Belâ Vakti Belâ Vakti "gözlerin gözlerimi gece yarısı bırakıyor karakol kırmızısı cehennem yeşili"* ağzımı acıtan bir iklimle konuşuyorum artık ömrüme gücenikliğim nasıl da kaynadı yarama bak hep bir çekiç sesi zonklaması günlerimin harfleri şimdi bakıyorum da kendimden çok bileklerime konuşmuşum bileklerim ki iki kangren rulo ellerim ne kadar da az uzatma dakikalarımın gençliğidir işte orda konuşan: içine jiletle gideni kadın da şiir de anlamaz!-- anlamadım! Sahi geldin mi, saçlarım hiç de öyle demiyor gelen âh’ın giden aşk’ın dediğidir (sen tek bir şey demedin) haklısın, kaderi kalbine dökülen hiçbir şey söyleyemez hayat ki sorular yumağıdır kendini gözlerde düğümler farzet ki her şeyi ben dedim sen ömrüme sus yeter heyhat, kalbime kendini sormayana yaşımı söyleyemem otuz yaşımı damarlarımda öldürdüm masumum diyemem aynalara paranoya sürüyorum kırkımı çoktan geçtim kime ne desem ne yapsam kimse beni öldürmüyor nasılsa kaderimin ticari taksisini ters şeride çevirmişim belâyım ân gelmiş attilâ ilhan da ölmüş defterimde fenayım saçlarında öldüğüm kadınlar da yok ayseller de sahi siste yiten bir arka sokağım beyoğlu’nda her gece bir elim kendime bir elim meçhule saplanmış gibi bıçak sen kan ben--öldür hadi! daha önce bıçaktan hiç su içmedim* * Attilâ İlhan Hüseyin Alemdar |