Zamanlı Ayrılış ZAMANLI AYRILIŞ
Görünüşe baksanız onu yoksul biri zannederdiniz. Oysa tanıdıkça bir prens gibi görmeye başlardınız. Her gün yatırımlarım kontrol etmek ve arkadaşlarım ziyaret etmek amacıyla yürüyerek borsa simsarının ofisine gelirdi. Her öğleden sonra yaklaşık saat ikide Billy kapıdan girer ve yüzlerimiz gülerdi. Şapkasının ucu hep kıvrıktı. Hava nasıl olursa olsun yıpranmış, yırtık pırtık trençkotunu giyerdi. Kışın üstüne bir atkı atar, yazın içine düğmeli tişörtünü giyerdi. Yüzünde hep o gülücük vardı (çarpık dişlerinin yanı sıra).
O bizim resmi olmayan liderimiz ve sözcümüzdü. Billy öyle derse, öyle olurdu. Hepimiz her gün bir araya gelir Billy'nin ağzından çıkacak kelimeleri beklerdik. Londra aksanıyla ve garanti veren göz kırpmalarıyla borsada ne oluyorsa olsun, gerçek dünya ne kadar puslu olursa olsun insanda her şeyin yolunda olduğu hissini uyandırırdı. Bir gün olaylar ters gitmeye başladı. Seksen yaşındaki Billy'miz, liderimiz kansere yakalanmıştı.
Artık yatırımlarının gözlenmesinin bir anlamı yoktu. Önemli olan bizim onu gözlememizdi. Hastalığı hızla ilerliyordu. Hayattaki tek akrabası İngiltere'deki ablasıydı. O yüzden de biz ailesi oluvermiştik. Hastanede refakatçi olarak sırayla yanında bekledik. Billy'nin en yakın arkadaşı ve mali danışmanı Garry, Billy'nin yanından hiç ayrılmadı. Hemen her gün onunlaydı. Billy'nin yalnız kalmasını istemiyorduk.
Bir akşamüstü sona yaklaştığımızı hissediyorduk. Geceyi Garry ve Billy'yle geçirmeyi önerdi. Garry eve gitmemi, onu sabah rahatlatabileceğimi söyledi.
Sabah 5'te karımla birlikte ön kapımızın şiddetle çalınmasıyla uyandık. Kim olduğunu öğrenmek için kalktım, ama kimse yoktu. Sabah 9 gibi Garry arayıp Billy'nin gece vefat ettiğini söyledi. "Saat kaçta öldü?" diye sordum.
"5'te"cevabı beni şok etti. Kapımızın çalınmasının tek açıklaması Billy'nin sabah 5'te bize son defa elveda demek üzere göz kırpmak istemesi olmalıydı.
Barry Spilchuk |