Hazan Hazan Yorgun gözlerle yaşanan bir solgun macera, Çarpar kulaklara poyraz gibi ara ara, Ağlar bütünüyle bahar şi’rinin gülleri, Sessiz bir melâl sarsar koylarda bülbülleri, Hüzünle buğu buğudur artık şadırvanlar, Ve kısar nâzenin boyunlarını kuğular, Ovalar yasla inler, dağlar hicranla ağlar; Mavi, yeşil, pembe, turuncu karalar bağlar; Biten ömürlerin son dakikaları gibi, Derince bakılsa görünür dünyanın dibi Sonra yaz-bahar füsûnlu bir hâtıra olur, Hülyâlar ümitleşir, vicdanlarda duyulur, Bekâ, bu fanilik hissi içinde gelişir Mantık bu büyüyle âdetâ uhrevîleşir, Duyar İnsan ölümün sihirli sükûtunu, Görünür herkese yürüdüğü yolun sonu, Gömülse de hisler yok olmanın melâline, Ve yutkunup ağlasa da kendi zevâline, Düşünce tıpkı tohum gibi düşer toprağa, Ve koşar firdevse ulaştıran durağa, Hissetmeden asla ne bir acı ne bir sızı, Köpürür duygularında ötelerin hazzı, Sonbahar bir ak doğuşun şafak emaresi, Ve hazan boşluğunda tın tın ümidin sesi. Kaynak: Sızıntı, Aralık 1995 M. Fethullah Gülen |