Present Perfect Tense
İngilizce’yi öğrenenlerin anlamakta en çok güçlük çektiği tense budur. Ancak, bir gerçek var ki: Üst düzey, kaliteli bir İngilizce için Present Perfect zaman kipini öğrenmek ve kullanmak bir zorunluluktur.
Present Perfect cümleler ilginç denebilecek bir biçime sahiptir.Şöyle ki, esas fiilin yanında, have ve 3. şahıslar için has yardımcı fiili de devreye girer. Esas fiil ise, 3. haliyle kullanılır ki buna "past participle" denir. Yani cümle yapısı şöyledir:
Have/has + participle
Önce örneklerle fiillerin 3. haline (participle ) bakalım. İleride fiillerin her üç halini gösteren geniş liste verebilirim.
1. hal2.hal3. hal
görmek see saw seen
gitmekgo went gone
yazmak write wrotewritten
yapma,etmekdo diddone
Şimdi önemli bir hususu not edelim:
Bir zaman kipinde söz konusu eylem veya durum olup bitmiş veya gelecekte olup, bitecek ise, simple sıfatını alır. Mesela, simple past tense (ileride görülecektir), geçmiş zamanda meydana gelmiş bir olayı veya hali gösterir. Bahsedilen eylem veya durum geçmişte ortaya çıkmış ve bitmiştir. Bugünü etkileyen veya şimdiye sarkan bir yönü yoktur. Mesela,
Yesterday, I visited my father : Dün babamı ziyaret ettim.
Buradaki zaman “simple past tense” dir ve bu cümle bize ziyaret eyleminin dün yapıldığını ve dün sona erdiğini gösterir. OIayın “şimdi” ile alakası yoktur.
Simple future tense (gelecek zaman) için de ayni kural geçerlidir. Gelecek zaman içinde yapılacak bir eylem veya edinilecek hal, bir defalıktır. Eylem veya halin bugün ile ilgisi, bağlantısı olmayacaktır. Örneğin:
She will travel to Ankara, tomorrow : O (bayan) yarın Ankaraya seyahat edecek.
Cümlesinden anlıyoruz ki;bir kimse (bayan) yarın Ankara’ya seyahat edecek ve seyahat eylemini yarın bitirecektir. Fiilin bugüne ait bir etkisi veya bugünle herhangi bir bağlantısı yoktur.
Halbuki, perfect içeren zaman kiplerinde durum farklıdır. Şimdi present perfect zaman kipini incelemeye geçebiliriz.
1- Geçmişte bilinmeyen, belirsiz bir zaman noktasında veya kesitinde yapılan aksiyonlar veya kazanılan statüler.
Bazen bir olayın vuku bulduğunu , bir aksiyonun yapıldığını, veya yapılmadığını bir statü veya halin kazanıldığını veya kazanılmadığını ifade etmek önemlidir. Ama olayın veya halin "ne zaman" olduğu hiç önemli değildir. Örneğin:
You have never been polite : Hiçbir zaman kibar olmadın
Have you seen her? : Onu gördün mü?
She has gone away : Uzaklara gitti.
Görüldüğü gibi, olay veya durum geçmişte cereyan etmiştir. Ancak, ne zaman olduğu belli değildir. Olayın meydana geldiği an veya zaman kesiti konusunda belirsizlik vardır. Zaten ne zaman olduğu önemsizdir. Önemli olan hadisenin varlığıdır.
2- Geçmiş Deneyim
Present Perfect ile geçmiş deneyimler anlatılır. Ayni zamanda geçmişte yaşanmamış deneyimler de bu zaman kipiyle anlatılır. Dikkat: Bu zaman kipi spesifik bir olayı anlatmakta kullanılamaz. Örnekler:
I have been abroad many times : Yurt dışında çok kez bulundum.(Yurt dışı deneyimim olmuştur.)
He has seen all kinds of women : O (bay) her türlü kadını gördü(görmüştür). (Kadınlar konusunda deneyim edinmiştir.)
Have you been to an opera? : Operaya gittin mi?
Veya Have you ever been to an opera? : Hiç operaya gittin mi? (Opera tecrüben oldu mu?)
3- Geçmişte meydana gelmiş, ama bugünü, etkileyen veya sonuçları şimdi ortaya çıkan olaylar.
He has broken his leg : Ayağını kırdı.(Ayağı halen kırık)
I have studied maths for long years : Uzun yıllar matematik çalıştım. (Açıkça değilse de, bugün iyi bir matematikçiyim iması var.)
4- Geçmiş Başarılar:
Bireylerin ve insanlığın başarıları bu zaman kipiyle ifade edilir. Ancak, bunu yaparken, cümlede spesifik bir zaman yer almamalıdır.
In the end, he has made it. : Sonunda başarılı oldu.
Mankind has always progressed: İnsanlık daima ilerlemiştir.
5- Zaman İçinde Meydana Gelen Değişiklikler:
She has grown to be a pretty girl. : Büyüyerek güzel bir kız oldu.
Japan has become a super power. : Japonya süper bir güç oldu.
6- Bir olayı haber vermek için:
There has been a fire. : Yangın çıktı.
7- Halen içinde bulunduğumuz zaman dilimindeki aksiyon ve haller.
We have been very busy this year. : Bu yıl çok meşgulüz. (Bu yıl hala bitmedi)
I have not met you this morning. : Bu sabah sana rastlamadım. (Zaman hala sabah)
8- Geçmişte tekrarlanan veya alışkanlık halindeki fiiller:
He has always been honest. : O daima dürüst olmuştur.
You have always protected me. : Beni daima korudun.
Dikkat:
Present perfecti, geçmişteki zaman noktası veya kesitini belirginleştiren aşağıdaki kelimelerle kullanmayın.
Örnekler:
Yesterday : dün,
one day : bir gün
1846, 1996, 2002 gibi seneyi belirten sözcükler.
Last Year, last month, last week : Geçen yıl, geçen ay, geçen hafta
That Day, At that moment, that very moment : O gün, o anda, tam o anda
When he was a teenager : O (bay) yeni yetmeyken, When I was in America : Ben Amerikadayken
When I lived in London : Ben Londra’da yaşarken.
Present Perfect, kipini olduğu gibi kullanabilirsiniz. Ancak bu zaman kipi aşağıdaki zaman zarf ve edatlarıyla çok sık birlikte kullanılır.
For = ...dır ....
For ve Since Cümlede geçen olayın öncesi ile ilişkisi kurar. Ayrıca, bahsedilen olayın etkisi konuşma anında devam etmektedir.
For and Since’in kullanımında tereddüt edildiğinde, ikisi arasında şu şekilde ayırım yapabiliriz:
Zaman uzunluğunu gösteren terimlerden önce: For uygundur.
For 10 years : 10 yıl boyunca (için),
Takvim veya saatte gösterilebilen geçmişteki bir başlangıç noktasından önce Since kullanılır.
Since 2000 : 2000 yılından beri (bu yana)
I have not seen my brother for ten years : Kardeşimi on yıldır görmedim(görmüyorum).
I have studied French for five years. : Beş yıl Fransızca çalıştım.
Since: ...den beri
I have not met her since last year : Geçen yıldan beri ona rastlamadım.
Yet: Daha, henüz. Olumsuz cümlelerde geçer. Eylemin öncesi ile ilgilidir. bir yandan da mevcut durumu anlatır. Yet cümlelerinde bitmesini beklediğimiz ancak, henüz bitmemiş faaliyetler vardır. Örnek:
You have not finished your homework yet. : Ödevini henüz bitirmedin.
Already: Halihazırda, .......mış bile
He has achieved his goal already. : Hedefine ulaştı bile.
I have already read three books. : Halihazırda üç kitap okudum(okumuş bulunuyorum).
Recently, Lately : Son zamanlarda
Recently, I have faced a lot of problems. : Son zamanlarda çok sorunla karşılaştım.
He has not shown up lately. : Son zamanlarda ortalıkta görünmüyor.
Never: Hayatında, hiç, Şu ana kadar. (Ever’ın olumsuz yapısıdır.)
I have never seen anyone like him. : Hiçbir zaman(Asla) onun gibi birisini görmedim.
Ever: Hayatında, hiç, şu ana kadar.
Sıkça soru cümlelerinde kullanılır.
Has she ever called you? : O (bayan) size hiç telefon etti mi?
Bazen de anlama vurgu katmak için never ile birlikte kullanılır.
I have never, ever badmouthed anybody. : Asla ve kata birisini kötülemedim.
Just: Henüz, yeni, az önce, şimdi.(Çok kısa bir süre önce olan eylemleri anlatır.)
He has just come. : Henüz (şimdi) geldi.
So far, up until now, as yet: Şimdiye kadar, Şu an itibariyle
She has not been succesfull so far. : Şu ana(şimdiye) kadar başarılı olamadı.
Up until now, I have not hurt anybody. : Şimdiye kadar kimseyi incitmedim.
We have not decided as yet : Şu an itibariyle(halen) karar vermedik.
This is the first/second time….Bir aksiyonu kaçıncı kez yaptığımızı söylerken
This is the first /second/third time we have visited them. : Bu onları birinci/ikinci/üçüncü kez ziyaret edişimiz.
Süperlative( üstünlük) dereceleri ifade ederken…
He is the best man I have ever seen. : O gördüğüm en iyi insandır.
This is the worst contract I have signed. : Bu imzaladığım en kötü mukavele.
9- Present Perfect:Until, after, when, as soon as, once, by the time gibi zaman cümlecikleri ve the minute/the moment gibi ifadelerlebirlikte kullanılarak gelecekteki olaylara gönderme yapılmasını sağlar. Örnekler:
I won’t sayanything untilI’ve seeen my lawyer. : Avukatımı görmedenbir şey söylemeyeceğim.
He will be 24 by the time he hasfinished school. : Okulu bitirdiğinde 24 yaşında olacak.
We will call the police the minute/moment we have seen the thief. : Hırsızı gördüğümüz dakikada/anda polisi, arayacağız.
You’ll let me know as soon as you have heard the news. : Sonuçları alır almaz bana bilidireceksin.
Theywillmake ajourney, after they have visited theirparents. : Ebeveynlerini ziyaret ettikten sonra, seyahate çıkacaklar.
I will do my best when my boss has given me an order. : Patronum bana bir emir verdiğinde elimden geleni yapacağım.
The children will rush to the garden, once when they have heard the bell. : Zili bir kez duyduktan sonra, çoçuklar bahçeye koşacaklar.