Dört ayakları vardı Dört ayakları vardı Kendine has; Kimi zaman bir ahşap, kimi zaman bir plastik Kimi zaman da demirden bir çehreydi suratsız yüzü Kaç kıç kokladı Kaçını taşıdı omuzsuz sırtında Kaç tanesini devirdi deri kılıfında. Kimi zaman bir kahve çemberinde Masaya kardeş oldu, Kimi zaman lüks bir restauranda beyzade kimlikler Veyahut bir bar köşesinde kaçamak bakışların ikameti. Ayakta kalanlara hep uzak Makamını kaybedenlere tuzak oldu Bizim sandalye... Sabriye Kavuncu |