Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19.06.09, 00:40   #2 (permalink)
Kullanıcı Profili
Güllü
Gamma Üye
 
Güllü - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 2.538
Konular: 1710
Puan Grafiği
Rep Puanı:3968
Rep Gücü:0
RD:Güllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond reputeGüllü has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 54
146 Mesajına 240 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon --->: Görme Tanısı ve Sınıflandırma

B- Görme Özrünün Ölçüsü
Görme seviyesi göz uzmanı doktor tarafından ölçülür. Görme özrü tanımlanır: Hiç ışık görmeyen, tam kör en düşük seviyedir. Işık gören, el hareketlerini algılayan ağır görme özürlüdür. Altı metreden açılmış insan parmaklarını sayabilen az gören sınıfından ağır az görendir. Kitap, gazete okumada zorluk çeken ve okuyamayan ise az gören olarak tanımlanır. Bu görme seviyeleri göz doktoru tarafından ölçülür ve kaydedilir.
C- Görme Özrünün Sebepleri
Çocuğun görme özrünün birçok sebebi olabilir. Genetik-kalıtım, akraba evliliği ülkemizde çocukluk göz hastalıklarının temel sebebidir. Bunun yanında mikrop kapma veya kaza geçirme olabilir. Göz hastalıklarının erken teşhis edilip, tedavisine ve erken rehabilitasyonuna başlanması gerekir. Çoğu durumda bir özel neden bulunamayabilir.
5- ANNE BABALARIN YAŞADIKLARI EVRELER
Görme yetersizliği olan bir çocuğun doğumu, ailenin dengesini altüst ederek ailelerde değişik duygu ve düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu duygular her ailede farklı evrelerden geçer.
Çocuğu olduğu gibi kabul etme sürecini kısaltabilen ailelerde, daha güvenli mutlu bir aile ortamı yaratılabilir.
Özürlü çocuğa sahip anne babaların geçirdiği evreler ve gösterdikleri davranışlar şöyle sıralanır:
Şok:
- Aşırı üzülme,
-Çaresizlik duygusu,
-Kalbin hızlı bir biçimde çarpması, boşaltım organlarının çalışması, avuç içlerinin terlemesi, kulakların uğuldaması, flu (bulanık) görme gibi belirtiler gözlenebilir.
Reddetme:
-“O kadar kötü görünmüyor”
-“Çocuğun olağan dışı bir durumu yok”
-“Bunun tanısını doktor koymuş, bu nedenle başka doktorlara gitmek gerekir” diye düşünülebilir.
-Olayların farkında olmamaya çalışma,
-Başka şeylerle çok fazla meşgul olup çocuğun sorunuyla ilgilenmeye zaman bulamama.
Depresyon:
-“Artık iş işten geçti bundan sonra hiçbir şeyin anlamı yok” diye düşünülebilir.
-Çevreyle ilişki minimuma indirilebilir.
-Normal çocuk özlemi duyulabilir.
Karmaşa:
-“ Böyle bir çocuğum olacağına keşke hiç olmasaydı”

Suçluluk:
-“Bu durum benden değil, senden yada senin ailenden kaynaklanmaktadır” gibi ailedeki diğer kişiler suçlanabilir.
-Kişinin çocuğun durumundan kendini sorumlu tutması,
-Olumsuz duygularla ilgili suçluluk duyma.
Kızgınlık:
“Neden ben?”
Pazarlık:
- “Eğer çocuğum düzelirse...”
-Çocuğun özrünü ortadan kaldırmanın yolları aranır. Örneğin; ameliyat, ilaç vb.
Kabul ve uyum:
- “O bizim çocuğumuz ve biz onu seviyoruz”
-Çocukla daha çok birlikte olma,
-Çocuğun gereksinimlerini karşılamaya özen gösterme,
-Uzmanlarla işbirliği yapma.
Bu davranış özellikleri özürlü çocuğa sahip tüm ailelerde yaşanabilmektedir. Çocuğu olduğu gibi kabul etme sürecini kısaltabilir, yukarıda saydığımız evrelerin daha olumlu ve güvenilir geçmesini sağlayabilirsiniz. Demokratik aile tutumları geliştirebilen aileler bu dönemi daha az duygusal hasarla geçirir ve çocuğa iyi bir eğitim vermiş olur.

6- DEMOKRATİK AİLE TUTUMLARI
• Çocuklarını seven ve benimseyen çağdaş aile tipidir.
• Anne baba arasında saygı ve sevgi vardır.
• Ailede sorunlar emirlerle değil, konuşarak çözülür.
• Evde gerginlik yaratmak yerine sıcak bir ortam yaratılır, aile içinde uzun süren çekişme, kavga ve anlaşmazlıklardan uzak durulur,
• Çocuğa söz hakkı tanıyarak, birlikte konuşulur, şakalaşıp, eğlence ortamı yaratılır ona güven duygusu kazandıracak iletişim biçimleri benimsenir.
• Çocuğun uyması gereken kurallar belirlenir.
• Kuralları ailede herkes gönüllü olarak benimser.
• Cezalar ılımlı ve eğiticidir. Çocuğa, güven duygusu ve sorumluluk kazandırılır.
• Çocuğun kişiliğine saygı gösterilir yaşından olgun davranışlar beklenmez.
• Özgür davranışları desteklenir
• Dayaktan, onur kırıcı sözlerden özenle kaçınılır.
Bu tutum ve davranışı gösteren ailelerin çocukları toplumda bağımsız, kendine yetebilen bir birey olarak yetişir.
Onaylanan aile, anne-baba tutumları çocuğun olumlu davranış değişiklikleri göstermesinde ne kadar etkiliyse, onaylamadığımız anne-baba tutumları; “çok seven, kollayan, gevşek disiplinli aile tutumu”, “baskıcı, itici, sevgisiz aile tutumu”, “sevgisi yetersiz, disiplini gevşek aile tutumu”, “geleneksel, ataerkil aile tutumu”, “sıkı disiplinli, sevecen aile”, “parçalanmış aile tutumları” da çocuklarımızın sağlıklı, uyumlu, kendine güvenli bir insan olmasını engelleyecektir.
Demokratik aile tutumları içinde yetişen çocukda da, gelişme sürecinde olumsuz davranışlar gözlenebilir. Ancak anne-babaya karşı tepkileri ve çelişkili duyguları büyük boyutlara ulaşmaz. Çoğu çatışmalar ev içinde kalır, okul başarısını engellemez, sapmalar olmaz, başkaldırı fırtınaya değil kısa süren bir esintiye benzer.

özeleğitimsitesi.com
Güllü isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla