Doğu 1310 Doğu 1310 İşte solhan ve işte kocaman Dağlarıyla karaba Ve gülleriyle hısım Olduğumuz palu Gözleri korkunç bir deprem Hem aslı, hem kerem Gibi yanan suvar: İbrahim talu İşte akşam ve işte çapakçur Ve çapakçur'da akşam Bir divanıharp gibi kurulur Ağır giden bulut müfrezeleri Hem bulanık hem firari Yağmur Ve bir vur emri gibi ansızın Bir akar suya doğrulur Hınıs'tan kopan süvari: İbrahim talu İşte caneşeren köyü ve kar Kar, palandöken dağlarında Bir isyan bastırır gibidir İşte hörmek köyleri çevrilmiş Duvar Bir kurt yüzüdür, ince Sivrilmiş Cibran ovası Sanki mevzi almış Gibi kar Hem başıbozuk, hem seferi Hörmek;ten inmiş iniş Ölümü savuran süvari: İbrahim talu II Bingöl dağlarının eteklerinde Kuytu meşeler vardır O kuytu meşeler ki Germiş kartala kanat Ya da bir avcı kolu Olup tek sıra Ve sanki tütüne ve bakıra Bir küf gibi musallat Hamidye alayları İşte dicle işte fırat Ve acı su boyları Sanki yazdan kapanmış Sarp ve heybetli Dağ yolu Yanında üç ince patika Üç küçük oğlu Ve sanki süvari değil de İlk kez eyer vurulmuş Bir kısrak gibi tedirgin İbrahim talu Kış kararlı, ova dingin İbrahim talu, sağır Bir acıya dökülen tunç Ve giderek daha belirgin Korkunç Bir kızıl çadır olup Savrulan yalım İşte hoyrat ve zalim Ağır Bir yangın Binüçyüzondu ve sen İbrahim talu Ağıtlardan bir kış Solgun ve mücerret Ölümü sürmeli bir tüfek Gibi omuzuna asmış O sürmeli tüfek ki Tetiği kartal Namlusu aşiret Kabzası yanmış... Kaynak: Doğu Şiirleri Hilmi Yavuz |