Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23.08.08, 07:40   #10 (permalink)
Kullanıcı Profili
Josephine
Beta Üye
 
Josephine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2008
Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058
Puan Grafiği
Rep Puanı:2028
Rep Gücü:0
RD:Josephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant futureJosephine has a brilliant future
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 46
73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow Tufandan Sonra

Tufandan Sonra

Bir tavşan durdu da yoncalarla kıpır kıpır çıngırak
çiçekleri arasında, örümcek ağları içinde doğru dua etti gökkuşağına.
Kayıplara mı karışacaktı! o dört başı mamur taşlar,
ya çiçekler tam açmışken hem de!
Çöp içinde yüzen ana cadde boyunca kerevetler
dizildi. Minyatürlerdeki gibi yukarılara asılmış bir
denize doğru kaldırıldı, gemiler çekildi.
Mavi Sakalın evinde dere gibi aktı kan-ya mezbahalar,
ya o camları tanrı mühründen görünmez olmuş
kanlı meydanlar. Dere gibi aktı kan, bir o kadar da süt.
Kunduzlar yapı yaptı. Kahveler tüttü kahve ocaklarında
Camları hala zangır zangır camlı köşkte karalar
giymiş çocukların yaldızlı resimlere daldı gözleri.
Çat! Kapı çalındı; köyün meydanlığında bir çocuk
fırıldaklarla tekmil kulelerdeki horozların aklına uyup
kollarını döndürmeye başladı, çakmak çakmak sağanağın altında.
Filan hanım kuyruklu bir piyano kurdurttu Alp
dağlarına. Katedralin bin bir mihrabında kudas ve vaftiz
ayinleri yapıldı.
Yollara düştü kervanlar. Harcedildi de buzların
hercümerciyle kutup gecesi, kuruldu İspilandit Oteli.
O zamandan beri ay, kekik kırlarından gelen
ağlamaklı çakal sesleri işitir oldu- bir de meyve
bahçelerinde dolaşan tahta pabuçlu çoban türküleri.
Derken filize durmuş eflatun korudaki peri Ev karısı
geldi yanıma, dedi, bahar geldi.
Kaynayın! pınarlar, taşın, katın köPage Rankingüleri önünüze,
basın ormanları siyah kumaşlar, orglar, şimşekler,
gök gürültüleri, kabarın hadi çağlayın; hadi su; hadisene
keder, kaldırın ayağa selleri.
Değil mi ki onlar senli-benli-gitti derler! O dört başı
mamur taşlar! O açmaya varmış çiçekler! -değil mi ki
bir kasvettir kalan geriye! Ecenin haliyse malum,
toprak mangalının korlarını karıştırmaya dalmış
büyücü, bilir ya söylemez bizim bildiğimizi.

Arthur Rimbaud
Josephine isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla