Gülümser Çocuklugum Gülümser Çocuklugum Gülümser çocuklugum Yıkanan kızlarla şıkır şıkır; Tatlı sularda sazların ötesinden... Sarışın ve bin bir gamze içinden, Gülümser çocuklugum. Demlenir çocuklugum; Kara kömür sobaların bögründe... Buz ve bugu tutmuş ince camların, Üzerine hayatın ilk imzası atılmış, Arap kızlarının camdan baktıgı, Yazılardan gözyaşının aktıgı, Küçük sıcak odaların dibinde, Kara kömür sobaların bögründe, Demlenir çocuklugum... Ürperir çocuklugum; Taş atan sapanlardan, Kamçılı yaylılardan, Kopkoyu kapkara uçurumlardan; Haykırır gelecek çaglara dogru... İri yanaklarına gölgeler düşer, Ürperir çocuklugum... Yorulur çocuklugum; Bahçeler boyunca pedal çevirir, Dag kokusu yüklü sulara atlar, Kana kana içer, balıklarla yüzer. Çaglayanlar ile kahkaha atar! Küçük kızlara şiirler derer! Kan portakalı: dogar ve batar! Yorulur çocuklugum... Uyuklar çocuklugum... Yorgunlukla duasını unutmaz: "Bismillahi birsin! ve daima nursun! Bin bir atlı kapımda dursun! Düşmanlarım öte gitsin Meleklerim beri gelsin!" Bin bir atlıyı görür, güvenir, Uyuklar çocuklugum. Hislenir çocuklugum! Uzaklarda kalmış köylere dogru, Derinden derine gögüs geçirir; Tanık bulundugu aşkları anar, Daglar koyagındaki kudurmuş yeşilleri... Çürümüş bir saman kokusu gelir, Cıvıl cıvıl dere yataklarından... Kekik ve sevdayı taşıyan rüzgar, Beni nerde olsa, bulur mu bulur! Ala geyik gibi süzülür zaman, Seyrek meşelerin aralıgından... Hislenir çocuklugum. Üzülür çocuklugum... Sögütlerin akan suya degdigi, Güneşin hep tarlalardan dogdugu, O beldede, çocukluguna dalar, Yagmur boşanır hatıralara, Ugradıgı haksızlıkları anar... Boşa geçen zamanlarına yanar, Üzülür çocuklugum... Bölünür çocuklugum! Sokaklara, uzak, yakın illere... Bilgisiz, kitapsız, sevgisiz küçüklere... Çocuklugum bütün çocuklar olur! Dermansız körpeler sararır ıssızlıkta, Mezarlıklar çocuk dolar. Gönlümde kahkaha ve feryat donar! Bölünür çocuklugum... Orhan Seyfi Şirin |