Gül, Ay ve Yeşil Geceye Şiir Gül, Ay ve Yeşil Geceye Şiir gül yitik bir aşkın unutulmuş gölgesi avuçlarımda çözülür yaprak yaprak eskiterek yaşamımızı dağıtır gülümseyişiyle korkular yağdırır ışıl ışıl gönüllere çiğle kaplı kanlı teninden ve siyah beyaz fotoğraflardan uzun bir öpüşü canlandırıp ağızlar ve gözler ulaştırır ay iki yarım küredir geceye bölünen o dinsiz çığlıkla yükselirken ne karşılık verecek dönen tekerlek acımasızlığın kan dökücü şelâlesi dağların ardında güllere dokunur bir yolcu gibi karanlıkla yarışan fosfor olur yaprak yaprak düşer geceye yeşil saçlarını karaya boyar resim gibi asılır karanlık duvara dağlar umursazlığa boyanır bu kentin yeşil geceleri bıçkıyla yanlış yerinden kesilen umutlar ne işe yarar ürkek türkülerde şimdi olmayan her an körlerle göz göze geldiğim zaman is bırakırım sesimin tedirgin yalazından karanlık kimliklere karanlık bir insan yeni direktifler hazırlarken sorgusuz sualsiz sen çıkagelirsin tenimin rengi değişir heyecan ve utangaçlıktan bu şiir seni aramaya çıkmış en yeşil gecede yüreğim yuvarlanmışken buhran çukuruna beni nerede bulacak körkütük şairim kim bilir hangi şiirdeyim saatler son limana yaklaştığında sağanak bakışlarda yeşerir ve serpilirim yanardağ sabrıyla sana varmak için gecenin yeşermesi gerekmez. Ankara - Eylül 1989 Kaynak: ayarsız Osman Aktaş |