O'ndan Sanatına O'ndan Sanatına Ruh, renklerle tüllenen çevresine bir baksa, Kendini bu rüyalar denizine bıraksa; Sarar ufkunu pembe, mavi, yeşil, erguvan; Her biri âdetâ birer dil birer gazelhân... Nağmelerle gürlerler sabah-akşam sonsuzdan, O müstağnî tavırlarıyla sesten ve sazdan. Yerde nizam, gökte nizam âhenk perde perde, Varlık O’nun güzelliğini bestelemekte... Ufuklarda her zaman hülyalı bir mavilik, Uhrevîlikle tüten koylar yol yol selvilik... Sırlı derinlikleriyle ovalar, obalar, Yemyeşil fistanıyla gülüp oynayan bahar; Sımsıcak vadiler, şûh adalar, mor dağlar... Hiç durmadan işveyle ninni söyleyen rüzgar. Her dönemeçte yollar, kö p rüler var sevdadan, Sonsuzluk görünür her yerdeki bu edadan. Her yanı, her rengi, her şiiri ayrı bir hazdan, Duygular köpürür her lâhza nazdan, niyazdan... Meltemler gibi bir yumuşaklıkla öteden, Melekler uçup geliyor sanırsın göklerden.! Geziniriz her an daha coşkun, daha gergin, Semavî senfoniler dinleriz pek zengin... Yer yer öteler, ses verir kendi nefesinden, Kurtulur ruhumuz varlığın dar kafesinden. Ve sıçrar cennetleri aşar duygular artık, Her yanda O duyulur duyulandan da açık... Sur sesi almış gibi bütün ruhlar dirilir, Sonra bir bilinmez yerde halvete erilir... Güneşi Cennet’ten, çiçekleri Firdevs’ten, Gönlün zümrüt tepelerinde bin fecir birden; Sökün eder bu âlemde ard arda her gece, Ve yaşama zevkine erer Insan gönlünce... Kaynak: Sızıntı, Mayıs 1995 M. Fethullah Gülen |