Gerçekten de demir yollarının, dış ticaretin, bankacılığın yabancıların elinde olduğu, sanayinin ise olmadığı ülkede devlet, ekonomik meselelere öncelikle el atarak iktisat kongresinde özetle şu kararlar almıştır:
-Devlet,özel sektörün gerçekleştiremediği teşebbüslere bizzat el atarak,iktisadî açıdan görevlerini yerine getirmelidir.
-Yurt içi ham madde üretimine dayalı sanayi dalları kurulmalıdır.
-Özel teşebbüsü kredilendirecek bir devlet bankası kurulmalıdır.
-Küçük imalâttan, büyük iţletmeye bir an evvel geçilmelidir.
-Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
-Sanayi desteklenmeli ve millî bankalar kurulmalıdır.
Bu kararlar, Cumhuriyet'in ilânı ile birlikte yeni Cumhuriyet hükûmetlerine ışık tutacak, ekonomik alanda önemli mesafeler kaydedilecektir.
Cumhuriyetin ilânından sonraki ilk on yıl, Türk devletinin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı sağlaması bakımından hazırlık yılları olmuştur. Bu yıllarda yeni devlet derlenme toparlanma, alt yapıyı düzenleme, ekonomiyi yeniden organize etme çabalarında bulunmuştur. Tarım üretiminin ve tarımda verimliliğin arttırılması çabasına yönelinmiş, demir yolu yapımına önem verilmiş, Türkiye'yi demir ağlarla örme politikası hedef olarak seçilmiştir.
Ekonomideki yabancılaşmayı önlemek için imtiyazlı yabancı şirketler elinde bulunan demiryolları ve limanlar, maden işletmeleri ile büyük kentlerin su, elektrik, hava gazı, haberleşme ve taşıma ihtiyacını gideren işletmeler devlet tarafından satın alınarak millileştirilmiştir. Ayrıca iktisadî kalkınmanın finansmanı için gerekli kredi müesseselerinin kurulması ve etkili bir organizasyona kavuşturulması çabalarında da bulunulmuţtur.
1929 yılında bütün dünyayı sarsmış olan ekonomik bunalım Türkiye'nin iktisadî ve sosyal gelişmesinde yeni bir dönem açmıştır. İktisadi sıkıntının getirdiği baskı Türk devletinin daha sonraki dönemlerde sert tedbirler almasına yol açacaktır.