Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31.10.08, 04:00   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Hazan
Epsilon Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 413
Konular: 272
Puan Grafiği
Rep Puanı:1112
Rep Gücü:0
RD:Hazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud of
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 9
8 Mesajına 9 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Bülbülün güle olan aşkı

Bülbülün güle olan aşkı

Hergün geçtiği o yolda, sayısız güllerin bulunduğu bir de bahçe vardı
bülbülün. Kiminle geçse o bahçenin yanından; yanındakiler güllerin
büyüsüne
kapılıp, güllerin ne kadar güzel olduğundan bahsederdi. O ise aldırış
etmeden "Alt tarafı gül işte" der geçerdi bahçenin yanından. Güllere
bakmazdı bile. Sevmek istemezdi gülleri. Solardı çünkü güller,
terkederdi
bir süre sonra. Ha! Bir de dikenleri vardı güllerin. Batırırlardı
dikenlerini sevenlerine hiç acımadan.
Bir gün geçiyorken bülbül yine o bahçenin yanından yalnız başına, gayri
ihtiyari dönüp baktı herkesin hayran kaldığı güllere. Evet sayısız gül
vardı
o bahçede ve güzel bir ahenk oluşturmuşlardı. "Sana ne" dedi kendi
kendine.
Sahip olamayacağı güzelliklerden uzak durmaya çalışırdı çünkü. Yüzünü
çevirirken bülbül, gözüne bir gül takılıverdi. Onca gülün arasında
duruyordu. Gözleri kilitlendi ona görür görmez, "Alt tarafı gül işte"
diyemedi dili bu kez. Olduğu yerde durdu, bakakaldı. Korktuğu başına
gelmişti. Elde edemeyeceklerinden uzak durması gerektiği aklına geliyor
ama
bunu kabullenemiyordu.
Neydi farklı olan? Ne vardı ki onda, bülbülü kendisine hayran bırakan?
Benzese de hepsi birbirine, gözleri ve yüreği ile ayırabiliyordu onu
diğerlerinden. Ama gözlerini ayıramıyordu bülbül, o gülden. O an
"Kendine
gel" dedi ve istemeye istemeye ayırdı gözlerini.
Gözlerine hükmetmişti ama kalbine hükmedemiyordu. Anlam veremiyordu bir
türlü. Onca gülün arasından seçtiyse onu bir sebebi olmalıydı. Aşk bu
muydu?
Gün boyu onu düşündü. Gece uyutmadı hasreti. Bir daha görememe korkusu
büyüdü içinde. Daha fazla duramazdı görmeliydi onu bir kez daha. Yine o
bahçenin kenarında uzaktan uzağa seyretti gülünü ertesi gün doyasıya.
Evet, onun gülüydü o artık. Bir başkasının olmasına tahammülü yoktu.
Her gün
o bahçeye gidiyordu, geceleri ise gülünü hayal ediyordu. Güzel
hayalleri
güzel planları vardı gülü için. Bir gün sevdiğini söyleyecekti gülüne,
gülü
de onu sevecekti. Mutlu olacaklardı elbet beraber oldukları sürece.
Zarar verebilecek herşeyden koruyordu gülünü. Küçücük vücudunun
yettiğince
yardım ediyordu gülüne. Susuz kalmaması için bulutlara, gülünü ayakta
tutması için toprağa şarkılar söylüyordu hergün. Bulutla toprak yardım
ettiler güle ellerinden geldiğince. Onlar da hayrandı çünkü bülbülün
sesine.
Bülbülün elinden gelen buydu; yardım edebilecek herkese şarkılar
söylüyordu
gülü için.
Derken zaman geçti; onsuz olamıyordu artık bülbül, bir an olsun ayrı
kalamıyordu. Hasret acısı, sabır taşından ağır gelmeye başlamıştı
bülbülün
küçük yüreğine. Uzaktan sevmek yetmiyordu artık. Sarılmalıydı ona, en
güzel
şarkıları söylemeliydi gülüne.
Ama sevecek miydi gül onu. Sevgisine karşılık verecek miydi acaba. Çok
sevse
de, ortada bir gerçek vardı. Habersizdi gül bülbülden. Bülbül onu
seviyor,
her kötülükten koruyor, hatta yardım etmeleri için hergün, o güzel
sesiyle
dostlarına şarkılar söylüyordu. Ancak güllerin en güzeli bundan
haberdar
değildi henüz.
Tüm cesaretini toplayıp bir gün, gülünün yanına gitti sonunda bülbül.
"Ona
bu denli yakın olmak... Ne güzel bir duygu..." diye düşündü.
Hayallerinden
biri gerçek olmuştu. Tüm hayallerini gerçekleştirmek için ise artık
konuşmalıydı onunla. Ve sözlerine başladı o güzel sesiyle. Aşkını
itiraf
etti en güzel kelimelerle. Sesi o kadar güzeldi ki, güllerin en güzeli
kayıtsız kalamadı bülbülün aşkına. İlk kıvılcımın çakmasına sebep
olmuştu
bülbülün sesi. İlk kıvılcımdan sonra, bülbülün o büyük aşkı, sonsuza
dek
sürecek sevgisi, gülün de onu ölesiye sevmesini sağladı. Her gün
buluşuyorlardı. Bülbül gece gündüz, zamanının tümünü gülüyle geçirmeye
başlamıştı. İşte hayalleri gerçek olmuştu sonunda bülbülün.
Bu durum bülbülün sesine hayran dostlarını üzmeye başlamıştı. Artık
onlara
şarkı söylemiyordu bülbül. Ve bu durum kızdırdı bulut ile toprağı. Bize
değer vermeyene biz hiç vermeyiz dediler. Kestiler güle yardımı. Suyunu
kesti bulut, desteğini çekti toprak gülden.
Bülbül ise habersizdi tüm olanlardan. Farkında değildi dostlarının
kendisine
yüz çevirdiklerinden. Onun gözü gülünden başkasını görmüyordu. O kadar
kördü
ki artık, gülünün ihtiyacları olduğunu bile göremez olmuştu. Unutmuştu
güllerin ömrünün kısa olduğunu. Unutmuştu, gülünün bu kadar uzun
yaşamasının
bulut ve toprağın sayesinde olduğunu.
Günler geçtikçe gül solmaya başladı. Bülbül anlam veremiyordu olanlara
bir
türlü. Gülü gözlerinin önünde soluyordu ve elinden birşey gelmiyordu.
Unutmuştu güllerin solduğunu. Bu acıya hazırlamamıştı kendisini.
Gülleri
sevmemesinin nedenini unutmuştu. Aşkın gücü bunu unutmasını sağlamıştı.
Kısa süre sonra soldu gül. Bülbül gözü yaşlı, doyasıya sarıldı gülüne
son
bir kez sıkı sıkı. Ancak unutmuştu... Dikenleri vardı güllerin. Daha
önceden
gülleri sevmemesine neden olan dikenleri unutmuştu. Batıyordu bülbülün
minik
vücuduna gülünün dikenleri. Ama o aldırış etmiyordu bile. Küçücük
vücudundan
sızan kanların ne önemi vardı ki artık sevdiği yanında yokken. Ölüm
korkutmuyordu onu. Hatta ölmek istiyordu. Etrafındakilerin yardım
etmesine
izin vermedi. Gülünün toprağa serilmiş cansız vücudunun yanına uzandı
bülbül
ve yavaş yavaş kapandı gözleri.
Hayatta karşısına çıkan güzellikleri ve aşkı yaşarken, bazı şeylerin
ihmale
gelmeyeceğini, sadece sevginin yetmediğini, özverinin de gerekli
olduğunu
anlamıştı artık bülbül son nefesini verirken. Ve her ne kadar bedelini
hayatıyla ödeyecek olsada en ufak bir pişmanlık dahi duymuyordu bülbül.
Bu
aşk ona; sevgiliyi iyisiyle, kötüsüyle sevmesi gerektiğini öğretmişti.
Dikene rağmen sevip kucaklamıştı gülünü.
İşte o günden sonra bülbül ile gülün aşkı dilden dile dolaşır oldu. Bu
aşk
ile gülün güzelliği bülbülün sesi efsaneleşti ve geriye iki cansız
küçük
beden ile insanların alması için birkaç ders bıraktı.
Hazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla