Ölüm Dirim Günleri Ölüm Dirim Günleri Sözcükler yine Işıltılı, şişman, ince, gülünç, acıklı Kimi eski dost Kimi kadın Kimi yabancı. Bunu ben yazmışım Bunu da İnanılır şey değil bunu da ben yazmışım. Kantinde çay içerken konuşuyorum Gilindre'de dam üstünde sesim dolaşıyor Söylev yerindeki: O da benim Peki hangisi gerçek Gür ve binlerce Binlerce akarsuya ulanacak olan. İten güç hani? Bu sözcükler gördüğüm taş yığınlarından Okuduklarımdan, insan yüzlerinden Boş ve anlamsız imgeler mi? Çok az gördüm satırlarımın Birini etkileyip sarstığını Gördüklerimin de çoğu esrimiş Boşalacak yer arıyorlardı. Türkülerim, doğrusu en çok beni değiştirdi Beni koşturdu peşlerinden Elimden tutup bir yukarı çıkardı. Arıyorum titreşimin kaynaklarını "Güzel" demeden "Kavga" demeden önce Hangi demirin hangi candamarı kestiğini Sesler değişik Anlam bağıl ve değişkenmiş Olsun Pıt pıt atan yüreğine inmek bir sürecin Bütün bu çabalara değmez mi? Ölüm-dirim günleri yaklaşıyor Gövdemde gerginlik En küçük halk birimlerinde kıpırdanmalar Yönetenlerin beceriksizliği... Türkülerim Ağır çamurlu çizmeler geçecek üzerlerinizden Yarın, pasaklı mürekkep lekeleri diyecekleri size. Bunlar beni elden ayaktan düşürmüyor. Duyuyorum dağlardan, köşebaşlarından, koğuşlardan Duyuyorum odalardan, ciplerden, ırmaktan Duyuyorum dışımda insan yüreklerinden, dudaklarından Zorlu ve engin bir çığlık yürüyor dudaklarıma... Barış Pir Hasan |