıfa girince. Yanda, bir uçtan bir uca Mavi deniz, Odanın içinde güneşleri bulunca Isınırız. Enginlerin engini deniz olsa Deniz ufak! Yücelerin yücesi güneş olsa Güneş küçük! İlk günü gördük, nerden geldi: Duvardaydı Denizleri, güneşleri Küçülten büyüklük. Kürsünün üstünde bir resim: Gözleri denizlerden mavi Bakışları güneşlerden sıcak, Dört mevsim Kürsünün üstünde: Atatürk'ün arkasında al bayrak, Kollarını kavuşturmuş göğsünde. Bu resimle başlar bizim günümüz, Karşımızda Atatürk'ü gördükçe, Kıvançla dolar, taşar gönlümüz. Öğretmenimizin kürsüde Verdiği dersi Dinler bizimle birlikte Atatürk'ün resmi. Çalışkanız, çünkü, Çalışınca Bakarız, Atatürk güldü. Bir yanlışlık yapsak Bulutlanır gözleri, Anlarız, Atatürk üzüldü. Gelsek kürsünün dibine Görür bizi Eğilince. Kalksak, gitsek gerilere, Otursak arkalarda; Başımızı kaldırmadan duyarız Atatürk orada. Öteki odalarda Başka başka resimleri Ata'mın. Atatürk'üm, artık ömrüm oldukça Bu resimle karşımdasın! Yok hiç birinde Bundaki tılsım, Değişen çizgilerle Canlı gibi bu resim. Öyle canlı ki, sanırım, Ben de bir gün okulu bitirince Uzanan ellerinle Okşanacak sırtım. Öyle canlı ki, sanırım, Karanlık bile olsa Serpeceğin ışıkla Aydınlanır yollarım. Tıpkı sınıftaki gibi, Yapacağım bir işte Bu resmindir rehberim Kötülüğe uzanırsam Çat kaşlarını, Tutulsun ellerim. Tıpkı sınıftaki gibi, Bütün ömrüm boyunca Yaptığım bir işte İyi, doğru oldumsa Sevincini belli et, Gülümse! Yaprak yaprak dökülürken önümde Her yıl, dört mevsim; Sınıflar içinde yalnız bu sınıf, Resimler içinde yalnız bu resim! Behçet NECATİGİL