Ahiliğin Sosyo Ekonomik Yönleri AHİLİĞİN SOSYO EKONOMİK YÖNLERİ Türkler Anadolu da ki şehirlere yerleşirken bu bölgede el sanatları ve ticaret Bizans’ın geliştirdiği loncalara bağlı Rum ve Ermenilerin tekelindeydi. Sanatkar ve tüccar Türklerin yerli tüccar ve sanatkarlar karşısında tutunabilmeleri, onlarla rekabet edebilmeleri, ancak aralarında bir teşkilat kurarak dayanışma sağlamalarına, bu yolla iyi, sağlam ve standart mal üretip satmaları ile mümkün olabilirdi. Ahi birliklerin de bu şartların tabii bir sonucu olarak ortaya çıktığı görülür. Doğrudan bir devlet denetimi olmayan ahi örgütleri hem ekonomik, hem de sosyal bir kurumdur. Ahiliğin Türkleşme ve İslamlaşmada, toplum ahlakı ve dayanışma duygusunun gelişmesinde, hoş görü ve kardeşlik kültürünün oluşmasında ,toplumsal hukuk düzeninin kurulmasında, üretimin denetlenmesinde, ticaret ve tarımın koordinasyonunda, sendikal faaliyetler üzerinde ve siyasal örgütlenmenin oluşumunda büyük etkisi ve önemi vardır. Asya’dan Anadolu’ya gelen çok sayıdaki esnaf ve sanatkarlara iş bulmak Bizans sanatkarlarıyla rekabet edebilmek yaptıkları malların kalitesini korumak, üretimi ihtiyaca göre düzenlemek, sanatkarlarda sanat ahlakını yerleştirmek, Türk halkını ekonomik yönden bağımsız hale getirmek, ihtiyaç sahibi olanlara her alanda yardım etmek, sanatta dilde edebiyatta müzikte gelenek ve görenekleriyle milli heyecanı yaşatmak gerekiyordu. Bütün bu ihtiyaçlar, dini ahlaki kuralları “Fütüvvetnameler” de bulunan bir esnaf ve sanatkar dayanışma ve kontrol kuruluşunun, yani “ahiliğin” kurulmasına sebebiyet vermiştir. |