Seni Tanıdığımda Seni Tanıdığımda Seni tanıdığımda Med zamanıydı, kanat alıştırıyordu ay Bakışlarının kardeşi, zümrüt toprak Çaresizliğin sesini tanımlıyordu saatin Sana yakışan da buydu Ve bana, umutsuzca biliyorduk. Uzun yağmurlardan sonraydı Seni tanıdığımda Öğle vakti çıkabildik kırlara Yeşerebilirdi bileklerimiz, gözlerimizde Çiçek açabilirdi, kalsak biraz daha Çekirgeler fışkırabilirdi saçlarımızdan, kelebekler Sonunda karışıp gidebilirdik otlara ve kuşlara. Apansız bulutlar, ışıklı hüzün çiçekleri Yoldan geçen bir avcının çantasında Dökülür gibiydi sesin Seni tanıdığımda Uzaktaydı kent, yasalar, plastik dünya Bilinçli unutkanlıklar uzaktaydı. Yağmurun tanıdığıydın, şu elerinle Şimşeği yuvasına zorluyordun Seni tanıdığımda Gülümsüyordun... Salih Bolat |