ATATÜRK VE KUR'AN
Atatürk ve Kur'an "Din insanların gıdasıdır. Dinsiz adam boş bir eve benzer. İnsana hüzün verir. Mutlaka bir şeye inanacağız. Bu dinlerin en sonuncusu, elbette en mükemmelidir. İslam dini hepsinden üstündür. Onun hak peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar. Hz. Muhammed'in bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir Meydan Muharebesi'nde kazandığı zafer, fâni insanların kârı değildir. Onun peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır. Milletimiz, din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir. Bu faziletleri hiç bir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz da. Nasıl ki her konuda yüksek meslek ve uzmanlık sahipleri yetiştirmek gerekliyse, dinimizin felsefî hakikatlerini inceleyecek, anlayacak, öğrenecek, ilim ve fennine sahip olacak, seçkin ve hakikî yüce bilginleri yetiştirecek kurumlara sahip olmalıyız. Evet hakikaten Kur'an'da çok büyük hikmetler ve düsturlar vardır. Hele Yâsîn Sûresi ne şahane yazılmıştır. Ben Kur'an okumak istediğimde çok defa Yâsîn Sûresi okurum. Bizzat Cenâb-ı Peygamber bile danışarak iş yapmak gereğini söylemiştir. Ve kendisi bizzat öyle yapmıştır. Bundan başka "ve şâvirhum fi'l-emri" diye Cenâb- Hakk'ın da kendisine seslenişi vardır. ... Bu âyet-i kerîmeyi muvaffakıyâtımız için yegâne bir delili hayr ad eylerim.
İlâhî öğütler Kur'an'ın içindedir. Hz. Peygamber'in sözlerinde ve hareketlerindedir. Biz Kur'an'ı duvara asmışız ancak tören olarak okuyoruz. Vaazlarda da, din derslerinde de, mukabelelerde de, ölülerin ruhları için de onu hep musikî ile duygulanmak için okuyoruz. Aklımızla anlayıp davranış geliştirmek için ise, başkalarının bize anlattıklarına bağlanıyoruz."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk