Beyazıt'ta, Kış, Pazar Sabahı Beyazıt'ta, Kış, Pazar Sabahı Ten tortusu topraktadır Cân neden damıtıldı ki... Üstelik uçurdun gitti. Garip imbiksin ey ölüm! Bahar seni buhar eyler Hayat çökertir toprağa, İmbikten üstün imbik mi? İstanbul’u damıtan kim? O da öte yana geçmiş... Sarıgüzel yangını mı, Oldu bunun başlangıcı? Sen ey ölüm kırlangıcı, Konar gibi yaparsın da; Yüzümüze bir değersin, Sonra beklenmedik anda, Alıcı kuşa dönersin. Sevda sahip çıkmaz bize, Bizi ölümden saklamaz; Üstelik ihbar da eder Sazlar, susmasanız şimdi, Bir rind gibi karşılamak Güzel olacak zâlimi. Oysa, buna da bırakmaz, Felç, prostat ve siare... Tekrir-i müzakere mi... Görüşme yinelemesi İstemeliyim Tanrıdan, -Yeni Elest kurultayı- Tanrıya demeliyim ki "Seven, ölmeli mi seni?" Kaygusuz’un Filibesi Onu aşkla seven kimdi? Bu sözü kim anlayacak, Kimler kimin kurbani ki? Garip imbiksin ey ölüm. Ey ölüm garip imbiksin! Hüsrev Hatemi |