Kahramanlar üzerine KAHRAMANLAR ÜZERİNE
GEÇ KALMIŞ TEŞEKKÜR
Oğlum Mark, üçüncü sınıftayken, sevdiklerine armağanlar alabilmek için iki ay boyunca bütün harçlığım biriktirmişti. Yirmi doları olmuştu. Aralık ayının üçüncü cumartesisi listesini yaptığım, parasını hazırladığım ilan etti.
Onu eskiden "Five and Dime" olarak adlandırdığımız mağazaların modem versiyonuna götürdüm. Ben mağazanın ön kısmında kitabımı okuyup sabırsızlıkla onu beklerken, Mark el sepetini alıp alışverişe başlamıştı. Mark'ın hediyelerini seçmesi kırk beş dakika sürmüştü. Kasaya yaklaşırken yüzündeki ifadeden sevinç okunuyordu. Ben başka tarata bakarken kasiyer onun aldıklarım sıraya dizdi. Mark hesabını yaptı ve parayı çıkarmak için elini cebine attı. Para yerinde yoktu. Cebi delikti ve para düşmüştü. Mark mağazanın ortasında, elinde hediyelerini koyduğu alışveriş sepeti, gözleri yaşlar içinde ağlıyordu. Her iç çekişinde bütün vücudu titriyordu. Sonra şaşırtıcı bir şey oldu. Mağazadaki müşterilerden biri Mark'a yaklaştı. Eğildi, onu kollarına aldı ve "Eğer sana o parayı vermeme izin verirsen bana çok büyük bir iyilik yapmış olacaksın. Bu bana verdiğin en büyük hediye olacak. Bir gün ben de senden bir şey isterim ve sen de bana verirsin. Senin de büyüyünce yardım edebileceğin birilerini bulmam isterim. O insana yardım ettiğinde sen de eminim kendini şu anda benim kendimi hissettiğim kadar iyi hissedeceksin." Mark parayı aldı, gözyaşlarını kurulamaya çalıştı ve tüm hızıyla kasaya doğru koştu. O yıl Mark'ın bize hediye vermekten zevk aldığı kadar biz de hediyelerimizden zevk aldık.
O inanılmaz kadına "Teşekkür ederim" demek istiyorum. Ona dört yıl sonra Mark'ın kapı kapı dolaşıp, onu düşünerek, Oakland yangınzedelerine battaniye ve palto topladığım iletmek istiyorum. Mark'ın onun yaptığı iyiliği hiçbir zaman unutmayacağım, onun izinden gideceğini ona anlatmak istiyorum.
Laurie Pines |