İşte Gidiyorum İşte Gidiyorum İşte Gidiyorum
Karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü
İşte gidiyorum,
Toprak alsın benim de bu hazin öykümü
İşte gidiyorum, gurbet yorgunu gövdemi
Çukura kim indirecek?
İşte gidiyorum,
Bu menhur cinayeti, şimdi çıkıp kim üstlenecek?
Çürüdü gözlerim, yüregim, bu yagmurlu şehirde
İşte gidiyorum,
Beni kaldırın, hicranım kalsın teneşirde
Size yüzyıllardır sesini kaybetmiş
Bir türküyü söyleyecektim
Ve bir yayla rüzgarı şefkatiyle
Kirpiginizin ucundan öpecektim
Bir masum türküydü sadece
Yüzbünlerce magdurun gönlünde
Belki söyleriz hep birlikte
Belki, mahşerin birinci gününde
Nasıl sevmiştim hepinizi,nasıl böyle oldu akıbetim?
Ve nasıl çöle döndü
O benim gül gülistan memleketim?
İşte gidiyorum, Hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız,
Ben başımı verdim, sizinse
İnsafsız bir linç oldu karşılıgınız
İşte gidiyorum,
Penceresiz bir dünyanın bilinmez labirentine
İşte gidiyorum,
'Saçlarındaki yıldızları artık koparabilirsin anne
Sonunda kaptırdım gönlümü
Ölüm denen o kaypak türküye
Ve işte kurtuldun benden
Şen olasın ey Türkiye
Elbet benim de vardı,
Kendime ve yurduma dönük umutlarım
Belki bıraktıgım yerden sürdürür
Dostlarım, karım ve çocuklarım
Çatladı yüregim, çatladı sazım
Demek ki böyleymiş yazım
Sizlere armagan olsun
Sizlerden ödünç aldıgım bu yürek sizin
Bu nasıl hapis Tanrım
Sabah sabah bu ne hikmet, bu ne sis
Kalbime son mermiyi sıkmak
Sana mı düştü ey güzel Paris
İşte gidiyorum, kalmadı söyleyecek son bir sözüm
Dediginiz gibi olsun be
Dediginiz gibi olsun gözüm
İşte gidiyorum,
Tükenmişti inancım, bu nankör hayata dair
Belki benim için birkaç mısra döktürür
Hayaloglu diye bir şair... Yusuf Hayaloğlu |